beyler kitabımdan bir parça

Odaya geldiklerinde her şey ilk buldukları gibiydi. Selim aynadan baktığında köşede ki geçidi hala görebiliyordu. Hemen aynadan görünen geçidin olduğu yere gitti. Duvardan başka hiçbir şey yoktu. Hakan “ Gerçekten aynadan bakınca farklı şeyler mi görüyorsun?”
“Evet. Nasıl olduğunu bir türlü anlayamıyorum.”
“Ne görüyorsun şuan aynadan baktığında?”
Selim eliyle duvarı göstererek.”Tam burada geniş bir koridor görüyorum.Ama sende görüyorsun taşlardan başka bir şey yok.”Hakan kafasını kaşıyarak düşünmeye başladı. Elindeki feneri de sürekli açıp kapatıyordu. Selim “Burada çalışmıyor onlar.”
“Allah’tan ateş yakabiliyoruz. Aklım almıyor. Nasıl oluyor da çağlar önce yapılmış bir yerde elektrik kullanılmaz hale gelebiliyor?”
“Yıllardır bilim adamları bunu açıklamaya çalışıyor. Eski Mısır’ın mucizelerinden birisi.”Hakan Selim’in yanına yaklaştı ve Selim’in gösterdiği duvarı itmeye başladı. Ancak duvarda ufak bir hareket bile olmamıştı.”Eğer burada geçit varsa patlatmadan açılması imkansız.”
“Patlatmak mı? Tamamen intihar olur.”

“Biliyorum.Bu duvarlar çok eski. Tavan çökebilir.Hem kimse buna izin de vermez.”
Tam o sırada Hakan elindeki meşale ile duvarı inceliyordu. Biraz yukarıda garip bir sembol gördü.”Selim şuna bak burada bir işaret var.”
Selim merakla hemen baktı ancak biraz yüksekte olduğu için tam göremiyordu. Hakan hemen “Selim beni oraya kaldırabilir misin.?”
Selim kafasıyla onayladıktan sonra ellerini birbirine sıkıca bağladıktan sonra Hakan eline basarak biraz da olsa yükseldi. Dikkatlice baktı. Selim “Ne görüyorsun.?”
“Selim burada güneşe benzeyen bir sembol var.Bir daire var ve etrafında eğik çizgiler var. Kazınmış bir şekilde duruyor duvarda.Üstüne bastırınca hiçbir şey olmuyor.”Hakan indikten sonra Selim ellerini geriye doğru esnetti. Hakan “Bu bir ipucu gibi bir şey olmalı. Boşuna bunu yapmazlar.Üstelik bir geçit var dediğin yerin tam üstünde.”
“Farkındayım ama ne yapmalıyız bilmiyorum.”
Selim etrafa bakınıyordu. Hakan da düşünürken etrafta dolanıyor bir taraftan da elindeki feneri açıp kapatıyordu. Birden bir noktadan geçerken el fenerinin yandığını gördü.”Selim şuna bak.”Feneri eliyle biraz köşeye çekiyordu ve fener sönüyordu. Biraz ileri uzatınca fener yanmaya başlıyordu.”Burada yanması tuhaf değil mi Selim?”
“Hem de çok tuhaf.Bir dakika duvardaki işarette güneş işareti vardı. işarete doğru tutar mısın feneri?”
Hakan ışığı birkaç denemede denk getirdi. Ancak hiçbir kıpırdama olmadı. Selim “O sembolle ışığın mutlaka bir bağlantısı olmalı.”O sırada Hakan “Aynaya bak Selim.”Aynada fenerden çıkan ışık yeşil gözüküyordu.

Selim “Feneri verir misin aklıma bir şey geldi?”
Selim feneri eline aldı. Hakan’ın yerine geçti. Işığı aynadan güneş sembolüne denk getirmeye çalıştı. Biraz uğraştıktan sonra büyük bir gürültü koptu. Birden duvar geriye doğru çekilmeye başladı ve bir insanın rahatlıkla geçebileceği bir boşluk oluştu.