1. 1.
    0
    edin
    Faceden yavsiyorum kiza, numarasini nasil alicam mk
    Yetenekli piclere suku
    ···
  1. 2.
    0
    numarını ver dicen oda verecek amk bu kadar kolay
    ···
  2. 3.
    0
    en sevdiğim yazar
    ···
  3. 4.
    0
    o kız sana uygun değil panpa
    ···
  4. 5.
    0
    Vermez lan yavsak birazcik.
    ···
  5. 6.
    0
    Neşet Ertaş 1938 yılında Kırtıllar Köyü'nde Döne'den doğma Muharrem Ertaş'ın oğludur. Kırşehir, Yozgat ve Keskin'in çeşitli köylerinde çocukluk ve ilk gençlik yılları geçmiştir. 15 yasında çıktığı gurbet hayatinin hala devam etmektedir.

    Neşet Ertaş'i tanımak, asil onun ruh ve gönül macerasını bilmeyi gerektirir ki burada hemen karsımıza, Neşet Ertaş'la en rafine üslubuna kavuşan Orta Anadolu Abdal Müziği geleneğinin gelmiş geçmiş en büyük ustalarından olan babası Muharrem Ertaş karsımıza çıkar.

    iste Neşet Ertaş, babası Muharrem Usta ile adeta Anadolu'daki en olgun seviyesine erisen bu Türkmen/Abdal müzik birikiminin yeni bir yorumcusudur. Yoğun yöresel özellikleri ve baskın mahallilik unsurları ile donanmış bu müziği yöresinin dışına çıkarmış, ülke genelinde ve hatta yurt dışında bilinmesini ve tanınmasını sağlamıştır.

    1960'lardan itibaren binlerce yıllık sazımız bağlama ile birlikte anılan; sadece geniş halk kesimlerinde değil, ciddi mugibi çevrelerinin ve gerçek türkü dostlarının da gündeminden hiç düşmeyen Neşet Ertaş'i farklı bir bağlamda değerlendirmek gerekiyor- Çünkü o aslında bir anlamda tam bir yöre sanatçısı olmasına rağmen yaygın şöhreti ve söylediği türkülerin popülaritesi ile ülke genelinde tanınan biri olarak, hem babası Muharrem Ertaş'tan, hem de bu geleneğin diğer usta isimleri olan Hacı Tasan ve Çekiç Ali'den de ayrılır. Bir başka söyleyişle onun sanatı için, basta Muharrem Usta olmak üzere. Hacı Tasan, Çekiç Ali ve Abdal/Türkmen Müziği geleneğinin çeşitli yörelerde farklı tavır ve üsluplarda karsımıza çıkan diğer ustaları da dahil olmak üzere hepsinin üst seviyede bir sentezi ve esrarlı bir bileşkesi denilebilir.

    Sarısözen'in tabiri ile bir zamanlar sadece ve sadece "Kırşehirli Mahalli Sanatçı" olarak bilinen Neşet Ertaş'ı binlerce, hatta milyonlarca saz çalıp türkü söyleyen diğerlerinden ayıran nedir? Onun sazının ve sesinin insani büyüleyen sırrı nereden gelmektedir? Neredeyse yarim asra varan bir süreden beri gerçek anlamda gönül telimizi titreten, ruhumuzu ürperten bu esrarlı sesin, sazın ve yorumun arka planında neler ve kimler vardır? Sazı gümbür gümbür ses veren, adeta davula eslik edercesine sazının göğsünde pençesiyle sesler çıkaran, hep samimi ve kendi halinde yüreğinin acılarını ve kendi iç gurbetlerini seslendiren; hiç bir medya tik tutumu olmayan, kalabalıklardan ve şöhretten adeta köse bucak kaçarak pek ortalıklarda görünmeyen; mezhep, parti ve etnik kimlik çağrışımlarına pirim vermeyen, sazından, sözünden ve sesinden gayri hiç bir şeyden medet ummayan bu "Garip" insani tanımak kadar tanımlamak da gerçekten zor.

    Ayaklarının altındaki toprağın renginden, kokusundan haberdar olan, bastıkları yeri az çok tanıyan, yürekleri hep türkülerle birlikte atanlar için Neşet Ertaş, belki de tam bir "yasayan efsane"; meçhul, uzak, esatiri ve sırlarla dolu...

    Neşet Ertaş'in sanatı hayati ile hayati sanatı ile o kadar içice ki, çalıp çığırdığı türkü ve bozlaklarında bütün bir hayat hikayesini bulmak mümkün olduğu gibi, hayatına yakından baktığımızda da o içli türkülerin, acili bozlakların nelerden nasıl doğduğunun ipuçlarını elde ederiz hemen. Onun yokluk, yoksulluk ve acılarla dolu hayatim "Garip" mahlasıyla yazdığı koşma tarzında usta isi şiirlerle anlattığı ozan yönünü yıllarca kimse fark etmedi bile. Babasından tevarüs ettiği geleneksel ve anonim türkülerin, bozlakların dışında, sözleri kendisine ait türküler, bozlaklar söylediğini de fareden olmadı yıllarca. Sözü ve müziği ile, anonim türkülerdeki erişilmez sadeliği ve estetik seviyeyi yakalayan sayısız türkünün, bozlağın altına attığı mütevazı imzasını kimselere söylemedi bile.

