/i/Soru Cevap

Bilmemek değil başlık açmamak ayıptır...
  1. 1.
    +2 -4
    15.09.2017

    Alanyadaydım. Son günümdü Antalya'da. Ertesi gün sabah gidecektim. Gittikten sonra da bir daha dönmeyeceğimi çok iyi biliyordum zaten. Her neyse...

    Üniversite filan başlıyordu. O berbat geçen lise bitmişti sonunda. iyi kötü bir üniversite kazandım işte. Sanal ortamda konum bilgisi vermek istemiyorum. Ama iyi bir üniversite. Her neyse.

    Alanya'da o akşam, barın birine iki bira yuvarlamak için girdim. Barın içi leş gibi sigara kokuyordu. Saat de baya geçti zaten. Barmene dedim, iki duvel yolla. O zamanlar duvell içiyordum tabi, daha düşmemiştik beckse. Neyse ben biramı yuvarliyorum. Yanımda bir Rus var. Benim yaşlarda. 19,4 yaşındayım şu an ben. Neyse, Beyaz tenli, kumral saçlı, ela gözlü, hoş bir kız. kafada iyi tabi benim. Ne de olsa Antalya'da son günlerim, biraz risk alayım dedim.

    Can you speak turkish? dedim

    Yeah dedi.

    Havadan sudan konuştuk ,tanıştık. Tatile gelmiş buraya. Moskova'da yaşıyormuş normalde. Üniversite okuyormuş orada. Hayatının 7 yılı Türkiye'de geçmiş filan. Antalya çok güzel filan diyor, Moskova'nın soğukluğundan dem vuruyor falan filan işte. Sonra baya kaynaştık. Kafam da iki duvelin etkisiyle baya iyi tabi. Ben kızın elini tutmaya başladım, o da hiçbir şey demeden benim elimi tutuyordu. Yanaklarını okşadım, gülümsüyordu. Sonra sordum buna
    -dışarı çıkalım mı denizi izleriz filan

    - olur dedi gülerek

    işte gittik denize, geziyoruz dolaşıyoruz bir taraftan da muhabbet ediyoruz, hobilerini anlatıyor, neler yaptığını anlatıyor, konuştukça konuşuyor, ben de dostoyevskiden bahsediyorum, insancıkları anlatıyorum. suç ve cezanın felsefesini anlatıyorum filan. Rusların edebiyatına bayıldığımı söylüyorum. Baya muhabbet ettik. Sonra uygun bir zamanı kollayıp dudağından öptüm. ilk başta şaşırdı ama sonradan bir şey demedi. Tekrardan öpmeye başladım. Hiçbir şey demeden verdi dudaklarını. Soluksuz öpüyordum. Cidden kaybetmiştim kendimi. Öptükçe öpüyordum. Sonra kumlara yattık beraber. Bir taraftan dalga sesini diğer taraftan onun nefes alışverişini duyuyordum. Dudaklarını gözlerini, yüzünü, saçlarını, alnını, kulaklarını hatta burun deliklerini bile öpüyordum. O ise biraz yavaş olmamı, söylüyordu. Etrafa baktım, kimse yoktu. Biraz daha ileri gitmek istedim, kumlar yatağımız olmuştu adeta. Göğüslerini açtım, tam öpecekken

    -heyy sakin ol, burası yeri değil tatlım dedi

    Ben ise bu dediğine aldirmadim. Üstündekini çıkarmaya çalıştım.

    -sana diyorum yapma.

    Gene dinlemedim

    -yapma diyorum ben, ama dinlemiyorsun sen.

    diye bağırdı.

    Ardından karnıma diziyle vurmuştu. Cidden fena acımıştı karnım. Kumların üzerindeyim.

    -kusura bakma ama bunu hakkettin sen dedi.

    Gökyüzüne bakıyordum. O ise açılmış göğüslerini kapatıyordu. Etrafta bizden başka kimse yoktu. Cidden büyük bir aptallık yaptığımın farkindaydim.

    Toparlandık, ayağa kalktık. Ardından bir taksi durağına kadar gittik. Galiba gidiyordu. Evet gidiyordu. Buraya kadardı demek. Durdu, bana döndü:

    - yapamazdım. Çok ileri gittin sen. Sadece öpüşmeliydik. Orada olmazdi. Yine de sana kızgın olarak ayrılmıyorum. Kendine iyi bak. Dedi.

    -özür dilerim svitleyna... hoşçakal.

    dedim.

    işte buydu yani. 19,4 yıllık ömrümde cikse ilk defa bu kadar çok yaklaşmıştım. Önemli bir andı benim için. Fakat yeri ve zamanı değildi. Kumların üstünde, herkesin görebileceği bir yerde uluorta ciks yapılmazdı. Bunu bilmeliydim. Fakat zütürebilecegim başka bir yer yoktu. Antalya'dan gideceğim için evden de çıkmıştım. Param da yoktu otele zütüreyim. Neyse..

    Ertesi gün Antalya'ya veda edip uçağa bindim. Galiba Antalya'da yaşadığım en güzel ve en heyecanlı andı bu. Geri kalan her şey boş ve anlamsızdı aslında.

    Yolun açık olsun svitleyna.
    Tümünü Göster
    ···