beyler sözlüğe ibret alınması gereken bir

yine bir okul senesi bitmişti, ve beyler, yine yaza girmiştik, o yaz farklı olacaktı. yaz gülüm yoktu bu sefer... babamın yanında çalışıyordum, elime iyi para geçiyordu. her hafta sonu içmeye başlamıştım. artık insan içine çıkabiliyordum en azından... bir gün kerim ve gökmenle mahalledeyiz. akşam vakti... ramazan o zaman yaza denk gelmeye başlamıştı beyler. hatta yaza denk geldiği ilk seneydi. haziran 15'de tutmaya başlamıştık heralde... kavga çıktı beyler. kerim oranın biniydi. gökmen de ben de severdik, ama binti, satardı bizi bilirdik, bunu bile bile yanımızda tutardık, mahallenin apaçi tipleri vardı, dangerours tipler. onlardan uzak dururduk... korktuğumuzdan değildi, ama başa bela almaya gerek yoktu. kerim herkesle muhabbet eden bir tipti, onların da zütünü yalardı, bilirdik eğer bir hadise çıksa, kerim bizi bırakırdı... bizi değil beyler, beni bıraktı... 3 kişinin arasında tek başıma. iki kız vardı, biri seda, diğeri öykü. bu mahallenin apaçi tiplerinden, baran da, sedayı tehdit edermiş, ama bilmezdim ben... sedayla değil de sedanın arkadaşıyla konuşurduk. hoş kızdı, esmek, yeşil gözlü... aynı yaz gülümün gözleriydi onlar. ama değillerdi... biliyordum. ama benziyorlardı... gözleri. kız güzel kızdı Allah'ı var ki güzel kızdı. neyse... bu öykünün arkadaşı seda benimle internet aracılığıyla tanıştı, bana kendisini baran'ın tehdit ettiğini ve baran'la muhabbetim olduğunu bildiğinden başımdan almasını istediğini söyledi. her ne kadar uzak dursa da selamımız sabahımız vardı, ama yanlarında takılmazdık sevmezdik. dedim ki, bak kızım ben muhattab olmam onlarla. ama git anana babana söyle ? hem ne diye tehdit ediyor ? beyler meğersem kızın anası babası yokmuş... ve bu bin baran kızın evine anası babası yokken, öyküyü de eve getirip, yanına küçük kuzenini alıp, zorla sedaya gitmiş. evde 2 erkek 2 kız... ev kızların. kızlar seslerini çıkartabilir mi lan istese de ? bu bizim bin Allah bilir ne yaptı. hala günahına girmek istemem ama o karakterde biri yapar diye düşünüyorum, bu benim fikrim, şahsi görüşüm ama ne oldu asla bilemeyiz. belki de sadece şişe çevirmece oynuyorlardı ? neyse... öykü falan gibimde değildi. biz bir gün ps'deydik mahallede ps cafe vardı ordaydık. bu baranla küçük kuzeni yanımıza geldi. baran bana gülerek dedi ki, la o öyküden uzak dur, bu kuzenim yok mu ? onu seviyor... uzak dur o kızdan. aga kızı iki dakika da sattım, çünkü kızı sevmezdim. kabul sadece amı için konuşuyordum. dedim ki, böyle böyle bu kız beni bayramda evine çağırdı... evde kimse yok diyip durdu. çağırmadı ama bunları dedi... sürekli evde kimsenin olmadığını vurguladı.

