0
adolf hitler
adolf hitler, 1889 avusturya doğumlu devlet başkanı. nasyonal sosyalist alman işçi partisi’nin (nsdap) yani nazi partisi’nin lideri olan hitler, 1933’de almanya'nın başbakanı oldu. 1934’de kendisini almanya’nın führeri (lideri) ilan eden hitler, 1945'deki ölümüne kadar alman halkını peşinden sürüklemeyi başardı. almanya'nın üstün ırk olduğuna inandı ve almanca konuşan herkesi tek bir çatı altında toplamayı amaç edindi. hitler, bu uğurda birçok yahudi'yi ve diğer azınlık mensuplarını katletti.
biyografi
adolf hitler, 20 nisan 1889’da alois (schicklgruber) hitler (1837-1903) ve klara pölzl’in (1860-1907) üçüncü çocuğu olarak yukarı avusturya’da, almanya sınırına çok yakın küçük bir kasaba olan, braunau am inn’de dünyaya geldi. ev kadını olan annesi klara, alois hitler’in 3. eşi ve aynı zamanda da ikinci dereceden kuzeniydi. aralarındaki akrabalık nedeniyle kilisenin özel izniyle evlenen çiftin gustav ve ida adındaki ilk iki çocukları daha bebekken ölmüş, adolf’dan sonra dünyaya gelen edmund ise sadece 6 yaşına kadar hayatta kalabilmişti. 21 ocak 1896’da ise kız kardeşi paula hitler dünyaya geldi.
gümrük memurluğu yapan babası alois hitler’in, 2. eşinden de alois jr. ve angela isimlerinde iki çocuğu vardı. gayri meşru olarak dünyaya gelen alois, 39 yaşına kadar annesinin soyadını (schicklgruber) taşıdı. ziyaret ettiği doğum kayıtlarından sorumlu bir rahibin, üvey babasının ‘johann georg hiedler’ olduğunu ( bir diğer olasılık ise kardeşi johann nepomuk hiedler’di) kanıtlamasıyla ‘hiedler’ soyadını kullanmaya başladı. hiedler, huetler ve huettler gibi şekillerde telaffuz edilen soyadı, son olarak hitler şeklinde yerleşti. (sonraları adolf, politik düşmanları tarafından soyadının aslında hitler olmadığı, schicklgruber olduğu suçlamalarıyla karşılaştı. ayrıca 2. dünya savaşı sırasında, alman şehirleri üzerinden ‘heil schicklgruber’ (yaşasın schicklgruber) ibaresi taşıyan broşürler uçaklardan atılarak müttefik propagandası olarak da kullanıldı.)
alois hitler
yasal olarak hitler soyadı ile dünyaya gelen adolf’un anneannesinin ismi de johanna hiedler’di. ismi eski almanca’da ‘asil kurt’ (adolf = nobelity + wolf) anldıbına gelen adolf, akrabaları arasında kısaca ‘adi’ ismiyle biliniyordu. (adolf hitler, yakın çevresiyle arasında, 1920’lerin başlarından 3. hükümetin düşüşüne kadar ‘wolf ‘ takma adını kullandı. hatta bu durum avrupa kıtasındaki çeşitli merkezlerin isimlerinde de etkili oldu. doğu prusya’da wolfsschanze, fransa’da wolfsschlucht, ukrayna’da werwolf gibi.)
babasının çıkan tayinleri nedeniyle braunau’dan passau’ya ardından lambach’a, leonding’e ve linz’e taşınmalarıyla, ilkokul eğitimini çeşitli okullarda alan adolf, başarılı bir öğrenciydi.
