1. 1.
    -1
    yaradanı kimse yaratmadı kardeş. yaradan her zaman vardı. senin kafan zaman kavramından dolayı karışıyor. yaradan zaman kavrdıbını da bu dünya için yarattı. modern fizikte zaman kavrdıbının göreceli olduğu ve ışık hızına ulaşan bir nesne için zaman kavrdıbının değişebileceği ve yok olabileceği üzerine yazılar, makaleler okuyabilirsin.

    senin düşünce şeklin şöyle. ee allah beni yarrattı, herşeyin başlangıcı var o zaman allahı kim yarattı? ama bunu zaman kavramıyla düşününce işin içinden çıkamazsın. senin 1 gün dediğin güneşin doğuşluyla batışı arasındaki geçen zaman ki o bu evren için yaratılmış bir olgudur. sonsuza giden bir olayın başlangıcı olmaz böyle düşün
    ···
  2. 2.
    -1
    Bugün sen çok gençsin yavrum
    Hayat ümit neşe dolu
    Mutlu günler vaad ediyor
    Sana yıllar ömür boyu
    ···
  3. 3.
    -1
    @8 tatmin etmedi
    ···
  4. 4.
    0
    @13 gibtir git taş paradoksu dedi adam ya o zaman cevap ver seni benden başka giben varmı hadi cevap ver oc
    ···
  5. 5.
    0
    karıncalardan oluşan bir çiftlik kurdugunu düşün ama bunları beyni olsun seni tanısınlar onlara göre sen tanrısın besinlerini veriyon istedigini öldürüyon herşeyi yapıyosun ama seni gibi milyonlarcada insan var ama o karıncalar birtek seni görüyor gibi düşün amk buda olabilir ama inancıma ters karıncaların af dileme sansları varken neden tanrıyı inkar etsinler?
    ···
  6. 6.
    0
    kim konuşuyor?

    zariyat 50. o halde allah’a koşun. çünkü ben, size o’nun katından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım.
    zariyat 51. allah ile beraber başka bir tanrı edinmeyin. zira ben size o’nun tarafından (gelmiş) açık bir uyarıcıyım.
    şûra 10. ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, allah’a mahsustur. işte, bu allah, benim rabbimdir. o’na dayandım ve o’na yönelirim.
    tevbe 30. yahudiler, uzeyr allah’ın oğludur, dediler. hıristiyanlar da, mesîh (isa) allah’ın oğludur dediler. bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. allah onları kahretsin! nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar!
    en’am 114. allah’dan başka bir hakem mi arayacağım? halbuki size kitab’ı açık olarak indiren o’dur. kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, kur’an’ın gerçekten rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. sakın şüpheye düşenlerden olma!
    meryem 64. biz ancak rabbinin emri ile ineriz. önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey o’na aittir. senin rabbin unutkan değildir.
    münafikun 4. onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. onlar sanki duvara dayanmış kütükler gibidir. her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar. düşman onlardır. onlardan sakın. allah onların canlarını alsın. nasıl bu hale geliyorlar?
    zümer 10. (resûlüm!) söyle: ey inanan kullarım! rabbinize karşı gelmekten sakının. bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. allah’ın (yarattığı) yeryüzü geniştir. yalnız sabredenlere, mükâfatları hesapsız ödenecektir.
    hûd 2.başkasına değil, yalnız allah’a kulluk edin. kuşkusuz, ben size o’ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim.

    meryem’in kardeşi

    meryem 19/27-28. çocuğu alıp kavmine getirdi, onlar: "meryem! utanılacak bir şey yaptın. ey harun’un kızkardeşi! baban kötü bir kimse değildi, annen de iffetsiz değildi" dediler.

    mitolojik varlık ejderha

    a’raf 107. bunun üzerine musa asasını yere attı. o hemen apaçık bir ejderha oluverdi!
    şuara 32. bunun üzerine asasını bırakıverdi, o hemen bir apaçık ejderha kesildi.

    cennetten kovulup geri sızan şeytan

    sad 76. iblis: ben ondan hayırlıyım! beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi.
    sad (77-78) (allah teâlâ da) buyurdu ki: «hemen oradan çıkıver. çünkü sen şüphe yok ki, koğulmuşsundur. ve muhakkak ki, lânetim kıyâmet gününe kadar senin üzerinedir.»
    a’raf 20. derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi.

    yakmak için yaratmak

    a’raf 179. andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. işte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. işte asıl gafiller onlardır.

