1. 176.
    -1
    @370panpa bugün yazmayacağım artık. yarın gece devam. @366 binini gördüm, sinirden elim ayağım titredi.

    tamam sakinim
    ···
  2. 177.
    0
    @372 @373 naz yapmıyorum lan karı mıyım amk. uykum geldi beyler gözüm kapanıyor.

    şimdi iki üç dakika yazar uyuyakalırım bi taka yaramaz. arkamdan bi sürü kaçtı oç dersiniz.
    ···
  3. 178.
    0
    beyler bugünlük affedin. yarın devam ederim.
    ···
  4. 179.
    0
    geldim binler.
    ···
  5. 180.
    0
    arkamı döndüğümde onu gördüm. beni son kez görebilmek için gideceğim şirketi, nerede mola vereceğimizi araştırmış, benden önce varmıştı mola yerine.
    -sen delisin dedim.
    -senin delinim.
    -ama artık bu deliliklerin beni yormaya başladı. özellikle de...
    konuyu nereye bağlayacağımı anlayıp, eliyle o çok bilinen hemşire fotoğrafında olduğu gibi sus işareti yaptı.
    -o konuyu kapattık. zaten ne olduğunu zaman gösterecek. merak etme sana haber vereceğim dedi.
    ···
  6. 181.
    0
    mecburen kapattım konuyu. daha fazla uzatmamanın işi inada bindirmek olacağını, bunun işi daha kötüye zütürebileceğini düşündüm.
    elinde birkaç paket vardı. bana verdi.
    -bunları oraya varıncaya kadar sakın açma dedi.
    -tamam açmam.
    -seni çok seviyorum, çok özleyeceğim. çabuk gel olur mu?
    -ben de seni özleyeceğim. gözlerim otobüs garında hep seni aradı, senin gelmeni bekledim dedim. tam umudumu kesmiştim.
    elimi tutup, omzuma yaslandı. ağladığını birkaç damla gözyaşı elime düşünce anladım. benim otobüsün anonsuyla gözyaşlarını silip ayağa kalktı.
    -gitme vakti dedim.
    sarıldık uzun uzun. bütün yolcular otobüse bininceye kadar, herkes bize bakıncaya kadar sarıldık. arkamdan tam da daha önce hayal ettiğim gibi, ağladı bana el sallarken.

    bütün yolculuk boyunca bu anı yaşadım, cama her bakışımda onu gördüm.
    ···
  7. 182.
    0
    otobüsten indikten sonra, daha önce hiç görmediğim bu yerin bana anlatılanlar kadar küçük ve dışarıya kapalı olduğunu gördüm. biz bugüne kadar doğunun fakirliğini dinlerken yollarda gördüğüm lüks arabalar dikkatimi çekmedi değil.

    etrafımda benim gibi genç insanlar çoktu. hemen samimiyet kurduk. bizden daha önce gelenlerin anlattıklarına bakılırsa burada başka türlü zaman geçmezmiş.

    birkaç arkadaş kendimize bir ev bulduk ve eşyaları aldık hemen.
    ···
  8. 183.
    0
    eve yerleştikten sonra bana verdiği paketleri açtım. bir battaniye, bir kupa, pahalı bir gömlek ve ikimizin resmi olan bir çerçeve. beraberken çok güldüğümü hatırlamam ama resimde ikimizde gülüyorduk. o çerçeveyi kırıp resmi yırtardım aslında normalde ama yapmadım, başucuma koydum. resmi gören arkadaşlarımın ablan mı? sorularına aldırmadım bile.

    bu sırada onunla telefonda konuşuyordum sürekli. her sabah beni uyandırıyor, gün içinde neler yaptığımı soruyor, akşam iyi geceler demek için arıyordu. uzun uzun konuşuyorduk geceleri. beni ne kadar özlediğini istediğini, yanında olsam neler yapacağımızı anlatıyordu.
    ···
  9. 184.
    0
    bir gün ben dersteyken telefonum çalmaya başladı. normalde ders saatlerinde aramazdı. telefonu kapatıp, teneffüste aradım.

