beyler kazım koyuncu anısına

kendisiyle ilgili güzel bir duygum yok. lazın tekiydi.

" yaşamalıydı.. çünkü yanlış yaşlanmayacaktı.."

"işte gidiyorum;
birşey demeden
arkamı dönmeden
şikayet etmeden
hiçbirşey almadan
birşey vermeden
yol ayrılmış, görmeden gidiyorum"

o kim lan?

bana bi faydası olmayan kilisenin papazını..

ben özledim kazım'ı
ağlasam ayip midur?

Divane aşuk gibi da dolanirum yollarda
kız senin sebebune yar senin sebebune
Kaldım istanbullarda kadım istanbul...

Baban beni babamdanda birkerecuk istesun
Allahın emru ile allahın emru ile
Gelinum olsun desin gelinim olsun...

sar beluna belunada karadeniz uşağı
sar beluna belunada karadeniz kuşağı
(e kız sen da dermusun
oy kız sen da dermusun
alsam ha bu uşağu... )

yüksek dağun kuşuymda selviye konacağum
istebeni babamdan iste beni anamdan
vermezse kaçacağum vermezse kaça...

al şalum yeşil şalım da dünyayı dolaşalum
al şalum yeşil şalım da dağlaru dolaşalum
(sen yağmur ol ben bulut sen yağmur ol ben bulut
Maçkada buluşalum maçkada bulu...

karadenizli değilim ama çok büyük adamdı değeri çok sonra anlaşıldı

hiç başımızdan ekgib olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, don kişotlar'a, ateş hırsızlarına, ernesto "che" guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.

kötü şeyler gördük. savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme kosan tinerci çocuklar gördük.

biz de öldük.
ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

teşekkürler dünya.
"

kazım koyuncu

ou nanayla anılar düştü peşime en sevdiklerimdi. karadenizli değilim ama çok severim, sayarım.

sen şiir ceketli çocuk sen karadenizden çıkmış ender insan..sen hiç gitmedin ki.

bu arada;

hiç başımızdan ekgib olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, don kişotlar'a, ateş hırsızlarına, ernesto "che" guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.

kötü şeyler gördük. savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme kosan tinerci çocuklar gördük.

biz de öldük.
ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

teşekkürler dünya.
"

kazım koyuncu

bu arada;

hiç başımızdan ekgib olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, don kişotlar'a, ateş hırsızlarına, ernesto "che" guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.

kötü şeyler gördük. savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme kosan tinerci çocuklar gördük.

biz de öldük.
ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

teşekkürler dünya.
"

kazım koyuncu

bu arada;

hiç başımızdan ekgib olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, don kişotlar'a, ateş hırsızlarına, ernesto "che" guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.

kötü şeyler gördük. savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme kosan tinerci çocuklar gördük.

biz de öldük.
ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

teşekkürler dünya.
"

kazım koyuncu

ccc kazım koyuncu ccc

hiç karadeniz müziği dinlemez ve ilgi duymazdım. kazım koyuncu ile dinledim sevdim. ve hala sevdiğim tek karadeniz sanatçısı. diğerlerinin onun gibi olacağınıda sanmıyorum. erken gitti.

bu arada;

hiç başımızdan ekgib olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, don kişotlar'a, ateş hırsızlarına, ernesto "che" guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.

kötü şeyler gördük. savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme kosan tinerci çocuklar gördük.

biz de öldük.
ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

teşekkürler dünya.
"

kazım koyuncu

25 haziran 2005 saygıyla

bu arada;

hiç başımızdan ekgib olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, don kişotlar'a, ateş hırsızlarına, ernesto "che" guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.

kötü şeyler gördük. savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme kosan tinerci çocuklar gördük.

biz de öldük.
ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

teşekkürler dünya.
"

kazım koyuncu

25 haziran 2005 saygıyla

bu arada;

hiç başımızdan ekgib olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, don kişotlar'a, ateş hırsızlarına, ernesto "che" guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.

kötü şeyler gördük. savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme kosan tinerci çocuklar gördük.

biz de öldük.
ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

teşekkürler dünya.

başımız sağolsun. onun gibler ekgib olmasın bu ülkeden.

volkan konak resi selamlıyorum ayrıca.

bu arada;

hiç başımızdan ekgib olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, don kişotlar'a, ateş hırsızlarına, ernesto "che" guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz.

kötü şeyler gördük. savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme kosan tinerci çocuklar gördük.

biz de öldük.
ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.

teşekkürler dünya.
"

kazım koyuncu

25 haziran 2005 saygıyla