    çelişki bulamazsınız

    nisa 82. hâla kur’an üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? eğer o, allah’tan başkası tarafından gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık bulurlardı.

    b) şiddet

    savaş

    enfal 39. fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (inkâra) son verirlerse şüphesiz ki allah onların yaptıklarını çok iyi görür.
    tevbe 29. kendilerine kitap verilenlerden allah’a ve ahiret gününe inanmayan, allah ve resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.
    tevbe 39. eğer (gerektiğinde savaşa) çıkmazsanız, (allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir kavim getirir; siz (savaşa çıkmamakla) o’na hiçbir zarar veremezsiniz. allah her şeye kadirdir.
    bakara 190. size karşı savaş açanlara, siz de allah yolunda savaş açın. sakın aşırı gitmeyin, çünkü allah aşırıları sevmez.
    bakara 191. onları (size karşı savaşanları) yakaladığınız yerde öldürün. sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın. fitne, adam öldürmekten daha kötüdür. mescid-i haram’da onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. eğer onlar size karşı savaş açarlarsa siz de onları öldürün. işte kâfirlerin cezası böyledir.
    nisa 74. o halde, dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar, allah yolunda savaşsınlar. kim allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz.

    öldürün!

    maide 33. allah ve resûlüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. onlar için ahirette de büyük azap vardır.
    enfal 12. hani rabbin meleklere: "muhakkak ben sizinle beraberim; haydi iman edenlere destek olun; ben kâfirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! vurun onların bütün parmaklarına! diye vahyediyordu.
    nisa 89. sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. o halde allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin.
    nisa 91. hem sizden hem de kendi toplumlarından emin olmak isteyen başkalarını da bulacaksınız. bunlar her ne zaman fitneye zütürülseler ona baş aşağı dalarlar (daldırılırlar). eğer sizden uzak durmaz, sulh teklif etmez ve ellerini çekmezlerse onları yakalayın, rastladığınız yerde öldürün. işte onlar üzerine sizin için apaçık yetki verdik.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 7.
    0
    peki yaradanı kim yarattı ? onu yaratanı kim yarattı ?

    panpa bu soruna cevap olarak da videolar bulabilirsin. Ben öğrendiğim bir mantığı sana açıklayayım. Şimdi ben seni vurmak istersem birinden izin almam gerekirse alırım bana izin verecek olan başkasından izin alırsa o da bir başkasından izin alırsa ondan ona ondan ona taa sonsuza bir geri dönüş olur. Bu sebeple izin bir türlü alınamadığından seni vuramam. Yani kainat var ise bu kainatın bir yaratıcısı vardır. Yaratanın yaratıcısı döngüsüne girmeden bu düşünce ile sadece tek yaratıcı olduğu düşüncesi kabullenilmelidir.

    ego meselesine gelirsek

    egoyu yenebilmek diye bir şey var. Seni yaratmayı geç kainatı yaratacak güçte birine boyun eğmiyorsan sen çok kibirlisindir ve inanmıyorsan bile kibirli olmanın kötü bir şey olduğunu kabul edecek kadar insan ol bari. Sonrasında boyun eğmeyi öğrenmiş olacaksın zaten.
    ···
  8. 8.
    0
    allah’ın intikamı

    a’raf 136. biz de âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardan gafil kalmaları sebebiyle kendilerinden intikam aldık ve onları denizde boğduk.