    -hamileyim dedi. senin çocuğunu taşıyorum. düşünsene ikimizin çocuğu.
    +evet düşünüyorum, ailem beni reddedecek mesela onu düşünüyorum.
    -daha önce söylediğim gibi ben bu çocuğu doğuracağım.
    +tamam nasıl istiyorsan öyle yap. ama bir daha beni göremezsin o çocuğu doğurursan.
    ···
  10. 185.
    0
    birkaç gün telefonlarına bakmadım yine. bu birkaç günün sonunda telefonuma bir mesaj geldi.

    -ben sensiz yaşayamam diyordu. aradım hemen.
    +ben de sensiz yaşayamam, ama çocuk için hazır değilim işte, anla beni dedim.
    -ben senin için her şeyi yaparım ama ona dokunmayalım lütfen dedi.
    +istemediğim bir çocuğu nasıl sahiplenebilirim. bu hepimize kötülük yapmak olmaz mı? çocuğunun babasız büyümesini ister misin?

    cevap vermedi, biraz yumuşamıştı.

    -düşünsene zaten oğlun babasını sadece yaz tatillerinde görebiliyor. diğer çocuğunun da aynı durumda olması seni üzmez mi?
    +üzer tabii ki ama..

    bu sefer ben susturdum.

    +aması yok bu işin. kendini düşünme sadece. etrafındakileri de düşün dedim.

    benden birkaç gün süre istedi.
    ···
  11. 186.
    0
    bu birkaç gün boyunca telefonda sabahlara kadar ağladı çocuğumuzu kaybedeceği için. ona göre hiç göremeyeceğim çocuğumu istememiştim. bir insan kendi kanından olan masum bir bebeği nasıl istemezdi. nasıl böyle gaddar olabilirdim ben. beni tanıdığı güne lanet olsundu. olsun dedim. dinledim onu teselli etmeye çalışarak. bazen yalvarmalarına uzun uzun ağlamalarına aldırmadım kararımızı verdik artık dedim.

    telefonu her kapatışımda ben de ağladım.

    bazen rüyalarıma girer, vicdanımı kanatır, kalbimi ağrıtır doğmadan ölen bebeğim. baba der, beni parka zütür der, acıktım der, bana oyuncak al der. gülümser bana. etrafımda gördüğüm her küçük bebeğe bakışımda rüyalarım aklıma gelir içim daralır.

    bugün yaşadığım evlilik ve çocuk sahibi olmak korkusu o günlerden kalma sanırım. ve bir de dünyaya gelmesine izin vermediğim o masum bebektir heralde.
    ···
  12. 187.
    0
    beni aradı yine bir sabah. kürtajda yanımda olabilir misin? çok korkuyorum dedi. tamam dedim. sadece birkaç saat yanında olabilmek, ona destek verebilmek için iki günüm yollarda geçecekti.

    ben varır varmaz hemen daha önceden randevu aldığı yere gittik. ikimizde korkuyorduk. daha önce masada kalan kadınların hikayelerini anlattı bana yolda. üstüne bir de doktorun bu işin tabii ki riski vardır demesi üzerinde tüy dikti. elini tuttum sıkıca. merak etme yanındayım dedim.

    senin hatan, bunu sen istedin demeliydim belkide. ama sarıldım ona, merak etme her şey güzel olacak dedim.

    dışarıda, çıkmasını beklerken sanki günler geçti o kapıda.
    ···
  13. 188.
    0
    dışarı çıktığında yüzü kireç gibi bembeyazdı. korkudan mı, hissettiği bir acıdan mı, pişmanlıktan mı bilemiyorum. hiçbir şey sormadım çünkü.

    -nasıl geçti hayatım, çocuğu iyice kazıdılar mı bari diyecek hali yoktu elbette.

    üşüyorum, dedi. çok üsüyorum.

    sarıldım. ama hiçbir işe yaramadı, titriyordu. ceketimi çıkarıp üzerine sardım ve neredeyse koşarak çıktık kapıdan. o yerden hemen kaçmak istedik birlikte.
    ···
  14. 189.
    0
    eve geldik birlikte. kapıyı oğlu açtı. beni görünce kucağıma atladı hemen. bende az önce kendi kaybettiğim çocuğuma sarılır gibi sarıldım ona. saçını okşadım.

