/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    0
    bizim lisede yazın gri bi lacoste giyilirdi. vera'yı ilk gördüğümde üstünde lacoste, altında gri okul eteği vardı. okul çıkışlarında hep arkasından takip ederdim. siyah nike bi çantası vardı. gözden kaybedersem ya çantasından ya da dalgalı saçlarından tanırdım onu. hava kapalı olduğunda siyah bi kazak giyerdi. kollarını sündürmeyi çok severdi. bu yüzden kazağın kolları uzun omuzları düşük dururdu. ya ellerini göstermekten çekiniyo ya da elleri çok üşüyo diye düşünürdüm. ellerinin nasıl olduğuna dair hiç bi fikrim yoktu. hiç yakından bakamamıştım ona. üç hafta boyunca ben hep onun önünde arkasında dolaştım. kendimi farkettirmeden hep çevresindeydim. sınıftakiler de bunun farkındaydı ve benim bi kız için bu kadar ilgi duyuyor olmam ilginç geliyordu onlara da. bu süreçte kendime bir de elektro gitar almıştım. cort x6. evden okula-okuldan eve hayatıma biraz renk gelir, okuldan sonra kendime bi meşgale edinirim, bi uğraşım olur diye evdekilerin başının etini yemem sonucunda aldığım gitarıma başlarda çok ilgiliydim. ama sonrasında gitarla sadece bazı boş zamanları doldurmak için uğraştığımı farkettim. hiç bi zaman çalmayı tam anlamıyla öğrenemedim, hala da bilmem.
    ···
  2. 27.
    0
    yine bi gün evde gitarla haşır neşirken facebook'tan bi mesaj geldi. lan bi baktım vera. selam yazmış. gitarı bıraktım. evde bi tur attım. inanamadım lan başta. hiç beklemiyodum. heyecandan kalbim çıkacak gibiydi. cevap vericem diye kaç kelime yazıp sildim, ne yazacağımı bilemedim. sonunda selam yazdım ben de. naber nasılsın kısımları da geçince muhabbet tıkandı haliyle. kız benden bi cevap bekliyo, ben ne yazsam diye düşünüyorum. ben bi süre bişey bulamadım doğal olarak. kız benim çıkmam gerekiyo dedi. tanıştığımıza sevindim yazdım. ulan ne tanışması aq. di mi. iki cümle sohbet etmişsin sanalda. tanıştığıma sevindim yazıyosun. tealaam. neyse bozuntuya vermedi. ben de sevindim dedi. tekrar görüşür müyüz dedim. görüşürüz ama buraya sık girmiyorum, sana msn adresimi vereyim dedi. msn'in de bitti bitecek zamanları. tarih olmasına az kalmış yani. kumsal_deniz_***@hotmail.com gibi bi mail adresi vardı. ben de kendi mailimi verdim. kız çıktı. ben evde taklalar atıyorum sevinçten. gitarı falan attım bi köşeye. giberim gitarını lan! o durumdayım.
    ···
  3. 28.
    0
    okulda görüyorum diğer gün vera'yı. gözgöze geliyoruz. ikimiz de farkındayız birbirimizi gördüğümüzün ama görmemiş gibi davranıyoruz nedense. yanına gidip konuşmaya cesaretim de yok. tenefüslerde yanında sarışınımsı kumral hafif toplu bi kızla geziyor sürekli. okulda artık kendimi gizlemeden bakıyorum ona. onun da bana baktığını farkediyorum. bunu farkeden de yalnızca ben değilim. tayfa da olayın farkında. her seferinde 'olm o kız çok güzel, o sana bakmaz, sen o kızla çıkamazsın' gibi motive edici telkinlerde bulunuyorlar. hatta cahit her zamanki gibi iddia sevdasına tutuşup 'lan sen o kızı tavla ben de bu merdivenden aşağı atlıcam, üstüne de sana bi ay boyunca her gün bi magnum alcam' diye gaza geldi. okulun ikinci katındaydı sınıfımız. alt kata binanın dışından da iniş vardı. direk zemine atlanabiliyor merdivenden. bina eski ve sınıflar yüksek olduğu için merdivenin en üstünden zemine yaklaşık 6 metre falan bi mesafe var. merdiven ne alaka aq diyecek olan pampalar için açıkladım bu kısmı.
    ···
  4. 29.
