1. 1.
    -1
    ben yine geldim buraya dıbına koyayım alın birde yazı yazayım size

    "... seni seviyorum demek ruhun ve bedenin bütün zerreleri zikre susamışken, söylenmezse ölmek demekti. söylemem değildi mesele, söylemezsem ölmemdi... "
    ···
  1. 2.
    0
    devamı gelecek huur çocuklar

    edit:ı
    ···
  2. 3.
    0
    herkes biriydi ve herkes daha çok biri olmak için uğraşıyordu
    ···
  3. 4.
    0
    gençliğimde, ilk ve son gençlik yıllarımda olduğu gibi değil ama, orta gençlik yıllarımda, hatta son çeyreğinin iki milim öncesi, sosyal kavramıyla ki bunun kavramlığı beni ilgilendirir, niteleyip yüce ve tanımsız kişiliğime yüklediğim çıldırtıcı kaygıların hem gururlu ya da daha doğrusu kibirli bir bakış açısıyla yaklaşık yetmiş derece dolaylarında, toplum için; hem de biraz farkına varmanın söz konusu olduğu kendim için; farkına varmak yerine şöyle diyelim, ayrımına vararak da benim, yani zatıma mahsuben, bir şey yapılamazlığının, yani kaygıları kastediyorum, bunun umutsuzluğunun, karamsarlığının getirisi durumunda vuku bulan ;içimdeki tarifsiz şeyler; gibi değil, tükenmek ama bir şey yapamaz, sunamaz, bir şey üretemezliğin, gençlik kırgınlığıyla buluşarak hadi hadi hadi bir şeyler olsun artık dercesine ve ne olursa olsun tatminsizliğin yarattığı sürekli yitmek, tükenir olmak güdüsünü, güdü değil, durumunu, durum değil, halini terk edemezliğin ama bunu artık, terk etmeyi de yani, istemezliğin, bir boş, bir boşlukta, yorgun, argın, yalnız ve dinmiş tarafı olsa gerek desem şimdime, şimdilerime, kendimi işin içinden çıkarmak, kurtarmak için bir şey yapmış olamayacağıma, tüm bu boş sözler bir işe yaramayacağına göre neden konuşayım deyip, sözü bana düşman olan ben-e atışımdır bu cümle.

    dördüncü tekil şahıs-güray süngü
    ···
  4. 5.
    0
    hala yazacağım huur çocukları sizi
    ···
  5. 6.
    0
    benim yaşadığım dünyada başka olasıklar vardır. bir çocuk beş elma almaya gittiyse, ama eve sadece iki elmayla dönerse; insanlar onun üç elmayı yediğini düşünür.
    benim dünyamda ise; ona verilen paranın beş elma almaya yetmediği olasılığı vardır.eve gelirken onları kaybetmiş olabilir, yolda aç biriyle karşılaşmış ve elmaları onunla paylaşmış olabilir.
    benim dünyamda her şey mümkündür ve her şey görecelidir.

    paulo coelho - zahir
    ···
  6. 7.
    0
    alın dıbına koyduklarım
    ···
  7. 8.
    0
    '' ... haftada bir kere ortak teyzelerine, halalarına akşam yemeğine gittiklerini söyledi, bazan, akşamları konak sineması' na gittiklerini söyledi.

    'biliyorum' dedi, belkıs 'sizi görürdüm. sen hayatından memnun, lobideki resimlere bakarken, kolundan şefkatle tuttuğun karını balkona çıkan kapıya kalabalıkla birlikte zütürürken o, duvardaki afişlerde ve kalabalığın içinde kendisine başka bir dünyanın kapılarını açacak başka bir yüz arardı. senden çok uzakta bir yerde yüzlerin gizli anldıbını okuduğunu anlardım.'

    galip sustu.

    'beş dakikalık arada sen hayatından memnun uslu bir koca gibi karını sevindirecek hindistan cevizli çikolatayı ya da buzlu pengueni almak için tahta kutunun altına parayla vuran satıcıya el ederken ve ceplerinde bozuk para ararken, ben, sinemanın soluk ışıkları altına perdedeki halı süpürgesiyle ya da portakal sıcağı rekldıbına mutsuzlukla bakan karının o reklamlarda bile kendisini başka bir ülkeye zütürecek sihirli bi bildirinin izlerini aradığını sezerdim.!

    galip susuyordu.

