1. 1.
    +21 -1
    Evlilikle vegiba siliniyor mu?

    Evli kaldığın süre içinde geneleve girip çalışamazsın. Diyelim ki borcunu ödeyip çıkıyorsun. Vegiba değil de, Islah-ı Nefis kâğıdı alabilmek için evli kalman gerekiyor. O da sadece evli kaldığın süre için geçerli. Boşanırsan tekrar gidebilirsin. Çünkü benim geneleve giriş ismim Tükrükçü. Yüksekbaş diye (kocanın soyadıyla) gitmiyorum ki ben. Evli kadın çalışamıyor; ama evli adam gelip beni satın alabiliyor. 11 sene önce ben Islah-ı Nefis belgesi alabilmek için dilekçe verdim. Adamın bana verdiği cevap şu oldu: "Zaten evleniyorsun. Git, 5 sene evli kal. O zaman zaten her şey biter." Ama bitmemiş! Neydi biten, biliyor musunuz? Benim dava açma haklarımın hepsi bitiyor. Genelev patronlarına, devlete, SSK'ya... Zamanaşımına uğruyor! Meğer bunlara dava açma hakkım bitiyormuş benim.

    Peki vegiba? Vegibanın kalkması için ne yapmak lazım?

    Onun kalkması çok zor. Ölmem lazım. Öldükten 40 sene sonra sicilim siliniyor.

    Genel af kapsdıbına da girmiyor değil mi?

    Hayır, girmiyor. Genel afta herkes cezaevinden çıktı. Peki genelevinde çalışan kadınlara niye af çıkmadı? Bize af yok! Rahşan Ecevit affı çıktı; cezaevlerinin hepsi boşaldı. 15 aylık çocuğa tecavüz eden de çıktı. 70 yaşındaki kadına tecavüz eden de çıktı. Tecavüz edilenlere af yok! Olmadı, olamaz da!

    Genelev çalışanlarının gündelik yaşantıları konusunda biraz daha konuşabilir miyiz?

    Sabah 9'da kalkarsın. 9.30'da kahvaltıya oturursun. Bütün kadınlar orada olur. Biri kalkar, biri oturur. 10'da kuaför gelir. Her genelevin saati de farklıdır. Fön çekilir. 11'de salona inerdim. Sabah 11'den gece 23-24'e kadar… Bir dönem oturursun, bir dönem tek ayak üzerinde durursun. Kadınlar tek ayağının üzerinde... Zaten külot-sutyen, bir de öyle duruş… Çekici kıyafet tarzları seçilir: Kırmızı, mor, pembe, siyah... Genelde kırmızı tercih edilir; çünkü âdetli olursun belli olur, kanama geçer; kırmızı göstermez. Müşteri gelir odanı sorar. Zaten vizite fiyatı orada yazar, vergi levhası vardır. 5 dakika odada kalırsın. Sen parayı alırsın, aşağıya inerken adama dersin "soyun." Sen odaya gelene kadar zaten o soyunmuş olur. Eski, tahta somyalar vardır, bir yastık, bir çarşaf, bir döşek işte... Loş ışıklar... Gündüz aydınlığını biz odada hiçbir zaman görmeyiz. Mor, pembe, kırmızı tonlarda ışıklar kullanılır. Kanamalar, hastalıklar, iltihaplar gözükmesin diye... Adam bunu gördüğünde parasını geri ister, parayı geri ödemeye mecbur olursun.

    Kaç müşteri oluyordu peki?

