1. 76.
    0
    Malazgirt Muharebesi, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan ile Bizans imparatoru IV. Romen Diyojen arasında gerçekleşen bir savaştır. Alp Arslan'ın zaferi ile sonuçlanan Malazgirt Muharebesi, "Türklere Anadolu'nun kapılarını açan temsili savaş" olarak bilinir.[kaynak belirtilmeli]

    1060'lar süresince Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan Türk müttefiklerinin Ermenistan ve Anadolu'ya doğru göç etmesine izin verdi ve Türkler buralarda şehirlere ve tarım alanlarına yerleştiler. 1068 yılında Romen Diyojen Türklere karşı bir sefer düzenledi, fakat Koçhisar şehrini geri almasına rağmen Türk atlılarına yetişemedi. 1070 yılında Türkler (Alparslan komutanlığında), günümüzde Muş'un bir ilçesi olan Malazgirt'te Manzikert (Bizans dilinde Malazgirt) ve Erciş kalelerini ele geçirdi. Daha sonra Türk ordusu Diyarbakır'ı (Amid) aldı ve Bizans yönetimindeki Urfa'yı kuşattı. Ancak alamadı. Türk Beylerinden Afşin Beyi de güçleri arasına katıp Halep'i aldı. Alp Arslan Halep'de konaklarken Türk atlı birliklerinin bir kısmına ve Akıncı Beylere Bizans şehirlerine akınlar düzenlemesine izin verdi. Bu sırada da Türk akınlarından ve son gelen Türk ordusundan çok rahatsız olan Bizanslılar tahta ünlü komutan Romen Diyojeni çıkardılar. Romen Diyojen'de büyük bir ordu kurup Konstantinopolis (bugünkü istanbul)'ten ayrıldı(13 mart 1071). Ordunun mevcudu 200.000 olarak tahmin ediliyor. Matthew of Edessa Bizans ordusunun sayısını 1 milyon olarak veriyor [1].

    Bizans ordusu düzenli Rum ve Ermeni birlikleri dışında ücretli Slav, Got, Frank, Gürcü, Uz, Peçenek, Kıpçak askerlerinden oluşuyordu. Ordu ilk olarak Sivas'ta dinlendi. Burada halkın çoşkuyla karşıladığı imparator halkın dertlerini dinledi. Şikayetler üzerine de şehrin Ermeni mahallesini yıktırıp, bir kısmını öldürüp önderlerini şehirden sürdü. Haziran 1071'de Erzurum'a vardı. Orada, Diyojen'in generallerinden bazıları Selçuklu bölgesine ilerlemeyi sürdürmeyi ve Alp Arslan'ı hazırlıksız yakalamayı teklif etti. Nikeforos Bryennius da dahil diğer generallerin bazıları da bulundukları yerde bekleyip pozisyonlarını güçlendirmeyi önerdi. Sonuç olarak ilerlemeye devam etme kararı verildi.[2]

    Diyogen, Alp Arslan'ın çok uzakta olduğunu veya hiç gelmeyeceğini düşünerek, ve Malazgirt'i ve hatta Malazgirt yakınındaki Ahlat kalesini hızlıca geri ele geçirebileceğini ümit ederek Van Gölü'ne doğru ilerledi. Öncü kuvvetlerini Malazgirt'e gönderen imparator ana kuvvetleriyle yola çıktı. Bu sıradada Halep'te bulunan sultana elçiler göndererek kaleleri geri istedi. Elçileri Halep'te karşılayan Sultan teklifi reddetti. Mısır'a hazırladığı seferden vazgeçip Malazgirt'e doğru 50.000 kişilik ordusuyla yola çıktı. Casuslarının verdiği bilgiyle Bizans ordusunun büyüklüğünü bilen Alp Arslan Bizans imparatorunun gerçek hedefinin isfahan'a (Bugünkü iran) girmek ve Büyük Selçuklu Devletini yıkmak olduğunu sezdi.