    hicret etmeyen müslümanlar

    nisa 97. kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını alırken: "ne işde idiniz!" dediler. bunlar: "biz yeryüzünde çaresizdik" diye cevap verdiler. melekler de: "allah’ın yeri geniş değil miydi? hicret etseydiniz ya!" dediler. işte onların barınağı cehennemdir; orası ne kötü bir gidiş yeridir.
    nisa 89. sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız. o halde allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin. eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin.
    nahl 41. zulme uğradıktan sonra allah yolunda hicret edenlere gelince, onları dünyada güzel bir şekilde yerleştireceğiz. eğer bilirlerse ahiretin mükâfatı elbette daha büyüktür.

    c) adalet – eşitlik

    cariyelik & kölelik

    nahl 75. allâh, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile; kendisine güzel rızık verdiğimiz, o rızıktan gizli ve açık harcayan kimseyi misal olarak anlattı. hiç bunlar bir olurlar mı? hamd allah’a mahsustur, fakat çokları bilmezler.
    müminun 6. ancak eşleri ve ellerinin sahip olduğu (câriyeleri) hariç. (bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değillerdir.
    mearic 30. ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz;
    nisa 24. (harp esiri olarak) sahip olduğunuz cariyeler müstesna, evli kadınlar da size haram kılındı. allah’ın size emri budur. bunlardan başkasını, namuslu olmak ve zina etmemek üzere mallarınızla (mehirlerini vererek) istemeniz size helâl kılındı. onlardan faydalanmanıza karşılık kararlaştırılmış olan mehirlerini verin. mehir kesiminden sonra (bir miktar indirim için) karşılıklı anlaşmanızda size günah yoktur. şüphesiz allah ilim ve hikmet sahibidir.
    nisa 92. yanlışlıkla olması dışında bir müminin bir mümini öldürmeye hakkı olamaz. yanlışlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine teslim edilecek bir diyet vermesi gereklidir. meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağışlamış ola. (bu takdirde diyet vermez). eğer öldürülen mümin olduğu halde, size düşman olan bir toplumdan ise mümin bir köle azat etmek lâzımdır. eğer kendileriyle aranızda antlaşma bulunan bir toplumdan ise ailesine teslim edilecek bir diyet ve bir mümin köleyi azat etmek gerekir. bunları bulamayan kimsenin, allah tarafından tevbesinin kabulü için iki ay peşpeşe oruç tutması lâzımdır. allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.
    ahzab 50. ey peygamber! mehirlerini verdiğin hanımlarını, allah’ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. bir de peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. allah bağışlayandır, merhamet edendir.
    ahzab 52. bundan sonra artık başka kadınlarla evlenmen, elinin altında bulunan cariyeler hariç, güzellikleri hoşuna gitse bile, bunların yerine başka hanımlar alman sana helâl değildir. allah her şeyi gözetler.
    bakara 178. ey iman edenler! öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. hüre hür, köleye köle, kadına kadın (öldürülür). ancak her kimin cezası, kardeşi (öldürülenin velisi) tarafından bir miktar bağışlanırsa artık (taraflar) hakkaniyete uymalı ve (öldüren) ona (gereken diyeti) güzellikle ödemelidir. bu söylenenler, rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. her kim bundan sonra haddi aşarsa muhakkak onun için elem verici bir azap vardır.
    rum 28. allah size kendinizden bir temsil getirmektedir: mülkiyetiniz altında bulunan köleler içinde, size verdiğimiz rızıklarda ortaklarınız var mı? işte biz âyetlerimizi, aklını kullanacak bir kavim için böylece açıklıyoruz.

    kadın&erkek
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    0
    ama çncesinde kafamda bir hayli soru işaretleri var..

    bir sonuca varmak üzereyim.. öncelikle bu yaşıma kadar (20) ateist karamsar depresyondsa bunalımda bir insandım bir türlü mutlu olamıyordum. sonra düşündüm bunun sebebinin acaba inanmamadan kaynaklı olduğunumu taaki bugün şu videoya rastlyana kadar..

    öncelike sonuna kadar bu videoyu bir izleyin arkadaşlar. http://www.youtube.com/watch?v=-tpbis3sqba

    videoyu izledim ancak kafamdaki soru işaretlerinin çoğu hale duruyor.