    Ölüsü 25. Hafta sonları, asker sevkiyatları, mitingler, maçlar… Sayı 40'a çıkar. Seçim dönemi mitinglerde arabalarla hep dışarıdan geliyorlar. Miting saat 13.00'de, araba akşam 20.00'de kalkacak... insanlar gezme hesabı yapıyorlar. Erkeklerin gezdiği yerler sadece genelevler. Gitsin tarihi bir bina baksın, kafamı keserim. Çünkü adamların düşünceleri şudur: Yaa, bizim oradakileri tanıyoruz, bir de başka yerdekine gidelim. Kandil? Herkes yıkanır, kandilleşir; aile yemeği yenir diye biliriz. Evet, o gece herkes yıkanır; bizde de herkes yıkanır. Ama biz neredeyiz? O gün en çok alanı değil de en az alanı tebrik ederiz. "Allah'a şükür sana 1 kişi ekgib geldi, sen bizim kadar suç işlemedin" deriz.

    AYŞE TÜKRÜKÇÜ KiMDiR?

    Türkiye beni geçtiğimiz seçim döneminde tanıdı, eski genelev kadını, vegibalı, devletin aydın yüzüne vurulmuş bir kadın olarak. Aile içinde horlanma ve dışlanma yaşadım; küçük yaşta tecavüze uğradım, aile içi tecavüz. Babam da annem de hiçbir zaman bunu kabul etmedi. Sokakta yaşamanın ne demek olduğunu ben Almanya'dayken de biliyordum. Türkiye'ye geldim, evliliği çare zannettim. 1989 yılında evlendim. Evlilik çare değilmiş. 2,5 sene evli kaldım. iki tane erik çok görüldü bana aş erdiğim dönemde. O evliliği yürütemedim, ayrıldım. Sahipsizlikten, ikinci bir evlilik daha yaptım. Kocamın evlenme kâğıtları diye getirdiği kâğıt benim geneleve satış kâğıtlarımdı. 2,5 sene çalıştım ben orada. 2,5 sene karşılığında benden 25 sene zütürdü. Onurumu, kadınlığımı, haysiyetimi, toplum içindeki yerimi aldı, çaldı resmen bunları benden. 2,5 sene sonra çıkmak istediğimde, komisyondaki doktorların bana dediği şu oldu: "Sen evlenip çıkacaksın, 5 sene evli kal her şey bitecek." Beş sene ben o pisliğin her türlü şeyine de maruz kaldım. Ama maalesef Ayşe Tükrükçü hep Ayşe Tükrükçü kaldı. Ben içimde hep 30 sene önceki Ayşe'yi arıyorum. Tecavüze uğramış da olsam o dönemimi çok arıyorum; o zaman sadece tecavüz vardı, şimdi ise vegiba ile beraber... Bu Ayşe işte…

    Kadın'cık'
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +11 -2
    edit: 3 yıl önceki başlığı hortlatıyorum çünkü genelevlerin durumu hala farklı değil.

    beyler okumayacak olan şimdi çıksın entry girmeyin lütfen . çok uzun farkındayım ama ferre izleyeceğinize osbir çekeceğinize okuyun bişey kaybetmezsiniz.

    beyler bir dönem genelevde çalışan bir kadının anlattıkları... kanım dondu şerefsizim. genelevlere gitmeyin beyler. siz gitmezseniz kimse gitmezse kapanır bu lanet olası yerler. kadınlar bu acıları yaşamaz. sonuna kadar okuyun özet filan yok.

    kaynak da belirteyim kopyala yapıştır yaptığım site: http://www.evrensel.net/news.php?id=47444

    ------------------------------------------------------

    Genelevin asıl patronu devlet

    Ayşe Tükrükçü, 2007 genel seçimlerine istanbul 2. bölgeden bağımsız aday olarak katıldı. Seçim sürecinde yürüttüğü politikayı, taşıdığı dövizlerde şöyle özetliyordu: "Eski Genelev Kadınıyım (Modern Köle), Tüm Hayatsız Kadınlar için, Tüm Ezilen, Hor Görülen Şiddet Mağduru Kadınlar için istanbul Bağımsız Milletvekili Adayıyım". Duygu Dalyanoğlu ve Zeynep Kutluata, Ayşe Tükrükçü ile kişisel deneyimlerinden yola çıkarak Türkiye'de fuhuş ve devletin bu alandaki rolü üzerine konuşmuştu. Röportajın tamamı Kültür ve Siyasette Feminist Yaklaşımlar dergisinin Ekim 2008 sayısından okunabilir.