    0
    bu şekilde geçen bi kaç günün sonunda eğitim öğretim yılı sonlanıyor. biz vera'yla msn'den konuşmaya başlıyoruz bazı akşamlar. bazı akşamlarda çok kısa sürelerle geçebiliyor bilgisayarın başına. abisi izin vermiyormuş dediğine göre. hafif diktatör bi abisi var diye düşünüyorum. bi yandan iyi bak terbiyeli kızdır iyi aile kızıdır falan derken bi yandan da abisi nedeniyle malafatı tuttuk diye düşünmekteyim. biz msn'den yavaş yavaş muhabbeti ilerletiyoruz vera'yla. telefon numarasını istiyorum. veriyor numarayı ama telefonunun serviste olduğunu söylüyor. bi sonraki konuşmamızda memleketine tatile gideceğini bi süre görüşemeyeceğimizi iletiyor. yıkılıyorum aq. vera'yla görüşmeyi o kadar bayağılaştırmışım ama o kadar da özel tutuyorum ki, o artık benim için nefes almak gibi. konuşmayı bitirip msn'den çıktığında ne zaman döneceğini sormayı unuttuğumu farkediyorum. mesaj atıyorum telefonuna. doğal olarak cevap yok.
    ···
  5. 30.
    0
    eğer bakışlarınızı ona çevirirseniz gözünüze çarpan ilk şey neredeyse beline kadar gelen, koyu siyah bukle bukle saçları olur. ben saçının her buklesinden şelaleler aktığını görürdüm. telden yapılma üzerinde ufak bi çiçek olan bi tacı vardı. başında sanki gökkuşağı varmış gibi dururdu. genelde makyajı pek sevmez ve sık kullanmazdı. sadece siyaha yakın tonlarda ince bi göz kalemi çekerdi gözlerine. hal böyle olunca sert ama şefkatli bakışları daha da keskinleşirdi. ufacık ve düzgün bi burnu vardı. ağzı ne hayatı boyunca asla bağıra bağıra şarkı söyleyemeyeceğini düşüneceğiniz kadar küçük, ne de gülerken otuz iki dişi birden gözükecek kadar büyüktü. yüzüne tam karşıdan baktığınızda soluk pembe dudaklarının hemen sağ altında milimetrik bi ben görürdünüz. ve o ben tanrının onu yarattıktan sonra yüzüne koyduğu bir noktaydı bana göre ve yılın ilk güneşli günü kadar güzel dururdu beyaz teninde.
    ···
  6. 31.
    0
    ben üç hafta tak gibi yaşadım bu olaydan sonra. evden okula, okuldan eve. günlerim facebook'ta vera'nın profilinde gezinmek ve yeni yüklediği fotoğrafları bilgisayara kaydetmekle geçiyor. o zamanlar sony w810i walkman model telefonum var. arkaplanına vera'nın en sevdiğim fotoğrafını koymuşum. o telefonun hafıza kartı şimdikiler gibi microsd değildi. kocamandı ve her yerde bulunmuyordu. bende sahip değildim onlardan bi tanesine. telefonun hafızası 20 30 mb falandı ve tamamı vera'nın fotoğraflarıyla doluydu. ilk defa kendimi birine bu kadar muhtaç hissediyodum. aşk buymuş lan demek ki falan diyodum kendi kendime. okulda her tenefüs bahçeye çıkıyorum görürüm onu diye. görünce de bi köşeye çekilip kendimi farkettirmeden izliyorum güzelliğini.
    ···
  7. 32.
    0
    evet pampalar diğer tenefüs zehra, sınıfımızın diğer meraklı ve dedikodudan başka işi gücü olmayan kızlarıyla(her sınıfta vardır bunlardan eminim) birlikte okulun diğer binasına kızla konuşmaya gitti. konuşmuşlar kız sınıftan çıkmadan. ben de ceza verecek öğretmenini bekleyen öğrenci heyecanıyla bekliyorum tenefüsün bitmesini. tenefüs bitti zehra sınıfa geldi. baktım dedikoducu team kıs kıs gülüyo aq. bi anlam da veremiyorum. zehra'nın geldiğini görünce hemen damladım yanına çektim sınıfın kenarına bunu. ne oldu ne dedi dedim. ben senden bahsettim böyle böyle arkadaşım seni görmüş hoşlanmış falan dedim, o da bana çıktığı birisinin olduğunu söyledi dedi. ismi vera'ymış dedi. ulan tepemden aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissettim. ilk kez bi kız için içim pırpır ediyo onun da sevgilisi varmış aq.
    ···
  8. 33.
    0
    beyler şu an öyle bi sıkıldım ki uyuyamadım geldim anlatıyorum dinleyin.