mahalleye geldiğimde kerim ve gökmen ortada yoktu. baran ve bin kuzeni bir de yanlarına yeni gelen uzun saçlı bin ogün vardı. beni bir apartmana çektiler. konuşmak için... ben de eyvallah dedim gidelim. baranın kuzeni, en üst merdivende, baran bir alt merdivende, solumda inşaat molozları, sağımda ogün duruyordu, arkamda part etmiş araba... etrafım sarılmıştı. baran üstündekileri parça parça çıkarırken kuzeninin harekertleri dikkatimi çekti. telefonla video alıyor gibiydi. emin olduğumda kerime mesaj attım. video alan adam boşuna almaz. kerime mesaj attım, gelmesini söyledim. telefondan kafamı kaldırdığımda her yer karardı... canım yanıyordu. gözlerimi açtığımda kerim gelmişti ve baranı çekiyor, beni uzaklaştırıyordu. bir adam geldi, beni uzaklaştırdı... tam göremiyordum... buğuluydu her yer. olay kerimin evinin yakınlarında oldu, benim eve doğru yürümeye başladım. az mesafedeydi zaten. evin önünde kendime geldim, görüşüm düzeldi, ve farkettim ki, dişim kırılmış... babama denk geldim, "hacı" dedi... ne oldu sana böyle hacı! ? kim yaptı! ? baba dedim sakin ol... ama anlamıştı. o muallak mahalleden, o serseri sürüsünün olduğu yerden bi zarar gelmişti bana, kerimlerin evinin dibiydi takıldığımız yer... kerimin yanına gitti, kimin vurduğunu sordu, baba dedim dön dedim... dinlemedi. çekiştirdim yine de tutamadım... babam gitti baranın yanına. sen mi vurdun ? demesiyle vurması bir oldu babamın barana... çekmeyi başardım. zütürüyordum yavaş yavaş. ama çok sağlam çekiyordu beni... eve kadar zütürdüm. eve geldiğmizde dişimi farketti... bu sefer tutamadım. tekrardan kerimlerin oraya indi... yetişemedim. baran babamı gördüğünde kaçtı. ben madem kalkıştık bir işe, bitirelim dedim... ve baranın kuzenini gördüm tam köşede. o köşede karşılıklı iki bakkal var, kuzeni kavgalı olduğum bakkalın kapısının önünde takılıyordu, onu tuttuğum anda kafa attım. bakkalın içine yuvarlandı... bakkalın içinde boğuştuk. bakkalın sahibi ayaklandığı anda, kuzeni bakkalın diğer kapısından kaçtı. bu sırada biri beni çekiyordu ama babam olup olmadığından emin değildim. kuzenini yakaladım. hem koşuyor, hem tokatlıyordum, hepsi tam yerine oturuyordu. çok güzel sesler geliyordu suratından... bir hamle daha yaptı. elimden kaçmayı başardı... yukarı doğru soluklanarak çıakrken iki arabanın arasından gördüğüm manzara beni deli etmişti. bir bıçak havada sağa sola sallanıyordu. soğuk kanlı bir şekilde o manzarayı gördüğüm yere, tam o köşeye doğru yürümeye başladım... babamın şişme montu vardı, zarar görmüyordu babam, ama sağlı sollu sallıyordu koca döner bıçağını, korkmuştum, herkes bana bakıyordu o an, ama sinsi ve seri bir hareketle karşısındaki bakkala girip elime geçen ilk keskin aleti almam ve çıkmam bir oldu, polislerin geldiğini görünce birden attım... kafasına saplayıp canını alamadan polisler gelmişti... artık her şey için çok geçti. babam... o benim yüzümden rezillik derecesine gitmişti. babam hacıdır beyler... ağzını açıp küfürlere karşılık bile veremedi adam... içim cız etti. ben küfür ettikce beni susturdu. ben vurdukca o korktu... o vurdukca, bıçak darbesi yedikce benim sinir tavan yaptı. eve getirdi polisler bizi. annemi bilgisayarımın başında buldum. feysbuk hesabımda kavgayla ilgili bir şeyler arıyordu... ama bulamamış. bir arkadaşımla konuşmaları dikkatimi çekti... baran bir durum güncellemiş ve bunu insanların gözüne gözüne sokmuştu, ve o caps burda beyler... evet o caps burada beyler...

