0
kızgın bir yazı olacağı açık. taraf gazetesini henüz bıraktım elimden. hani şu “antik yunan ulusalcılığı” manşetinin atıldığı nüshasını. okumuşsunuzdur ama bir kez de buraya alayım da haberin spotunda yazılanları, neden bu kadar kızdığım anlaşılır olsun. “ekonomisi dibe vuran ve 110 milyar avroluk yardımla ayakta kalmaya çalışan yunanistan’da yüzbinlerce işçi milli marş eşliğinde ab ve imf karşıtı slogan attı.” yoksulların, ezilenlerin, işsizlerin, kriz mağdurlarının kapitalizme isyanını taraf böyle duyurmuş okurlarına. belli ki taraf, yunanlıların imf karşıtlığından rahatsız olmuş.
hatırlasınız; can yücel’in 12 eylül faşizminin olanca ağırlığı ile hissedildiği günlerde yazdığı ve mecburen kelime oyununa başvurduğu şiiri. türkiye ve şili ortak kaderi paylaşıyor, ikisi de açık faşizm uygulamalarının altında eziliyordu. kelime oyunu üstadı can yücel’in 12 eylül faşizmini eleştirmesi gerekiyordu, şiirin onuru için; nitekim başardı da. “şili’deki tencereye” isimli şiirde kısacık iki satır vardı: “tencere dibin kara/ seninki benden kara”
taraf’ın “tencere dibin kara” oyunu oynadığı çok açık. hiç merak etmeyin, ilk fırsatta bu dili türkiye’ye de taşıyacak. akp, imf ve emperyalizm karşıtlığından duyduğu rahatsızlığı, şimdilik eylemleri yok sayarak hissettiren taraf, ekmek, ev, eğitim ve iş diyenleri “ergenekoncu” ilan edecek. günlerce süren tekel direnişini yok saymak bunun en çarpıcı örneği değil miydi? öyleydi elbet. neoliberalizm mağdurlarının yunan’ı, türk’ü mü olur. olmaz tabi.
dayanaksız değiliz. tekel direnişinin “kızılelmacı” olarak değerlendirildiğine bile tanık olmadık mı? ödp’den ufuk uras’la kopan bir grup kamu çalışanı “yeni solcu”, ‘kamu emekçileri mücadelesinde yeni bir yürüyüş koluna doğru’ isimli broşürde bunu yazmadı mı? akp’ye vuran, iktidarı zayıflatan eylemlere taraf’ın ve “yeni solcuların” mesafeli tavrı, gelecekte imf karşıtı bir eylemi “ergenekoncular imf’ye karşı yürüdü” manşetiyle okuyucularına duyuracağının habercisi değil mi?
“kapitalistseverlik” böyle bir şey işte; ekmek yediği yere ihanet ettirmiyor insanı. yunanistan manşetinden sonra taraf için şu tespitte bulunabiliriz: yapacakları, yaptıklarının teminatı olmayacak, yapacakları yaptıklarını aratacak. bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
liberallerin kanaat önderi olarak ufuk uras
bilmeyenlere duyurulur: bir zamanlar mahallenin “yaramaz çocuğu” masumiyeti içinde kabul edilen ufuk uras artık bizim mahallede oturmuyor. pılını pırtısını toplayıp taşındı buralardan. i̇kametgâh ilmühaberini ise anayasa oylaması sırasında tasdik ettirdi.
uras, zeki adam, iş bilen adam, atlatmasını bildi mahcubiyet yıllarını. o yıllarda nasıl bir uras vardı karşımızda bir bakalım: uras’lı ödp, memleketteki sol algıyı değiştirdi. “düzen içi sol” tanımı o yıllardaki ödp’yle hiç zorlanmadan örtüştü. parti içinde itirazlar yükselmeye başlayınca 12 eylül sonrası solun en dikkat çeken projesi ödp’yi yerle bir etti. “akp’nin solunu” yaratmak için ödp’yi ortadan böldü. devrimcilere ‘arkaik’ dedi, ‘tarihin çöplüğüne gidecekler’ dedi, ‘solu formatlayacağını’ söyledi. abd elçiliğinin davetine icabet etti; solun antiemperyalist hassasiyeti bir kenara bırakabileceğini hissettirmekte beis görmedi. başkannın peşi sıra koşa koşa ermenistan’a gitti; emperyalist projelere itibar edilebileceğini gösterdi.
anlaşılan ‘ok yaydan çıkmıştı’ artık, mahcubiyet dönemi sona ermişti. yoksa çukurun eşiğinde duran akp’ye el atar mıydı milletin gözünün içine baka baka? utangaç, mahcup desteğini alenileştirir miydi böyle? onu meclise gönderen kürt seçmenlerin beklentisini görmezden gelir miydi? kendisine oy veren solcuların, alevilerin ve kurulmasına önayak olduğu edp içindeki kimi kesimlerin hassasiyetini ellinin tersiyle iter miydi? hepsini yaptı.
hangi değişikliğe oy verdi uras? anayasa mahkemesi’nin yeniden tanzim edilmesini sağlayacak maddeye. parti kapatmaları zorlaştıran konuda taraf olup oy kullansa, ‘allahı var, adam ilkeli’ der geçerdik. o, öyle yapmadı. ne yaptı? üyesi olduğu bdp’nin kararına rağmen büyük bir pişkinlikle oy sandığının başına gitti ‘evet’ dedi ve akp’nin tahkimatını sağlayacak ve sağlamlaştıracak adımın kolaylaştırıcısı oldu. sana ne be adam; sen kendine ‘sosyalistim’ diyorsun sorulduğunda, anayasa mahkemesi’nin mevcut durumunu savunmanın da, akp’nin yargıyı ele geçirme planına destek olmanın solla ne alakası var?
akp’liler alkışladı uras’ı; ne acı değil mi? o sahne sadece sinirlerimi bozmadı, içimi de acıttı. ertuğrul günay ayakta alkışladı uras’ı, sonra beden diliyle akp’lilerin de alkışlamasını sağladı. o an uras’ın yüzündeki ifadeye görüp de, canı acımayana solcu denir mi? mahallenin bıçkın delikanlısının gözüne girmeyi başaran ama iğretiliği üzerinden atamayan yeniyetme yüz ifadesi; yazık çok yazık. nereden kaynaklanıyor bu mağrurluk? neyin ifadesi bu?
taraf, imf ve emperyalizm karşıtlarını “tukaka” ilan ediyor, uras imf’ci, abd’ci akp’ye teşne oluyor. adana’da halkevci çocuklar, antiemperyalizm simgesi 68 kuşağı devrimcilerini övdüğü için iki aydır cezaevinde tutuluyor.
ne diyebiliriz ki bu tablo karşısında? buldum; “aynılar aynı yere, ayrılar ayrı yere.”
Tümünü Göster