    Duygu Dalyanoğlu / Zeynep Kutluata
    Evrensel

    Fuhuşu nasıl tanımlıyorsunuz?

    Fuhuş sadece genelev ile bitmiyor. Randevu evleri, sokakta çalışanlar, genelevler... Fuhuş her yerde var. Rakamlar yüksek, gelir fazla, gideri az olan bir şey diyorlar. Benim hayatımın giderini hesaba katmıyorlar. Dedim ya, benim 25 senemi zütürdü 2,5 sene genelevde yaşamak. Fuhuş her yerde ama devlet buna bilerek, isteyerek göz yumuyor. Genelev çalışanlarının vergileri ile devlet memurlarının maaş aldığını biliyor musunuz? Genelev kapısını bekleyen de bir polis, bir de bekçi!

    Genelevlerdeki işleyişten bahsedebilir misiniz? Genelevlerin hukuki pozisyonu nedir? Devletin buradaki rolü nedir? Vegiba hukuki olarak nasıl tanımlanıyor?

    işte bu benim vegibam: hangi tarihten hangi tarihe kadar, hangi genelevde çalıştığıma dair belge. Kaymakamlık da Valilik de Emniyet Müdürü de biliyor benim genelevde çalıştığımı. Onların imzası olmadan ben orada çalışamam. Örneğin, üç ayda bir kan tahliline gidiyorsun, hasta mısın diye... Yanında vegiba denen bu karnenin olması lazım. Memleket memleket satılırken o kâğıt olmadan yine satılamazsın. Vegibasız genelevine giriş yapamazsın. Bir sefer, bir otelde, erkek arkadaşıyla, sevgilisiyle, müşteri ile "basılan" bir kadın vegiba alıyor. Fişlenme denen şey bu. Parmak izin alınıyor, fotoğrafın çekiliyor. Artık fuhuş yaparken yakalandın diye emniyette kaydın oluyor. Rasgele Ayşe, Fatma gidip “ben genelevinde çalışacağım, beni buraya alın” diyemez, içeriye de giremez. Girmen için önce fişlenmen lazım, bundan hüküm giymen lazım. Ben hüküm giyenlerdenim. Çünkü o zaman zina suçu vardı, şimdi zina suçu yok.

    Şimdi zina suçu yok, peki fişlenme nasıl oluyor? işin içinde para olduğunun kanıtlanması gerekiyor herhalde...

    Ali ile Fatma anlaşıyor, otele gidiyorlar. (Ama bunların hepsi genelev patronları tarafından ayarlanıyor aslında.) "Şurada fuhuş yapılıyor" diye polise telefon açıyor. Polis gidiyor onları alıyor. Telefon açanın zaten amacı belli: o kadını fişlemek. Kadının fuhuştan yakalanmış olması lazım, emniyette fuhuştan yakalandı diye kaydı çıkması lazım. Cezaevi mahkûmiyetinde olduğu gibi karakolda resmin çekilir; önünde seri numaran, hangi sıfatla yakalandığın zaten dosyanda yazılı, fuhuştan yakalandığın yazıyor... Sonra hastaneye muayeneye gidilir. Biz bunu bu vaziyette yakaladık denilir. Hastanede, evet sperm bulundu, fuhuştan yakalandı benzeri bir şey yazan belge doktor tarafından imzalanır. Ertesi gün kadın adliyeye çıkarılır. Adliyede kadına "sen ne yapıyordun " diye sorulur. Dışarıda üç beş tane adam bekler zaten, tehditlerle kadın da "evet ben fuhuş yapıyordum" der. "Yaşamımı sağlamak için başka şansım yok" gibi şeyler söyler. Adliye kararında da fuhuştan yakalandı diye işlem yapılır. Kadın, üç gün sonra da gidip "ben geneleve gireceğim" diye müracaatta bulunabilir.

