-
51.
+2Başımdan geçen ilginç olayı sizlerle paylaşmak istedim. 6 sene önce, askeriyede çalışıyordum. Bir akşam göreve gittik. Görev yerim, Bingöl -Sütlüce Köyü yakınında bir tepe. Ben, her zamanki gibi öncüydüm. Araçlardan indik. Ben önden, yaklaşık 4 saat yürüdük. Ortalık bayağı kararmıştı. Bölük komutanımıza sorduğumuzda bize bir açıklama yapmıyordu. Neyse, vara vara bir tepeye vardık. Ben giderken bir duvar yakınından geçtiğimi iyi hatırlıyorum. Neyse, biraz oturup mevzilerimizi yaptık. Daha sonra her mevziye 2 kişi gelecek şekilde girdik. Sayımız az olduğu için diğer arkadaşlarımı zor görüyordum. Aralar bayağı açıktı. Gece saat 1-3 nöbeti geldiğinde, arkadaşim beni uyandırdı. Ben de kalktım, nöbet yerine gittim. Nöbet yeri de mevzinin yaklaşık 7 metre falan uzagındaydı. Dedim kendi kendime, "Bir tuvalet ihtiyacını göreyim." Neyse, onu hallettim geri geldim. Hava da esiyor diye kafamı taşın arkasına biraz eğdim. Sen misin başını eğen! Bana bir taş mı yoksa yumruk mu, ne olduğunu anlayamadiığım sert bir sey, fena vurdu. Bir sıçradım, arkama bir baktım kimse yok. Gece görüşle diğer arkadaşlara bakıyorum, onlar uyuyor. Tek tek, herkese sordum; kimse birşey bilmiyor. Kaş yarık, surat kan içinde, bölük komutanına olayı anlattım. Bana neler yaptığımı sordu. Ona sadece küçük tuvalet yaptığımı, sonra da nöbet yerine döndüğümü anlattım. Bana, "Nereye?" dedi. Ben de gösterdim. Bana bir güldü. "Sabah, anlarsın" dedi. Sabah oldu, bir de ne göreyim: Önümüzde kocaman bir Yatır! Eski ismi tekke denilen, eski evliya mezarı gibi birşey. Meğer, her sene insanlar oraya adak kesmek için gelirmiş. Biz de emniyet için gitmişiz. Tabii bu arada benim kaş, oldu yumruk gibi şiş. Anladım ki dünya boş değil.
-
52.
+21999 yazında gerçekleşmişti. Ben, bu tarihte Erdek'te bir otelin barında çalışıyordum. Bu nedenle geceleri geç yattığım için öğlen kalkıyordum. Yine böyle gece, geç saatlere kadar çalıştığım bir günün ertesi, öğlen saat 4 gibi kalktım ve her zaman yemek yediğim yer olan otelin karşısındaki büfeye gittim. Orada otelin güvenliklerinden biriyle karşılaştım ve beraberce bir masaya oturduk. Yemeğimizi yerken yanımıza benim arkamdan biri yanaştı ve aynen şu cümleyi söyledi: "Falına bakmamı ister misin?" Ben, bu lafın bana söylenmediğini düşünerek tostumu yemeğe devam ederken sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı: "Falına bakmamı ister misin?" Bunun üzerine dayanamayıp arkamı döndüm. Ben de herkes gibi, döndüğümde o tipik falcı kılığındaki birini göreceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dönüş yaptım -ki bunun bir diğer nedeni o güne kadar fala inanmıyor olmamdı-. Kadınla göz göze geldik ve kadın az önce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey söylememe fırsat vermeden yineledi: "Falına bakmamı ister misin?" Ben de üzerimde neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı atarak hızlı bir şekilde, “Hayır!” diyerek arkamı döndüm. Bunun üzerine yanımdaki güvenlik arkadaşımın kadına, "Benim falıma bak." dediğini duydum. “Duydum... ” diyorum; çünkü o 3-5 saniye arası, sanki yaşanmamış gibi geliyordu. Arkadaşım, kolumu tutarak benim de baktırmamı, parasını kendisinin vereceğini söyledi. Ben de gayri ihtiyari, sanki bunu yapınca rahatlayacakmışım gibi kafamı olur anlamında salladım. işte tam bu sırada falcı kadın, arkadaşıma onun falına bakmayacağını söyledi ve benim yanıma gelerek