0
@1 anal sevmiorm desene aq al oral
Bağırsaklar üzerinde örseleyici bir etki gösteren müshiller yalnızca hekimin uygun gördüğü durumlarda ve süreler içinde kullanılmalıdır. Çünkü hem doğrudan, hem de yan etkileriyle bağırsakların işleyişi için tehlikeli olabilirler.
“Müshil” denince ağız yolundan alınan, dışkılamayı başlatan ya da kolaylaştıran her türlü ilaç anlaşılır. Ama müshil terimi daha çok bağırsak içeriğinin yoğun ve tam boşaltımını sağlayan ilaçlar için kullanılır. Bu nedenle etkisi daha sınırlı ilaçlara laksatif ya da bağırsak yumuşatıcı denir. Sonuçta bu ilaçlar yumuşak, ama şekilli dışkılama sağlayan “laksatifler” ya da bağırsak yumuşatıcılar; gerçek “müshiller” ve daha güçlü bir etkiyle yeterince sıvılaşmış dışkılama sağlayan “ani etkili müshiller” olarak, yol açtıkları etkilere göre, gruplanabilirler. Bazı durumlarda aym maddenin artan dozları, yumuşatıcıdan ani etkili müshile kadar değişen etkiler gösterebilir.
Yumuşatıcı ve müshilleri içerdikleri maddelerin etki mekanizmasına göre de sınıflandırmak olanaklıdır. Ama bu sınıflandırmayı her ilaç için yapmak kolay değildir. Çünkü piyasada bulunan ilaçların bir bölümünde etki mekanizmaları farklı maddeler bir arada bulunur.
ÖRSELEYiCi MÜSHiLLER
Günümüzde hem etki mekanizmaları, hem de kimyasal yapılan bakımından son derece karmaşık maddeler bu başlık altında toplanmaktadır. Eskiden bütün müshillerin bağırsak mukozasında örseleyici bir etki yaptığı sanılıyordu. Artık böyle bir etki yalnızca bağırsak mukozasının duyu sinirleri uçları düzeyinde etki gösteren bazı müshiller için söz konusudur. Az sayıdaki örseleyici müshillerin bu etkisi ise kokain gibi maddelerin yerel olarak uygulanmasıyla ortadan kaldırılabilir.
Bu tür ilaçların ortak özelliği mukozada Örseleyici bir etkiden çok, bağırsak çeperinden bağırsak boşluğuna sıvı ve elektrolit çeken “su emici” bir etkiden kaynaklanmaktadır. Böylece bağırsak içeriğini hareket ettirici bir uyan oluşmakta ve bu harekete karşı koyan direnç azalmaktadır.
Bağırsak çeperinden bu biçimde su emilmesini sağlayan mekanizma henüz tam olarak bilinmemektedir. Konuyu açıklamak üzere ortaya atılmış birçok varsayım bulunmaktadır.
Hintyağının su tutucu etkisi kesin biçimde kanıtlanmıştır. Bu yağın ayrıca kasılma hareketlerini yavaşlatıcı bir etkisi de vardır. Örseleyici müshiller son derece karmaşık ve çeşitli maddelerden oluşan bir grubu kapsar. Bu maddeler üç ana grupta toplanabilir:
• Yağlar.
• Doğal antrakinonlar ve yapay türevleri.
• Çeşitli kimyasal yapıdaki öbür maddeler. Yağlar grubunda hâlâ kullanılan tek müshil hintyağıdır. Hintyağı, bilimsel adı Ricinus communis olan hintyağı bitkisinin kabuklan soyulmuş tohumlarından çıkarılan renksiz ya da soluk sarı renkli, tadı kötü bir sıvıdır. Genellikle içilme miktarı 15-60 ml’diı. Etkisi, alındıktan 4-8 saat sonra ortaya çıkar.
Hintyağı vücuttan hızla atıldığından zehirleyici etki göstermesi zayıf bir olasılıktır. Ama bağırsaklarda antibiyotik ve bağırsak dezenfektanları gibi ilaçların ya da zehirleyici olabilecek başka maddelerin emilimini aşırı derece artırabileceği göz önünde tutulmalıdır. Bu tip bir müshilin alınmasından sonra genel bir kırıklık ve baş ağrısı ortaya çıkabilir.
Örseleyici müshiller arasında yer valan antrakinon ve türevleri pek çol. ilaçta kullanılmaktadır. Bu maddeler doğada birçok bitki türünde yaygın olarak bulunur. Çeşitli bitki ve otlardan etkili bileşiklerin elde edilmesi oldukça zor bir dizi işlemi gerektirir. Bir bitki türünde bağırsak yumuşatıcı maddelerin yanı sıra etkisiz ve zehirli maddeler de bulunur. Bitkinin olduğu gibi kullanılması istenen maddenin yanı sıra çok çeşitli bileşiklerin de alınmasına yol açar.
Antrakinon içeren başlıca bitkiler sarısabır ödağacı), sinameki, ravent, barutağacı ve cascara sagradadır. Doğal antrakinonlann yanı sıra bunların yapay türevleri de aynı grup içinde sınıflandırılır.
Üçüncü grupta kimyasal bakımdari büyük çeşitlilik gösteren maddeler yeri alır. En sık kullanılan bağırsak yumuşatıcı ilaçların içerdiği maddeler bu geniş gruba girer, tçlerinde en çok kullanılanı kuşkusuz fenolftaleindir.
Önceki bölümde vurgulandığı gibi kronik kabızlık, olguların çoğunda kalınbağırsağın aşırı kasılmasına ve bağırsak içi basıncın artmasına bağlı bir rahatsızlıktır. Kas zayıflığına bağlı kabızlık ise ender görülen bir bozukluktur. Yalnızca hipotiroidizm (tiroit salgısı yetersizliği) ve miksödem gibi özel durumlarda ya da son derece halsiz ve hasta kişilerde ortaya çıkar.
Tümünü Göster