1. 42.
    0
    @40 onu sana bütünleştirilmiş öğretmişler de ondan
    rekabetiniz de dürtünüzde batsın sokakta karılara saldıracak kadar hayvan olmadık ama dürtüden, kafayı biraz da buna çalıştırsaydık keşke
    ···
  2. 41.
    0
    @31 merak ediyorsan o konuyu kurarsan adam akıllı aile hekimligini edersin takibini büyüme gelişme grafiklerinden cocugunun
    kime ne gerektigini vermesi kölelik ekonomisini bile batırmaz
    sosyalizmi gibmek icin herşeye eşit kelimesini sokmayın
    ha bu nasıl olacak ha bu nasıl diye sayacagınıza sisteminizin aç bırakıp öldürdügünü hatırlatayım
    ···
  3. 40.
    0
    @32 insan mutluluğu alım gücü ile orantılıdır. bunu ayrıştıramayız ki.

    açgözlülük insanın içinde var olan bir dürtüdür. olmasa bile @31de belirttiğim tarzda bir açmazda, a kişisi (insan olduğundan dolayı) eşitlik vad edilmesine rağmen eşit olunmamasına tepkisini gösterecektir.
    ···
  4. 39.
    0
    biri seviye dedi amk am züt meme am züt meme
    ···
  5. 38.
    0
    bahsettiğin konu adaletle ilgili bir konu. eğer ki sosyalizmi ütopya olarak ele almıyorsak, (ki diğer türlü tartışmanın anlamı yok) bu adalet ve yasa dışılık sorunu sosyalist sistemlerde de var olacaktır. devlet yöneticileri yada bireyler de hırsızlık yada rüşvetle iş yapabilecektir. Nitekim SSCB'de polit büronun malvarlığını biliyoruz. bu dediğim gibi adalet sorunudur. başka bir tartışmanın konusudur.
    ···
  6. 37.
    0
    eğitim başlığı altında, yine bir kaç örnek daha verelim. örneğin, ülkemizde devlet eliyle yaygın ve örgün uyugulanmaktadır ve bu durumda bütün ülkede okullar aynı günde açılıp aynı günde kapanmakta, aynı mevsimlerde tatil olup, aynı aylarda eğitime devam edilmektedir.

    takdir edersiniz ki, ülke genelinde bırakın farklı bölgeyi, birbirine bitişik iki il'de bile bazen farklı hava koşullarına rastlayabilmek mümkün. çarpıcı bir örnekle meseleyi daha da açalım: örneğin; ülkemiz'de okullar eylül ayında eğitime başlamakta, aşağı yukarı ocak-şubat ayına kadar eğitime devam etmektedir. 15 günlük ara tatilin ardından eğitim yeniden başlayıp, haziran'da sona erer. bu ülkemizin batısında yer alan izmir ilimiz için görece müsait bir zaman dilimidir. ancak, aynı zaman diliminde, bırakın ülkemiz'de kar nedeniyle aylarca ulaşım olmayan van, ağrı, erzurum gibi illerimizi, yine ege'nin biraz iç bölgelerinde, rakımın arttığı köylerde de hava koşulları sebebiyle eğitime ara vermek zorunda kalınmaktadır. bu da çok normal olarak, bütün ekgiblere bir de bu yerleşim birimlerimiz için dezavantaj oluşturmaktadır.

    bu durumda yapmamız gereken nedir diye soracak olursak, bırakalım herkes istediği zaman diliminde eğitim-öğrenim görsün. bunun içinde, devlet eliyle bir merkezden eğitim yerine, devletin müdahil olmadığı, insanların kendi eğitim ve öğretim yapılarını kendilerinin oluşturduğu bir özgürlük alanı bırakalım..
    ···
  7. 36.
    0
    @1 hasgibtir lan o kadar kitap okusam burda ne işim var.

