beyler hayatımın hatasını anlatıyorum

pompa bitince tadı kaçtı sanki... bırak doğruları bize yalan söyle amk...

giblenmeme rekoru kırdım amk. neyse ben başlayayım da çok gibimde dinleyen dinlemeyen.

eğitim fakülesini bitirdikten sonra devlete atanıncaya kadar bir özel okulla anlaştım ve çalışmaya başladım. aslında paraya pek ihtiyacım yoktu ama sıkılıyordum işte. zaten çalıştığım yer arabanın benzin masrafını karşılayacak bile maaş vermiyordu.

ilk zamanlar benim için her şey çok güzel gidiyordu. az öğrencimiz vardı ama hemen hepsi başarılı oluyordu. ortamımız güzeldi. ama okulun maddi durumu yüzünden benim çok sevdiğim sahibi okulu başkasına satmak zorunda kaldı. yeni patronumuzda çok iyi biriydi bu arada. ama okulun bazı kadrolarında değişiklik yapmak istemişti.

eski sekreteri pek sosyal bulmayan patronum yeni bir sekreter getirdi. benim için de hayatımının hatası dediğim anların başlangıcı oldu bu.

Bu aminakodugum kariyi degil bizi gibiyo galiba

içeri girdim gülümseyerek beni karşılayıp içeri davet etti arkamı döndüğüm anda başımda bir acı hissettim

dakdilo ile mi yaziyon pekekent hızlı yaz be dıbına koyim

gececi tayfalardan dinleyen olursa anlatacağım.

seni seviyorum dediğiniz biri size kahkahalarla güldüğünde ne hissederseniz onu hissettim. yerin dibine girdim. o an oradan kalkıp gitmeyi, ve bir daha yüzünü bile görmemeyi, hafızamdan çıkarmayı istedim.

+beni sevmiyorsun, dedi.
-hayır seviyorum, gerçekten seviyorum.

gerçekten sevmiyordum, haklıydı.

yeni sekreterimiz 32 yaşında, dul, alımlı ve çekici bir kadındı. ilkokula giden bir oğlu vardı. gelir gelmez bütün erkeklerin dikkatini çekmişti hemen. dul olması da cabasıydı zaten. herkes üstüne atlamaya çalışıyordu resmen. benimse o sıralarda sevgilim vardı ve gel zaman git zaman biz abla kardeş gibi olmuştuk. ben ona sevgilimden o bana eski kocasının ona çektirdiklerinden, yediği dayaklardan, cinnete varan kıskançlığından bahsediyordu.

karşımda bana bakan 4 tane zenci vardı ve ellerinde ki aletlerini başıma vurp duruyorlardı önceleri canımı acıtsada zamanlar zevk almaya başladım

dudaklarından öptüm yine. bu sefer oda opmeye başladı. öpüşürken dudaklar değil dilleriniz birleşiyorsa eğer bu öpüşme sadece öpüşmek değildir. bu sevişme arzusudur. ve dilimiz değdi nihayet birbirine.ü

aşık bir adam nasıl öpüyorsa öyle öptüm onu. istekli ama canını yakmadan.

inandı, o da öptü.

neyse ara veriyorum o zaman.

okuyom ben yaa, diyenleri görünce devam ederiz artık.

olm çok iyi gidiyordun anlatımın çok güzeldi de o "ağzına aldı" demişsin amk tarzan gibi o ne la insan biraz süsler şunu şimdi aklıma gelmedi ama neler neler dendi yani buna buralarda

namaz benim için kendimle hesaplaşma anım oldu. hayatımı artık sadece başkalarını mutlu etmek için yaşamaya başladığımı gördüm. burada ellerimi bağlamış ayakta duruyordum ama annem babam mutlu olsun diye yapıyordum.

dışarıda arkadaşlarım mutlu olsun diye bir sürü gereksiz muhabbetler yapıp, zaman öldürüyordum.

o mutlu olsun diye mutlu taklidi yapmaya çalışıyordum.

sonra secdede aslında yalancı bir adam olmadığım, aslında fedakar bir adam olduğumu düşünüp kendimle gurur duydum.

+ailen izin vermez ki.
-ailem benim seçimlerime karışamaz.

hayır, öyle bir karışırlar ki, ikimizde bu geceyi unutup uyuyalım, demek istedim.

ama demedim.

iki gündür yazmıyorsun muhtemelen bugün küfür yağmuruna tutulucaksın panpa..

hicran destanını kendinden oku,
mecnun'dan duyup da rivayet etme.
aşkın leyla'sını gördünse söyle.
söz temsili bulup hikayet etme.

yüz bin leyla doğar alemde her gün,
senin aradığın zevk, sefa düğün.
tutacağın işi önceden düşün;
daha ilk adımda nedamet etme.

sevdanın oduna pek güvenilmez,
tutuşurşan eğer kolay sönülmez.
bu yolun hükmüdür geri dönülmez,
canına kıymazsan seyahat etme.

i̇yi bak kabına, olmasın delik,
boşuna taşırsın ,gider gündelik.
anında olmalı, ettiğin iyilik,
alem duysun diye, inayet etme.

kabe'den maksadın varmaktır yara,
kör gibi tapınma, kara duvara,
hızır'ı ararsan kendinde ara,
bulamadım gibi rezalet etme.

muhabbet herkesin aklını çelmez,
gönül viranesi kolay düzelmez.
alemden çekinme bir zarar gelmez,
sen kendi kendine hıyanet etme.

şen şatır gönlüne hicran dolmasın,
gençliğin gülşeni gamla solmasın.
neyzen gibi aklın yarda olmasın,
özründen çok büyük kabahat etme

o an odada belki en fazla beş saniyelik bir sessizlik oldu. ama o beş saniyede -belki size garip gelecek- onunla evlendiğimizi, hayatımızı, oğluna babalık yaptığımı hayal ettim.

+benimle evlenir misin? dedim...

belki en fazla beş saniyelik daha bir sessizlik oldu.

sonra bir beş saniye daha.

bir beş saniye daha.

sonra yeniden bir beş saniye.

artık kafamda sadece geçen 5 saniyeler vardı.

birkaç yüz beş saniyeden sonra, omzuma yaslandı.

bir gün beni evine çağırdı yanlız olduğunu beraber bir kaç bira içebileceğimiz söylerdi cabucak hazırlanıp evine gittim ama beni bi süpriz bekliyordu

lan amk yarım saat gittim geldim bir entari girmemişin daha oç gibtir et yarın okurum ben hadi eyvallah

ya hocam hikayeni okuyorum bence ağlayan adam seviyordur devam