-
1.
0+16 dır fazla etki yaratmaz ama güzel ve gerçektir. polisim ve yaşadıklarımı anlatıyorum. hazırlanın.
-
2.
0gece vardiyasını getiren servis, alana geldiğinde sabahın beşiydi. kentin yarısı hala uykudayken, işçi otobüsleri içindeki yolcuların tüm dertlerine ortaklarmış gibi, homurdanarak gidip geliyorlardı. vardiya dönüş saatlerinde, şehirde yarım saatlik bir hareketlilik yaşanır. sonra gün yavaş yavaş uyanırdı. kentin birkaç merkez noktasından biri olan bu meydanda, işçi dönüşlerini bekleyen çorbacıların dışında bu saatte açık bir yer yoktu.
-
3.
0mustafa, servis otobüsünden indiğinde soğuk hava ciğerlerine işledi. yağmur yeni dinmiş, yollar ıslaktı. gece aydınlatmalarının altında asfalt, pırıl pırıl parlıyordu. ceketinin yakalarını kaldırıp yorgun adımlarla yola koyuldu. önünden geçtiği yapının düne kadar ne olduğunu hatırlamaya çalıştı. "burada küçük evler var galiba" dedi. şimdi büyük bir alışveriş merkezi olmak için yıkılıyordu. mustafa, bu devasa alanın iki yanını dolaşacaktı.
-
4.
0bulgaristan'dan göç ettiğinden bu yana geçen on beş yıldan beri şehir ve hayatı ne kadar değişmişti. bu karmaşa içinde kendisine bir yaşam kurabildiği için mutluydu. eğitim farkı, dil bilgisi derken okumamış, askerden gelir gelmez sigortalı bir işe girmişti. birkaç iş değişikliğini saymazsak istikrarlı bir işçiydi.
-
5.
0komşu kızlarından ikisine talip olmuş, konuyu annesine havale etmişti. annesinin onayı ile evlenmiş, mutlu bir yuva kurmuştu. hele birkaç ay sonra baba olacaktı ki deymeyin mustafanın keyfine. hem belki çocuğunun şansına bu kez TOKi evlerinden biri kurada bile çıkabilirdi. elleri ceplerinde başı önde yürürken bir yandan sıcacık yatağını bir yandan öğleden sonra yapacakları alışverişin maliyetini düşünüyordu.
-
6.
0bebek arabası bebek karyolası derken avanstan kaç lira kalacaktı bakalım. mustafa bu düşüncelerle vardiya dönüşlerinde kullandığı kestirme sokağa girdi. sokağın sonunda ana caddeye oradan alt geçide ve birkaç yüz metre sonra evine varacaktı. gece inşaat alanında çalışma yoktu. alanın tamamı tahta perdelerle bölünmüştü. hafriyat çalışmaları sabah erken saatlerde başlıyor akşam üzeri bitiyordu.
-
7.
0taşeron firmanın kamyonları belki de mazot tasarrufu nedeniyle sürücülerine bırakılmıyor. inşaat alanının yanındaki yola park ediliyordu. bu ara sokakta gece trafiği hemen hemen hiç olmazdı, ama yine de bir çok sürücü, kamyonları, kaldırımın yarısını işgal edecek şekilde park etmişti. mustafa kaldırım kenarından akan yağmur suyunu görünce yola inmekten vazgeçti. kamyonlar ve tahta perde arasındaki ince uzun ve karanlık koridora girdi. bu koridor onun girdiği son yol oldu.
-
8.
0çağrıyı alan devriye ekibi olay yerine geldiğinde hiçbir şeye dokunmamaya özen gösterdi. inşaat alanının bekçisi sabah karşı sobaya bir kaç tahta parçası almak için dışarıya çıktığında yerde yatan cesedi görmüş ve polise haber vermişti. sıtkı, epey ilerlemiş yaşına rağmen çalışmak zorunda olan binlerce gurbetçiden biriydi. şehre geleli epey olmuştu. kan davası için girdiği hapiste tanıştığı arkadaşının peşine takılmış, ne iş olsa yaparak geçimini sürdürmüştü. yaşı ilerledikçe inşaat işçiliğinden inşaat bekçiliğine terfi etmişti. sıtkı gibi insanlar için emeklilik yoktu. bu terfi, onun emekliliği sayılırdı.
-
9.
0inşaat alanında kurulan derme çatma barakada yaşıyor, tek göz odada hayatının çocuksuz, aşksız ve merhametsiz geçen yıllarına küfür edip duruyordu. konuşkan biri olmaması ve bir zamanlar cana kıymış olması diğer çalışanlar ile arasında hep bir mesafe olmasına sebep olmuştu. inşaatta çalışma başladığında, onun mesaisi biter karyolasında kestirirdi. akşam olduğunda alanın demir kapısını kapatır, sanki gençliği mahpuslarda çürümemiş gibi kendisini inşaat alanına hapsederek göreve başlardı.
-
10.