    annesine baktı, titriyordu hala. ne oldu annecim? dedi. merak etme ... 'cim, annen biraz hasta, hastaneden geliyor, üzmezsen çabucak iyileşir dedim. üzmem dedi. gitti annesine sarıldı, öptü bembeyaz yanaklarından. anne ellerin buz gibi dedi. evet oğlum çok üsüyorum ısıt beni dedi. hıçkırıklarla ağladı oğluna sarılıp.
    ···
  15. 190.
    0
    otobüsün kalkış saati yaklaşıyordu artık. hemen mutfağa koşup, yiyecek bişeyler hazırladım. kendi ellerimle yedirdim. bir taraftan da gözlerinin içine bakıyordum, çocuğun yanında ağlama demek ister gibi.

    yemekten sonra bir sakinleştirici verdim. oğluna hadi sen odanda biraz ders çalış deyip, gitmem gerektiğini söyledim. uyuyuncaya kadar başında bekledim. seni seviyorum diye bir sürü not yazıp ,üzerinden çıkarmadığı ceketin ceplerine koyup ceketimi onda bıraktım.

    seni neden seviyorum bende bilmiyorum diye bir not daha bırakmak istedim.

    yapamadım.
    ···
  16. 191.
    0
    artık rahatlamıştım. kafamda bir soru işareti kalmamıştı. kendi hayatıma bakabilirdim artık. öyle de yaptım. artık beni çok sık aramamasını işlerim olduğunu söyledim. işlerim yoktu halbuki. yeni ve çabuk kaynaştığımız arkadaşlarımla zaman geçiriyor onu unutuyordum, aklıma bile gelmiyordu.

    işte böyle bir akşamda değişmeye başladı hayatım. etrafımdaki kızlara alıcı gözle bakmayan benim bu gizemli ve düşünceli halim meltem'in dikkatini çekmişti. daha önce hiç görmemiştim bende onu. uzun sarı saçları, yeşil gözleriyle farkedilmeyecek gibi değildi zaten. başka bir okuldanmış. bizim okulda ki kızlarla bir şekilde tanışmış ve onların eve taşınmış.

    -merhaba ben meltem.
    +bende...
    -memnun oldum.
    +ben de.
    -çok düşünceli görünüyorsun, bir sorunun mu var?
    +ha öyle mi? yok canım ne sorunum ne olsun. şu çocuklar işte, anlatıyorum anlatıyorum anlamıyorlar.
    -off sorma aynı dert bende de var...

    üç noktanın en çok koyulması gereken diyaloglardaydan biriydi bu. o kadar uzun konuştuk ki o akşam.
    ···
  17. 192.
    0
    @490panpalar kusura bakmayın, şehir dışındaydım. nete girip hikaye yazacak durumum da yoktu.
    ···
  18. 193.
    0
    meltemi aradım ertesi gün. biraz havadan sudan bahsedip, beraber kahve içebilir miyiz diye sordum. neden olmasın dedi. evden çıkmadan da onu aradım. çok soğuk bir sesle konuştum. o hala yaşadığı travmayı atlatamamış ağlıyordu hala. biraz teselli ettikten sonra, arkadaşlarla görüşeceğiz, ben eve dönünce ararım seni dedim.

    meltemle güldük, eğlendik birlikte. tavla biliyor musun dedi. eh işte dedim. o zaman senden korkulur dedi. evet benden korkulurdu, iyi de oynardım. bende iyi bilirim dikkat et dedi gülerek. farketmez dedim.

    o gün hiç oyun bile alamadı meltem.
    ···
  19. 194.
    0
    artık hayatım düzene girmeye başlamıştı. onunla daha az konuşuyordum. geceleri sadece on-onbeş dakika ağlamalarını dinleyerek geçiyordu. artık aramızın da soğuk olduğunu anladığından daha umutsuzca ağlıyor, kürtaj sonrası travmayı da atlatamamış gibi görünüyordu.

    onunla konuşmadığım zamanlarda arkadaşlarımla, birbirimizi tanımaya çalıştığımız meltemle gülüp eğleniyor, güzel vakit geçiriyorduk. onların yanında yaşadığım her şeyi unutuyordum. aklıma bile gelmiyordu. onunla yaptığım soğuk konuşmalarım ve ilgisiz tavırlarımdan birkaç gün sonra hiç aramaz oldu beni.

    rahatlamıştım artık. bitmişti galiba.

    ama bir akşam, kahve falıma bakan arkadaşı aradı. ağlıyordu.
    ···
  20. 195.
    0
    panpalar bugünlük bu kadar. yarın bi aksilik olmazsa devam ederiz.
    ···