1. 76.
    0
    çabuk panpa.
    ···
  2. 77.
    0
    bakalım anlat hele taktan çıkarsa skerim üstüne sigramı basarım

    _̅_̅(̅(̅_̅̅_̅̅_̅̅_̅̅_̅̅(ด้้้้้็็็็็้้้้้็็็็็้้้้้้้้็็็็็้้้้้็็็็็้้้้้้้้็็็็็้้้้้็็็็็้้้้้้้้็็็็็้้้้้็็็็็
    ···
  3. 78.
    0
    sipsiyah demenle başlığı kapamam bir oldu panpa
    ···
  4. 79.
    0
    geliyorum 5dkya.
    ···
  5. 80.
    0
    anlat panpa dinliyoz biz
    ···
  6. 81.
    0
    o parayı cebime sıkıştırma anı hala unutamadığım, hayatımda en heyecan verici anların başında geliyor.
    genelde sabahı geçkin, öğlenden önce olduğu için kahvaltıyı yeni bitirmiş oluyorlardı, üzerine henüz elbise niyetine bişey giymemiş, v yaka kısmı biraz pörsümüş eşofmanı ile çıkıyordu. parayı cebime sıkıştırırken memeleri neredeyse burnuma hücum ediyordu.
    o sırada başım döner, inşallah çakmaz diye bakmamaya çalışırken kendime hakim olamaz ve mal gibi bakakalırdım.
    sonradan anladım ki, o da bunu fark ediyor ve bazen uzun uzun bakmama müsade ediyor, bazen çabucak toparlıyordu ama yüzüme vurup beni utandırmıyordu. keyfi yerindeyse gözüm gönlüm bayram ediyor, çadırı kurduruyor, keyfi yoksa tadımlık veriyor çekiliyordu.
    bakmama izin verdiği günler o içeri girene kadar yerimden kıpırdayamazdım çünkü çükümü yerleştirirken yakalanmak istemezdim. girer girmez zor yerleştirip kaçardım bakka doğru.
    ···
  7. 82.
    0
    lan herkese anlatma
    ···
  8. 83.
    0
    anlat panpa dinliyoruz
    ···
  9. 84.
    0
    kimse yokmu neyse başliyayım gelirler...

    yeşim abla, ne hatundu yav.
    beyaz tenli, esmer, etine dolgun dedikleri, balık eti tam bir taşra güzeli..
    ama vücudu çok kıvamındaydı, memeleri, zütü göbeği tam kıvamında, gram yağ, selilüt; fazlası filan yoktu.
    eti sıkı dedikleri, taş gibi bişeydi. yüzü de acayip güzeldi, gözleri kocaman, sipsiyah.
    memeleri dipdik.
    ···
  10. 85.
    0
    dizaltı etekleri vardı, ince kumaştan, rüzgarda dalgalanan, yürürken zütünün arasına giren, iş görürken firikik verdiren cinsten, tasarım harikası olmasa da tinto brass filminden kaçmış gibi havalanan ve adamın yüreğini hoplatan türden etekler.
    bazen de pembe bi eşofman altı vardı, onu giyerdi ki o temelli kudurturdu beni, çamcığının deresi bile belli olurdu.
    üst tarafa giydiği değişirdi ama ne giyerse giysin sütyenini belli eden şeyler olurdu.

    ---

    dinliyonuz mu la binler?
    ···
  11. 86.
    0
    sipsiyah dedin beni kaybettin
    ···
  12. 87.
    0
    dinliyorum hadi bakalım
    ···
  13. 88.
    0
    yeşim abla annesinden, babasından, abisinden, işte gizleyeceği kim varsa hepsiden gizleyerek sigara içerdi.
    aslında millet biliyordu tabii içtiği ama o açıktan içemiyordu, abisi falan filan da içmesine mani olamıyordu.
    yeşim abla her gün bakkala gidemediği için sigarasını ben alıyordum. bir paketi iki gün içiyordu ve ben sigara gününü iple çekiyordum.
    sigara günü evlerinn önünde pis pis dolanırken yeşim abla bir ara balkona çıkıyordu, elinde leblebi, çerez filan gibi bişey oluyordu, onu bana veriyormuş ayağına cebime parayı sıkıştırıyordu. "bi maltepe, ama kimseye göstermeden getir" diyordu.
    ···
  14. 89.
    0
    burdamısınız lan?
    ···
  15. 90.
    0
    anlat kanka dinlyiyozzzz
    ···
  16. 91.
    0
    reserved tutarsa okurum
    ···
  17. 92.
    0
    hadi lan dinliyoruz
    ···
  18. 93.
    0
    yeşim abla, sigara aldırdığı gün ilk sigarasını ikindi civarı içerdi. babası namaza giderken (ki o o sırada ben o civarda olurdum) halil amca beni görürdü, severdi sağolsun, bir iki klagib hep sorduğu soruyu sorar, sonra git yeşim ablan çay versin sana derdi. yeşim abla da o esnada balkonda olurdu, aşkım gel bakim, çay soğumasın filan derdi.
    babası uzaklaşınca arka balkonda kurulu çay sofrasına geçerdik, annesi çoktan içeri gitmiş, abisi evde yok, yeşim abla ve ben radyoyu açar, karşılıklı otururduk. yeşim abla ilk sigarasını yakıp, gözlerini kısarak çeker, sonra dumanını bana doğru bütün şuhluğu ile üflerdi. o dumanda ben sarhoş olurken yeşim abla arkasına yaslanır, mindere yerleşir ve günlerdir beklediğim pozisyonunu alır, firikiğini verirdi. o gün giydiği külodun rengini görür merakımı giderirdim, ben çayımı yudumlarken o aynı hareketleri tekrarlayarak dumanı yüzüme üfler, beni firikiğine bakarken yakalar, hafif muzırca sırıtır ama istifini bozmaz, beni çıldırtırdı. gözlerimin karardığı olurdu bazen.
    ···
  19. 94.
    0
    reserved
    ···
  20. 95.
    0
    babası neden ikide bir seni eve yolluyor onu anlamadım amk
    ···