0çok bir şey yaptığı yoktu aslında. sabaha kadar birkaç ışığın yanmasını sağlamak birkaç kere düdük öttürüp, demir çalmaya kalkan mahalle çocuklarına uyumadığını göstermek, bütün mesaisi bundan ibaretti. her gece olduğu gibi sobanın üstünde fokurdayan zift gibi çaydan içe içe sabahı bekliyordu. tahtalardan yaptığı ve üzerini muşamba ile kapladığı masanın üzerinde duran küçük televizyonunun çekebildiği birkaç kanalı seyrederek vakit geçiriyordu. masanın üzerinde, içinde yumurta parçaları kalmış bir sahan, bir kavanoz dolusu şeker, yarısı dişlenmiş domates ve salatalık kabukları duruyordu. kül tablasında yeni bir izmarite yer varmış gibi, sıtkı birini yakıp birini söndürüyordu.
-
11.
0masayı toplamadan önce dışarı çıkıp, sobaya birkaç tahta parçası alacak, bu arada kapıyı açık bırakarak içerisini havalandıracaktı. ara ara yağan yağmurdan korunmak için tahta parçalarını yığınak yapmış, üzerini branda ile örtmüştü. ıslak tahtanın kokusu ve dumanına tahammülü yoktu. onun özlediği, köyündeki kuzinede yanan meşelerin kokusuydu. ayağındaki lastik çizmelere güvenerek çamurların içinden geçti. nakaratından başka bölümünü bilmediği bir türkü mırıldanıyordu. karanlığın yataktan kayan yorgan gibi usulca şehri terk ettiği bir anda tahta parçalarının yanında yüzüstü yatan bir adam gördü.
-
12.
0otuz beş yıl önce dere kenarında vurduğu kanlısı gibi yatıyordu. vücudundan sızan kan çamurlu suyla karışmış etraf kızıla boyanmıştı. içi ürperdi, gençliğinde eliyle verdiği ölüm uykularında bile onu rahat bırakmazken şimdi karşısındaydı. usulca yanına gitti omzundan tutum çevirdiğinde yüzü ve saçları çamura bulanmış mustafanın masmavi gözlerinde bir ifade vardı "şaşkınlık". olay yeri inceleme ekibi çalışmalarını yeni tamamlamıştı ki savcı geldi. "günaydın çocuklar. güne cesetle başlamışsınız. elimizde ne var?" "bu seferki ilginç bir vaka savcı bey cesedin ağzından bunu bulduk."
-
13.
0sıtkı, inşaat şirketinin bir görevlisi ile karakolun merdivenlerini inerken oldukça heyecanlıydı. yine polis yine karakol, bunlar ondan hapis korkusu yaratmıştı. otuz küsur yılda ne çok şey değişmişti. kendi teslim olduğu karakol, derme çatma bir binayken burası otel gibiydi. her odada klima, her masada bilgisayar. "sıtkı amca yakmışsın yine birini" dedi. patavatsız firma çalışanı. yaşlı eli merdiven korkuluğunda öylece durdu sıtkı. dilinin ucunu, sigaranın sararttığı bıyıklarına değdirdi.(lan dıbına koyim ne saçma cümle oldu.) kısılmış gözleri ile delikanlıya baktı.
-
14.
0"öylemi sanarsın. ben yanmadım mı, kolay mı sanarsın? şimdiki aklım olaydı... " komiser levent sıtkı'nın ifadesini almış. "bize haber vermeden şehirden ayrılma" demişti. olay yeri inceleme ekibinin raporunun gelmesini bekliyordu. sıtkı, şüphelisi sayılmazdı. ekibine görev dağılımı yapmış, bir ekibi mustafanın evine bir ekibi de iş yerine göndermişti. talimatını vermişti kimse basına maktulün ağzından bulunan şeyle ilgili bir açıklama yapmayacaktı. kafasını kurcalayan da buydu. katil neden mustafanın ağzına bir piyon koymuştu? akşama doğru ekipler topladıkları bilgileri rapor haline getirmeye başlamışlardı. levent, otopsi sonuçlarının hazır olmadığını görünce adli tabipliği aradı. tabiplik raporu ertesi sabah gönderecekti. levent, tüm raporlara sabah dinç kafayla bakmaya karar verdi. bugün yeterince yoğun bir gün olmuştu ve migreni hafif hafif yoklamaya başlamıştı.
-SON-
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 02 05 2025
-
konstant dayı kutsal şuku ve ben capsli
-
istanbul sisli bolgesine oturup
-
ben kayrayla bulusmak isterdim
-
incideki kızlar gitsin kampanyasi
-
babamdan da bana üçün biri kaldı
-
memurlar yarınıda bağlayıp
-
kayra bir gün hesap açmayı bırakırsa
-
inci de olmasa varya
-
kayrabeyx kayra gibi konuşmuyor
-
benimkinin basıküçük olur mu
-
bu sefer kimle sexting yapıyorsun
-
konstant dayı hangi kategori p0rn0
-
opusunce ciks yapmis olmuyoz mu
-
kayışı yağladım
-
adam calisiyorfrrrrrrrr
-
handsome sen gecen gün arabayı bırakıp
-
ayağını yalatacak bir sözlük kizi sms atabilir
-
gaziemir güncel hava durumu
-
size bir milyar dolar paraa vereceeklerr
-
saat 23 18 ve allah konusuyoruz
-
kızların oldugu siteler var
-
arwen aşık olduğum inci kızı olabilir mi
-
begibtasta bi mekan vsrdı tatlıları güzeldi
-
kayrabey foto at lan
-
bu hafta sağlık bakanlığı basvuru aciklicak
-
habiscan neden mod oldu
-
ustume cay doktum
-
e bi sus artık yeter
-
dilimin altında sivilce çıktı
- / 3