    'gece yarısına doğru insanlar, birbirlerinden çok, birbirlerinin pardesü ve paltolarına yaslanarak konak sinemasından çıkarlarken, ben, sizin de kol kola girip önünüze baka baka evinize yürüdüğünüzü görürdüm'

    'en sonunda,' dedi galip, belli belirsiz bir öfkeyle ' bir kere sinemada görmüşsün bizi.'

    'bir değil, on iki kere sinemada, altmış kereden fazla sokakta, üç kere lokantada, altı kere dükkanda gördüm sizi. tıpkı çocukluğumda yaptığım gibi, yanındaki kızın rüya değil, ben olduğumu düşünürdüm.'

    bir sessizlik oldu...

    orhan pamuk-kara kitap
    ···
  8. 9.
    0
    huur çocukluğu yapmadan okuyun hepsini
    ···
  9. 10.
    0
    "insanların çoğu hayatlarının sonunda geriye dönüp baktıklarında molalarda yaşadıklarını görürler. taktir etmeden ve zevk almadan yanlarından geçip giden şeyin aslında hayatları olduğunu gördüklerinde şaşırırlar"
    ···
  10. 11.
    0
    bir küfür bir yazı beyler .
    ···
  11. 12.
    0
    beş yaş insanın en olgun çağıdır;sonra çürümeye başlar.

    alper canıgüz / oğullar ve rencide ruhlar
    ···
  12. 13.
    0
    yazarım kimsede engellemesin o.çları
    ···
  13. 14.
    0
    söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil - fuzuli.
    ···
  14. 15.
    0
    "hint meçhule açılan kapıydı, meçhule yani insana. dört yıl ganj kıyılarında vecitle dolaştım, sağ dediler... saint-simon'la uğraştım iki yıl, çağımız onunla başlıyordu, sol dediler. hint'i yazarken tek amacım vardı. asya'nın büyüklüğünü haykırmak, yani bir vehmi devirmek, bir iftirayı yok etmek. saint-simon'u putları yıkmak için kaleme almıştım. her iki kitapta peşin hükümlerin rahatını kaçırdı, ne sol'un hoşuna gittiler, ne sağ'ın. anladım ki, bu iki kelime, aynı anlayışsızlığın, aynı kinlerin, aynı cehaletin ifadesidir." (bu ülke)
    ···
  15. 16.
    0
    sevişmeden okuyun
    ···
  16. 17.
    0
    cemiyetle beraber hakikatler de gelişir.tek tehlike bunu kavramamak, kızıl şal görmüş i̇spanyol boğası gibi, her düşünceye ve her düşünene saldırmak: bu canım memleket bu yüzden bir cüzzamlılar ülkesidir.(jurnal
    ···
  17. 18.
    0
    kendi hatası için özür dilemeyi beceremeyen bir insan kadar sefil bir yaratık yoktur.
    zoran drvenkar-sorry.
    ···
  18. 19.
    0
    okumayanı giberim
    ···
  19. 20.
    0
    '' kendinle ilgili daha derin bir bilgi edinemiyorum, bunları anlatışımdan çıkarılabilecek yeni bir anlam. bütün bunları size anlatmam için hiçbir neden yoktu. bu itirafın hiçbir anlamı yoktu... aklıma gelmezdi hiç, insanlar iyi midir, insan kendini değiştirebilir mi, insan bir duygudan ya da bir bakıştan ya da bir jestten haz duyarsa dünya daha iyi mi olur, ya da başka birinin iyiliğini ya da aşkını kabul ederse. hiçbir şey olumlayıcı değildi, ' ruh cömertliği' lafı hiçbir şeyi açıklamıyordu, bir klişeydi, kötü bir şakaydı. ciks aritmetiktir. bireysellik mesele değil artık. zeki olmak neye yarar ki. aklı tanımla. arzu -anlamsız. zeka hiçbir şeyi iyi edemez. adalet öldü. düşünmek yararsız, dünya anlamsız. kötülük dünyanın tek sürekliliği. aşka güvenilmez. yüzey yüzey yüzey, insanın anlam bulabildiği tek şey yüzey. benim gözümde uygarlık buydu. devasa ve tırtıklı bir bıçak ağzı gibi.''
    ···