    ···
  9. 34.
    0
    9. sınıf bitmek üzere. ben bizim tayfayla muhabbeti fazlasıyla ilerletmişim. deniz'le çok saçma bi karar alıp aramızdaki ilişkiyi hiç bi şekilde sınıftakilere bahsetmeme kararı aldık. bu karar başta aklıma yatsa da sonraları sorgulamaya başladım yavaştan. lan dedim neden söylemiyoruz aq. öyle olsun falan dedi. dedim rahat edemiyo heralde ama bi yandan da diyorum benden mi utanıyo yoksa başka bi ilişkisi mi var falan. bende yavaştan bi şüphe bi güven eksilmesi başladı haliyle.
    ···
  10. 35.
    0
    deniz'lerin evi bursa'nın bi ilçesinde. ben merkezde yaşıyorum. aramızda 70 kilometre falan var ortalama. yaz tatilinde bi gün beni eve çağırdı bu. neyse evdekilere dedim ben arkadaşta kalıcam bi akşam. çantayı topladım çıktım evden düştüm yola. bursa terminalinden minibüsler kalkıyodu o zamanlar ilçelere. hala öyle midir bilmiyorum ne zamandır gitmedim hiç bi ilçeye. neyse ben gittim pampalar indim minibüsten. bu beni aldı otogardan başladık yürümeye. belli başlı zaten bi iki yeri vardı ilçenin gezilip görülecek. gezdik gördük. sonrasında eve gittik. annesi de evde. okulda bi kere görüşmüştük annesiyle. tabi kadın aramızdaki mevzuyu bilmiyo sadece arkadaşı olduğumu zannediyo. film falan izledik müzik dinledik standart şeyler. annesi yemek falan yaptı yedik içtik. döndük odaya bu bana dergilerini falan gösteriyo kıyafetlerini sergiliyo falan. sonra geçtik bilgisayarın başına. deniz o zamanlar ingilizcesini geliştirmek istiyordu. liseye yeni başlamış birine göre ingilizcesi fena sayılmazdı. önceden de ilgileniyomuş. bu nedenle bi arkadaş bulmuş kendine fransa'dan. ingilizce konuşuyolar birbirlerinin dillerini geliştiriyolar aynı zamanda deniz fransızca diğer kız da türkçe öğreniyo çat pat. bu arada eve girdiğimden beri bi ilginçlik seziyorum. lan kız sanki 25 yaşında gibi. odasının şekli, kıyafetleri, makyaj malzemeleri falan. hiç bizim yaşam tarzımıza benzemiyo aq.
    ···
  11. 36.
    0
    neyse evlerinin terası var orda bi çocuk havuzu vardı. hani bu şişirilenlerden. içinde oturuyoruz. annesi yatmaya gitti. bu bekliyo ben onu öpeyim diye ama içimden gelmiyo hiç. zaten ilginç şeyler dönüyo etrafımda. o ara babası geldi eve. babasının tekel bayisi vardı. biz tabi ışık kapalı takılıyoruz. ışık birden açıldı baktı bize adam. deniz dedi baba bak bu arkadaşım ***. adam iyi iyi sohbet edin siz ben yatıyorum dedi gitti aq. ailedeki rahatlık üst düzey. neyse ben diğer gün tası tarağı topladım döndüm eve. yaz bitene kadar bi kere de bursa merkezde görüştük bunla. geri kalan tüm olayımız 10.000 sms. bu bi gün bana 'ben fransa'ya gidiyorum' dedi. arkadaşını görecekmiş. orda fazla mesajlaşamayız facebook'tan konuşuruz dedi. iyi dedim git uğurlar olsun. gitti bu bi hafta on gün falan kaldı orda. döndü geri neyse yaz geçti böyle. okul açılacak eylül ayının başları. dedi ki o da türkiye'ye gelecekmiş. aa dedim ne güzel gelsin bakalım falan. kız geldi türkiye'ye 20 gün falan kaldı. okul açıldı o ara. kız bizim sınıfa falan da geldi. lan sınıfta tayfa dahil herkes kızla ilgileniyo ben hariç. kız birden ilgi odağı oldu. e zaten bizim ilişkiyi kimse bilmiyo. deniz de bunun rahatlığıyla bol bol kızla ilgileniyo beni gibine takan yok.
    ···
  12. 37.
