0
Her şey bulunduğu ortamda en iyisidir. Fakat genel olarak, bütün eşya içerisinde en iyi ve en güzel olan bir şey vardır. Mesela: Kur'an-ı Kerimde insanın ahsen-i takvimde yani, en güzel kıvamda yaratıldığı ifade edilmiştir. Buna göre, diğer mahlukat ekgib mi yaratılmış oluyor. Hayır. Onlar da kendi alanlarında en güzel mahlukattır. Misal olarak, güneş kendi alanında en güzeldir. Yani güneş olmazsa insanların hiç birisi yaşayamaz. Ama insan genel itibariyle en güzeldir. Güneş ise, bulunduğu ve icra ettiği iş cihetiyle en güzelidir. Bu örnekleri artırabiliriz. koyun, toprak, meyveli ağaç, melek v.s. bunlar kendi alanlarında en güzel ve mükemmel mahlukattır. Bu durum da insanın en mükemmel olması, diğer mahlukatın mükemmel olmadığı veya ekgib yaratıldığı anldıbına gelmemektedir.
Çünkü, bu koyunlardan daha güzel bir koyun tasavvur edilmez. Bu deveden daha güzel bir deve, bu güneşten daha güzel bir güneş hayal edilmez. işte aynen onun gibi, gönderilen semavi kitaplar kendi zamanlarında gönderilmesi gereken en mükemmel kitaplardır. Nasıl ki, bir ilk okul çocuğuna çarpım tablosunun öğretilmesi, ne ekgibtir ne de fazladır. Fakat üniversitedeki öğrenciye çarpım tablosu değil daha ileri dersler verilir. Bunun gibi, Kur'andan evvel gelen kitaplar, kendi zamanlarının en iyisidir ve o zamanlarda onların gönderilmesi hikmettir, ekgiblik değildir. Bu açıdan her Peygamber ve Ona verilen her vahiy kendi döenminin en mükemmeli ve en güzelidir.
Ancak tabiri uygun ise, insanlığın tamamı bir Kitaptan ve bir Peygamberden ders alacak yüksek okul örencileri gibi bir seviyeye gelince Kuran gönderilmiştir.
Madem ki en yüksek ilim üniversitede veriliyor. Öyleyse üniversitede verilen ilim, ilkokul çocuklarına da verilsin, diyebilir miyiz. insanlık da bir eğitim kurumu gibidir. Her devir bu okulun bölümleri gibidir. Bu bölümlerin hocaları da Peygamberlerdir. Hz Adem’den bu yana insanlık, hocalarından ders alarak sanki üniversite seviyesine gelmiş ve islam dininin mükemmel derslerini alma kabiliyeti kazanmıştır. Bu nedenle en son ve en mükemmel din en sona bırakılmıştır. ilk okulda da matematiğin özü vardır. Ama ders onların seviyesine göre verilir ve hoca bütün bildiği şeyleri değil de anlayacakları şeyleri anlatır.
işte diğer peygamberler de insanlığa seviyelerine göre ilim vermiş ve onları yetiştirmiştir. Sonuçta bütün yönleriyle ders alma seviyesine geldikleri için islam Dini ve Yüce Peygamberi gönderilmiştir.
-Allah(cc) daha önce göndermiş olduğu incil ve tevratın bozulmasına izin verirken neden kuranı kerimi korudu? Allah kendi sözlerinin değişmesine neden daha önce izin verdi?
1- Hikmetini anlayamadığımız bazı şeylerde Allah’a bırakmak, imanımızın kemalini ve dinimizdeki sadakatimizi gösterir.
2- Allah’ın yeryüzünde yarattığı şeylerin hepsi bir değildir. Kimini sebeplere bağlar, kimini sebepsiz vasıtasız yaratır. Mesela insanların hepsi bir anne ve babadan gelirken Hz. Ademi (as) hem anne hem babasız, Hz. isayı babasız, Hz. Havvayı da annesiz yaratmıştır. Demek ki umumi kanunların dışında bazen hususi olarak hareket etmektedir.