    amk sende o kadar okuma contayı yakarsın.
    ···
  8. 35.
    +1
    proleterya ananı gibsin senin
    ···
  9. 34.
    -1
    ayrıca beyler, kusura bakmayın, insanın karnı matematikle doymaz. saçma sapan istatistiklerle buraya gelmeyin, ki gibeyim istatistik biliminin de anasını. biz de biliyoruz o hesaplar nasıl yapılır, lakin hesap en iyi ihtimal cüzdanda kalır. gerisini gibtir et.
    ···
  10. 33.
    0
    @28 sosyalist değilim
    ···
  11. 32.
    0
    @26 geçerli bişey diyorsun ancak sorum üretim tasaruf rekabet gerekliligi kar ıvır zıvır degildi
    sen ekonomini, alım gücü kar niyetli mi insan mutlulugu icin mi savunuyorsun?

    bazal canlılıgın icin 3 5 tane yazdın diyelim,
    isteklerinin kac tanesi icin alım gücü gerekecek? tabi dayatılan kabartılan acgözlüğünü saymazsak zaten bu olmasa çarkın dönecegi yok
    buraya yazmasan da icinden geçir isteklerini kendin say
    ···
  12. 31.
    0
    diğer yandan 5 yaşındaki 2 çocuğu düşünelim. fizyolojik olarak a çocuk 10 birim yemek ile doyarken, b çocuk 30 birim yemeğe ihtiyacı olabilir. böyle bir durumda bölüşümde eşitliği nasıl sağlayacağını da kestiremez sosyalizm
    ···
  13. 30.
    +1
    sevgili @13;

    neden dıbına koyduğumun memleketinin %60'ı orta direk peki? alayı mı salak bunların? senelerce çalışıp üç kuruş emekli maaşı alanlar, çalışırken işi başında ölenler, bunların hepsi mi birer salak? şimdi sen bana diyeceksin ki, ellerine geçen fırsatları değerlendirmiyorlar. fırsat ne ulan? zütünden para mı yaratıyorsun akışı sağlamadan? ondan bundan rüşvet alıp, zimmete para geçirip, borsada spekülasyonlar yaparak (ve hatta işi manipülasyonlara vardıranların lehman brothers'i batırdığını gördük -gerçi batsın o muallakler ama-) kazanılan paranın akıl işi olduğunu mu düşünüyorsun? zeka bir hediyedir, kullanana diyeceksin. annenin sana aldığı doğum günü hediyesi bir saati düşün, e onu da sat öyleyse güzel kardeşim, nakde çevir hemen, sıcak para ne de olsa! david harvey'in sermaye muamması adlı kitabını okumanı tavsiye ederim. siz sayın oportünistler, gelir dağılımındaki adaletsizliğin farkında değil misiniz? şu mikro mülkiyetçi kafadan artık çıksanız olmuyor mu? bir bireyin zenginliği tüm ulusun zenginliğidir derken farkında değil misiniz, kendinize düşman kitleler yarattığınızın? düşman kitleleri ihtiyaçlardan yoksun bırakarak sindirdiğinizde gururunuz nerede kalıyor ulan? söyleyin dıbına koyayım? yaşadığım birkaç olaydan dolayı duygusal konuşmuş olabilirim, ama boş da konuşmuyorum. yanlış hatırlamıyorsam 2007 yılında dünya genelindeki üretimin nakdi değeri 55trilyon dolar iken, mevduat kayıpları 600trilyon doları buldu! (2008'de olabilir, kaynağı hatırlamadığımdan belirtemiyorum) bu mu güzel kardeşim kâr etmek, sizin zihniyetinizde bile yaklaşık %1100 zarardasınız ulan!

    edit: ingilizce iktisat 3. sınıf okuyorum, sadece ders kitaplarını değil ekonomiyle alakalı teorik kitapları takip etmeye çalışıyorum. kapitalizm, merkantalizm, feodalizm, komünizm. gibi.
    ···
  14. 29.
    0
    açıklamaya devam edelim; çocukların zihinsel ya da fiziksel gelişimleri farklı olabilir. bu yöresel, coğrafi olarak farklılık gösterebileceği gibi, yaşam standartları, beslenme biçimleri, yaşam koşullarıyla da farklılaşabilir. bunun yanında aynı şartlara sahip çocukların farklı özellikler gösterebildikleri görülebilir.