    örneğin,

    şuanda insna beyninin insan mantıgının içinde herşeyin bir yaratanı oldugu yatıyor dimi ? herşeyin bir oluşum evresi oluşumu vardır.

    peki yaradanı kim yarattı ? onu yaratanı kim yarattı ?

    bu sorunun cevabını bir türlü bulamadım.. ama aydınlığa çıkmama az kaldı beyler. karanlık günlerim sona eriyor..

    araştırıyorum. inanmak istiyorum kovalıyorum..

    edit: linki yanlış vermişim sanırım. http://www.youtube.com/watch?v=-tpbis3sqba

    kafamdaki bir diğer soru işareti : ben benim. ben yaratıldıysam içimdeki ego (ben merkezcilik) sayesinde inkar edebilirim. çünkü ben birine boyun bükmek için yaratılmadım ben özgürüm. benden üstün kimseyi kabul etmiyorum mesela..

    ee allaha boyun bükersek ezik oluruz..
    ···
  10. 10.
    0
    bakara 282. ey iman edenler! belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit onu yazın. bir kâtip onu aranızda adaletle yazsın. hiçbir kâtip allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan geri durmasın; (her şeyi olduğu gibi) yazsın. üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın, rabbinden korksun ve borcunu asla ekgib yazdırmasın. şayet borçlu sefih veya aklı zayıf veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adaletle yazdırsın. erkeklerinizden iki de şahit bulundurun. eğer iki erkek bulunamazsa rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun). çağırıldıkları vakit şahitler gelmemezlik etmesin. büyük veya küçük, vâdesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın üşenmeyin. böyle yapmanız allah nezdinde daha adaletli, şehadet için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur. ancak aranızda yapıp bitirdiğiniz peşin bir ticaret olursa, bu durum farklıdır. bu durumda onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. (genellikle) alışveriş yaptığınızda şahit tutun. ne yazan, ne de şahit zarara uğratılsın. eğer bunu yaparsanız (zarar verirseniz) şüphe yok ki bu, sizin yoldan çıkmanız demektir. allah’tan korkun. allah size gerekli olanı öğretiyor. allah her şeyi bilmektedir.
    nisa 34. allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. allah’ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü allah yücedir, büyüktür.
    nisa 11. allah size, çocuklarınız hakkında, erkeğe, kadının payının iki misli (miras vermenizi) emreder. (çocuklar) ikiden fazla kadın iseler, ölünün bıraktığının üçte ikisi onlarındır. eğer yalnız bir kadınsa yarısı onundur. ölenin çocuğu varsa, ana-babasından her birinin mirastan altıda bir hissesi vardır. eğer çocuğu yok da ana-babası ona vâris olmuş ise, anasına üçte bir (düşer). eğer ölenin kardeşleri varsa, anasına altıda bir (düşer. bütün bu paylar ölenin) yapacağı vasiyetten ve borçtan sonradır. babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin size, fayda bakımından daha yakın olduğunu bilemezsiniz. bunlar allah tarafından konmuş farzlardır (paylardır). şüphesiz allah ilim ve hikmet sahibidir.
    bakara 223. kadınlarınız sizin için bir tarladır. tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın. kendiniz için önceden (uygun davranışlarla) hazırlık yapın. allah’tan korkun, biliniz ki siz o’na kavuşacaksınız. (yâ muhafazid!) müminleri müjdele!
    ali imran 14. nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı. bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir. halbuki varılacak güzel yer, allah’ın katındadır.
    nisa 3. eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helâl olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın; yahut da sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. bu, adaletten ayrılmamanız için en uygun olanıdır.
    nisa 129. üzerine düşüp uğraşsanız da kadınlar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bâri birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. eğer arayı düzeltir, günahtan sakınırsanız allah şüphesiz çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.
    kadın evden çıkmamalı perde arkasından konuşmalı
    Tümünü Göster
    ···
  11. 11.
    0
    @20 özetlemiş
    ···
  12. 12.
    0
    ahzab 33. evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. namazı kılın, zekâtı verin, allah’a ve resûlüne itaat edin. ey ehl-i beyt! allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
    ahzab 53. ey iman edenler! siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, peygamber’in evlerine girmeyin. ancak davet edildiğiniz vakit girin. yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. çünkü bu hareketiniz peygamber’i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. ama allah, hakkı söylemekten çekinmez. peygamber’in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. sizin allah’ın resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. çünkü bu, allah katında büyük (bir günah) tır.

