beyler onu tekrar nasıl kazanabilirim

sevgilim meltem'le güçlü, güvenilir, sağlam temelleri olan bir ilişkimiz vardı. üniversitede hazırlığın kantininde tanışıp 2. sınıfa kadar hiç kopmadık. bölümlerimiz nedeniyle de aynı sınıfta olduğumuzdan birbirimizden sadece yazları bir müddet koptuk. yaz okulunda tekrar kavuştuk. birbirimizden ayrılmamak için bile basit dersleri bıraktığımız oldu. o derece bağlıydık birbirimize. çevremizde kıskanılan, parmakla gösterilen bir çifttik..

taa ki harimann isimli belçikalı erasmus öğrencisi sınıfımıza gelip, sevimli tavırları, zekası ve yakışıklılığı ile dikkat çekene kadar.. aslında benim için o zamanlar sorun yoktu. çünkü biliyordum, amiyane tabiriyle meltem'i ben parsellemiştim. benden başka gözü kimseyi göremezdi. esasında harimann iyi çocuktu. bende sevmiştim çocugu. yabancı yerler diye ben de sahip çıkıyordum çocuga. hatta evime davet ediyordum. meltem ben harimann ve diğer arkadaşlar evde eğleniyor. çeşitli oyunlar bile oynuyorduk. iyiydik yani. şüphe duyulcak hiç bir davranışı da olmamıştı.

harimann'ın matematiği çok iyiydi. meltem 1. sınıftan bırakmıştı matematiği, yaz okulunda da verememişti. harimann'ın haberi oldu durumdan benim yanımda "istersen birlite çalışabiliriz" dedi. meltem de çoşkuyla "oluuur" dedi. göz göze geldik. bozuldugumu anladı ama sonrasında hiç gönlümü filan almadı. işgillendim. bilirsiniz bu durumları; aklınıza bir kere şüphe düştü mü içiniz içinizi yer kafanızda kurar büyüttükçe büyütürsünüz durumu. ama ben meltem'e hiç bir şey yansıtmadım. diğer yandan da böyle bir şeye ihtimal vermediğimi kendime telkin ederek rahatlamaya çalışıyordum... her neyse meltemle harimann çalıştılar matematiği ve bunu yuttum. ilk sınavı geçti meltem'in 85 gibi meltemden beklenmicek ütopik bir puan alarak. ben bile şaşırdım. harimann'ı kutladım.

aradan bir hafta geçti. dışarıdayım. meltem benim evde temizlik yapıcaktı kız arkadaşlarıyla. rahat rahat temizlesinler diye çıkmıştım. gürültüyü pek sevmem zaten. arkadaşlarla buluştum. cüneyt yanaştı "olum ben harimann muallaksine ayar oluyorum. sürekli kızların yanında yöresinde. hayır o değil meltem'e de yazılıyor gibi geliyor bana" dedi. "saçmalama olum olur mu öyle şey. onlar biz türkler gibi değil. yakın, samimi olurlar ama içleri öyle değil. hem tanısan sende anlarsın" dedi. "bırak ya ne tanıcam huur cocugunu" dedi ve muhabbeti kesti. canım sıkıldı iyiden iyiye. eve gittim. kızlar temizlik yapıyor. bitmek üzere. mutfaktan ses duydum "girls her şey okay" (herimann bardaklara kola koymuş cips mips almıs onları hazırlamış). ne işi var bu elemanın evde ya şaşırdım. meltem'i kenara çektim. "ya sana gelicekmişti evde oldugunu bilmiyormus" dedi. öyle olsa sonradan beni araması gerekirdi. inanmadım ama inanmak istedim. yuttum bu olayı ama iyice kıllandım. her hareketini incelemeye başladım meltem'in.

ziraat kafedeyim. ege üniversitesi içinde bilenler bilir. herimann'ı hazırlık binasının ordan gelirken gördüm. işbankasının orada da meltemi gördüm. ikisini de göz hapsine aldım. herimann meltem'in yanına doğru hızlı hızlı gitti. yanaktan öpüştüler ve 525 durağına doğru gittiler. arkadaşın araabası vardı aradım geldi hemen sağ olsun. hemen 525 in son durağına yani metroya gittik. beklemeye başladık. tahmin ettiğim gibi 2si otobüsten indiler. arkadaşa gitmesini söyledim. gitti. başladım takibe. ucuz bir mekana girdiler yemek yediler. yaklaşık 20 dk bekledim çıktılar. takipteyim yine. büyükpark diye bi yer var izmirliler bilir. orada kuytu köşede pek fazla kimsenin olmadıgı bir banka oturdular. uzaktan izliyorum. ama her hareketi çok net görebiliyorum. herimann meltem'in elini tuttu. ağzına zütürerek öptü. dona kaldım kankalar biliyor musunuz. keşke o an yer yarılsaydı içine girseydim de görmeseydim bu anı. keşke bu kadarla kalsa sonra meltem'i biricik aşkımı, sevdiceğimi kendine çekip öptü. daha sonrasını yazmaya elim aklım cesaret edemiyor. keşke görmeseydim. keşke takip etmeseydim. keşke şüphelenmeseydim de bir haber mutlu mesut yaşasaydım.

eleman nasıl olsa gidecek. neden böyle oldu bilmiyorum sevgilimin biriciğimin sevgisini nasıl yitirdim de bu duruma geldi. inanın bilmiyorum. onu çok seviyorum ona hala çok aşığım. meltem'im bu durumu bildiğimi bilmiyor bile. nasıl söylerim ki. söyleyemem. çok seviyorum onu. ve çok aciz bir durumdayım. keşke onu geri kazanabilsem. ama her şey çoktan bitmiş sanırım.