beyler hazırlıktaki hocamla olan yakınlaşmamı

üniversiten hazırlıktaki kadın(liseliler için edit yaptım) hocamla olan yakınlaşmamı anlatıcam bu başlıkta. dinlemek isteyen gelsin, bu arada 4. sınıfım şu an her şey bittikten sonra anlatıyorum.

2006 yılında üniversiteyi kazandım ve izmir e geldim, hazırlık zorunluydu, muafiyet sınavı vardı ama yine de girmemiştim hazırlık okumak için. dersimize ilk olarak giren hoca erkekti ve askere gitmişti 2 ay sonra, onun yerine iki kadın hocaya paylaştırdılar onun derslerini.

ben o sıralar karakterim gereği sessiz bir çocuktum(nedense bir grupta bulunduğumda ilk olarak gözlem yapıyorum ve ön plana çıkmayı sevmiyorum, bu huyumu da seviyorum). sınıfta da gruplaşmalar oluyordu kızlar arasında ama erkeklerin arası iyiydi baya. tam bir lise sınıfı gibiydi anlayacağınız. neyse böyle geçti birinci yarıyıl. yeni gelen hocalar çabuk bıkmış olmalı bizim sınıftan ki ikinci yarıyılın ilk günü yeni bir hocanın dersimize gireceğini öğrendik.

herkes de bir heyecan tabi yeni gelecek hoca konusunda(hocaların yüzde yetmişi 30 yaşın altında kadın hocalardır deu ydy nin bilen bilir) kim olacak falan. neyse çarşamba günü yeni hocanın ilk dersi olacağını öğrendik. ismini de öğrendik ama kim olduğunu sima olarak bilmiyorduk

çarşamba gelip çattı. koridordan(3. kattaydık) her gelen hocaya acaba bize doğru mu geliyo diye bakarken, esmer 1,70 boylarında zayıf güzel bir hoca bize doğru geliyodu. neyse kapıya yaklaşınca biraz yavaşladı anladık tabi yeni hoca olduğunu erkekler arasında fısıldaşmalar oldu,güzel,soğuk vs... hoca sima olarak tanıdıktı bu arada birinci dönem speaking sınavımıza girmişti yüzümüze bile bakmamıştı konuşurken diğer hocayla kunuşmuştum sadece çok iyi hatırlıyorum!(bu arada hocanın parmağında yüzük yoktu bekar olduğu belliydi)

@9 entry-nick amk

neyse sınıfa girdik herkes oturdu yerine, bu biraz otoriter görünmeye çalışıyordu konuşmalarından onu anlıyoduk. daha önceki hocalar baya kötü şeyler söylemiş hakkımızda o yüzden ipleri elden bırakmak istemiyordu yani.ilk ders bitince arada erkekler arasında geyikler dönüyordu işte hoca hakkında ama nedense kimse beğenmiyordu hocayı sözde! şöyle de böyle de vs..sadece fatih diye bir eleman gerçekten güzel olduğunu söylemişti. benim aklımda da nedense hep sınavımıza girdiği andaki soğukluğu vardı.(ama yine de beğenilecek bi hocaydı )ben beliki de bi şey olamayacağından o anı aklımda tutuyordum.(bu arada benim boy pos yerinde esmer yakışıklı biri sayılırım )

bir hafta kadar geçtikten sonra ben sınıfta nasıl olduğunu bilmediğim şekilde ön plana çıkmaya başladım(hoca bana baya söz verirdi, ondan dolayı olmaya başladı sanırım) hocaların her sorusuna cevap vermeye sınıfla ilgili organizasyonlarda sorumluluk almaya başladım. cevaplar verirken doğru cevap verince hoca weld done, gorgeous vs.. sıralardı. erkekler de bu arada dersle ilgili olmaya başladılar, hocayı etkileyebilmek için olduğu barizdi. derslerde bazen ingilizceyi geliştirmeye yönelik küçük aktiviteler yapardık hoca beni ilkinde olmasa bile bi kaç oyundan sonra ille de oyuna dahil etmeye çalışırdı.