    ganimet

    enfal 1. sana savaş ganimetlerini soruyorlar. de ki: ganimetler allah ve peygamber’e aittir. o halde siz (gerçek) müminler iseniz allah’tan korkun, aranızı düzeltin, allah ve resûlüne itaat edin.
    enfal 41. eğer allah’a ve hak ile bâtılın ayrıldığı gün, iki ordunun birbiri ile karşılaştığı gün (bedir savaşında) kulumuza indirdiğimize inanmışsanız, bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin beşte biri allah’a, resulüne, onun akrabalarına yetimlere, yoksullara ve yolcuya aittir. allah her şeye hakkıyla kadirdir.

    d) peygamber ve hayatı

    islam öncesi peygamberin dini

    duha 7. şaşırmış bulup da yol göstermedi mi?
    mümin 66. (resûlüm)! de ki: bana rabbimden apaçık deliller gelince, sizin allah’ı bırakıp o taptıklarınıza kulluk etmem bana yasaklandı ve bana âlemlerin rabbine teslim olmam emredildi.

    peygamberden mucize isteği

    tâhâ 133. onlar: (muhafazid) bize rabbinden bir mucize getirmeli değil miydi? dediler. önce gelen kitaplardakinin apaçık delili (kur’an) onlara gelmedi mi?
    yûnus 20. ona (muhafazid’e) rabbinden bir mucize indirilse ya! diyorlar. de ki: gayb ancak allah’ındır. bekleyin (bakalım) ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim.
    enbiya 5. "hayır, dediler, (bunlar) saçma sapan rüyalardır; bilakis onu kendisi uydurmuştur; belki de o, şairdir. (eğer öyle değilse) bize hemen, öncekilere gönderilenin benzeri bir âyet getirsin."
    enbiya 6. bunlardan önce helâk ettiğimiz hiçbir belde iman etmemişti; şimdi bunlar mı iman edecekler?
    ra’d 7. kâfirler diyorlar ki: ona rabbinden bir mucize indirilseydi ya! (halbuki) sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi vardır.

    sübyancılık

    talâk 4. kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları (doğum yapmaları)dır. kim allah’tan korkarsa, allah ona işinde bir kolaylık verir.

    hadisler

    baskınlar

    1021 - abdullah ıbnu avn anlatiyor: "nafi'ye yazarak savastan once (musrikleri ıslam'a) davet etme hususunda sordum. su cevabi verdi: "bu ıslam'in basinda idi. resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni mustalik'e ani baskin yapti. adamlari gafildi, hayvanlari su kenarinda sulanmakta idi. savasabilecekleri oldurdu, kadin ve cocuklarini da esir etti. o gun cuveyriye (radiyallahu anha) validemizi esir almisti.
    bunu bana abdullah ıbnu omer (radiyallahu anhuma) rivayet etti. abdullah bu orduya asker olarak katilmisti."
    buhari, ıtk 13; muslim, cihad 1, (1730); ebu davud, cihad 100, (2633).
    ebu said radiyallahu anh anlatiyor: "resulullah aleyhissalatu vesselam'la birlikte beni'ı-mustalik gazvesine ciktik. arap esirlerinden cokca esir ele gecirdik. kadinlara karsi arzu duyduk. cunku uzerimizde bekarlik siddet kesbetmisti. hep azil yapmak istiyorduk ve: "aramizda resullullah aleyhissalatu vesselam varken, ona sormadan azil yapmak olur mu?" dedik ve sorduk.
    "hayir! buyurdular. bunu yapmamaniz gerekir. kiyamete kadar gelecegi takdir edilen her canli mutıaka yaratilacaktir (siz tedbirinizle onune gecemezsiniz)."
    buhari, nikah 96, buyu' 109, ıtk 13, megazi 32, kader 4, tevhid 18; muslim, nikah 125, (1438); muvatta, talak 95; ebu davud, nikah 49, (2171); tirmizi, nikah 40, (1138); nesai, nikah 55, (6,107).
    seleme ıbnu'l-ekva (radiyallahu anh) anlatiyor: "resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gazve sirasinda basimiza hz. ebu bekir (radiyallahu anh)'i komutan tayin etti. bu seferde musriklerden bir gruba gece baskini yaptik. onlardan cokca olduruldu. ben kendi elimle yedi kisi oldurdum. bunlar, farkli ailelerdendi. o gun parolamiz: "ey mansur (yardim goren) oldur, oldur!" idi."
    ebu davud, cihad 78, (2596),102, (2638).

