beyler size hikayemi anlatayım

"siz ne zamandır içiyorsunuz ? " diye sordu bana." 7 yıl oldu" dedim."benim daha 1 yıl olmadı, aslında ne kadar erken bırakırsam o kadar iyi ama işte." dedi. kısık bir sesle "doğru" dedim. Verandanın kapısı açıldı. erkek kuzenim gelmişti."ne yapıyorsunuz ulen ! " dedi esprili bir şekilde. kızın hoşuna gitmiş olacakki, olağanca güzelliğiyle gülümsedi.ben hiç bir şey demedim. kafamı önüme çevirdim. ağaçları, çiçekleri izlemeye koyuldum.oda bir sandalye kaptı. hemen kızın yanına çekti."eee anlat, daha neler yaparsın" dedi kuzenim. kızda yeni işten ayrıldığından, tatili bitince nasıl bir işe girmek istediğini anlmaya başladı.o an fark ettim onların aralarındaki çekimi. sanki 40 yıldır birbirlerini tanıyor gibi rahat ve samimiydiler."siz böle içiyosunuz, şimdi benimd ecanım çekti" diyerek gülümsedi. kız hemen bir dal uzattı. sigarısını yaktı. birbirlerine baktılar. işte o bakış her şey ortadaydı. kuzenim kızı seviyormuydu yoksa sadece yatağamı atmak istiyordu bilemem ama kızın her ikisinede hazır olduğunu düşündüm.

devam devam devam giberun bu arada yaş kaç ?

birinci sigaram bittim. hemen ikinciye davrandım. yaktım sigaramı. tekrar bir nefes. evde sigara içen tek bendim.ne ablam ne kardeşim nede kuzenlerim içmezdi. sadece ben. yalnız başıma sigaramı içerken salondaki hareketliliği gördüm. yukardakiler inmişti. hepsi çabucak oturucak yer bulup oturdular.hep bir ağızdan heyecanlı bir şekilde izledikleri vidyoları ablama ve arkadaşına anlatıyodu. ablam ve arkadaşıda gülümsüyordu. kardeşim ayağı kalktı bir şeyler mırıldanıyordu sanırım, duyamıyordum. kuzenlerim onun dediklerini onaylar gibi kafa salladılar.tam o anda güzel kız ayaklandı. kardeşimin yanına gitti. hafifçe kulağına eğildi. kardeşim bir şeyler dedi.oda kafasını sallayıp verandaya, benim tek başıma sigara içtiğim evde en çok sevdiğim yerin kapısına geldi.

kapıyı açtı. sırtı dışarı dönük bir şekilde kapıyı ardından kapadı. beni fark etti gülümsedi."bende sigara içmeye çıktım" dedi gülümseyerek. karanlığa güvenerek, benim yüzümü görmediğine inanarak hiç bir tepki vermedim. sadece bir iki saniye içinde bunun kabaca olacağını düşünerek.en makul sürenin son anlarında kafamı sallıyarak. burnumdan hava vererek gülümsedim.oda yüzümde bakarak gülümsedi. demek yeterince karanlık değildi.

cebinden winston light çıkardı.bir dal aldı. dandik, turuncu bir çakmak ile sigarasını aleve verdi. ayakta durmak istememiş olacakki oda sandalyeyi aynen benim yaptığım gibi 1-2 metre yanıma, korkuluğun önüne çekip oturdu.o sırada ben üçüncüyü yakmıştım bile.

şüphesiz aptaldım. bende bir gün önce varlığından haberdar olmadığım bu meleği görünce bu kadar çabuk tutuldum. sevdaya düştüm. küçük bir çocuk gibi güçsüz hissediyordum. kendime sövüyordum "yuh be bu kadar çabuk bu hale gelinirmi değmez ! sen güçlüsün, güçlü olmalısın !" diyordum kendime.