sanki bir “Rıdvan” (cennetin bekçisi) gibi tepemde dikildi. Bunun üzerine ben de ne istediğini, istediğinin para mı olduğunu sordum. Falcı kadın, aynen şunları söyledi: "Falına bakıcağım!" Ben de sanki bu bir oyunmuşçasına, "Niye?" dedim. Kadın, buz gibi donuk sesiyle, “Çünkü az önce istediğini söyledin." dedi. Az önce kaynağını bilmediğim, o irkilme sebebim gibi görünen kadın, bana bir anda çekici gelmeye başladı. Aklımdan "Neden olmasın ki, ne kaybedersin ki zaten." denen o en tehlikeli düşünce geçti. Falcı kadına, “Tamam.” dedim. Kadın, hiç duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı söyledi. Ben de biraz yaramazlık olsun diye aklımdan sol elimi uzatmak geçiyordu ki, falcı kadının ağzından beynimdeki tüm kanı donduran şu sözler döküldü. “Sakın ha, yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma!” işte o an kendimi felç olmuş gibi hissettim. Oradan gitmek istiyordum; ama mümkün değildi. Ayaklarım, sanki yere mıhlanmış gibiydi. Ben, bu korkuyla karışık durumda sağ elimi kadına uzattım. Kadın, parmaklarımın arasına bir bezden sıktığı sıvıyı sürdü ve sağ elimi sol elimle kapattı. Sonra sanki bana acırmışçasına baktı. Ardından elimi açtı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bir an sustu ve bana kelimelerine hiç aralık vermeden şunları söyledi: “Bir kağıt alacaksın ve bu seni büyük bir topluluğun içine sokacak. 3 gün içerisinde çok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin. Şu an sıkıntıların var; ama yarın bunların hepsi sona erecek. Annen, çok uzaklardan bir haber alacak." Ve en son söylediği söz ise şuydu: "2 abinden büyük olanı, küçük olanından daha uzak bir yere gidip sizden ayrılacak." Olayın hikaye kısmını geçerek size o hafta olan olaylardan bahsedeyim. 2 gün sonra üniversite sınav sonuç kağıdım geldi ve ben artık bir kalabalığın içinde olmaya hak kazanmıştım. Bundan bir gün sonra, kuzenimin intihar ettiği haberini aldık ve aynı gün dayım, kalp krizinden öldü. Ortanca abim, aniden askere gitmeye karar verdi ve diğer abim de üniversite için Avusturalya'ya gitti. Ben, bu olayın üzerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra tesadüfen tekrar Erdek'e gittim. Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim. Ancak tüm aramalarım boşa çıkmıştı ki, son bir kez uğradığım benzin istasyonundakilere sorarken birisi bana, o kadını tanıdığını ancak o kadının yaklaşık 3 sene önce öldüğünü söyledi. Benim o anki halini tarif edemiyeceğim için bu tarifi size bırakıyorum. Daha sonra adama olayı anlattım. Adamın bana inanmamış olduğunu anlasam da, kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum. Bana kadının evini tarif edebileceğini söyledi. Ben, tarif doğrultusunda eve gittim. Ancak gittiğim yer, bir ev değil harabeydi. Yanmış, yıkık dökük içinde, şarap içenlerin olduğu yıkıntı bir yerdi. Ben, evin içine girdim, biraz dolaştım. içerde şarap içen insanlara böyle birini görüp görmediklerini sordum. Kimse görmediğini söyledi. Ben de ümidimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada, az önce çıktığım merdivenlerin üstünde kadının benim elimin üstüne sıktığı bezi gördüm. Diyeceksiniz ki aynı bez olduğunu nerden biliyorsun. Çünkü o günden sonra, sağ elimdeki koku hiç çıkmadı!Tümünü Göster
-
53.
0
-
54.
0@44 birçok siteden bulduğum hikayeleri paylaşıyorum ordanda eklediğim hikayeler elbet oldu
-
55.
0çüküm kalkmaz hale geldi
-
56.
0Up up up
-
57.
