1. 1.
    -1
    dinleyen çıkar mı lan acaba çok da uzun bişey değil gerçi ama maksat zaman geçsin
    ···
  1. 2.
    0
    anlat panpa
    ···
  2. 3.
    0
    sağ mı sol mu
    ···
  3. 4.
    0
    anlat panpa bi kere de kızın ağzından duyalım
    ···
  4. 5.
    +2 -1
    Ayıptır söylemesi geçen hafta annemlerle kız istemeye gittik. Öğretmenmiş, biyoloji öğretmeni, 24 yaşında, eli yüzü düzgün mazbut bir ailenin kızı dediler. Annem dedi daha doğrusu. Ellerimde çiçekler kapında sırılsıklam değil tabi, saçlarımı yalatmış, annemin heyecanlı yakarışları eşliğinde Yenimahalle'da bir apartman kapısının eşiğine vardık. Aşağıdan italik olarak Yusuf Özhakkıgil yazan zile bastığımda, "Kim o?" diyen masum, tatlı bir ses işiteceğimi tahmin edemezdim. O garip soy isimden sonra işittiğim bu billur ses ilaç gibi geldi bünyeme, yüreğime su serpti. Ses önemli. Salt bir sesten âşık olabilir insan. Sesin büyüleme dozajı yüksek. Kız sesi. Kadın sesi. Kulağına şarap döküyorlarmış gibi, etkileyici bir ses idi.
    ···
  5. 6.
    0
    dinlemedeyim
    ···
  6. 7.
    -1
    Evin kapısını annesi açtı. içeri buyur ettiler. Salona yerleştik. insana dejavu yaşatan arkası kesilmeyen ritüeller; "Nasılsınız efendim, iyiyiz çok şükür efem. Sizler nasılsınız, biz de iyiyiz hamdolsun." falan filan... Kayıkçı muhabbeti. Sonra kahve faslına geçildi. Annesi "Kızım gel misafirler nasıl içer kahvelerini bir sor bakalım" diye seslendi. Hınzır bir çocuk gibi tebessüm ederek hemen damladı kız, bir sürpriz ile karşılaşacağımı o anda sezinledim aslında. Herhalde kapı ardında konuşulanlara kulak kabartıp, yan profilden beni kesiyordu tahminimce.
    ···
  7. 8.
    0
    ee sonra sonra
    ···
  8. 9.
    0
    . kız sesi. kadın sesi. kulağına şarap döküyorlarmış gibi, etkileyici bir ses idi.

    bunu gördüm ya şukuyu bastım amk
    ···
  9. 10.
    0
    hadi amk
    ···
  10. 11.
    -2
    Dizinin ne altında ne üstünde, oturunca diz kapaklarının bütün güzelliğini ortaya çıkaran beyaz bir etek giymişti. incecik ayak bileklerini gördüm ilk önce. Nizami olarak yan yana bitiştirilmiş iki ufak ayak, çarpık değildi. Gözlerimi yavaş yavaş yukarı doğru kaldırırken, kızın zayıfcanak belini, çıtı pıtı elini, pembe gömleğinin altındaki ne büyük ne küçük diri göğüslerini ve o kumral saçlarını tek tek süzdüm.
    ···
  11. 12.
    0
    @1 hoca, bu fantazya ürünü değilse; siz olayı kafada bitirmişsiniz.
    ···
  12. 13.
    0
    yok lan, sallıyor.

    inanmayın.
    ···
  13. 14.
    -1
    Kız güzel. Yani burada abartmak istemiyorum ama kız güzel değil çok güzel, kumral dalgalı saçlı, yeşil gözlü, Angeline Jolie dudaklı, buğday tenli, pırlanta dişli, gökten yeryüzüne inmiş bir melek. Yolda dönüp de bakmayacak adamın alnını karışlarım. Köpeklere kovalatırım. Gel gör ki işin açıkçası bu güzellikten rahatsız oldum. Kız bana doğru gülüyordu mütemadiyen. Gülüyordu gözleri gülüyordu, iyi ki gelmişsiniz diyordu gözleri.
    ···
  14. 15.
    0
    ben dinlerim anlat hello kitty.
    ···
  15. 16.
    0
    @15 ya bırak, fantezi yapıyor herif. öyle olsa, yok orası öyle, burası böyle yazar mıydı?

    boru mu lan, adam evlenecem diyor; burada bize dudaklarını anlatıyor.
    ···
  16. 17.
    -2
    fazla uzatmak istemiyorum, kız kahvelerimizi getirdi, buyrun deyip tepside kahveyi uzatırken, gözlerini kırpmadan yine gülerek göz bebeklerimin içine baktı. "Ehehe" diye kıkırdadım, salakça bir gülümseme ile kahveyi alırken. Bi müddet sonrasında misafir odasına geçtik. bi iki saat boyunca ne yaparsın, ne edersin, nelerden hoşlanırsın ve çoğunlukla havadan sudan muhabbet ettik. Kız devamlı güldü söylediklerime. Konuşmalar birbirini takip ederken;

    -bak dedi ben senden hoşlandım. Hiç kimselere göstermediğim, ama sana göstermek istediğim bir şey var. ihihi diye güldü ağzı ile elini kapatıp boynunu muhabbet kuşu gibi öne seğirtirken.