    ayşe’nin yaşı

    talâk 4. kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, âdet görmeyenler hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır. gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları (doğum yapmaları)dır. kim allah’tan korkarsa, allah ona işinde bir kolaylık verir.

    rivâyete göre şöyle demiştir: ben altı yaşında bir kız iken nebî sallallahu aleyhi ve sellem beni akd ve nikâh eylemişti üç sene sonra biz medîneye hicret ettik. hâris ibn-i hazrec oğullarının menziline indik. müteâkıben ben, sıtmaya tutuldum. bu cihetle saçım döküldü. (hastalıktan kurtulduktan sonra) saçım gürleşti, uzayıp omuzlarıma döküldü. bir kere ben, arkadaşlarımla berâber salıncakta oynarken annem ümmü rumân bana doğru geldi ve beni çağırdı. ben de annemin yanına geldim. beni ne edeceğini bilmiyordum. annem elimi tuttu. tâ evin kapısı önün (e geldiğimizde ora) da beni durdurdu. ben de yorgunluktan kaba kaba soluyordum. nihâyet soluğum biraz yatıştı. sonra annem biraz su aldı. onunla yüzümü, başımı sıvazladı. sonra beni eve koydu. evde ensârdan birtakım kadınlar hazır bulunyordu bunlar bana – hayır ve bereket üzere geldin hayırlı kısmet getirdin diye alkışla dılar annem beni bu kadınlara teslîm etti bunlar da benim kılığımı kıyâfetimi düzlediler ve resûlullaha teslîm ettiler. beni hiçbir şey sıkmadı. ancak resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemi habersiz görünce sıkıldım. (resûlullah bir sedir üzerine oturmuştu. yanında ensâr erkeklerinden, kadınlarından oturanlar vardı. beni resûlullah yanına oturttu). ensâr kadınları beni resûlullah`a takdîm ettiklerinde ben dokuz yaşında bir kızdım.
    buhari, e’s sahih, kitabu menakıbı’l-ensar/44; tecrid, hadis no:1553; müslim, e’s-sahih, kitabu’n-nikah/69, hadis no:1422
    Tümünü Göster
    ···
  13. 13.
    0
    suikast