    Geneleve satılma süreci de böyle başlıyor...

    Evet geneleve satılma bu işte. Bana eşim tarafından komplo kuruldu. Genelev patronları, Emniyet ve Islahiye Devlet Hastanesi... Bunların hepsi işbirliği içindeydi ben yakalanırken. Çünkü doktor bana sormadı sen kimle yattın diye. Konuşturulmuyorsun ki! Ben mahkemeye çıktım, ne için çıktığımı bilmiyorum. Savcıya bir şey söylemek istiyorum. “Ben niye yakalandım, niye buraya geldim” diye sormak istiyorum. Adam bana diyor ki: “Tamam tamam zaten senin halin belli.” Kıyafetime bakarak benim huur olduğuma karar verdi adam. O karar verilmemiş olsaydı ben fişlenmezdim.

    Peki o satma sürecinde bir borç senedi mi imzalatılıyor?

    içeriye girdikten sonra borç senedi imzalatılıyor. Şimdi ben geneleve girdim. Kapıya geldiğimde polisi gördüm, bekçiyi gördüm, sevindim. Çünkü nereye geldiğimi bilmiyorum. "Burası neresi" dedim, polis bana "alışırsın" dedi. Üzerim kan içinde, "gitmem etmem, burası neresi?" dediğimde dayak yiyorum. Neyse, içeriye girdim. Üç gün işkenceden sonra dördüncü gün mecburen çalıştım. Alternatifin yok, başka kurtuluşun yok. Patron geldi, senedi ben ilk defa hayatımda genelevde gördüm. "Şuralara imza at" dedi. "Atmam" dedim; dayağı yedim, attım. Öğrendiğim şu oldu: işbirlikçi polislerimiz var ya... 100 milyon rüşvet polislere verildi. 100 milyon beni muayene eden sağlık komisyonuna, doktorlara verildi. 40 milyon da beni satan pekekente verildi. Şimdi bu rüşvetler verilmese ilk girişlerde zorluk çıkıyor. Polislerin aldığı rüşvetler geneleve satışımızın daha çabuk olmasını sağlıyor. En başta emniyet müdürlüğü... Bu halen 62 tane genelevde de, valilikte ve emniyette de geçerli olan bir kuraldır. Ben o kuralı bozmaya çalışanlardanım. "Satılmayın, satmayın" diyorum; çünkü "bunun parasını devlet yiyor" diyorum. Rüşvet karşılığında genelevin içinde neler neler yapılıyor... Zoraki çalışma yasak deniyor ama var. Borçlandırılmak yasak deniyor, ama var. Satılmak suç deniyor, ben satıldım. Ay halinde bu kadın evinde olacak deniyor; yok, içerdeyiz. Hamilelik halinde çalışılmaz deniyor; kürtajdan çıkıp yarım saat sonra müşterinin altına yatan bizleriz. Gerçekte hiç uyulmayan bir yasa var, fuhuş yasası. Yasada, geneleve ilk girişte, emniyet müdürlüğünde, valilikte ya da sağlık komisyonunda birilerinin bizi karşısına alıp vegibanın artısını eksisini anlatması şart koşulmuş. Ama hiçbiri bunu yapmıyor. Yasadaki maddeler bizim yaşadıklarımıza uymuyor. Tek uyan, devlete vergimizin ödenmesi. Benim geneleve giriş tarihim belli, genelevden çıkış tarihim belli. Ben orada 2,5 sene vergi ödedim. 2,5 sene sigorta param kesildi. Ama 212 gün sigortalı çıktım.

