-
111.
020 eylül 2010. okullar açılıyor. kıyafetlerimi giyip okula gidiyorum. açılış töreninde gözlerim vera'yı arıyor. göremiyorum sırada. sınıflara giriyoruz. 1. telefüs vera yok. 2. tenefüs vera yok. 3. tenefüs vera yine yok. öğle arasında çıkmıyorum bahçeye. alper geliyor 15 dakika sonra. seninki bahçede oturuyor arkadaşlarıyla neden gitmiyorsun yanına diyor. hemen çıkıyorum bahçeye. bahçeye çıktığımda sağdaki potanın altında görüyorum onu. cesaretimi toplayıp giriyorum 6-7 kişilik kız grubunun arasına. vera'yı alıp kantine doğru yürüyorum. çay istiyor. kendime de bi tane meyveli soda alıp. bahçede yürümeye başlıyoruz. 5-6 dakika yürüdükten sonra geçen sene her tenefüs yanında gezen hafif toplu kumral kırması arkadaşı geliyor yanımıza. öğle arasının sonuna kadar yanımızda kalıyor. bu durum haliyle beni rahatsız ediyor fazlasıyla. ama bişey söyleyemiyorum. diğer tenefüslerde de aynı şekilde geziyoruz bahçede. çıkışta bekliyorum onların binasının kapısında. yine ikisi birlikte çıkıyor. vera'nın otobüse bineceği durağa kadar beraber gidiyoruz. diyorum ki herhalde artık gider. gitmiyor aq. vera otobüse binene kadar bekliyor. sonrasında gidiyor. deliriyorum. ama yine bişey diyemiyorum.
-
110.
0cumadan sonra mı yazacaksın mubarek
-
109.
0lunaparktan çıkıyoruz. kültürparkın yukarısına doğru ilerlerken heyecandan kuruyan dilimi damağımı ıslatmak için bi içecek almaya karar veriyorum. vera fanta istiyor. içeceklerimizi alıp yukarı doğru yürümeye devam ediyoruz. sohbet ede ede tekrar kent meydanı avm'nin önüne geliyoruz. vera evine avm'den yürüyerek gidebiliyor. alper ve ece önden hızlı adımlarla ilerliyorlar ve bi süre sonra gözden kayboluyorlar. elimde hediyemle vera'yla başbaşa kalıyorum. artık biraz daha rahat konuşmaya ve yavaştan yüzüne bakabilmeye başlıyorum. hediyesini verip bunu doğum günün için aldım. şimdiden doğum günün kutlu olsun diyorum. sevinci gözlerinden okunuyor. bi sonraki görüşmemizin okul başlangıcında olacağını ikimiz de biliyoruz. kendine iyi bak diyorum. görüşürüz diyor. giderken arkasından bakıyorum. arkasından koşmak geliyor içimden. dönüp oturuyorum avm bahçesine. alper'leri arıyorum.
-
108.
0bursa'da kültürpark diye her şehirde rahatlıkla bulabileceğiniz büyük yeşil alanlar, mesire-piknik alanları, sıralı banklar, ikinci sınıf kafeler ve fıskiyeli bi göletten oluşan bir park var. filmden sonra alper'in de aramıza katılmasıyla topluca kültürpark'a gitme kararı alıyoruz. avm-kültürpark arası yürüyerek 15-20 dakika. ağır ağır yürüyerek ilerliyoruz. yol boyunca yavaş yavaş vera'yla biraz daha koyulaştırıyorum sohbeti. kültürpark'a vardığımızda biraz gezinip lunapark'a girme kararı alıyoruz. ulan fazla para da almamışım yanıma doğal olarak. para suyunu çekiyor ben de. alper'den biraz para alıyorum lunapark biletleri için. fakat ece ve vera ödetmiyorlar. neye binsek diye düşünüp gondol'a binme kararı alıyoruz. çok kişi yok sırada. alper ece'yi alıp önden gidiyor. en arka sıraya oturuyorlar. dolayısıyla ben de vera'yla yan yana oturmak zorunda kalıyorum. farkediyorum ki ikimiz de bu durumdan fazlasıyla memnunuz. bindiğimizde klagib korkuyor musun korkmuyor musun muhabbetleri yapılıyor. vera ben korkmam dediği halde gondol çalışmaya başladığında sanki korkacakmış gibi hissediyorum. vera'yla ilk kez bu kadar yakınız. gondolun her hareketinde saçları yüzümün önüne geliyor. o kadar güzel kokuyordu ki, o gondol hiç durmasın istedim. ve o günden sonra da saçlarının kokusunu hiç unutamadım.
-
107.