+12003 yılının yılbaşı gecesiydi. Gayet soğuk bir havada eve doğru gidiyordum. Markete uğradım. içki, çerez, sigara aldım. Yolda yürümeye başladım. Yola şöyle bir baktım, son derece ıssız ve sessiz oldugunu gördüm. O anda bir şeyler olacağını sanki anlamıştım. Yolun iki yanı agaçlarla çevriliydi. Son hızla yolda yürümeye basladım. Karımın işyerinden arkadaşları, ailesiyle yılbaşı kutlaması yapacaktık. O insanları sevmiyordum. Zorla ayaklarım beni eve zütürüyordu. Misafirlere katlanmamın tek sebebi, yılbaşını mutlu bir şekilde geçirmek istememdi. Yolda hızlı bir şekilde ilerlemekteydim. Yol, çok karanlıktı. Ansızın silah patlaması gibi bir ses geldi. Yukarıya baktım. Parlak bir ışık, sanki her saniye büyüyerek üzerime geliyordu. Ben de giderek küçülüyordum sanki. Ve o ışık bir an söndü. Kurtuldum diye rahatladım, koştum eve doğru. Bir de ne göreyim: Saat, sabaha karşı 5 olmuş. Hanım, beni kapıda karşıladı. Kan-ter içindeydim. sanki kıtalar arası koşmuş gibiydim. Hanım, cilveli bir sekilde, "Nerdeydin, sabaha kadar bekledim. Çok meraklandım." dedi..
-
58.
074'e 4 askerliğimi Kıbrıs'ta yaptim. Askerliğimin bitimine 5 ay ya vardı ya yoktu. Saat 24 devriye nöbetim vardı. Tamer Onbaşı'yla nöbet yerlerini gezerken, bakım çadırının ordan alarm verildi. iki nobetçi de son gaz tabur binasına koşuyordu. Ani müdahele mangası, biz ve nöbetçi komutanlar da hemen olay yerinde bittik. ilk başta Rumlar sızma yapti zannettik, çünkü tam sınırdaydik. Fakat hçc birsey yoktu ortada. Askerler cağrıldı. ikisi de çadırda uyuduklarini itiraf ettiler; ama uyandirilis sekilleri ilginçti. Çadırın taşlandığını, dışarı çıktıklarında da taşların hala arkalarından atıldığını ve 100 metre koştuktan sonra önlerine bir kadın yerde bagdas kurmuş, feryatlar içinde, "Yavrum, yavrum... " diye bağırdığını ifadelerinde söylediler. Daha sonra duyduklarım, daha da urperticiydi. Bunun ilk defa olmadığını, nöbet esnasında uyuyanların birçok kez bu şekilde uyandırıldıklarını çok komutandan duyduk...
-
59.
0gece yazsana şunu amın feryadı
-
60.
0@50 gece yazmaya devam edeceğim
-
61.
0okumammmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm
-
62.
0@48 deki olayı anlayan var mı lan varsa açıklayın
-
63.
0Bunu bana teyzem kendi anlatmıştı. Dedem öldükten (daha doğrusu gömüldükten) sonra, teyzemler komşularıyla ona Kur'an okuyorlarmış. Bu arada bir komşusu, dua ederken karşı koltuğa bakıyormuş. Teyzem de bir yandan dua okuyup, bir yandan etrafına bakıyormuş. Teyzemin komşusu, dua ederken birden donakalmış. Kadın, koltukta geri geri gidiyormuş ve bembeyaz kesilmiş. Teyzem, duayı bitirdikten sonra kadının yanına gidip ne olduğunu sormuş; fakat kadın konuşamıyormuş. Teyzem, kadını dürttüğü anda kadın duayı bitirmiş. "Amin." deyip yüzünü sıvazlamış ve hemen ağlamaya başlamış. Teyzem, kadına "Niye ağlıyorsun?" dediğinde kadın, şok edici cevabı vermiş: Koltukta kahverengi pijamalı bir adam oturyordu, o da dua ediyordu. Adam, duayı bitirip kafasını kaldırınca baban olduğunu anladım. demiş. Kadın, devam etmiş: Kafasını kaldırdığında gülümsüyordu. Sonra bir anda kayboldu. Dedem, hastanede diyalize bağlı yaşıyordu ve son sözü Diyaliz. oldu. Hastanedeyken sürekli kahverengi pijama giyerdi. Teyzemin komşusu ise, dedemin ziyaretine hiç gitmemişti.
-
64.
