1. 1.
    +4 -5
    cevap bulamıyorum aq. aydınlatın beni

    komün yasam, proleter bir dikta olmasına ragmen, modern avrupa feodalizmi olan kapitalizme karsı anarko bir baskaldırıysa
    anarko nasıl dikta olabilir.?
    ···
  2. 2.
    0
    @3 niye ki amk
    ···
  3. 3.
    +4
    @7 Anarkonun salt diktalıktan cıkması halinde durum direkt olarak anarşizme döner, salt iken elbet ana rejim vardır.
    Sendikal olarak Anarko-sendikalizm, toplum tarafından üretilen refaha el koyan ve ayrıcalıklarını şiddet aracılığı ile koruyan bir azınlığın komutasına veren; boyun eğmiş çoğunluğa ise sadece yaşayabileceği (fiziksel olarak sürdürmesine yetecek) kadarını veren ve azınlığın şiddetine maruz kalmasına yol açan, toplumsal eşitsizlik ve adaletsizliğin nedenlerinin güce, otorite ilkesine dayandığını inancına sahiptir. Bunun sonucunda, anarko-sendikalizm adaletsizliği engellemek için, otorite ilkesine, elitlerin karar-almasına ve gücün nihai temsiliyetine, yani Devlet'e karşı çıkar. Hiyerarşik Organizasyonun ve Devlet-Kapital otoritenin, ve de onun baskıcı araçlarının aksine, anarko-sendikalizm onun Anti-Organizasyonuna sahiptir. Bu ise, kararların tabanda alındığı, insanların katıldığı, liderliğin olmadığı (ya da çok kısıtlı olarak varolduğu), baskının olmadığı ve fikirlerin, görüşlerin, ve teşebbüslerin özgür ve eşitçe tartışılabildiği bir süreci içermektedir. Anarko-sendikalist organizasyon Devlet-Kapital'in haiz olduğu görüngülerden mümkün olduğunca en azını barındırır. Bu nedenle, bugün varolan otoriter modelle karşılaştırıldığında, bir anti-organizasyondur. Anarkosendikalizmin temel fikri, katılımcılarının kendileri tarafından yönetilen kitlesel örgütlenmeler özellikle de üretim noktasındaki mücadelede kökü bulunan örgütlenmeler-- geliştirerek, işçi sınıfının kendisini sömürücü sınıfın boyunduruğundan kurtarabilmesini sağlayacak kendinden eylemliliğini, kendine güvenini, birliğini ve özörgütlenmesini geliştireceğidir. Hareketin kendinden yönetimi, hareketin devrimci amacı olan üretimin işgücü tarafından yönetiminden önce gelir ve onu canlandırır. Ancak bunu komün olarak alırsak sadece emek araçlarının ortaklaştırılmasının yeterli olmadığını, aynı zamanda emeğin ürünlerinin de toplumun tamamı için ortaklaştırılması ve “Herkesten yeteneğine göre, herkese ihtiyacı kadar” ilkesi doğrultusunda dağıtılması gerektiğini vurguluyordu.
    ···