    -Olmaz Burcu şimdi olmaz. annengil içerde. Dedimse de,

    -Olur olur. Odama geçelim hadi. Elimden tuttu, pamuk ellerinin yumuşaklığını sıcaklığını hissettim avucumun içinde. Çekti beni koltuktan kaldırdı. Takip ettim, o önde ben arkada

    Odasına girdik. Yatağı, kitaplığı, kütüphanesi ile nezih bir odaydı. Duvarında Marilyn Manson'ın masturbasyon yaparken kara kalem çizilmiş hoş bir resmi vardı. Bunu mu gösterecektin diye sordum gülerek. Yok o değil. Güldü yine. Odanın köşesini göstererek işte bak orda. Bak dedi bunlar farelerim. Denekler. Guinea pigler. Biyoloji ilmine adanmış minik dostlarım. ihi yine güldü.

    Tedirgin oldum lan. Tüylerim diken diken oldu. Fareler evet fareler garip bir şekilde camekânın içinde koşturuyorlardı. Kulağıma bir inleme viyaklama sesi geldi. Bariz bir şekilde acı bir inleme sesi idi bunlar
    ···
  17. 18.
    0
    ortamdan hemen uzaklaşsaydın panpa
    ···
  18. 19.
    -2
    -Gel yakından gör. Tuttu elimden yine. elin soğumuş. dedi. -ha olur arada bir, ne bilim işte :/

    Masanın üzerinde duran camekanın önüne geldiğimde, viyaklamaların, çığlıkların dozajı arttı. Bizi görünce fareler deli dana gibi koşturmaya başladı, cam kafesin içinde. Yakından bakınca bir tuhaflık sezinledim hepsinin yüzlerinde. Farelerin gözleri kıp kırımızıydı. Kan çanağıydı. Camın kapağını açtığında pis bir koku duyumsadım. Leş kokusu. Birkaç fare ölü gibi yatıyordu ki, ölmüştü galiba lan zaten.

    Burcu'ya dönerek korku dolu gözler ile yüzüne baktım. -Burcu dedim fısıltı ile. Yine gözlerini kırpmadan bana gülümsedi. Korkma dedi elimi tuttu. -bir deney yapıyorum. Farelerin göz kapaklarını kestim. Bu deneyim ile tübitak biyoloji ödülüne aday olmak istiyorum. ayaklarımın istemsiz biçimde geri geri gittiğini fark ettim.

    Ne oldu beğenmedin mi dedi. Suratı asıldı birden. Ürkütücü bir hal aldı. Elinde tuttuğu yavru fareyi göstererek, bunların hepsi insanlık âleminin iyiliği için. Ahşap çekmeceyi açtı. Maket bıçağını çıkardı, küçük bir kız çocuğu melodisini mırıldanarak, yavru farenin göz kapaklarını gözümün önünde kesmeye başladı. yavru fare deli danalar gibi avucunun içinde debeleniyordu ama ne çare. Gittikçe inceleşen sadist dudakları ile anlamsız şarkısına devam etti.


    Attım kendimi odadan dışarı. Kapıyı kapattığım gibi salona daldım.

    -Anne kalk çabuk gidiyoruz.

    Kireç gibi yüzümü gördüğünde o da korkuttu. -Ne oldu yavrum?

    -Soru sorma çabuk, teyzem aradı az önce. anneannem fenalaşmış hastaneye kaldırmışlar.

    -Aaayyy ne diyosun!

    Bir çığlık attı hemencecik kalkıp çantasını aldı. -Nerde nereye kaldırmışlar olum. Bir yandan sorular sorarken bi yandan da siyah parıltılı ayakkabısını giydi. Kolundan tuttum. "hadi hadi, acil", derken, kızın geniş adımlarla usulca hole doğru çıktığını gördüm. Karşımıza geçti. Bacaklarını iki yana açıp durdu. Ellerini arkasına kavuşturmuş bize doğru sabit bir şekilde bakıyordu. Gözlerini öfke bürümüştü şu an.

    -hani olmaz da oldu diyelim(adım) dedi gözlerini devirerek.

    -Efendim Burcu, (korku ile.)

    Arkasına kavuşturduğu ellerinden, ekmek bıçağını sakince çıkartırken; gözleri "şaşı bak şaşır" resimlerindeki gibi biri sağa biri de sola kaydı, boynunu sola doğru büktü, dudakları Batman'deki Joker gibi gerildi, sapıkça gülümsedi ve hiç de tatmin olmamış bir ses tonu ile ekledi;

    -Gidemezsiniz. ihihi hi...
    Tümünü Göster
    ···
  19. 20.
    0
    senin finalini gibiyim
    ···