0onu karşımda görünce tek kelime edemiyorum. donup kalıyorum adeta. merhaba bile demeden sinema gişesine gidiyorum 3 öğrenci sinema bileti alıcam diyorum. yanlış hatırlamıyosam toy story 3'e. ellerim titriyor parayı uzatırken. aklımdan milisaniyede yüzlerce şey geçiyor. ne yapacağımı düşünüyorum. hiç bişey bulamadan dönüyorum ece'yle vera'nın yanına. merhaba diyebiliyorum. nasılsın iyiyim sen nasılsın muhabbetinden sonra yine tıkanıyorum. mısır ister misiniz diyorum. filme girerken alırız diyorlar. ulan filme daha 20 dakika var, ne konuşacağım ne muhabbet edeceğim konusunda aklımda hiç bir şey yok. ben hiç öyle hayal etmemiştim ilk buluşmayı. 20 dakika boyunca vera'yla maksimum 3 cümle konuşuyoruz. ben sürekli ece'yle konuşuyorum. ece'yle konuştuğum şeylerin onda birini vera'yla konuşsam yeter de artar bile diyorum içimden. kız haliyle yanlış anlıyor beni. buluşmadan önce mesajlaşırken susmayan ben kızın yanında sus pus kesiliyorum. film başlamak üzere. mısırlarımızı alıp salona giriyoruz. ilk önce ece geçip oturuyor. ardından ben yanına oturuyorum. vera yanıma gelir, film esnasında bi iki bişey konuşurum diye düşünürken gidip ece'nin diğer yanına oturuyor. sap gibi kalıyorum ece'nin sağında. filme bakıyorum ama hiç bişey anlamıyorum. kafamda, kendini pikachu zannedip balkondan atlayan çocuktan tutun da afrika'daki dünya kupasına kadar herşey allak bullak. hepsini aynı anda düşünebiliyorum. bi konu arıyorum. film arası yaklaştıkça tedirginliğim daha da artıyor. film arası oluyor, ışıklar açılıyor. ece bi muhabbet başlatmak için eğlenceli filmmiş gibi bişeyler söylüyor. ben hala vera'nın yüzüne bakamıyorum. ama o lafa karışıp evet evet ben de beğendim diyip bana dönüp sen nasıl buldun diyor. güzel filmmiş ben de beğendim diyorum ama filmden hiç bi şey anlamamışım. benim yerime de o konuşuyor sanki. benim verebileceğim cevapları önceden tahmin edercesine sorular soruyor. ece çok az giriyor muhabbete. ece film arası bitmek üzereyken, alper de filmin sonunda burda olacakmış, filmden sonra ne yapalım diye soruyor. o sırada film başlıyor.
-
106.
0o sıralarda alper de vera'nın sınıfından ece diye bi kızla konuşuyor. ben de ece'yle aramı ısıtıp vera hakkında ne biliyorsa öğreniyorum. hello kitty'yi çok seviyor diyor ece. 15 temmuz vera'nın doğum günü. günler yaklaştıkça bi şekilde ona bi hediye alabilir miyim diye düşünüyorum. o yaz alper'le birlikte üçüncü sınıf bi spor salonuna yazılmıştık. işe beraber gidiyoduk, tatil günlerinde spora beraber gidiyoduk ve evlerimiz de yakın olduğu için sürekli görüşüyoduk. neredeyse her gün. vera'ya olan duygularımın en iyi şahidi de alper. 11 temmuz 2010 pazar akşamı alper'le konuşuyorum. salı günü ece'yle buluşacağını söylüyor. sen de gel bizimle diyor. tamam diyorum geleyim. öğleden sonra buluşmak için sözleşmişler. 13 temmuz sabahı alperle spora gidiyoruz. saat 14:00da bursa kent meydanı avm'de olacak buluşma. spor salonundan 13.00 gibi çıkıyoruz. spor salonu maksem'de. kent meydanı avm maksem'den yürüyerek 25-30 dakika. bilenler bilir. alper diyor ki benim eve gitmem lazım buluşmadan önce. sen git ece'yle buluşmaya bekletme kızı, ben eve gidip yanınıza geleyim. alper'in evi temenyeri'nde. en fazla 1 saat gecikebilir diye düşünüyorum. yavaş yavaş yürümeye başlıyorum avm'ye doğru. giderken yolda bi kitapçıda hello kitty baskılı güzel bi defter görüyorum. şunu alayım da ece'ye veririm. o da vera'ya verir buluşunca, nasılsa ben okul açılana kadar göremem onu diyorum. saat 14:00. buluşma noktasındayım. ece'yle buluşuyoruz. alper biraz gecikecekmiş diyor bana. biliyorum diyorum az önce beraberdik. biraz uzun sürecekmiş işi, az önce konuştuk biz diyor. anlam da veremiyorum, alper bana neden söylemedi de ece'ye söyledi işinin uzun süreceğini diye düşünüyorum. ece ve alper sinemaya gitmek için sözleşmişler. ece 'alper nasılsa geç gelecek bari ikimiz gidelim sinemaya' diyor. kent meydanı avm'de sinema en üst katta. yürüyen merdivenlerle çıkıyoruz sinema katına. merdivenin sonunda biri bekliyor bizi. vera.