    0
    okulun diğer binasına geçtik biz 10. sınıfta. sınıf bostan korkuluğu gibi aq. kocaman. sınıfın içinde çok rahat üçe üç maç yapılıyodu sıraların yanında çok boş yer var. sınıf önceden 120 kişilik falanmış devasa bi ortam işte. neyse bizim herkesten gizli ilişki olayı devam ediyo ama ben kıza karşı bi soğuk davranıyorum. fransız hatun burdayken yüzüme bakmadı 20 gün. e doğal olarak tepkiyi koyuyorum ben de. okulda konuşmuyorum okuldan sonra hemen eve gidiyorum mesajlara geç cevap veriyorum falan. bildiğiniz karı tribi atıyorum deniz'e. biz a şubesindeyiz okulda. c sınıfından da bazı çocuklar var. deniz'le aralarında olaylar var ama anlayamıyorum mevzuyu. sonra bi gün eve gittim işte. açtım facebook'u. ulan anasayfada bi de ne göreyim. abboooo. görmez olaydım lan. c sınıfından bi çocuk deniz'in bi fotoğrafını koymuş. fotoğrafta fransız hatun da var ve öpüşüyolar.
    ···
  13. 38.
    0
    bi insanın ilk ilişkisinde böyle bi travma yaşamasının ne demek olduğunu bilemezsiniz beyler. ben bunu atlatana kadar neler yaşadım lan. noluyoz aq falan oldu yani. neyse bu kısmın pek önemi yok geçiyorum. bu olaylardan sonra ben intikam alma girişiminde bulundum ve bu fotoğrafı malzeme olarak kullandım. tayfanın diline düşürdüm kızı. herkes bi dalga geçmeler bi aşağılamalar falan. homofobik ergen erkek grubundan da başka bişey beklenemez zaten. ulan diyemiyosun da bana asıl koyan kızla öpüşmesi değil beni kızla aldatmış olması. biz deniz'i el birliğiyle öyle bi dışladık ki kız sınıf değiştirmek zorunda kaldı. o sınıftan gidince ben de bi rahatlama oldu kızı da unuttum zamanla. okulda gördükçe kafamı çevirdim. o da kaçtı zaten sürekli. bu ilişki böylelikle son buldu.
    ···
  14. 39.
    0
    tayfada cahit adında bi çocuk vardı. iddialara düşkündü biraz. içimize iddia aşkını soktu. sürekli birbirimizle bişeyler için iddiaya giriyoruz falan. günler böyle geçiyo. o sıralarda sınıfa alper diye bi çocuk geldi başka liseden. kısa zamanda kaynaştık çocukla. kendisi bi fast food restoranında çalışıyomuş. ben de çocukla muhabbeti arttırıp onun sayesinde aynı restoranda işe başladım. bu arada ailevi sebeplerden yurtta kalmaya başladım. hem yurt ortamı hem iş ortamı zamanla benim içime kapanıklığımı, çekimserliğimi aldı zütürdü. fırlamanın biri oldum çıktım. onuncu sınıfın ikinci dönemindeyiz. kantine gidiyoruz. alper ben hüseyin ve cahit. e tabi yavaştan yaz gelmiş kızlarda çorap giymemeler başlamış. biz de abaza erkek grubu olarak kız kesmelere başlamışız. kantinden yemeği aldık yedik çıktık bahçeye. sonra alper ve ben dondurma almak için tekrar kantine girdik. alper dedi ki kantine giderken 'bak şimdi sana bi kız göstercem aynı kolera'ya benziyo' lan zaten ergenliğimi sagopa kajmer-kolera ikilisiyle hiç etmişim. bi hayranlığım var hatuna. göster bakalım dedim. kantinden çıkarken gösterdi. lan dedim hakkaten de benziyo ha. uzaktan da hoş gözüktü gözüme. sonra biz sınıfa gitme ayağına kızın önünden geçtik. baktım yakından kat kat daha güzel. bayaa etkilendim ben. sınıfa gittim. zehra'yı buldum. dedim ki zehra git konuş şu kızla diğer tenefüs. ben bu kıza aşık oldum.
    ···
  15. 40.
    0
    şimdilik bu kadar beyler devam ederiz yine.
    ···
  16. 41.
    0
    anlat panpa başlık takipte
    ···
  17. 42.
    0
    Anlat lan okuyorum
    ···
  18. 43.
    0
    Buralardayım pampa gibik sokuk dersler vardı gitmedim okula yurtta yatıyom
    ···
  19. 44.
    0
    anlat panpa
    ···
  20. 45.
    0
    bekliyoruz panpa devam.
    ···