    resulullah (sav) yahudi ebu rafi'e, ensar'dan bir grup adam gönderip, başlarına da abdullah ibnu atik'i koydu. ebu rafi' resulullah (sav)'a eza veriyor ve aleyhinde çalışmalar yapıyordu. ebu rafi hicaz bölgesindeki kendine has bir kalede oturuyordu. kaleye yaklaştıkları zaman güneş batmıştı. halk artık sürüleriyle dönüyordu. abdullah arkadaşlarına: "siz burada oturun ve yerinizden ayrılmayın. ben gidip, kapıcılara biraz iltifat edip, içeri girme imkanı arayacağım" dedi ve ilerledi. kapıya kadar geldi. kazayı hacet yapıyormuş gibi elbisesini toparladı,i însanlar içeri girmişti. kapıcı seslendi. "ey allah'ın kulu, girmek istiyorsan gir. kapıyı kapatacağım (çabuk ol)!" dedi. ben de girdim ve (bir köşeye) gizlendim. halk tamamen girince kapıyı kapattı. sonra da anahtarları bir kazığa taktı. ben (müsait bir anda) kalkıp anahtarları alıp kapıyı açtım. ebu rafi evinde gece sohbeti yapıyordu. ve hususi bir köşkte idi. sohbet arkadaşları dağılınca, yanına çıktım. her bir kapıyı açıp girdikçe içeriden üzerime kapadım. "eğer halkın haberi olur da beni öldürmeye azmederlerse, ben ebu rafi'i öldürmeden ona ulaşamasınlar diye böyle yaptım. sonunda yanına kadar geldim. köşkün ortasında yer alan karanlık bir odadaydı. ancak, odanın neresinde olduğunu bilemiyordum. "ebu rafi'" diye seslendim. "kim o?" dedi. sese doğru yöneldim. heyecan içerisinde bir kılıç darbesi indirdim, ama boşa gitti. adam bir çığlık attı. hemen odadan çıktım. azıcık bekleyip tekrar girdim, [sesimi değiştirip, yardıma gelmiş gibi:] "o ses de ne? ey ebu rafı" dedim. "kahrolası, odada biri var az önce bana kılıç vurdu" dedi. (yerini iyice keşfetmiştim), bir darbe daha indirdim. yaraladım, fakat öldüremedim. sonra kılıcın ucunu karnına sapladım, sırtına kadar dayandı. öldürdüğümü anladım. geri dönüp, kapıları teker teker açmaya başladım. merdivene kadar geldim. ayağımı bastım. yere kadar ulaştığımı zannettim. ay ışığıyla aydınlık bir gecede düştüm. bacağım kırıldı. sarığımla sardım. sonra gidip kapının önüne oturdum. onu gerçekten öldürdüm mü, öğreninceye kadar bu gece kaleden dışarı çıkmayacağım" dedim. horozlar ötünce, surların üzerinden ölüm ilan edildi. ölüm habercisi: "hicaz ahalisinin tüccarı ebu rafi'in ölümünü duyuruyorum!" diye bağırıyordu. ben hemen arkadaşlarımın yanına gittim. "zafer!" dedim, allah ebu rafi'in canını aldı!" resulullah (sav)'a geldim, olup biteni anlattım. bana: "uzat ayağını!" buyurdular. ben de ayağımı uzattım. meshediverdi. sanki hiçbir şey olmamış gibi hiçbir rahatsızlık kalmadı.
    buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4232 ravi: bera
    resulullah (sav), ebu rafi'e bir heyet gönderdi. abdullah ibnu atik, geceleyin evine girerek, onu uyurken öldürdü.
    buhari, megazi, 16, cihad 155 hadis no : 4231 ravi: bera

    kölelik kalktı mı?

    resulullah (sav) buyurdular ki: "hangi köle kaçarsa, bilsin ki ondan zimmet (garanti) kalkmıştır, dönünceye kadar namazı kabul edilmez."
    müslim, iman 122-124, (68, 69, 70); ebu davud, hudud 1, (4360); nesai, tahrimu'd-dem 12, (7, 102)
    Tümünü Göster
    ···
  14. 14.
    0
    Beyler entryleri okusam Kur'an okumuş kadar olur muyum ?
    ···
  15. 15.
    0
    yaratılış maddesi

    alak 2. o; insanı pıhtılaşmış kandan yarattı.
    abese 19. bir damla sudan yarattı da onu ’bir ölçüyle biçime soktu.
    meryem 67. insan düşünmez mi ki, daha önce o hiçbir şey olmadığı halde biz kendisini yaratmışızdır?
    secde 7. o (allah) ki, yarattığı her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır.
    rum 20. sizi topraktan yaratması, o’nun (varlığının) delillerindendir. sonra siz, (her tarafa) yayılan insanlar oluverdiniz.
    nur 45. allah, her canlıyı sudan yarattı. işte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde
    yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür... allah dilediğini yaratır; şüphesiz allah her şeye kadirdir.

    cehennem yakıtı

    bakara 24. bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının. çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır.
    tebbet 4. odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek).

