0
atatürkçülük ya da kemalizm, emperyalist devletlerin fakir ve geri kalmış bir millete karşı giriştiği paylaşma hareketine tepki olarak doğan; belirli bir sınıf desteğine dayanmayan; geri kalmış safsata ve batıl itikatlardan güç alan kurumlar yerine akla ve bilime dayanan kurumları getirmeyi amaç edinen; mustafa kemal atatürk'ün ideolojisidir.[1][2][3][4][5][6][7][8] düşünce ve uygulamalarıyla ortaya koyduğu amaçlar, ilkeler ve gerçekleştirdiği devrimlerdir. türkiye cumhuriyeti de, anayasasında belirtildiği gibi, özellikleri ve uygulamalarıyla atatürkçülük doğrultusunda hareket etmektedir.[9]
kemalizm; temel ilkelerini atatürk’ün belirlediği, türk ulusunun, akıl ve bilimin yol göstericiliğinde ileri bir toplum olarak çağdaş uygarlık düzeyine erişmesini[10], tüm insanlığın içinde bağımsız, eşit ve şerefli bir biçimde yer almasını amaçlayan bir düşünce sistemidir. atatürkçülük olarak da adlandırılan bu sistem, türk toplumunun gereksinim ve isteklerinden doğmuş; devlet yaşdıbına, düşünce yaşdıbına, ekonomik yaşama, toplumun temel kurumlarına ilişkin gerçekçi düşünce ve ilkeleri içeren tümden bir ulusal çağdaşlaşma, değişim ve dönüşüm modelidir.
"kemalizm" terimi 1930'larda kullanılmaya başlanmıştır. 1934'de türkiye cumhuriyeti i̇çişleri bakanlığı, türk kültürü ve türkiye cumhuriyeti'ni tanıtmaya yönelik olarak la turquie kemaliste (kemalist türkiye) dergisini yayımlamaya başlamıştır.[11] mustafa kemal'in kurduğu bu düşünce sistemi, cumhuriyet halk partisi’nin 9 mayıs 1935’te toplanan iv. kurultayı'nda kabul edilen 1935 programı’nda da "kâmalizm" olarak geçmiştir.