1 dakika kadar orada dikildikten sonra. kendime geldim. hafif bir gülümseme ile " güzelmiş" dedim. hızlıca kendimi odadan dışarı attım. kapıyı kapadım. hayatımda ilk defa aşık olduğumu düşündüm.bu aşk ise bundan öncekiler ne idi ? bu farklıydı, tamamen farklı. onun yanında karnım parçalanıyor, heyecandan ne yapacağımı bilemiyordum. sırıl sıklam aşıktım, it gibi.

sigara içmeliydim.o an aklıma daha iyi hiç birşey gelmedi. aşağı indim. salondan geçerek ön taraftaki büyük verendaya çıktım. ablamların yüzünde bile bakmamıştım. masadaki bir sandalyeyi alıp verandanın korkuluğun dibine kadar çektim.bu sırada saat 20:00 olmuştu bile. cebimden sigaramı çıkardım.bir dal çektim. diğer cebimdende zippo çıktı. ateşe verdim sigaramı.ilk nefesi çölde susuz kalmış bir bedevinin bir tas suya sarılışı gibi içime çektim. böceklerin tatlı müziklerinden, ağaç yapraklarının seslerinden başka hiçbirşey duymuyordum. rahatlamıştım.doğa, sigara ve ben.

arada bir kardeşim ve kuzenlerim, bana bakarak ne kadar komik bir vidyo olduğunu teyit ettirmek istercesine kahkaha patlatıyorlar, ben kafamı hafifçe sallayarak gülümsemeye devam ediyordum. vidyo bitti. gülmekten yaşarmış gözler silindi.bir sessizlik.bir anda güzel kız. kuzenimin sol omzunun üzerinden uzanarak. kuzenimin sayfasında belliki daha önce izlediği bir vidyoyu işsret parmağı ile gösterdi.

ben o an öldüm, bittim, hani hayatınızda yer yarılsada yerin dibine girsem dersiniz ya işte öyle bir andı. kızın tarçın rengi o güzel saçları kuzenimin sol omzunun üzerinden adeta yumuşak bir dokunuş gibi geçti. kardeşim bile bu anın anldıbını kavramış olucakki hınzır bir bakış ile kızı izledi. bende anlamıştım.bu tesadüf falan olamazdı. güzel kız kur yapıyordu. hoşlandığı erkek ile flört ediyordu. benimle değil onunla. çok acayip düşüncelere düştüm.ah güzel kız ne kadar oldu sen bu adamla tanışalı ? 2, 3 saat ? nasılda bu kadar çabuk kaptırdın kendini. kafamda kızı kötülemeye, onun basit bir sürtük olduğuna inandırmaya çalışıyordum kendimi. daha yeni tanıştığı bir erkek ile nerede ise kokoş bir aşk yaşıyordu.ama bir an geldi ve bu tabloda kendimi gördüm. peki ben neydim bu durumda ?

geçen hafta sonu hiç haz etmediğim gerizekalı kuzenim ve çok sevdiğim erkek kardeşi bize kalmaya geldi. hemen ev ahalisindeki amlılar korsancı dayıdan saçma sapan korku filmleri alarak gece için cips, kola, film, çekirdek, dedikodu beşlisinden oluşan plan yapıldı. kız kardeşim, büyük ablam, kuzen ve büyük ablanın kezban arkadaşından oluşan bu grup led tv yi kendi taraflarına alarak erkek kuzen ile ps3 oynama ihtimalimizi bloke etmiş oldular. bizde desktop pc ve laptop ile l4d2 falan yapma ihtimalini göz önüne alarak ses etmedik.

tam akşamüstüydiki kapı çalındı. kapıya en yakın olan ve hali hazırda ayakta olan ben kapıyı açtım. karşımda 1.65 boylarında güzel vücutlu, çok güzel taş gibi bir bembeyaz tenli bir kız belirdi. beyaz tenlilere zaafı olan ben aradan geçen 2-3 saniyeden sonra anca titrek bir şekilde "buyrun" diyebildim. kız tam azını açıp bir şey diyecektiki kız kardeşim salondan " aaa! hoş geldin " diye bağırarak kıza sarıldı.