/i/Hayvanlar

  1. 1.
    0
    Lucianno düşünce suçlusuydu. 4 metre karelik
    bir hücreye mahkum oldu, hem de tam 17 sene için ! O kahrolası hücreye yerleştiği birinci gün, her şey normaldi. Aradan birkaç hafta
    geçti. Lucianno düşünmeye başladı. Burada 17 sene nasıl geçer...
    Aradan aylar geçti. Sanki her geçen gün biraz daha mahkum oluyordu
    zavallı
    hücresine.Bir sabah bir karıncanın burnunu ısırmasıyla uyandı
    Lucianno. Onu büyük bir titizlikle parmağının ucuna alıp 'acaba ' dedi. ! 'Acaba bu karıncayı yetiştirip kendime bir dost yapabilir miyim? '
    dedi. Kaybedecek bir şeyi yoktu ve bu denemeye değerdi. Karıncayı yanı başında duran küçük sehpanın üzerine koydu. Karınca karıncalığını yapıp, kaçmaya çalıştıysa da
    Luci bırakmadı onu. Etrafını çevirerek karıncanın kaçmasına engel
    oldu. Onunla konuşmaya ve onu eğitmeye kararlıydı. Başarabilirse
    yalnızlığı sona erecekti. Karınca ile tam üç sene uğraştı. Karşılıksız olsa da konuştu ve dertlerini anlattı ona. Birde isim taktı karıncaya. Tito...
    Bir sabah Tito' sunun ona günaydın demesiyle uyandı Lucianno.Bu
    duyabileceği en muhteşem sesti. Büyük bir heyecanla yatağından dışarıya fırlayıp bağırmaya başladı:Konuştun, Tito sen konuştun. Nihayet konuştun. Günaydın,günaydın, binlerce günaydın dostum...
    Artık bir dostu vardı Lucianno'nun ve bunu hiç kimse
    bilmiyordu. Tito'nun varlığı yazarın en büyük sırrıydı. Kimse duymamalıydı. Gardiyan duymamalı bu
    rüya bitmemeliydi. Bu büyük dostluk tam 17 sene sürdü. Hiç kimse bilmedi Tito'yu.Lucianno, Tito'ya tüm bildiklerini
    öğretti. Konuşmayı, okumayı,yazmayı, dans etmeyi, şarkı söylemeyi, fikir
    üretmeyi... Bildiği her şeyi öğretti. Kah ağladılar,kah güldüler...
    Aradan tam 17 yıl geçti ve bir gün asık suratlı soğuk yüzlü gardiyan
    demir kapıyı araladı. Hazırlan yarın çıkıyorsun, dedi beton sesli
    gardiyan. Gardiyan gittikten sonra Lucianno ağlayarak karıncaya döndü. 'Bitti Tito. Bitti
    büyük dostum. Yarın çıkıyoruz, yarın özgürüz.' dedi. Tito'da ağladı. Yazar Titoya sordu,'Söyle dostum yarın çıkar çıkmaz ilk ne yapalım ?'Tito:'Gidelim
    bir bara ve hayvan gibi içelim' dedi Gülüştüler. Sabaha kadar
    uyumadılar. Hayal kurup bu bu fare kapanından farksız, lavabolu dikdörtgenin ilk defa tadını çıkardılar. Bir anda sanki hücre genişlemiş gibiydi... Sabahın ilk ışıklarıyla son kez açıldı demir kapı. Kapıdan çıkarken son kez
    geri döndü ve ranzasına baktı italyan yazar. Sadece şu iki kelimeydi
    ağzından dökülen:'Vay be... 'Dışarı çıktılar...
    Tito Lucianno'nun omzundaydı. Sabahın körüydü ve mevsim kıştı. Kar lapa lapa yağıyordu. Lucianno bavulunu havaya fırlattı ve 'özgürlük' diye bağırdı. Tito da bağırdı. Yağan kar umurlarında değildi. Yürüdüler kara inat yürüdüler. Özgürlük sıcaklığına kar mı dayanır kış mı...
    Nihayet bir barın önüne geldiler. Tito sordu "Şimdi biz buraya
    girebilecek miyiz?" Avazı çıktığı kadar 'biz artık özgürüz 'diye bağırdı
    Lucianno. içeriye girdiler. içeride sızmış kalmış üç beş adamla kasanın
    başında uyuya kalan barmenden başka kimse yoktu.Bir masaya oturdular... Bir ara Lucianoo'nun gözü masanın yanındaki aynaya ilişti. Hapisten çıktığında yaptığı gibi yeniden mırıldandı 'vay be 'Saçları bembeyaz olmuştu, yüzü buruş buruştu. Yaşlanmıştı Lucianno. Tebessümüne aradan sızan birkaç damla göz yaşı karıştı. !Barmen bize iki bira getir ' diyebildi titrek bir sesle. Barmen yerinden fırlayıp biraları getirdi. Bir adamın iki tane bira istemesinin sebebini bilmiyordu. Bilmesi de gerekmiyordu, bilmekte
    istemiyordu zaten. Biraları bıraktı ve kuş tüyü kasasına geri döndü...
    Lucianno omzundaki dostunu bardağın içine attı. içtiler.Tito da
    içti. içtikçe keyiflendiler. Bir ara Tito bardaktan fırlayıp masanın üzerinde dans etmeye başladı. Elini yüzüne koyup masanın üzerine yaslanmış olan Lucianno büyük
    bir gururla kendi yetiştirdiği dostunun dansını izledi.Bir an durdu ve
    'ne günlerdi be Tito ' dedi. Dertleştiler,biraz sonra yine dans etmeye
    başladı Tito... Tito dans ediyor. Lucianno korkunç bir keyifle bu muazzam manzarayı izliyordu. Bunu mutlaka birilerine anlatmalıydı.iyi bir şey yapmanın belki de en keyifli yanıydı onu biriyle paylaşmak.Ama Lucianno bu keyfi 17 sene hiç yaşamamıştı...
    Özgürlüğünün bu birinci gününde, yıllarca gizli tuttuğu bu büyük ve onur verici sırrı birileriyle paylaşmalıydı. Etrafına baktı, barmenden başka kimse yoktu.'Barmen, barmen !'diye seslendi. Barmen yarı
    uykulu, Lucianno'nun masasına geldi. Lucianno dans eden Tito'yu işaret ederek ,büyük bir heyecanla 'Barmen şuna bir baksana, şuna bir bak... 'dedi. Barmen sessizce parmağını Tito'nun üzerine zütürdü.'Çok af edersiniz beyefendi !'diyerek Tito'yu ezdi...
    Lucianno için Tito,en büyük dosttu,17 yıllık emekti. Barmen içinse
    öylesinebir böcekti. öyle yani
    Tümünü Göster
    ···