    apaçık kuran

    en’am 38. yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır. biz o kitapta hiçbir şeyi ekgib bırakmadık. nihayet (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirilecekler.
    kamer 32. andolsun biz kur’an’ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. o halde düşünüp öğüt alan yok mu?
    kamer 40. andolsun biz kur’an’ı, öğüt almak için kolaylaştırdık. o halde düşünüp ibret alan yok mu?
    hac 16. işte böylece biz o kur’an’ı açık seçik âyetler halinde indirdik. gerçek şu ki allah dilediği kimseyi doğru yola sevkeder.
    hadid 9. sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kuluna apaçık âyetler indiren o’dur. şüphesiz allah, size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir.

    lev’i mahfuz

    hadid 22. yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. şüphesiz bu, allah’a göre kolaydır.
    saffat 96. oysa ki sizi ve yapmakta olduklarınızı allah yarattı, dedi.
    buruc 85/21-22. doğrusu sana vahyedilen bu kitap, levhi mahfuz’da bulunan şanlı bir kuran’dır.
    en’am 59. gaybın anahtarları allah’ın yanındadır; onları o’ndan başkası bilmez. o, karada ve denizde ne varsa bilir; o’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. o yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi dahi bilir. yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır.

    cehennem yemeği

    ğaşiye 6. onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur,
    dühân 44/43-46. doğrusu günahkarların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarda suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.
    hakka 69/36-37. "günahkarların yiyeceği olan kanlı irinden başka bir yiyeceği de yoktur."

    içki

    bakara 219. sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. de ki: her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür. yine sana iyilik yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. "ihtiyaç fazlasını" de. allah size âyetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.
    nahl 67.hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. işte bunda, aklını işleten bir topluluk için kesin bir mucize vardır.

    arapça kuran

    zühruf 3. biz, anlayıp düşünmeniz için onu arapça bir kur’an kıldık.
    fussilet 44. eğer biz onu, yabancı dilden bir kur’an kılsaydık, diyeceklerdi ki: ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi? arab’a yabancı dilden (kitap) olur mu? de ki: o, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır. inanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve kur’an onlara kapalıdır. (sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da kur’an’da ne söylendiğini anlamıyorlar.)
    ibrahim 4. (allah’ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. artık allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. çünkü o, güç ve hikmet sahibidir.
    yûsuf 2. anlayasınız diye biz onu arapça bir kur’an olarak indirdik.
    şûra 7. şehirlerin anası (olan mekke’de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle arapça bir kur’an vahyettik. (insanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.
    en’am 92. bu (kur’an), ümmü’l-kurâ (mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır. âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.

    dinde zorlama yoktur

    bakara 256. dinde zorlama yoktur. artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. o halde kim tâğutu reddedip allah’a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. allah işitir ve bilir.
    tevbe 29. kendilerine kitap verilenlerden allah’a ve ahiret gününe inanmayan, allah ve resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak dini kendine din edinmeyen kimselerle, küçülerek elleriyle cizye verinceye kadar savaşın.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 16.
    0
    @13 dünyadaki güç kavramıyla ordaki güç kavrami zaman gibi çok farklı hiç bir zaman anlayamazsınız
    ···
  17. 17.
    0
    panpa ilk soruna cevap veremem ama ikinci sorun için şöyle düşün ya gerçekten iyi bir inanan olmamız için egomuzu göz ardı edip ezik demeyelimde o kadarda çok önemli olmadığımızı kabul etmemiz gerekiyodur
    ···
  18. 18.
    0
    olm salakmısın sen irade veriyor sana ne tak yersen ye diyor sen inanıyosan cehenneme gideceğini bilirsin inanmıyorsan yok öyle bir dava dersin geçersin amk bunları kreşte öğrendik amk biraz uyanık ol gözünü seveyim
    ···
  19. 19.
    0
    @4 ne diyosun sen dıbına kodum oglu senin gibiler yüzünden dini bunalıma düşünüyorum işte sırf sizin gibi beyinsiz dindarlar yüzünden
    ···
  20. 20.
    0
    upupupupupup
    ···