    Ordusundaki yaşlı askerilerin yolda kalmasına neden olan cebri yürüyüşüyle Erzen ve Bitlis yolundan Malazgirt'e varan Alp Arslan komutanlarıyla savaş taktiklerini görüşmek için Savaş Meclisini topladı. Romen Diyojen ise savaş planını hazırlamıştı. ilk saldırı Türklerden gelecek ve bu saldırıyı kırmaları durumunda da karşı saldırıya geçeceklerdi. Alp Arslan ise "Hilal Taktiği" konusunda komutanlarıyla uzlaşmıştı.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 77.
    0
    oha! etek altı var
    ···
  3. 78.
    0
    Kıza yüz vermeyin beyler.. Bu arada kız çok şişman lan ıy , yaşlanınca selilüt deposu olur bu.
    ···
  4. 79.
    0
    madem bu gerçekten sensin, kendi capslerini böyle bi sitede yayınladığın için huurnun da önde gidenisin güzelim.
    ···
  5. 80.
    0
    lan zarsız senin kız olduğuna kim inanır.. kasmacımasın
    ···
  6. 81.
    0
    Yer yüzünde binlerce farklı tür canlı yaşamaktadır. Bu organizmalar bazı özellikleri bakımından birbirlerine benzerlik gösterirken bir çok özellikleri yönünden birbirlerinden farklıdırlar. Aynı türe ait çeşitli bireyler arasında ve aynı ana babanın yavruları arasında bile görülen bu farklılıklara varyasyon adı verilmektedir. Örneğin; kendi aile bireylerimiz arasında gözlenen boy, zeka düzeyi, göz rengi ve saç şekli gibi özellikler bu tür varyasyonlardır. Bu çeşit belirli varyasyonların yanı sıra kulak memesinin bitişik yada ayrı olması, dilin boyuna kıvrılıp kıvrılmaması, bazı kimyasal maddelerin tadını değişik şekillerde algılayabilme, kırmızı yeşil renk körlüğü, el ve ayak parmaklarının normalden fazla olması gibi pek çok fazlaca dikkat çekmeyen varyasyonlarda bulunmamaktadır. Genetik biliminin amaçlarından birini bazısı morfolojik, bazıları da fizyolojik olan bu tür varyasyonların nedenini araştırmaktır. Öte yandan canlılar arasında bazı benzerliklerde bulunmaktadır. Örneğin; bir mısır tohumundan her zaman mısır, döllenmiş tavuk yumurtasından civciv meydana gelir ve meydana gelen bu yavru bireyler bazı özellikleri ile kendi ebeveynlerine benzerler. Ana baba özelliklerinden yavrularına aktarılması olayına kalıtım denir. Genetik bilimin ikinci amacıda kalıtım olaylarının mekanizmasını açıklamaktır. Bu kısa girişten sonra biyolojik bilimlerinden biri olan genetik bilimini; canlının iç ve dış özelliklerini nasıl kazandığını, ebeveynlerine ve diğer akrabalarına niçin benzediğini doğadaki bitki ve hayvanların gösterdiği sonsuz varyasyonun neden ileri geldiğini açıklamaya çalışan bilimdir diye tanımlıyoruz.
    Mendel’den önceki dönemde kalıtım olayı ile ilgilenen araştırıcılar bu çalışmalarında pek başarılı olamamıştır. Onların başarısızlıklarının en önemli nedeni yaptıkları denemeler sırasında organizmanın bütün özelliklerini göz önünde bulundurmaları ve gözlemlerinin kayıtlarını güvenilir bir şekilde tutamamış olmalarıdır. Mendel’in başarısı ise;
    a) Her çaprazlama sırasında yalnızca bir yada birkaç özellik üzerinde durmasından.
    b) Kontrollü çaprazlamalar yaparak gözlediği sonuçların kayıtlarını dikkatle tutmasından.
    c) Çeşitli genetik farklılıkları kontrol eden faktör adını verdiği partiküllerin varlığını kabul etmesinden kaynaklanmaktadır.
    Her hangi bir özelliğin kalıtım mekanizmasını öğrenmek için bu özelliğin birbirine zıt iki varyasyonunu ayrı ayrı taşıyan iki ebeveyni çaprazlayıp meydana gelen yavrulardaki varyasyonu yalnızca bu özellik açısından değerlendirmek gerekir.
    Yukarıda değinildiği gibi yalnızca bir özellik dikkate alınarak yapılan çaprazlamalara monohibrit çaprazlama, bu olayın kalıtımına da monohibrit kalıtım denir. Mendel bezelyelerle yaptığı çaprazlama deneylerinde bu bitkinin yedi farklı özelliğinin kalıtımını incelemiştir. Bezelye bitkisi nesiller boyu kendi kendisini dölleyerek üretilir. Yani aynı bitki hem anne hem baba olarak kullanılabilir. Bu durumda düz tohum şekline sahip olan bitkiler düz tohumlu bitkileri, buruşuk tohum şekline sahip olan bitkilerde buruşuk tohumlu bitkileri verirler. Bu tür bitkilere saf ırk yada homazigot denir. Mendel’in denemeleri günümüze kadar homozigot iki bireyin çaprazlanmasıyla meydana gelen yavrularda kendisini açık bir şekilde belli eden özelliklere dominant (baskın). Buna karşılık kendini belli edemeyip gizli kalan özelliklere resesif (çekinik) özellikler denilmektedir.
    Bir özelliğin organizmanın belirli bir gelişim sürecinde belli koşulla altında ortaya çıkmasını sağlayan ve bu süreci belirleyen bir faktör olmalıdır. Bu belirleyici faktörlere bugün gen adı verilmektedir. Ebeveynlerle yavrular arasında tek bağ eşey hücreleri yani gametler olduğuna göre genler bir nesilden diğerine bu gametlerle taşınmaktadır. Burada akla şu soru gelebilir! Acaba genler gametlerin hangi kısımlarında bulunur? Bu soruya en gerçekçi yaklaşım genlerin çekirdekte bulunduğu tahmin edilir.
    Acaba yeni oluşan bireyde erkek ve dişi ebeveynin katkısı eşit midir? Bunu açıklayabilmek için bezelye denemelerinde acaba daha önce erkek olarak alınan bireyin dişi, dişi olarak alınan bireyin erkek olarak alınmış ve çok sayıda deneme çaprazlaması yapılmıştır. Bu çaprazlamalara resiprokal çaprazlama denir. Sonuçların sürekli benzer çıkması ebeveynlerin eşit katkıda bulunduğunu gösterir.
    Dominant düz tohum şeklini temsil eden geni D ile, resesif yani buruşuk tohum şeklini temsil eden geni de d ile göstererek ebeveynlerin katkılarını D ve d şeklinde gösterebiliriz. Burada D ve d genleri aynı özelliğin farklı yönlerini temsil eden genler olup bu genlere allel genler denir. Bir yavru annesinden ve babasından aynı allelleri almışsa DD ve dd şeklinde olduğu gibi bu özellik için o bireye homozigot, farklı alleleri alıyorsa Dd bu özellik için bireye heterezigot denir. Heterezigot bireylerde D geni d geninin etkisini tamamen örtmektedir ki bu duruma tam dominantlık denir.
    Göz önünde bulundurulan ve incelenmekte olan özellik yada özellikler açısından organizmanın genel görünümüne fenotip bu özellikleri ortaya çıkarttıran gen yapısına ise genotip denir.
    D: Düz Tohum
    D: Buruşuk Tohum

