beyler mushroomm la interrail maceramız koşun

hikayene gore solerim mal gitmesek heralde bu kadar amsterdam kismini anlat diye israr etmem hadi bakalim salliyon mu yoksa gercekden mi anlatiyon

beyler bu arada niyeti olan varsa interraile haritasız çıkma gafletinde bulunmayın gibimsonik bi haritaya 6€ gibi bi para verdim. neyse aldığımız eşyalar yiyecekler falan bi iki gün yetti bize. ilk durak bulgaristandı. sofyaya vardık. olm avrupadaydık lan. herşey çok farklı bilader adamlar çingene falan diye bekliyordum ben. hiç alakası yokmuş. sokaklarda yürümeye başladık arabalar izin veriyor geçmen için karşıdan karşıya trafik ışıkları ikinci planda insanlık hat safhada. alışveriş merkezlerinde güvenlik görevlisi falan yok böyle çanta arayan tipler. herşey ilk baştan güzel başladı için acayip keyifliydik. en çok dikkatimi çeken şeyde dıbına kodumun ülkesinde arabaların, yolların, çevrenin sessizliği sukunetiydi.

@20 olm bana likya yolu işinden filanda bahsetmiştin bu yaz interraile gitmezsem likya ya gidicem amk

panpa şöyle diyeyim. i am'sterdam yazısın önünde fotoğrafları koymak isterim ama ifşa etmem lan kendimi. kusura bakma.

sofyada 1 gün arkadaşımda konakladık tıp okuyor bin kurusu sofyada. gezdirdi biraz bulgarcada bildiğinden rahattık.

ingizlice konuşmuyor lan bulgarlar öyle de mallar. daha önceden duyumlara göre bulgarlara türk olduğumuzu söylemiyoruz zaten rahat tipleriz kimse de gelip sormuyor.

neyse o gece yaklaşık bir 20 euro içki ve yemek olaylarına para verdik daha sonra da gara bıraktı berk bizi. ilk gün iyi geçmişti. ama diğer günler başka ülkelerde tanıdık olmadığından konaklama durumu sefalet işine dönüşekti.

bükreş ve belgrad sonraki duraklardı, bükreş baya kasıntılı bi geceydi bizim için çünkü benim çanta patlamıştı fazla gereksiz eşya falan da almayın amk yanınıza giderseniz, bir de sağlam bir çanta edinin. neyse, çantayı falan ayarlamıştık. istanbul'dan iki kız vardı yanımızda onlarda bizimle belgrada kadar gelecekleri. sonra başka planları mı ne varmış kanka ayağına mushroomm kızlardan birini zütürünce (güzel olanı kaptı orosbu) ben de diğer karıya yavşadım.

sonuç hüsranıd tabi amk ama ben bu durumu baya içerleyip karıdan para istedim biraz. laga lugayla yüz euroyu cebe indirdim. bükreşe gidene kadar mushroom karıyı zütürdü birlikte uyumalar falan.

bu bin ilk kroluğu yaptı amk utandık falan gibtirdik gittik. kızın numarasını falan aldım ama antalyada olduğum için zor görüşüyruz hatunla. neyse konuya dönüyorum. çanta olayını hallettik biraz benim çanta boş olduğu için birazını ben aldım ama çanta baya ağırlaştı. o yüzden abi çok eşya almayın sakın laptop almayın direk çalınma riski var mesela. sadece yanımızda fotoğraf makineleri var.

ov yee de gsfde ben de gsfdeym o yüzden slr ve yarı profesyonlrmz yanımzda.

garı bulmak için romanlarla konuşma çabaları olumsuz gidiyor anlıyorum ki ingilizce bilen insan sayısı çok az avrupada.

bir şekilde gara ulaştık. erken gitmişiz amk bir de hava soğuk beklerken zütler donuyor. neyse free shoptan lucky strikelerı almışız içiyoruz. tren geldi ve direk uyuduk. sonraki durak ise belgrad binler.

ayrıca romanya ve bulgaristan zaman kaybı binler.

devam et amk güzel bilgiler veriyorsunuz

evet tercihiniz yunanistan olsun her şekilde daha tatmin edici. belgrada gelene kadar trende bi kaç kez sigara içtik, alman bi çift vardı jonas ve deniz almancı türklerden ama kafa kızdı. hala ondan aldığım cdyi dinlerim. trende sigara içmek yasak ama pulman aralarında içebilirsiniz. yarım sigaradan fazlasında adamlar geliyorlar. belgrada vardığımızda jonas la deniz de biraz alışveriş için bizle indi.