Ayrıca ateş yakar, ay ikiye yarılmaz, ağaç yürümez, asa yılan olamaz. Sebepler açısından böyledir. Ancak, Hz. ibrahim yanmamış, Ay ikiye ayrılmış, ağaç Peygamberimizin emriyle yürümüş, Hz. Musanın Asası da yılan olmuştur. Allah’ın izniyle ve muradıyla bunlarda değişiklik olmuştur.
Yine bazı Peygamberler gelmiş, gönderildiği ümmetleri tarafından öldürülmüştür. Ama Hz. Musa, Hz. ibrahim, Hz. muhafazid (asm) gibi bazı Peygamberlerini de muhafaza ederek korumuştur.
işte aynı durum kitaplar için de geçerli olabilir. Diğer kitapların değiştirilmesine müsaade eden Allah, hususi olarak lütfüyle Kur’an’ı Kerim’in değiştirilmesini engellemiştir. Bu sebepten dolayı Kur’an’ın özel koruması altında olduğunu belirtmiştir. Hz ibrahim’i ateşte yakmayıp koruyan Allah, Kur’an’ı Kerimi de değişiklikten muhafaza etmiştir.
Şimdi nefis ve şeytanımız, neden diğer Peygamberlerini öldürülmekten korumadı da Hz. ibrahim’i korudu diyemeyeceği gibi, bu konuda da fikir beyan edemeyecektir inşallah.
3- Peygamberimizin diğer Peygamberler arasındaki konumu bellidir. Alemlere rahmet olarak gönderilmiş ve Peygamberliği belli bir zamana ve belli bir döneme ait olmayıp, bütün zaman ve dönemleri içine alıyor. Hem de insan ve cinlere gönderilmiştir. Diğer Peygamberler öyle değildir.
Öyleyse bu Peygamberin kitabı da bütün zaman ve mekanları içine alacak şekilde olmalıydı. Eğer değiştirilemez mührü olmasaydı, insanlar bu kitabı da değiştireceklerdi. Bu mühür onu korumuştur.
4- ister bir önceki kitap tahrif olsun, ister olmasın, Allah’ın hikmetinin uygun gördüğü zamanlarda farklı kitaplar, farklı şeriatler gelir.
5- Bütün kitaplar, Allah’ın uygun gördüğü hak dinin temel maksatları olan iman esasları konusunda hiç değişmeden devam ede gelmişlerdir. Şu var ki, her zamanın anlayış kabiliyetine uygun olarak, farklı üsluplar kullanılmış, farklı tasvirler yapılmış, farklı detaylar verilmiştir. Aynı matematik dersi olsa da, ilk okul çocuklarına verilen ders ile, üniversite öğrencilerine verilen dersin üslubu, tasviri ve detayları elbette değişik şekillerde olur.
6- Dinlerde iman esasları aynı kalmakla beraber, füruat denilen şer’î hükümler ve muamelelerin zamanın şartlarına göre yeniden düzenlenmesi hikmetin gereğidir. Kış elbisesi ile yaz elbisesi farklı olduğu gibi, hak dinlerin insanlara giydirdiği şer’î elbiseler de farlıdır.
7- islam dini, kıyamete kadar uygulanabilirliği olan Tevrat ve incil’de olan evrensel olan bazı hükümlerini de içine almıştır. Uygulanabilirliği olmayanları ise, rafa kaldırmıştır.
8- Eski peygamberler, bütün insanlara değil, sırf içinde bulundukları topluluğa gönderilmiştir. Yalnız, Hz. muhafazid(a.s.m) son peygamber olarak, hem kıyamete kadar bütün zamanlara, hem bütün bölgelere, hem de bütün insanlara gönderilmiştir.
9- Allah isterse hiçbir kimse ona karşı bir şey yapamaz. işte Kur’an’ı muhafaza ederek bunu göstermiş oluyor.
Tümünü Göster