1. 376.
    +5
    Havuzlu çarşıda buluşacaktık. Hatay’da oturan bilir beyler nostalji cafe vardır havuzlu çarşıda. Ercanla her buluştuğumuzda oraya giderdik zaten. Zeynep ile de orada buluşacaktım.

    Aklıma havuzlu çarşı dediğimde ecrin geliyordu, hep o geliyordu.

    Beni bekletişi, yağmur altında perişan oluşum, yağmur damlalarının burnumdan, kulaklarımdan yere damlayışı, sonra aniden gelişi, asansör, beraber uyumamız…

    Bu duygusal zevklerin yanında cinsel zevkler önemsiz kalıyordu.

    Meydanda zeynep’i gördüm, benden önce gelmişti. Halbuki ben de tam vaktinde gelmiştim.
    Baş selamı verdim. Hiçbir şey olmamış gibi gülümsüyordu. Bu yüzsüzlüğü beni sinir etse de kibar olmaya çalıştım.
    ···
  2. 377.
    -1
    ···
  3. 378.
    +1 -1
    ···
  4. 379.
    -1
    ···
  5. 380.
    -1
    ···
  6. 381.
    -1
    ···
  7. 382.
    -2
    ···
  8. 383.
    -2
    ···
  9. 384.
    -2
    ···
  10. 385.
    -1
    hızlı amk ya beklemekten bıktım
    ···
  11. 386.
    -2
    ···
  12. 387.
    -2
    ···
  13. 388.
    -2
    ···
  14. 389.
    -2
    ···
  15. 390.
    -2
    ···
  16. 391.
    -2
    ···
  17. 392.
    0
    valla kardeş hızlııı
    ···
  18. 393.
    0
    ···
  19. 394.
    +3 -1
    Hele şükür oturduk. Benim türk kahvesi zaafım var zaten, Zeynep de adını anlamadığım tiki kahvelerinden birini söyledi oturuyoruz.
    “Zeynep dün geceyi hatırlıyorsun değil mi?” dedim.

    Gerçekten kendime inanamıyordum ben öyle bir şeylerin üstüne gitmekten ziyade kaçardım beyler. Değişmeye başlamıştım. Olayların sebeplerini araştırıyor, çözüm arıyordum. Bu ben, eski ben değildi.

    Zeynep hızlıca kafasını salladı, gülümsedi
    “evet her şeyi hatırlıyorum neden ki?” dedi gözlerini kocaman açarak.

    Şirin olduğunu falan mı sanıyordu? Mala benzediğini söylemek istedim ama kalbini kırmak istemedim kardeşlerim.

    “bak Zeynep biliyorsun ki ben ec-“

    Kulaklarını tıkadı “hebelehübele” gibi çocuksu şeyler söyledi.

    Ardından gözlerime bakarak ve biraz yaklaşarak “duymak istemiyorum” dedi.
    ···
  20. 395.
    +3
    Ben de bir şey diyememiştim. Kahvemi içtim diyecek bir şey bulamayınca.her defasında konu açmaya çalıştım ama beni dinlemiyor, konuyu değiştiriyor ağzında bir şeyler geveliyordu.

    Kaçıyordu.

    Ama böylesi bana ikiyüzlülük gibi geliyordu. Zeynep hem beni sevecek, hem de ecrin ile arkadaş kalacak? Ortada enes belası da varken bunun sonu kavak yelleri olurdu.

    Sonra zeynep birden “şişe çevirmece oynayalım mı?” dedi.

    Gerçekten kızın zeka yaşından şüphe etmeye başlamıştım.

    “yok ya ne sorcaksan sor iki kişiyiz zaten” dedim.
    Aşağılamadım bakın yine sabrediyorum.

    “tamam. Doğruluk mu cesaret mi” dedi.
    Cidden bu muhabbet beni baymıştı. Sırf cevap vermek için üfleye püfleye “doğruluk” dedim.
    “peki öyleyse. Arkadaşlık mı aşk mı?”

    Oturduğum sandalyeden biraz yanaştım “ikisi de. Benim kitabımda kaybetmek yazmaz.”

    Ayarı vermiştim beyler.
    ···