@13 komiksin adamım hadi şimdi gibtir git

bu durum benim hoşuma gitmiyordu desem yalan olur ama yine de ben hala hocayla ilgili bir şey düşünmüyodum ya da düşünmek istemiyodum o sıralarda.

bu arada hocanın ilgisi devam ediyodu derslerde ben de terslemeye falan başlamıştım hafiften, küçümsmeler falan. hatta bi keresinde test çözdürüyodu oldukça da zor testlerdi ben de birinde niye bu kadar zor sorular getirdiniz ki sanki ingilizce öğretmeni olacağız demiştim o da belki olursunuz neden olmasındiye cevaplamıştı ben hiç bir şey olamazsam belki ingilizce öğretmeni olurum demiştim. oldukça içerlemişti

tüm bu terslemelere rağmen artık hocanın derslerini iple çekmeye başlamıştım onun derslerinin olduğu günlerde giyimime ayrıca özen gösteriyodum ama nedense terslemeden de duramıyodum amk(benim huyum böyle bu arada hoşlandığım kişiyi elştirmek ve terslemek, başak burcu olduğumdan sanırım).kadını ilgisi de artık iyice artmaya başladı, vizelerden sonra eve gidilir bir hafta tatili yapılır, liseliler bilmez.ben de tatil yapacaktım ondan bir gün yok yazmamasını rica ettim, bu konuda anlayışlıydı öyle ki kalması gereken bir arkadaşım kalmamaşıtı onun sayesinde. şakayla karışık gitme falan diyodu ben senin annen sayılırım (ne alakaysa amk), yok yazarım gidersen falan. ben de sözde değil özde annelik istiyorum demiştim baya bi gülmüştü sınıf, o sıralar moda bir sözdü şimdi ki tatmin oldum gibi...

neyse ben tatilden döndüm herkes bana hocayı anlatmaya başladı işte durmadan herkese nandodasco dedi sen yokken seni andı durdu dediler, hoca senle ilgileniyon falan diye hafiften gazı vermeye çalıştılar.ben gazı yedim aslında ama onlara belli etmedim olur mu ya öyle şey falan diye geçiştirdim.bu arada erkeklerin ilgisi devam ediyordu hocaya karşı, bir kaç ergen de laf sokmaya çalışıyodu aklı sıra bana...

artık o sıralarda tek odak noktam hoca olmuştu nedense birisinden hoşanıyosam gözüm hiç bir kızı görmez , o yüzden sınıftaki diğer kızlara karşı da mesafeli duruyodum. neyse bi gün aradayız yine ders başlamak üzere ben sınıfa girer girmez en az muhabbetim olan kızlardan biri ( sınıfın en güzel 2-3 kızındandı bana göre) nilgün hoca yı gördün mü diye sordu gülerek(bundan sonra hocaya nilgün hoca diycem, bana bunu soran kızın ismi de ebru olacak daha kolay olamsı için, kız da devreye gircek ilerleyen zamanlarda çünkü) ben hafif şaşkınlıkla nolmuş diye sordum.bu da sunset te biriyle görmüş bizim sınıftaki fatma diye ekledi ama hafiften gülümsüyordu o sırada, bunu o zaman farketmemiştim sonradan hatırlıyorum. benim tabi moralim alt-üst oldu ama çaktırmamaya çalıştım, ne cevap verdiğimi hatırlamıyorum açıkçası ama çaktırdım sanırım

o sıralar hatılayan iyi bilir cumhuriyet mitingleri vardı, izmirde de olmuştu ona gittik. moğollar bi şey yapmalı şarkısı çalıyodu durmadan daha önceden de biliyodum ama orda daha bi hoşuma gitti şarkı, arkadaşlarıma var mı bu şarkı sizde diye sorarken, sınıftan birisi var bende getireyim sana dedi, ben de iyi olur sınıfta da dinleriz dedim(hazırlık okuyanlar iyi bilir listening için hoparlörler vardır sınıflarda ama teybin olduğu dolap kilitlidir ve hocalarda durur anahtarı).arkadaş getirmiş ipodunu benim için saolsun. nilgün hoca dan anahtarı alıp alamayacağımızı sordum, o da beklemediğim bi biçimde anahtarı okutmanlar odasında unutmuşum arada veririm sen gelirsendedi, herkes sustu bi kaç saniye ben de zar zor tamam diyebildim, oldukça değişik bi cevap gelmişti çünkü...