    Neşet Ertaş o büyük yaratıcı yeteneği ile okuduğu her eseri yeni bastan öyle bir yorumlar, ona öyle bir ruh ve hava verir ki, adeta yeni bir beste ile karsı karsıya olduğunuzu dahi sanabilirsiniz. Bu durumu, yeteneği, kültürü ve birikimi oldukça sinirli sığ ve sıradan sanatçıların yorum adına yaptıkları "dejenerasyon" ile karıştırmamak gerekir. Çünkü Neşet Ertaş kendisine ait olmayan bir türküyü bi1e öyle bir okur ve yorumlar ki, o türkü o sekliyle yıllar öncesine ait bir Neşet Ertaş türküsü gibidir artık.

    Olağanüstü denilebilecek yeteneği, geleneğe hakimiyeti, gelenekten kopmadan yeniye bağlılığı, yeni zamanların modern zevk ve eğilimlerini gözeten diri ve uyanık tecessüsü ile Neşet Ertaş, hep gündemde kalmış bir sanatçıdır. O, ismi bağlama ile özdeşmiş ve adeta bu dünyaya türkü söylemek için gelmiş gerçek bir türkü ustası... Türküyü bağlamaya, bağlamayı türküye bu kadar yakınlaştıran ve yaklaştıran, adeta birbirlerinin içinde -kendisi ile birlikte- eritip yok eden ikinci bir sanatçı bulmak öyle sanıldığı kadar kolay değildir.

    Neşet Ertaş'ın sanatı; müziğin özünü, ruhunu kavrayan birinin, hiç bir yapmacıklığa tevessül etmeden, olduğu gibi kendini, kendi özünü ve hissettiklerini saza, söze dökmesidir.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 7.
    0
    panpa kızla konus konus hemen cevap veriosa sen numaranı ver onun mesaj atmasını bekle kesin atar
    ···
  7. 8.
    0
    @6 anladin sen...
    ···
  8. 9.
    0
    candan panpalarim yaratici bi sey bulun sonra capsler feda size
    ···
  9. 10.
    0
    kızla muhabbet koyu ciddi şeyler konuşuosun o araya -ya bişi sorcam ama doğru cvp verceksin die sor. tabi oda-tabiki weya söz die bi cvp vercektir.o sıra makaranı sar numarayı al hade kolay gelsin.
    ···
  10. 11.
    0
    malum odur ki, burada bulunan kimse 'kız ayarlamak' denen konuda aşmış, ehil kişiler değil. zira bahsedilen icraat vakit harcamaya değecek kadar kıymetli olmayabiliyor. nasıl yani? şöyle. herhangi birinden hoşlanmaya başlıyorsun. hoşlanma kriterleri o kişinin illa ki dünyalar güzeli olması, çok güzel gülümsemesi, osuruğunun çilek kokması gibi dar olmamalı başta. her neyse, hoşlanma olayı zamanla kendi içine sığdıramadığın bir vakâya dönüşüyor- bu kesinlikle şair ruhlu aşık tabiri değildir-. kendi içine sığdıramıyorsun, çünkü bunu bir arkadaşına anlatıp, kızla konuşmasını, sevgilisi olup olmadığını öğrenmesini, hatta yanına getirip tanıştrmasını filan istiyorsun. buraya kadar anlatılan herşeyin, tüm ilk tecrübelerde yaşanan denyolukların birebir şahidi ve başrol oyuncusu olduğum için şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bir bayanı arkadaş aracılığı ile etkilemek, görücüye gelen kadın aracılığı ilke birbirini görmemiş iki kişinin birden bire 'aaa hatice abla ben bu anlattığın çocuğa aşık oldum bi anda', 'anne o kız benim olacak' şeklinde saçmalamasından hiçbir farkı yoktur. kaldı ki aracı olarak seçtiğiniz arkadaşınızın 'şu çocuk senden hoşlanıyormuş' yerine, 'senden hoşlanıyorum hehe' demeyeceğini kim garanti edebilir. kız için babasını satan adamlar yetişiyor artık, buna mı şaşıracağız bir de.
    araya aracı filan sokmayın.
    delikanlı olmak prim yapmıyor.
    konuşurken araya anldıbını bile bilmediğiniz abuk subuk kelimeler sıkıştırın.
    örn. 'güzelim senin bunu yapıyor olmandan son derece müteessir olmakla birlikte, ekstrem derecede müteselsilim.'
    sağa sola yorum yapmayın.
    örn. 'öküze bak', 'şu çocuğu dövücem', 'uff zütü kes'
    elinize, kolunuza, -yer yer- pipinize hakim olun. hakim olamıyorsanız, kabartıyı belli etmeyen pantolon tercih edin.
    yalan söylemeyin. eğer söylemişseniz, söylediğiniz yalanı unutmayın. çünkü bu insan türü hiçbir şeyi unutmaz.
    iltifat etmek için sakın acele etmeyin. ilk iltifatı ondan bekleyin. iltifat edeceğiniz uzuv son derece alakasız olsun.
    örn. 'tırnakların çok entüziyastik', 'allah bu kulak memesini özene bezene yaratmış', 'senin tartarlarına kurban olam'
    ilk buluşmada yaşanan el tutma krizinde taraf olmayın. hatun ne zaman el ele tutuşmak isterse, ancak o zaman bunu gerçekleştirebileceğinizi unutmayın.
    komik olmak için kasıp, komik duruma düşmeyin. 'kızlar kendini güldüren erkeklerden hoşlanır' klişesini unutun. zira belirli bir süre yüzünü asan hatun size, 'komik olmalıyım lan' dedirtecek ve sıçırtacaktır.
    cinsel muhabbetlerden olabildiğince uzak durun.
    konuşmanın arasına ufak dozda argo serpiştirin.

    belki işe yarar panpa
    Tümünü Göster
    ···