    ♀ DD x dd ♂

    Genotip: D x d

    F1: Dd %100 Düzgün , %100 Heterezigot

    Ddx Dd

    Genotip: ½ D ½ D

    ½ d ½ d

    F2: ¼ DD , ¼ Dd , ¼ Dd , ¼ dd

    Fenotip: ¾ D , ¾ d

    3 : 1

    Genotip: ¼ DD , ½ Dd , ¼ dd

    1 : 2 : 1

    Örnek:
    Annesi mavi gözlü, babası kahverengi gözlü olan kahverengi gözlü bir erkek kendi genotipinde bir bayan ile evleniyor. Bu evlilikten olmuş olan mavi gözlü kız çocuğu babasının genotipindeki birey ile evlenirse başlangıç noktasındaki anne ve babasının mavi gözlü bir kız toruna sahip olma şansı nedir?
    Çözüm:
    ♀Anne ♂Baba

    kk KK (Anne babanın genotipleri)

    Genotip

    Kk (Doğan çocuğun genotipi)

    Kk x Kk (Doğan çocuğun kendi genotipte biriyle evlenmesi)

    ¼ KK , ½ Kk , ¼ kk (Yapılan çaprazlama sonucu oluşan genotip oranları)

    kk x Kk (Mavi gözlü kızın babasının genotipinde biriyle evlenmesi)

    ½ Kk , ½ kk (Yapılan çaprazlama sonucu oluşan genotip oranları)

    Cinsiyet belirlemek için yapılan çaprazlama
    XX x XY

    ½ XX (kız) , ½ XY (erkek)

    ½ Mavi Göz x ½ Kız = ¼ Mavi Göz , Kız

    Geri Çaprazlama (Kontrol Çaprazlaması)
    Bu çaprazlamalar genotipi bilinmeyen baskın özellikteki bireyin genotipini belirlemek için yapılır. Baskın özellikteki birey homozigot resesif özellikteki biriyle birkaç kez çaprazlanır. Bu olay az sayıda döl veren canlılar ve sosyal bir varlık olan insanlarda denenmez. Ancak kendi seyrinde olayların sonucuna bakılarak yorum yapılır.
    D_ x dd çaprazlaması yapılır. Burada _ yerine yazılacak genin tespiti yapışır yani yapılan tüm çaprazlamalar sonucu baskın karakter gösteriyorsa _ olan yere D, eğer ki yapılan tüm çaprazlamalarda aynı özelliğin resesif genin kontrol ettiği bir karakter ortaya çıkarsa o zaman _ olan yere d yazılır bu şekilde genotipi bilinmeyen baskın karakterde olan birinin genotipi bulunabilir.