neyse ders arasına girdik ben de hafif bi heyecan var (sanki buluşmaya gidiyorum hocayla nasıl bi heyecansa amk), hocanın da sınıfta bi kaç dakka işi vardı iyice gerildim beklerken onu, işi bittiğinde beraber yanyana yürmüye başladık koridorda, garip bi duygu vardı içimde, bi şey konuşamıyodum resmen,50-55 metrelik koridor baya uzun gelmişti yürürken, koridorun sonuna doğru nilgün hoca bana niye susuyosun konuşsana nandodaso dedi ben de konuşcak bi şey yok ondandır(nasıl bi mallık, odunluksa artık) dedim, ondan sonra onların odasına kadar konuştuk ama buraya yazmaya değmez... hazırlıkta okuyanlar bilir her hafta quiz olur, hemen hocanın anahtarı verdiği aradan sonra quiz olacaktık. hoca ellerinde kağıtlar geldi, herkes yerlerine oturdu, kağıtlar dağıtıldı falan sınava tam başlıyorken nilgün hoca :

nandodasco sınavdan sonra bekle beni beraber gidelim dedi, hiç beklemediğim bu durumdan sonra quiz falan aklımdan gitti(çok da önemli değildir zaten)artık quizin bitmesini bekliyodum çözmekten çok, kağıdı ilk verenleden biri oldum kağıdı verirken de hoca yine beklememi hatırlattı, benim daha da hoşuma gitti bu durum ama bir yandan da neden beklemem gerektiğini ve neden onla birlikte gitmem gerektiğini merak da etmiyor değildim hani. quiz kağıdını veren son arkadaştan sonra ben hocanın çıkmasını beklemeye başladım kapının önünde ve o da çıktı.bu sefer daha konuşkandım. yine okutmanların odasına doğru yol aldık...

okutmanlar odasında pek hoca yoktu 3 tane falandı sanırım son dersti o yüzden pek hoca yoktu, hoca dolabına doğru yöneldi ben de merakla ne yapcağını izliyodum. dolaptan içinde sarmaların, kurabiyelerin vs.. ev yapımı yiyeceklerin olduğu tabağı aldı hocalara getirmiştim bunları da senin için ayırdım umarım beğenirsin burda da yiyebilirsin dedi ben şaşkındım tabi tüm bunları neden yaptığını çözmeye çalışıyodum yine de teşekkür etmeyi ihmal etmedim, meyve suyuyla birlikte yemeye çalıştım ama heyecandan ve düşünmekten iştahım kesilmişti.pek yiyemedim o yüzden o da farketti sanırım hepsini yemene gerek yok dedi bi yandan da sohbet ediyoduk.. yiyebildiğimi yedikten sonra hocaya bir kez daha teşekkür ettim ve ayrıldım..

daha sonra da çok düşündüm acaba neden böyle bir şey yaptı gerçekten anne gibi mi davranmak istedi yoksa benim ilgimi çekmek için mi yaptı diye.bu arada o sıralarda ödevler vardı yapmamız gereken ve organize olup hocaya mailden göndermemiz gerekiyodu ve bı iş için 4 kişi görevlendidi, aralarında ben de vardım. ödevleri göderdikten sonra kişi listenizde yok eklemek ister misiniz diyo ya orda herhalde ekleyip eklememek için 5 dk düşünmüşümdür, ama sonunda ekledim.

şimdi bi dahaki dersteki tavrını ve ne diyceğini merak etmeye başaldım, diğer iki erkek arkadaşın da eklemeye çalıştığından adım gibi eminim bu arada! neyse hocanın dersi geldi çattı hiç bir şey demedi eklemeyle ilgili sadece teşekkür etti ödevleri gönderenlere.ben de bu arada ekleyip eklemediğini merak ediyodum her gün kontrol ediyodum neredeyse. giderek umutlarım azalmıştı eklediğine dair ama umutla kontrol etmeye devam ettim.bu sırada da okulun son günlerine yaklaşmay başlıyoduk ya bir ya iki hafta kalmıştı net hatırlamıyorum ama hocanın kaç saat dersi kaldığını hesaplıyodum düşünün artık. okulun son günlerine doğru yaklaştıkça içimdeki garip duygular artıyordu. hocayla belki de son anlarımı yaşıyodum ama onla daha sonra da görüşmek istiyodum nasıl yapacağımı da bilemiyordum. sonuçta msn işi de yatmıştı amk