    çocuklar farklı zamanlarda zihni gelişim gösterebilir, farklı yaşlarda olgunlaşabilirler. o yüzden ülke genelinde yaşayan milyonlarca öğrenciyi tornadan çıkmış kereste gibi değerlendirmiyorsak, her bir öğrencinin aynı yaşta okula başlamasının doğru olmadığını anlayabiliriz.

    aynı sınıfta bulunan 6 yaşındaki bir çocuk zeka düzeyi olarak algısı oldukça açık olabilirken, bir başka çocuk bu yaşta örnekte belirtilen çocukla aynı düzeyde algılama becerisine ve zeka düzeyine sahip olmayabilir. bu durumda ikisinin aynı yaşta, aynı sınıfta, aynı müfredata tabii tutulması yanlıştır. peki, devlet her çocuk için ayrı hoca mı tutsun, ayrı okul mu açsın dediğinizi duyar gibi oluyorum. hayır, devlet okulları kapatsın, insanlar kendi eğitim, öğrenim ihtiyaçları kendileri karşılayacaktır..
    ···
  15. 28.
    0
    @27 o açıdan bakarsak sosyalizmi de şöyle tanımlayabiliriz; o bir kaç kişinin de ölmesi gerekir (:
    ···
  16. 27.
    0
    kapitalizmi özet geçecek olursak: bir kaç kişinin ölümsüz olması için çoğunlu ölmesi gerekir.
    ···
  17. 26.
    -1
    @25 iktisat dersi aldıysan şöyle açıklayım panpa, üretim imkanları eğrisini biliyorsun. uluslararası ticaret (mukayeseli üst.) ne kadar artarsa bu eğri o derece dışa kayar. yani toplam üretim maksimize olur. bu maksimizasyonu sosyalistler de kabul eder. nitekim kapitalizm toplam refahı esas alırken, sosyalizm asgari refahta eşitliği savunurlur.

    edit: insanın yaşama için asgari ihtiyacı bellidir. yeme içme barınma vs.

    oysaki insanlar sadece bu ihtiyaçlarla mutlu olmazlar. istekleri karşılanabildiği ölçüde mutlu olurlar.

    istekler ise sınırsınızdır, bir milyon tane yazabilirim
    ···
  18. 25.
    0
    @22 ilk iki cümlen her iktisada giriş 1 kitabının açılış cümlesidir ve bunu sosyalistler kabul etmezler, kapitalist iktisat kitapları
    istersen mutlu olmak icin gerekli ihtiyac isteklerini sırala başlık olarak 20tane yazabilecek misin
    ···
  19. 24.
    0
    @21 açıklıyorum panpa..
    ···
  20. 23.
    0
    varolan eğitim sistemi üzerinden örnekler vererek devam edelim. devlet eliyle verilen yaygın-örgün eğitim sisteminde, ele alınan insan tipi tek tiptir. burada "eşitlik" ifadesiyle göz boyanarak insanlar bu masala inandırılır. ama hiçbir insan eşit değildir. her insan özgündür ve farklıdır. bu pek çok farklı ölçüye göre böyledir. mevcut eğitim sisteminde çocuklara aynı yaşta okula başlaması dayatılır. ki yanılmıyorsam bu sene türkiye'de bu meseleye dair bir tartışmada yaşandı. sistemde yapılan değişiklike çocukların okula başlama yaşı, yanılmıyorsam "6 yaşa" çekildi. tabii pek çokları buna itiraz ederken, büyük bir çoğunluk da koyun gibi bunu onayladı. ama onaylamasalar bile devlet eliyle bu durum dayatıldığı için insanlar buna uymak zorunda kaldı.

    pedagojik araştırmalara göre 6 yaşın daha uygun olduğu belirlendi. ama bu daha geçen yıla kadar 7 yaştı ve bu da "pedagojik" araştırmalarla, "bilimsel olarak" kanıtlanmış bir sistemdi. buna karşın değiştirilebildi. elbette devleti elinde bulunduran "ideoloji" ya da "partiye" göre bu "bilimsel" kanıtlanmışlıklar değişebiliyor. bu durumda öneri basit, devleti küçült, insanlar istedikleri eğitim sistemini kendi kursun, istediği eğitim sistemini kendi seçsin..
    ···