    Dihibrit Kalıtım:
    Bu kalıtım olayında bir birey iki farklı özellik açsından incelenmektedir. Öncelikli olarak bilmemiz gereken şey matematikte kullanılan ve genetikle de doğrudan doğruya faydalınan şu iki prensip bilinmelidir.
    a) Bağımsız olayların sonuçları bağımsızdır. Bir bağımsız olayın bir kez gerçekleşmiş olması daha sonraki şansını etkilemez.
    b) Birden fazla bağımsız olayın aynı anda birlikte olma şansı ayrı ayrı olma şanslarının çarpımına eşittir.
    Örnek:
    Bezelyelerde düzgünlük buruşukluk üzerine, sarı renk yeşil renk üzerine baskındır. Homozigot sarı düzgün bezelye ile yeşil buruşuk bezelyenin çaprazlanmasıyla oluşan fertler kendileştirilir ise meydana gelecek olan bireylerin fenotip ayrışım oranlarını bulunuz.
    Çözüm:
    Sarı: S
    Yeşil: s
    Düzgün: D
    Buruşuk:d

    SSDD x ssdd

    Genotip: SD x sd

    Fenotip: SsDd

    SsDd xSsDd

    SD
    Sd
    sD
    sd
    SD
    SDSD
    SDSd
    SDsD
    SDsd
    Sd
    SdSD
    SdSd
    SdsD
    Sdsd
    sD
    SDSD
    sDSd
    SDsD
    sDsd
    sd
    sdSD
    sdSd
    sdsD
    sdsd

    Sarı Düzgün Sarı Düzgün : 9

    Yeşil Buruşuk Sarı Buruşuk : 3

    Yeşil Düzgün :3

    Yeşil Buruşuk : 1
    Heterezigot çaprazlama :
    -Fenotip Çeşidi: 2ⁿ
    -Genotip Çeşidi: 3ⁿ
    -Kombinasyon Sayısı: 4ⁿ
    n: Melez özellik sayısı
    SSDD: 1
    SSDd: 2
    SSdd: 1
    SsDD: 2
    SsDd: 4
    Ssdd: 2
    ssDD: 1
    ssDd: 2
    ssdd: 1

    Kısa Yol:
    SsDd x SsDd
    Ss x Ss Dd x Dd
    ¼ SS , ½ Ss , ¼ ss ¼ DD , ½ Dd , ¼ dd

    Sarı - düzgün : 9/16
    Sarı - Buruşuk : 3/16
    Yeşil - Düzgün : 3/16 Fenotip
    Yeşil – Buruşuk : 1/16

    1/16 SSDD 2/16 SsDD 1/16 ssDD
    2/16 SSDd 4/16 SsDd 2/16 ssDd
    1/16 SSdd 2/16Ssdd 1/16 ssdd
    Tümünü Göster
    ···
  7. 82.
    0
    @1 sen kendine kız mı diyosun a.q amerikan muscle arabalar gibi omuz dar züt büyük beygir gibisin a.q sana elimi diil skimi sürmem şimdi gibtir git yazılılarına çalış
    ···
  8. 83.
    0
    @3 aslında son noktayı koymuş.
    ···
  9. 84.
    0
    @211 adam muhtemelen haklı
    ···
  10. 85.
    0
    @1 opera
    ···
  11. 86.
    0
    incigiber yazmadan inanmaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaammmm. nokta. vasat yazarların sığınağı oldu lan caps vermek. nasılsa ilgi gösterecek abaza çok amk
    ···
  12. 87.
    0
    gideri var
    ···
  13. 88.
    0
    boşaldım lan böyle caps mi konur oyhhş
    ···
  14. 89.
    0
    kız değil zaten bu kadın bu.fallafoş olmuş amk
    ···
  15. 90.
    0
    Bir çaprazlamada bireylerin eşeylerini dikkate almak gerekiyorsa, önce dişinin genotipi, arkasına dişi işareti (♀), daha sonra çaprazlamanın simgesi olan "X" işareti ve onun sağ yanına erkeğin genotipi ve sonra işareti yazılır. Örneğin, SS (s+s+)♀ X ss (ss). Erkek ve dişi işartei olmadığı zaman sağdaki simge dişiye, soldaki simge erkeğe ait kabul edilir. Geri çaprazlama yapılırken, ataların eşeyleri gen çifti açısından yer değiştirir. Örneğin SS ♀ X ss yerine, ss ♀ X SS gibi.
    ···
  16. 91.
    0
    @3 vatan severce tavırlarından dolayı seni alkışlıyorum
    ···
  17. 92.
    0
    Malazgirt Muharebesi, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan ile Bizans imparatoru IV. Romen Diyojen arasında gerçekleşen bir savaştır. Alp Arslan'ın zaferi ile sonuçlanan Malazgirt Muharebesi, "Türklere Anadolu'nun kapılarını açan temsili savaş" olarak bilinir.[kaynak belirtilmeli]

