+213
-21
Erkekler için döllemek çok masrafsız bir olay olduğu için, gün içerisinde teorik olarak 10larca dişiyi dölleyebiliriz. Kaybettiğimiz hiçbir şey de olmaz. Eğer çocuk yaşarsa yada güçlü olursa neslimizi sürdürebilmiş oluruz, ölürse yada zayıf olursa da zaten bir sürü kadını dölleyebildiğimiz için çok fazla şey kaybetmeyiz. Çocuklarımızdan biri ölürse diğeri yaşar. Ne kadar fazla dişiyi döllersek neslimizi sürdürme ihtimalimiz o kadar artar anlayacağınız.
Ama dişiler için bu geçerli değil. Dişiler partner seçiminde bizden çok ama çok daha dikkatli olmalılar, zira 9 ay içerisinde sadece tek kişinin çocuğunu/çocuklarını taşıyabilirler. Bu da 9 ay içerisinde en fazla birkaç tane çocuk demek. Bu ne anlama geliyor? Bu çocukların dişi için çok değerli olduğu anldıbına geliyor. Zaten bu yüzden, "baba sevgisi" diye bi kavram pek kullanılmazken, "anne sevgisi" kavramı bu kadar fazla kullanılır. Çünkü biz annemiz için çok daha önemliyiz. Eğer dişinin yavruları ölürse, yeniden çocuklarının olması için aylarca beklemesi gerekir. Zaten ömrü boyunca sahip olabileceği çocuk sayısı sınırlı, dolayısıyla çocuklarını kaybetmesi neslini sürdürme ihtimalini ciddi derecede düşürür. işte bu yüzden dişi çocuklarının zayıf olmasını yada ölmesini göze alamaz. Keza bu hayatını sürdürebilmesi açısından da önemli. Hamilelik sırasında ona bakabilecek/onu koruyabilecek bir eşe ihtiyacı vardır ki ölmesin. Hülasa eşlerinin güçlü olmaları, dişilerin hem hayatta kalmaları hem de nesillerini sürdürebilmeleri için çok ehemmiyetli. Dişilerin 9 ayda en fazla birkaç çocuğu olabilecekken, erkeklerin onlarca, teorik olarak yüzlerce çocuğu olabilir.
Bu yüzden de, dişinin gözü her zaman genetiği en iyi olanlardadır. Nam-ı diğer hypergamy. Dişi HER zaman en güçlü olanla üremek ister ki hem hayatını hem de neslini sürdürebilsin.
Mesela 10 üzerinden puanlama yaparsak, 10 puanlık bi adam 1 puanlık dişilerle ilişkiye girebilir. Ama 10 puanlık bi kadın asla 1 puanlık erkekle ilişkiye girmez. işte nedeni bu anlattıklarım.
Şimdi size başka bir örnek verip bu durumu çok daha iyi anlayabilmenizi sağlayacam. Diyelim ki karpuz yetiştiriyorsunuz. Her hasatta, 100 karpuz içinden en tatlı 10 karpuzun çekirdeklerini alıp dikerseniz, 100 hasat sonra karpuzlar ne kadar daha tatlı olur?
işte bizde de aynı durum geçerli. Erkeklere dikkat ederseniz, belli bir kısmı hiç kız arkadaş edinemezken, belli bir kısmı 10 tane karıyı aynı anda idare eder. işte bunun mantığı da buradan geliyor. Kızlar alttaki %90'lık kısımın prensesi olmak yerine, üstteki %10luk kısmın paspası olmayı tercih ederler. Bunların hepsi sizin de muhtemelen etrafınızda gözlemlediğiniz şeyler. Hem kendilerine kötü davranıldığını söylerler, hem de onlarla çıkmaya devam ederler. insanlar buradan şöyle bir çıkarım yapıyo "seven öpülür, öpen sevilir", işte tam olarak öyle değil.
Onların "öpme" sebepleri GÜÇLÜ olmaları zaten. Bunu biraz daha değiştirip, "GÜÇLÜ olan öper GÜÇSÜZ olan öpülür" yapmamız daha uygun olur.
Sözün özü, karılar konusunda başarılı olmak istiyosanız iyi kalpli, serseri, efendi, kötü kalpli, x, y, z değil, GÜÇLÜ olacaksınız. Burada fiziksel gücü kastetmiyorum, size "güç" sağlayacak her şey olabilir. Fiziksel açıdan, finansal açıdan, statü açısından, entelektüel açıdan, etc.