en çok tarih ve coğrafya derslerinde başarı gösteriyordum. işte bu sıralarda "milliyetçi" oldum ve tarihin gerçek anldıbını anlamayı, idrak etmeyi ve bu konuya nüfuz edebilmeyi öğrendim. zevklerim, beni babamın hayatına benzer bir hayata itmiyordu. konuşma yeteneğim, çocukluk arkadaşlarıma verdiğim, ikna edici ve daha doğrusu kandırıcı söylevlerle oluşmaya başladı. kendi kendimi zor idare edebilen küçük bir lider olmuştum. bu arada iyi bir öğrenci olduğumu da söyleyebilirim. çalışmak bana kolay geliyordu. boş zamanlarımda "lambach chanoine"lerin yanında şan dersleri takip ediyordum. (kavgam, bölüm. 1)
linz’de başladığı lisede ise 1. sınıfı yeniden tekrarlamak zorunda kaldı. kendisi gibi memur olmasını isteyen babasının aksine, adolf ona direniyordu ve ressam olmak istiyordu.
konuşma yeteneğim babam tarafından takdir edilmiyordu. ailem benim davranışlarımdan dolayı endişeleniyordu. konuşma hevesim yavaş yavaş kaybolurken, kişiliğime daha uygun becerilerim ortaya çıktı. babamın kütüphanesinde elime geçen askeri konularla dolu çeşitli kitapları ve 1870 - 1871 alman fransız savaşlarına ait yazıları büyük bir dikkatle okuyordum. kısa zamanda kahramanlık, ahlaki düşüncelerimde birinci sıraya geçti. savaşa ve askerliğe ait şeylerin tamdıbını her türlü kaynaktan toplamaya başladım. (kavgam, bölüm. 1)
çizimlerine ve resimlerine çok güvenen adolf, bu konudaki direnişine hiç ara vermiyordu. (1. dünya savaşı’na katılmasından önce, hitler’in 2000’den fazla çizimi ve resmi vardı.)
bir vakitler kendi hayatının en büyük halkalarını oluşturan şeyin, benim tarafımdan kabul edilmemesine bir türlü akıl erdiremiyordu, işte bu yüzden babamın kararı basit, emin ve çok doğaldı. hayat kavgasının kazandırdığı çelik gibi bir karaktere sahip olan babam, benim, daha doğrusu tecrübesiz bir delikanlının geleceği hakkında karar vermesine izin vermiyordu. fakat sonunda iş bambaşka oldu. (kavgam, bölüm. 1)
hitler’in babası geçirdiği felç nedeniyle 3 ocak 1903’te öldü. babasının ölümünden 3 yıl sonra, liseyi terk edip, yetim çocuklar pansiyonuna yerleşen adolf, annesinin de desteğiyle bohem bir hayat sürdürmeye başladı.
benim için meslek problemi, tahmin ettiğimden çok daha kısa bir süre içinde çözülecekti. çünkü, babam daha ben on üç yaşındayken ansızın vefat etti. bir felç darbesi, babamı en güçlü döneminde iken yere vurdu. o dünyadaki hayatını acı çekmeden sona erdirdi. fakat bizi büyük bir üzüntünün içine attı. babamın en büyük isteği, oğlunu, kendisinin ilk günlerinde çektiği yokluklardan kurtarmak için bana meslek sahibi olmamda yardım etmekti. bu isteğini gerçekleştiremedi. fakat bilinçsiz bir biçimde benim içime, ikimizin de aklımızdan geçirmediğimiz bir geleceğin tohumlarını ekmişti. (kavgam, bölüm. 1)
adolf, ağır şekilde hastalandı ve doktor tavsiyesiyle liseden bir yıl kadar uzak kaldı. bu dönem boyunca çizimlerine devam etti.
ciğerlerim feci şekilde hasta idi. doktor anneme beni, gelecekte bir kalem odasına kapamamaya ve özellikle en az bir yıl realschule'deki öğrenimime ara vermeyi öğütledi. gizli isteklerimin ve daha da kararlı mücadelelerimin hedefi böylece bir hamlede sağlanmış oluyordu. hastalandığım için annem realschule'yi bırakarak akademiye girmeme rıza gösterdi. (kavgam, bölüm. 1)
Tümünü Göster