1. 1.
    +4
    adaya mı düştünüz amk millet uçakla düşer bunlar metrobüsle düşüyor fakirliğe bak
    ···
  2. 2.
    +1
    o sabah her zamankinden farklıydım sanki beynimde filler gibişmişti. geceleyin bir şeyler olduğu aşikardı ancak anlayamıyordum. metrobüste en ön koltuğa oturmuştum. son hatırladığım şey yanımda yoğurt gibi bir şey taşıyan bir amcanın "kaptan çok hızlı gidiyorsun yavaş" demesi oldu. sonra ne olduğunu anlamadım bir şimşek çaktı sanki, boşlukta buldum kendimi. akabinde gözlerimi zar zor açabiliyordum etraf ateşliydi ve havada süzülüyordum, kilometrelerce yükseklikteydim ve yüzüme vuran rüzgarı hissedebiliyordum donmuştum ama etraf ateş turuncusuydu. düşüyordum.
    ···
  3. 3.
    +1
    @3 kahkaha attım oç
    ···
  4. 4.
    +1
    Ben okuyom
    ···
  5. 5.
    0
    doktor anlattıklarımı duyunca şok oldu. sanki bir şeyler biliyor gibiydi. "doktor ne oldu?" diyordum, susuyordu. çok büyük bir şey keşfetmişti sanki o an. bir an için donuk gözlerini bana çevirdi: "yavrum, eğer ciddiysen dostum nikola haklıydı... " nikola mı diye sordum, gözlerim alevlendi birden ve nikola tesla mı? diye sordum. gözlerini bana şiddetle çevirdi. "sen nerden biliyorsun?" dedi. alternatif akımı keşfeden kişi o, nasıl bilmem. 21.yüzyıl ders kitaplarında onu okutuyorlar. dedim. gözleri parladı. "oğlum, sen ciddisin!"
    ···
  6. 6.
    0
    ne takıldın?
    ···
  7. 7.
    0
    nihayet doktorun evini buldum, doktor bir anda kapısını kapattı. "hainsin sen, aramıza nasıl sızdın? ellerinden nasıl kurtuldun?" dedi. fakat zeki bir adamdı, bağırıp çağırmadan evvel bana da konuşma şansı tanımıştı. kendisine her şeyi anlatacağımı söyledim, elinde tüfek, bana doğrulttu ve "içeri!" işareti yaptı. ben girdikten sonra şöyle bir dışarıya bakıp kapıyı kilitledi. oturdum. "anlat! yoksa mideni mermiyle doldururum." dedi. şakası yoktu.
    ···
  8. 8.
    0
    Reserve
    ···
  9. 9.
    0
    doctor who samanyolu tv uyarlaması amk
    ···
  10. 10.
    0
    doktorun evini ararken düşünüyordum. bari geçmişe döndüm savaşın kaderini değiştirebilirim diyordum.
    ···
  11. 11.
    0
    cikse neden girdin amk
    ···
  12. 12.
    0
    sabah ilk iş beraber santrale gittik. askerlerle dolu olacağı için bana peruk ve takma bıyık verdi, bir de giysilerimi değiştirdi tabi. vaktiyle bunların bir oğulları varmış benim gibi 185 cm boyunda yağız bir delikanlı. fakat askere gittikten sonra gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuş, ne cesedi bulunabilmiş ne de bir ipucu. onun giysilerini vermişti bana ihtiyar doktor, gözleri dolarak.
    ···
  13. 13.
    0
    santrale gittik, doktor içeri girdiği an askerler selam durdu. doktor aynı zamanda bir binbaşıymış. santraldeki askere "oğlum beni new york'a bağla" dedi. 170 boylarındaki kara delikanlı "emredersiniz komutanım!" dedi telefonun başına geçti. 2 saat sonra hattı yakalamayı başardı. doktor "please let me talk with nicola tesla" dedi. çok düzgün ve akıcı bir ingilizce'si vardı çok şaşırdım. birkaç dakika içinde nicola tesla telefondaydı. inanamıyordum.
    ···
  14. 14.
    0
    "my friend, nicola. i hope you're well. look, there is someone here asserting that he came here from the future, could it be true?" karşısındakini dinleyip "hmm, you're right, forgive me" gibi şeyler söylüyordu. ardından "okay my dear friend, i am looking forward to seeing you again. i know you understand it's a very important issue but control your excitement. it might come to you as a harm. by the way, i know i musn't speak of these issues on a phonecall but be careful about those guys you told me about."

    türkçe mealleri: "hey dostum nicola, allah iyiliğini artırsın nasılsın? bak, burada gelecekten geldiğini iddia eden birisi var, bu doğru olabilir mi? nikola bir şeyler diyor. "hmm anlıyorum, afedersin." "peki dostum, seni tekrar görebilmeyi iple çekiyor olacağım. bunun önemli bir mesele olduğunu anladığının farkındayım ancak heyecanını kontrol etmelisin. bu sana zarar verebilir. bu arada, bunları burada konuşmak doğru değil ama bana bahsettiğin o adamlar hakkında da dikkatli ol."
    ···
  15. 15.
    0
    doktor söylediklerini açıklamaya çalışmadan önce "ne zaman geliyor?" dedim heyecanla. "bu dilden anlıyorsun, çok ilginç." evet dedim gelecekte okullarda ingilizce öğrettiklerini daha önce abd'de bulunduğumu söyledim. şaşırdı, o an başka neler öğrettiklerini merak etmiş olmalıydı.
    ···
  16. 16.
    0
    okuyan var mı?
    ···
  17. 17.
    0
    tam bu sırada askerlerden biri benden kuşkulanmış olmalıydı ki yanındaki bir askerle konuştu. o da dışarı çıktı, durumu anlayıp doktora söyledim. doktor hızlı adımlarla binadan çıkmaya yeltendi. askerlerden biri önüne geçip "afedersiniz efendim fakat geçmenize izin veremeyiz." dedi. "ne demek oluyor bu böyle, asker, önümden çekilmeni emrediyorum." "efendim, sizin için çekilirim ancak yanınızda bir vatan hainini saklıyorsunuz." dedi. çevredeki askerler tüfeklerini çıkarıp bize nişan aldı. doktor kızgınlıktan kıpkırmızı oldu fakat bir şey yapamadı. arkasını dönüp belindeki küçük tabancayı işaret etti. "ne yapman gerektiğini biliyorsun evlat." diye fısıldadı.
    ···
  18. 18.
    0
    belindeki silahı çektiğim gibi doktorun kafasına dayadım. "geri çekilin! yoksa binbaşıyı gebertirim!" diye bağırdım. askerler çaresizce önümü açtı. bina girişinde ismet paşa'yı görüyordum, elindeki tabancasıyla arkasında 4-5 kadar askerle bana nişan almışlardı. yavaş ve usulca kaçıyordum. derken ismet paşa'dan tüylerimi diken diken eden o korkunç emir geldi: "kaçmalarına izin veremeyiz! atış serbest!" pat pat pat pat!
    ···
  19. 19.
    0
    bütün mermiler doktora saplandı, binbaşı kollarımda can veriyordu. yere yatırdım, bana döndü: "tesla, 13 nisan." son kelimeleri bunlar oldu. askerler üzerime koşuyordu. binbaşının ölü bedenini orada bıraktım ve bütün gücümle kaçtım. vücudum laktik asitle yanıncaya kadar koştum ve sonra biraz daha koştum. bir ormanın içindeydim ve çıkışı bulmak zorundaydım. arkamda ise köpek ve silah seslerini duyuyordum.
    ···
  20. 20.
    0
    devamı yarın...
    ···