http://imageshack.us/phot...ges/225/sadfgsadgsad.jpg/

eve gelmiştim, bi ton azar yedim annemden babamdan deli muamelesi yaptılar 1 ay boyunca, iş yerinde yanından ayırmamıştı babam. en sonunda düzelceğime söz verdim, bi kızla tanışmıştım feysbuktan, kız düzgün bi kıza benziyodu, bigün buluşalım dedik, kızla ciddi düşünüyordum, her şey yolundaydı ki, kız leoparlı taytla gelene kadar. hayvan gibi bi baldırı vardı, ama buna rağmen ince bir leoparlı tayt giymişti... artık kaşar kız potansiyeli taşıyan kızlarla değil de daha çok oturmasını kalkmasını bilen kızları tercih ediyordum, bu da benim için büyük bir kayıp olmuştu ki, ceyda ortaya çıkıverdi... istemiyordum artık öcümü almak falan, ama eninde sonunda Allah'ından bulacağından emindim bektaşın. ceydayla yine aynı yerde, kerim ve gökmenle yapmış olduğumuz bodrum katında buluştuk... yine film yine biralar vardı... 2 şer tane içtikten sonra bu ateş bastı diyerek üstünü çıkardı karşımda sütyeniyle duruyordu o dolgun göğüsleri karşımdaydı ama artık gram zevk almıyordum. hani bi caps vardı ya ? çıplak bi karının yanında ps oynayan adam ? aynı onlar gibiydik karı ilgi bekliyordu yani ceyda, ama gibim kımıldamıyordu desek yeridir, filmin ortalarıydı, ceyda altını da çıkardı, tanga giymişti huur. tamam gibim kımıldamıyor dediysek de tahrik olmuyor da değildim dıbına koyim. kucağıma yattı kafasını gibimin üstüne dayadı, bu sırada gibim şahlanınca bana baktı, gülümsedi... ama film bitene kadar bir şey beklediyse de benden hareket bile etmedim... uyuz olmuştu film bittikten sonra giyindi gitti... kerim ve gökmene anlattım her şeyi başından sonuna kadar. kerim biniyle kavgadan sonra pek içli dışlı olmasak da konuşuyorduk. gökmenin işi varmış beyler. hemde hayırlı bir iş, belki de o dönemlerde aldığım tek iyi haber diyebilirim. gökmen amca olmuştu beyler, küçük yaşta amca. bir yiğeni olmuştu, abisi ve yengesi 1 senelik evlilerdi sonunda çocuk yapmışlardı. aslan gibi bi yiğenimiz vardı artık, adı buluttu... bulutu severdim... neyi sevdiysem kaybettim ya la ben ? sırf içime kapanık biri olduğumdan böyle düşünüyorum belki de... ama beyler bulut... çok anlamsız bir şekilde yatağında kendi tükürüğünde boğularak öldü lan... hastaydı sümüğü akıp duruyordu, daha 8 aylıktı... yaşına bile basmamıştı ama hasta olmuştu işte, çok kötü durumdaydı, kendi balgdıbınıda boğulmasa üşüttüğünden ölecekti belki de bebek... beyler, bulut o 4 ay benim her şeyimdi, ve o 4 ay boyunca ne yaz gülümün adını andım, ne ceyda vardı, ne de o leopar taytlı kız... hiç biri yoktu, ne kavga ne gürültü. sadece gökmen ve ben çocuk aşkımızı gideriyorduk. düşünsenize lan ? konuşmaya başladığında ilk size "apcaaa" diyor. amca da diyemiyor lan apca diyordu apca... beyler ben kime değer verdiysem çekti gitti hayatımdan. belkide ben lanetliydim lan ? artık böyle düşünüp bulutun ölümünden de suçlamaya başladım kendimi, ve artık tamamen potansiyel katil olarak hissediyordum kendimi, insanlara değer vermeye korkuyor, bunun yanı sıra kimseyle konuşamıyordum gökmen ve kerim haricinde... beyle, günümüze yaklaşıyoruz, kısa ama özlü bir bitiş yapıcam... topu topuna 3 sayfa entry girmişimdir, ama sözlüğün belkide en bahtsız, en şansız, en talihsiz adamın hikayesiydi bu... bu adamın kimsesi yok artık. tek inancı Allah'ı, yanında kalan tek adam babası, ve bir de araba sevdası var artık... kısa ve özlü bir bitiriş yapıcam... size bunu yazdığım yeri tahmin edin... kısa bir tahmin. tabii takip eden varsa... eğer yoksa 10 dakika sonra kendim söyliycem zaten...