-
105.
0telefondan mesajlaşmalara devam ediyoruz. ben her mesajıyla mutlu olmaya başlıyorum. telefonun başında bekliyorum sürekli. sms geldiğinde ondan başkasıyla eğer gönderen küfürler ediyorum. sadece vera'yla konuşmak istiyorum artık. yavaş yavaş boyutları genişliyo duygularımın. her kelimesinde her hücresine kadar aşık olmaya başlıyorum. ilk kez böyle şeyler hissediyorum birine karşı. aşkın neye benzediğini tasavvur ediyorum her geçen gün. vera da bu ilgimin fazlasıyla farkında ve o da çok sıcak konuşuyor benimle. aldığım her mesajda harfler dans ediyor sanki telefonun küçücük ekranında. o artık tamamen hayatımın merkezinde. kimle konuşsam cümlelerimin içinde o var. ağzımda onun isminin dışındaki her kelime eğreti duruyor sanki. artık tek bişey söyleyebiliyorum ; vera.
-
104.
0tamam panpa ellerine sağlık. güzel gidiyo hikaye.
-
103.
+1yarın devam edicem pampalarım. yarım bırakmak yok. yeterince yarım kaldık.
-
102.
0adam öldü beyler herhalde. panpa yarım bırakma şu hikayeyi...
-
101.
+1 -1işe gidiyorum mesaj bekliyorum. eve geliyorum mesaj bekliyorum. taktan hayatım bu şekilde sürüyo o sıralar. işe de gireli bi kaç ay olmuş daha ne üretime ne de servis bölgesine alıyolar beni. paspas yap, tepsi topla, masaları sil, tuvaletleri temizle sıralı halde giden emirler altında yardırıyorum. iş yerinde telefon kullanmak yasak. molalarda hemen telefonu alıyorum elime mesaj yok. paydos olunca ilk telefona koşup bakıyorum mesaj yok. bi insanın paspas yaparken mesaj beklemesi, kızı düşünerek masa silmesi ne demek bilir misiniz beyler? hayatımın bu taktan döneminin sonlarına doğru artık umudumu yitiriyorum. lan tayfa haklıymış aq diyorum içimden. ama yediremiyorum da. 10 günü geçti konuşmayalı. artık tamamıyla ümitsizliğin kollarına bırakırken kendimi bi gün molaya çıktığımda facebook'tan mesaj geldiğini gördüm naber diye. 20-25 dakika önce falan yazılmıştı yanılmıyosam. mola süresi 30 dk. bi oh çektim. dedim iyiyim hatta şu an daha iyi oldum sen nasılsın falan. gezmiş dolaşmış. fotoğraflar falan koyarım birazdan, anca geçebildim bilgisayarın başına dedi. ben fotoğrafları beklemeye başladım. fotoğraflar geldi. ulan bi insan her fotoğrafta güzel çıkmayı nasıl başarıyo diye soruyorum kendime. her yeni fotoğrafta bi tık daha artıyo ilgim alakam. her fotoğraf gibi onları da telefonuma atmak istiyorum ama hafıza yetersiz. en beğendiğimi seçip onu atıyorum. yeni wallpaper hazır.
-
100.
0lan hızlı yaz. güzel gidiyo hikaye sardı şimdiden. bu hikaye tutar.
-
99.
0bu şekilde geçen bi kaç günün sonunda eğitim öğretim yılı sonlanıyor. biz vera'yla msn'den konuşmaya başlıyoruz bazı akşamlar. bazı akşamlarda çok kısa sürelerle geçebiliyor bilgisayarın başına. abisi izin vermiyormuş dediğine göre. hafif diktatör bi abisi var diye düşünüyorum. bi yandan iyi bak terbiyeli kızdır iyi aile kızıdır falan derken bi yandan da abisi nedeniyle malafatı tuttuk diye düşünmekteyim. biz msn'den yavaş yavaş muhabbeti ilerletiyoruz vera'yla. telefon numarasını istiyorum. veriyor numarayı ama telefonunun serviste olduğunu söylüyor. bi sonraki konuşmamızda memleketine tatile gideceğini bi süre görüşemeyeceğimizi iletiyor. yıkılıyorum aq. vera'yla görüşmeyi o kadar bayağılaştırmışım ama o kadar da özel tutuyorum ki, o artık benim için nefes almak gibi. konuşmayı bitirip msn'den çıktığında ne zaman döneceğini sormayı unuttuğumu farkediyorum. mesaj atıyorum telefonuna. doğal olarak cevap yok.