0" birgün eve gitmek için mezarlıktan geçmem gerkti vakit oldukca geçti arkadaşım demirkanla yürürken birden korkunç bi ses geldi tabiki merak ve korku karışık bi şekil de sesin kime ait oldunu öğrenmek için yolumuzu değiştirip mezarlığın içine doğru iyiden iyiye ilerledik ve gördüğümüz şey karşısında dehşete kapıldık iki kişi yada ikitane tanımlayamadığımız cisim sanki tartışıyordu bizi görünce bir anda kayboldular bizde o korkuyla kaçmaya başladık mezarlıktan çıkmamıza yüz yüzelli metre kala önümüzüde belirdiler bizi alıb bulunduğumuz yerden çok daha uzak biryere zütürdüler ve ayıldıgımızda bir mağranın içindeidik negariptiki hiç birşeyimiz yok diye sevinirken ogünden sonra sürekli cinleri ve ölüleri (görmeye ve duymaya) başladık "VE O GÜNDEN SONRA BiRDAHA MEZARLIKLARA GECELERi ASLA UĞRAMADIK O GECE SON OLDU "
-
65.
0reserved
-
66.
0ibretlik
-
67.
0bööööööööööööööööö
-
68.
0ben de bizim buralardan bir hikaye anlatayım
rahmetli dedem anlatmıştı. bizim buranın kapalı çarşısı ünlüdür. tarihidir. 1950 yıllarında hikaye. e tabi lamba falan da yok haliyle geceleri zifiri karanlık olurmuş o taraflar. ellerinde gazlı lambalardan dolaşırlarmış. bir akşam dedem hamama gidiyormuş. o da çarşının içinde. giderken yolda bir kadına rastlamış. yüzü görünmüyormuş çarşaflı bir kadın ama sesine bakılırsa baya yaşlıymış. "oğlum yürüyemiyorum yardım et bana" demiş dedeme. dedemin de maaşallahı varmış bir sırtlamaya kaldırmış kadını. taşırken gitgide ağırlaştığını hissetmiş. gözü birden arkaya ilişmiş gördüğü şey? kadının ayakları baya uzuyormuş rahat 50 100 metre diyordu. aldığı yerden itibaren uzamış ayakları. onu gördüğünde kis kis gülmeye başlamış kadın. aldığı gibi yere fırlatmış kaçmış. arkasından gülmeye devam ediyormuş. -
69.
0ßΆм£z••••d£dÎğÎм••••h£я••••گے£¥••••bΆ†Î••• •gÎ†м £z••••d£dÎğÎм••••h£яk£گÎÑ••••gΆ†ÎğΕ•••gÎbÎ
-
70.
0https://books . google.com.tr/books?id=NgIuAgAAQBAJ&pg=PT6&lpg=PT6&dq=80%27li+yıllarda+gazi+yurdunda+intihar+eden+kız&source=bl&ots=hdMUEeBPWd&sig=dhrWq-MIxHObhep8XCMhmrf0G6w&hl=tr&sa=X&ved=0ahUKEwi8-qTc8OTKAhVG_SwKHRdODvYQ6AEIKzAG#v=onepage&q=80'li%20y%C4%B1llarda%20gazi%20yurdunda%20intihar%20eden%20k%C4%B1z&f=false
Alın aq. Bunların hepsi çalıntı
-
gençliğe hitabede bugüne işaret eden cümleler
-
bu bakış ne anlama geliyor
-
cumhur başkanı olupta bu güne kadar
-
onur ve gurur arasındaki fark
-
icardinin ifşasını isteyecek kadar düşmedim
-
satanistlere neden satanist demişler
-
aniden gelen ucan kedi adlı yazarıı
-
1 buçuk milyona hangi araba iyi kız
-
canım izmirim yanıyor
-
türkiyede görünen insan üstü garip cisim
-
bu dunyada niye her sey para
-
salak ak 1 aydır 200 lirayi 400 lira
-
haluk gercek hayatta şükrüden öyle dayak yerki
-
biri dürüstçe şu icardinin
-
chp yüzünden ülke batıyor
-
elimi komodo ejderi ısırdı
-
chatgpt sayesinde kızla flörtleşmek
-
türkiyede kesin bişeyler oluyor
-
kızla flörtleşirken chatgptden yardım almak
-
ülkedeki yangınların tek sebebi
- / 1