belgrad renkli bi yer, sağlam kafe kültürleri var adamların. adını unuttuğum bi kahve içtimdi hala tadı damağımdadır. bu arada kimseyle fazla muhattap olamıyorsunuz. fazla dialoğa girmeyin derim esnafla şuyla buyla. ama insanlarla sohbet etmekten kaçınmayın.

belgrad'da şatoya gitmenizi tavsiye ederim etkileyici içmekan orasıydı. ayrıca fotoğraf içinde şahane bir yer olduğunu söylemeden edemeyeceğim. geceyi isis kartı olanlardan para almayan yiyecek ve yatacak yer veren bi dormda geçirdik. ertesi sabah tren vardı.

tren saatlerini yanınızdan ayırmayın binler. aklınız hep orada olsun.

@1 dıbına koyam senin yatıp uyuycaktım ama mushroom diyince akan sular duruyo işte

gibleniyor muyuz lan?

oricinal hikaye gibi len du bakayım iyiymiş devam edin binler

neyse amk ilginç şeyler yedikten sonra gara gittik. 4. güne girdik amk leş kokuyorz. tren beklemektense bir spor salonuna gittik amk. adamlar mal mal bakıyor. ingilizce derdimi anlatamam sorunu yine var.bu arada bağırarak türkçe konuşma tribini adamlar da yapıyor bize özgü değil bunu anladık. neyse abi gymde 10 euro vererek bir spor aktivitesinde girdik. aslında amacımız sadece duş almaktı. terledik biraz ve duşu alıp bir şeyler yedikten sonra gara geri döndük. yorgunluk çöktü spordan sonra. neyse bu arada hiç ummudğumuz gibi karı kız olmuyor. göçebe gibiyiz amk. büyük çantalar ve rahat kıyafetlerle zor. samimi bulanlar oluyor ama bir yere kadar.

gara gittik ve treni bir saat bekledikten sonra içine atladık. 2 saatlik bir yol olan budapeşteye doğru yol almaya başladık.

trene binmemizle inmemiz bir olmuş gibi oldu. çünkü günlerin yorgunluğu çıkmaya başlıyordu artık.

anlatın anlatın

upayın lan başlığı bu ne amk

hey yavrum hey... bu ne bohemlik lan. öğrencilikte olur anca.

budapşeteye geldiğimizde taksiye binme gafletinde bulunduk. tuna nehrinin yakınlarında bi yerlerde gezmek istiyorduk, taksi en fazla ne kadar tutar ki diye düşündük bindik. yarağı yediğimizin resmiydi o an.

iyi bi miktar para bayıldıktan sonra taksiye buda tarafında bildiğin döner falan yapan bir yerde döner yedik. insanlar hala garip geliyor lan budapeşteden sonra bana. herkes entel gibi amk. farklı kafalar yaşıyorlar. biraz fotoğraf çekme, biraz dinlenme aksiyonundan sonra akşam takılmalık bi yer bulduk. bar gibi bi mekan ama yeraltı kısmı falan var. içeride karılar kızlar baya iyiydi.

oturup kök birası falan içtik. bu arada kök birasını karamelli tavsiye ederim çok iyi oluyor. oturup içtik ışıklar falan yanıp sönmeye başladı birden. striptiz şovu varmış içeri girerken 5€ o yüzden almışlar. karı inanılmazdı hala düşünüp attırırım.

hızlı anlat yoksa altına işerim senin

neyse abi o bardan çıktık yine eli boş. otel aramaya başladık. işin güzel yanı budapeşte kültürlü bir şehir ve insanlar ingilizce konuşuyor.

otel önerildi falan. bu sefer taksi falan binmiyoruz gidiyorz yürüyerek. neyse bir otel bulduk. izbe sayılmaz ama iyi de değil. resepsiyondaki adam inglizcede bilmiyor amk. neyse bir şeyler dedi içerden bildiğin türk geldi. adam derdimizi anlattık falan adam güldü sorular sordu konuşuyorz mal mal. 25 euroda anlaştık en sonunda. girdik odaya duş aldık ve hemen uyuduk.

bu arada uyku çok önemli lan iyi uyuyun binler

bu başlık biraz daha yavaş akarsa ben bildiğin iyi uyuyacam..