-
98.
0reserved
-
97.
0okulda görüyorum diğer gün vera'yı. gözgöze geliyoruz. ikimiz de farkındayız birbirimizi gördüğümüzün ama görmemiş gibi davranıyoruz nedense. yanına gidip konuşmaya cesaretim de yok. tenefüslerde yanında sarışınımsı kumral hafif toplu bi kızla geziyor sürekli. okulda artık kendimi gizlemeden bakıyorum ona. onun da bana baktığını farkediyorum. bunu farkeden de yalnızca ben değilim. tayfa da olayın farkında. her seferinde 'olm o kız çok güzel, o sana bakmaz, sen o kızla çıkamazsın' gibi motive edici telkinlerde bulunuyorlar. hatta cahit her zamanki gibi iddia sevdasına tutuşup 'lan sen o kızı tavla ben de bu merdivenden aşağı atlıcam, üstüne de sana bi ay boyunca her gün bi magnum alcam' diye gaza geldi. okulun ikinci katındaydı sınıfımız. alt kata binanın dışından da iniş vardı. direk zemine atlanabiliyor merdivenden. bina eski ve sınıflar yüksek olduğu için merdivenin en üstünden zemine yaklaşık 6 metre falan bi mesafe var. merdiven ne alaka aq diyecek olan pampalar için açıkladım bu kısmı.
-
96.
0yine bi gün evde gitarla haşır neşirken facebook'tan bi mesaj geldi. lan bi baktım vera. selam yazmış. gitarı bıraktım. evde bi tur attım. inanamadım lan başta. hiç beklemiyodum. heyecandan kalbim çıkacak gibiydi. cevap vericem diye kaç kelime yazıp sildim, ne yazacağımı bilemedim. sonunda selam yazdım ben de. naber nasılsın kısımları da geçince muhabbet tıkandı haliyle. kız benden bi cevap bekliyo, ben ne yazsam diye düşünüyorum. ben bi süre bişey bulamadım doğal olarak. kız benim çıkmam gerekiyo dedi. tanıştığımıza sevindim yazdım. ulan ne tanışması aq. di mi. iki cümle sohbet etmişsin sanalda. tanıştığıma sevindim yazıyosun. tealaam. neyse bozuntuya vermedi. ben de sevindim dedi. tekrar görüşür müyüz dedim. görüşürüz ama buraya sık girmiyorum, sana msn adresimi vereyim dedi. msn'in de bitti bitecek zamanları. tarih olmasına az kalmış yani. kumsal_deniz_***@hotmail.com gibi bi mail adresi vardı. ben de kendi mailimi verdim. kız çıktı. ben evde taklalar atıyorum sevinçten. gitarı falan attım bi köşeye. giberim gitarını lan! o durumdayım.
-
95.
0bizim lisede yazın gri bi lacoste giyilirdi. vera'yı ilk gördüğümde üstünde lacoste, altında gri okul eteği vardı. okul çıkışlarında hep arkasından takip ederdim. siyah nike bi çantası vardı. gözden kaybedersem ya çantasından ya da dalgalı saçlarından tanırdım onu. hava kapalı olduğunda siyah bi kazak giyerdi. kollarını sündürmeyi çok severdi. bu yüzden kazağın kolları uzun omuzları düşük dururdu. ya ellerini göstermekten çekiniyo ya da elleri çok üşüyo diye düşünürdüm. ellerinin nasıl olduğuna dair hiç bi fikrim yoktu. hiç yakından bakamamıştım ona. üç hafta boyunca ben hep onun önünde arkasında dolaştım. kendimi farkettirmeden hep çevresindeydim. sınıftakiler de bunun farkındaydı ve benim bi kız için bu kadar ilgi duyuyor olmam ilginç geliyordu onlara da. bu süreçte kendime bir de elektro gitar almıştım. cort x6. evden okula-okuldan eve hayatıma biraz renk gelir, okuldan sonra kendime bi meşgale edinirim, bi uğraşım olur diye evdekilerin başının etini yemem sonucunda aldığım gitarıma başlarda çok ilgiliydim. ama sonrasında gitarla sadece bazı boş zamanları doldurmak için uğraştığımı farkettim. hiç bi zaman çalmayı tam anlamıyla öğrenemedim, hala da bilmem.
-
94.
0hani bi şey söylüyodun amk
-
93.
0sigara molası biraz uzun sürdü beyler. bu arada kimseler de entry girmemiş. okunuyor mu okunmuyor mu emin değilim ama yazmaya devam edicem. başlık dursun buralarda.
-
92.
0bi sigara molası beyler
başlık yok! burası bom boş!