    Seçimlerden sonra 40 sene genelevde çalışan bir arkadaşla tanıştım. 40 sene! Okuma-yazma bilmiyor. Kadın 1 sene sigortalı çıktı. 1 sene! 39 sene çalıştığı nerede bu kadının? Kadın 59 yaşında genelevden kaçıyor. Elinde para var mı? Hayır. Üzerinde kıyafet var mı? Hayır. Mal varlığı var mı? Hayır. Nerede bu kadının parası? Nerede bu kadının hayatı? Sözde fuhuş yasası bize hitap eden yasa... Yazıda evet, ama pratikte hayır!

    Vegibadan kurtulmak nasıl mümkün oluyor? Evlenerek mi genelevden çıkılabiliyor?

    Bizlerin basına çıkmasıyla ya da ayıplarını yüzlerine vurmamızla birlikte birtakım şeyler değişti. Borcu olmayan çıkabiliyor. Ama hangi kadının borcu yok? Ben 93 yılında bir hesaba girdim genelevde. Kazancım 500 milyondu, o zamanın parasıyla süper bir para. Borcumu öderim diye düşünüyorum. Sonra bir hesap yapıldı. 250 patronun, 250 benim hesabıma düştü. 240 milyon borcum var. Fazladan 10 milyonum var diyorum. Elektrik parası, su parası, yakıt parası, sigorta… Bunların hepsi benim 250'den çıktı. Kaldı bana 30 milyon. Etimi satmışım, şimdiki tabirle fahişelik yapmışım, ama benim borcumdan 30 milyon para düşüyor. Her ay 30 milyon, 40 milyonla senin borcun bitmez. O yüzden de genelevden çıkış çok zordur. Devlet kurumuna gidip "ben çıkmak istiyorum" desen, seninle patronu yüz yüze getirir. Patron "getirsin parayı, borcunu kapatsın gitsin" der. Yemedim, içmedim, giymedim diyebilirim. Kahvaltı yapmazdım, öğlen yemeği yemezdim borç yatırılacak diye. Yediğim bir kuru ekmek. 5 ay boyunca da böyle yaşadım. Günde, o zaman ortalama 20-30 kişiyle yatıyorsam, borcumu kapatıp çıkacağım diye ne yaşlısına baktım ne üzerimde ölecek insana baktım, ne gencine baktım. Dedim müşteri, ne olursa olsun.

    Vegiba silindi mi? Silinmedi. Çok mücadele ettim. Ben etim satılmasın, geneleve girişlerim kapansın istedim. 11,5 yıl boyunca bunun için mücadele ettim. "Genelevin girişini kapatın bana" dedim. Hani şeytan bu ya, artık canım boğazıma gelir "lanet olsun bu dünyaya" deyip belki bir gün giderim, hesabını yaparım. Onu dahi yapmayayım diye dilekçemi verdim 11 sene önce vegibamın silinmesi için Kütahya Genelevi'ne. Kabul edilmedi. Bana söylenen şu oldu: " Tamam, sen git 5 sene evli kal; her şey silinir."
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    +4
    okumadım diyenlerin hayatlarını gibiyim...

    insanlık dramları, hayat üzerine gerçekler sizin gibi dıbına koydumun çocuklarının ilgisini çekmez. ne varsa am züt meme sizin için. dıbınıza koyayım sizin cahil huur çocukları duyarsız binler...

    satır satır okudum.
    konuya gelince kanayan bir yara evet. hayatımda 1 defa gittim geneleve, o da arkadaş zoruyla amk. 19 yaşındaydım o zamanlar. genç delikanlıyız mis gibi. orda gördüğüm manzara karşısında inanın ben erkekliğimden utanmıştım. ne lanet adamlar geliyor dıbına kodumun yerine. 80 yaşında 1 kolunda baston olan adam geldi. aldı kadının birini geçti içeri. bir de adam muamele de isterim ben diyor. o zamanlar fiyat 30 lira idi.