    1060'lar süresince Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan Türk müttefiklerinin Ermenistan ve Anadolu'ya doğru göç etmesine izin verdi ve Türkler buralarda şehirlere ve tarım alanlarına yerleştiler. 1068 yılında Romen Diyojen Türklere karşı bir sefer düzenledi, fakat Koçhisar şehrini geri almasına rağmen Türk atlılarına yetişemedi. 1070 yılında Türkler (Alparslan komutanlığında), günümüzde Muş'un bir ilçesi olan Malazgirt'te Manzikert (Bizans dilinde Malazgirt) ve Erciş kalelerini ele geçirdi. Daha sonra Türk ordusu Diyarbakır'ı (Amid) aldı ve Bizans yönetimindeki Urfa'yı kuşattı. Ancak alamadı. Türk Beylerinden Afşin Beyi de güçleri arasına katıp Halep'i aldı. Alp Arslan Halep'de konaklarken Türk atlı birliklerinin bir kısmına ve Akıncı Beylere Bizans şehirlerine akınlar düzenlemesine izin verdi. Bu sırada da Türk akınlarından ve son gelen Türk ordusundan çok rahatsız olan Bizanslılar tahta ünlü komutan Romen Diyojeni çıkardılar. Romen Diyojen'de büyük bir ordu kurup Konstantinopolis (bugünkü istanbul)'ten ayrıldı(13 mart 1071). Ordunun mevcudu 200.000 olarak tahmin ediliyor. Matthew of Edessa Bizans ordusunun sayısını 1 milyon olarak veriyor [1].

    Bizans ordusu düzenli Rum ve Ermeni birlikleri dışında ücretli Slav, Got, Frank, Gürcü, Uz, Peçenek, Kıpçak askerlerinden oluşuyordu. Ordu ilk olarak Sivas'ta dinlendi. Burada halkın çoşkuyla karşıladığı imparator halkın dertlerini dinledi. Şikayetler üzerine de şehrin Ermeni mahallesini yıktırıp, bir kısmını öldürüp önderlerini şehirden sürdü. Haziran 1071'de Erzurum'a vardı. Orada, Diyojen'in generallerinden bazıları Selçuklu bölgesine ilerlemeyi sürdürmeyi ve Alp Arslan'ı ha
    ···
  18. 93.
    0
    Yani öğretmek gibi olmasın ama kimsenin on parasına dokunmadım. kimsenin emniyetine yani böyle bir halel getirmedim. Ama o küçük kız.. .Ya iki güne kadar gitmezse ölecek dediler hakim bey. Böyle bir şey... Hani saksıda çiçek gibi şu kadarcık. Sen olsan ne yapardın hakim bey ? Ya siz... Ölecekmiş, ölmesin dedim! Bir can kurtulsun dedim. Bütün hayatımda ofsayt dediler, bir işe yaramaz, sümsük dediler, varsın yine desinler dedim. Hayatımda bir defacık bir kız sevdim, onu da kaybedeyim dedim. Hayatımda bir kerecik bir şey kazanacak oldum onu da kaybedeyim dedim. Tek, bir can kurtulsun dedim. Çocuğu kurtaracak kadarını aldım, üst tarafına el sürmedim. Fena mı oldu? Sizler, hepiniz... hepiniz, hepiniz hakem olun abiler... ya bu maç be. Tıpkı bir maç. Ama böyle hayat sahasında oynanıyor. Oyuncuları bizleriz. Topumuz da namusumuz, vicdanımız, insanlığımız. ben, ben Osman. ofsayt Osman. Söyleyin be... Allah rızası için söyleyin. Gene mi atamadım golü ha? Bu da mı gol değil be?
    ···
  19. 94.
    0
    am var dediler geldik
    ···
  20. 95.
    0
    offffffffffffffffffffffffff
    ···