    düşünün.1 kadın düşünün ki; 30 lira için leş gibi bir adamın gibini yalıyor. paranın miktarının bir önemi yok 300 lira olsun ne fark eder.
    şimdi bu kadın bunu isteyerek mi yapıyor ? hiç sanmıyorum. mecburlar. mecburen yapmak zorundalar. orda bir tane huur çocuğu var muhtemelen o kadınların gavatları. belinde tabancası var huur çocuğunun. delikanlı al birini veriyim sana diyor. yok dayım sağol ben bir arkadaşımı bekliyorum. hem bunlar benim malım değil ki. belki istemeyecek beni diyorum. seni istemeyenin dıbına korum ben diyor. bende mecburen eyvallah dayı diyorum. midem bulanıyor... vay amk lan adaletin bu mu dünya diye bir kez daha haykırıyorum içten içe ...

    üzülmüştüm epeyi o zamanlar. o gün bu gün 7 yıl geçti daha da ayak basmadım basmam da...

    yazık ki ne yazık...

    duyarlılığın için sağol @1 haklısın şukunu da sokabilirsin bu arada verdim ;))
    ···
  4. 4.
    +4
    anasını avradını gibeyim ben böyle düzenin lan. ondan sonra insomniac neden sinirlisin, neden neşeli değilsin? lan dıbına kodumun oğulları şu dünyada bunları görüp insan nasıl neşeli olur lan? her yerde göz yaşı, acı, ölüm, kıyım, buhran lan
    ···
  5. 5.
    +3
    Hepsini okudum panpa valla içim karardı.Ben dışardan ne zannediyormuşum onlar içeride nasılmış.Vay be vallahi moralim falan bozuldu.Bu devlet varya bu iktidarın gibmediği insan kalmadı şu memlekette . Herkese zararı var herkese.

    Kadın dedi ya cezaevlerindekilere af var bize yok diye orada çöktüm işte vay dıbına koyım be
    ···
  6. 6.
    +3
    okudum amk ne durumda olan insanlar var allah yardim etsin ne diyim. devlet kendi eliyle kolelik duzenini bir sekilde yurutuyor yine huur cocuklari da firsat bilip milletin hayatini gibiyor
    ···
  7. 7.
    +3
    Bir kere gittim ondada zaten midem kalkmıştı yazık amk bu kadınlara
    ···
  8. 8.
    +3
    okudum panpa içim parçalandı lan yazık valla insanlık suçu resmen
    ···
  9. 9.
    +3
    özet: kerhanede çalışan huur, aslında huur değilmiş, kocası godoşmuş, pekekentin birine satmış. satış sürecinde polisinden doktoruna herkes rüşvet almış.
    ···
  10. 10.
    +4 -1
    elim ayağım titredi

    yazıya bak yannanımdan büyük
    ···
  11. 11.
    +3
    bilinçli adam zaten geneleve gitmez. okudum ve bu hükümetin dini sömürmesini bir kez daha acı bir şekilde farkettim.
    ···
  12. 12.
    +2
    kelimesi kelimesine okudum. amk ne huur çocukları var.
    ···
  13. 13.
    +2
    okudum gözlerim gibildi acıdım amk
    ···
  14. 14.
    +2
    @1 verdim şukunu panpa.
    ···
  15. 15.
    +2
    @25 ADAMSIN VERDiM ŞUKUNU. bunu okuduktan sonra da kerhaneye gitmeyi vicdanınız kaldırmaz sanırım

    @27 sağol panpa okuyan bir allahın kulu çıktı sonunda kap şukunu
    ···
  16. 16.
    +2
    okudum amk üzüntü verici
    ···
  17. 17.
    +2
    vay amk

    edit: okudum, göz doktorundan yazıyorum.
    ···
  18. 18.
    +3 -1
    http://inciswf.com/gv.swf
    ···
  19. 19.
    +2
    devlet sonuçta en legal gibicimiz
    ···
  20. 20.
    +2
    okudum.. hayat kadınlarının yaşamı hep benzer hikayeler.
    ···