beyler hayat hikayemi ifsa edeiyorum

@50 ulan 96 yılında ne ergenekonu aq

neyse bizim patron gülünce digerleri de gülmeye basladi. zaten adamin gülüsü cok komik. kiz zirt birt gidip gelmekten bikmis olmali bana buyurun size mutfagi göstereyim, arzu ettiginizi oradan alin dedi. kizla mutfaga kadar giderken biraz muhabbeti koyulastirma cabasina girdim ama öyle hemen direk dalma degil. maksat hem kizi feth etmek hem de sirketin bizden beklentilerini ögrenmek.

biraz da salondaki milletten bahsedeyim. 14-15 kisi var bunlarin cogu yabanci ve benimle beraber sadece 3 genc kisi var. digerleri iyice robotlasmis zaten. adamlarin isten baska bildikleri biseyleri yok. yasli olanlarin bir kismi evli bile degil. karsi firmanin partner sirketleri. bizim satacagimiz ürüne ihtiyaclari var, bizden istedikleri sadece fiyat anlasmasi. ayrica bu tarz toplantilarda satici sirketsek genelde fazla laubali olmadan sicak kanliligi göstermekte fayda var ki, adamlar sana güvensinler. patronun beni oraya zütürmesindeki amacta benim böyle ortamlarda rahat davranmalarim.

gülümseyerek salonun kapisini acti bizi iceriye aldi, yerimizi gösterdi. ben hemen su istedim. tabi diyip gülümseyerek gitti, giderken ben kalcalarindan kendimi alamadim. suyu getirdiginde özürdilerim biraz buz alabilir miyim diyip onu tekrar gönderdim. patron siritiyor ama kahkaha atmamak icin kendini zor tutuyordu. bir tabaga buz koyup getirdi. pardon limonunuz var miydi? diyince patron dayanamadi basti kahkayi.

kiz önden yürüyor biz arkadan, patron bana bakip göz kirpiyor. adam 58 yasindaydi ama isinin ehliydi, ayrica biraz da pustlugu olmasina ragmen ailesine cok düskün ve sadik birisidir. yani onun aldatma olayi olmaz, olduysa da benim haberim yok. ben gözlerimi kizin kalcalarindan alamadim. amk nasil bi etek öyle kizi cikart etege gömül. bizim kezbanlara giydirsen o etegi onlara bile yumulursunuz. ayrica bir amlinin etek giyinmesi onu daha kadinsi gösteriyor.

gittik yerlestik otele. biraz patronla dolandik, karisina cocuklarina biseyler aldi. ben de onunla beraber turladim. bir yerlerde biseyler ictik o gitti. ben de biraz turladiktan sonra odama gecip uyudum. sabah erkenden toplanti icin karsi firmanin toplanti salonuna gittik. bizi karsilayan afeti görünce kemiklerin kikirdak gibi oldu, iliklerim bosaldi.

bir gün patron isvec´teki toplanti icin beni de yaninda istedigini söyledi. amk ben gitmem diyemiyorsun ki. iyiki de diyememisim. ciktik gittik. beyler iskandinav kadinlarinin güzel oldugunu bilirdim de bu kadar güzelin bir arada oldugunu aklimin ucundan bile gecirmezdim.

bos vakit buldugumda bol bol spor yapiyor ve borsayla ilgileniyordum. eskiden beridir aliskanlik haline gelmis kitap okuma durumu neredeyse sifirlara düstü. artik su son zamanlar rahat rahat kitap okuyabiliyorum.
aslinda bildiginiz bisey ama yine de bunu anlatip sizi daha da bilinclendirmekte fayda var. bankalarla da beraber calistigimizdan bu olayin daha da farkina varmis oldum.
amk aslinda sizin hic birseye ihtiyaciniz yok. sizin lüks yasaminiz yüzünden binbir türlü insanin hayati maf oluyor. olm elinizde ne varsa onunla idare edin. illaki yatlarda katlarda yasayacagiz diye ugrasmayin, hele bunlari bir amli icin hic yapmayin. adamlar size güler yüzle basar krediyi, ardindan da faiziyle sizi köleleri yaparlar. ömrünüzün sonuna kadar bunlara domalirsiniz.

gece gündüz bi sekilde zütünden kan alabiliyorlar, uykundan edip seni dünyanin batisindan alip ebelerinin amlarina gönderiyorlar. bir baska ise kendini hazirlamisken, bir anda yolculuk esnasinda kendini diger ise hazirlanirken buluyorsun. bu kadar uni icin hazirlansaydim steffan hawking olurdum amk

baya stresli bir kac ay sonunda zamani iyi ayarlayabildikten sonra hic sorun cekilmeyecegini anladim. maksat bilgi toplamak, karsindaki kisiyi ikna etmek ve pazarlikta ortaligin amina koyabilmekte. bu is sayesinde bi ton sey ve bin bir türlü insan cesidini ögrendim. yaptigim ise göre parasi da fena degildi. üstelik bütün harcamalarim, her 6 ayda yeni bir firma arabasi, yol parasi, geceledigim otellerin ücretleri, yaptigim telefon görüsmeleri ne varsa hepsini sirket üstlendi. böyle bir is herkesin hayali olsa gerek ama, amasi var iste amk.

yapmam gereken is sadece onu temsil etmek. cok fazla oraya buraya gittiginden firmadaki isleri aksiyormus, bir de ailesine hic zaman ayiramiyormus. artik oraya buraya gitme islemini ben üstlenip ona sürekli rapor verecegim. o da firmadaki islerini haledecek. tabi bu ha diyince hemen olmuyor. bi 3-5 ay bana isin ayrintilarini gösterdi ve anlatti. beraber toplantilara gittik, sonra sirketler arasinda düzenlenene seminarlar, üzerine fuarlar vs vs...

neyse cevre cevredir. en cok para bu iliklar arasinda dönüyor, ticarette cinsellige pek yer olmaz diyip aksam yemegine gittim. adamla oturup tekrar sohbete daldik. lan adam hem konusmasini biliyor hem de dinlemesini. böyle insanlar cok nadirdir. bi saat konusmadan seni dinleyip, konustuklarini analiz edip, ardindan her konu hakkinda yaptigin yorumlara tek tek mantikli bir sekilde cevap veriyor. adam bende bi hayranlik uyandirdi. ardindan da asistanligi icin bana is teklifinde bulundu. ben de düsünmeden kabul ettim.

bu olaydan bi iki hafta sonra adam bana telefon acti. hesabi ödedigim icin tesekkür etmek icin. ben ne bileyim adamin o firmanin menajeri oldugunu, karti verdiginde ne adina baktim, ne de ünvanina, tuttum cüzdana soktum o kadar. bi yarim saat telefonda konustuktan sonra beni bi aksam yemege davet etmek istedigini söyledi. lan aldi beni bi korku. ya adam iliksa?

bos adam degildi, baya bilgi birikimi vardi. ardindan ben kalkip gittim ücümüzün hesabi da ödeyip geldim. bizim icimizde var lan bu. muhabbet saglam olunca, adam da sempatik olunca tanimadigimiz halde gidip onun da hesabi kapatiyoruz. adam kalkarken kartini uzatti. bi baktim o en basta hakkinda ileri geri konustugumuz firmanin amblemi. bizden de numaralarimizi istedi verdik. illaki bu muhabbetleri tekrar yapalim dedi. belli ki adamin adam akilli sohbet edebilecek kimsesi yoktu. biz kalktik adam daha sarabini iciyordu.

sonra ismini vermiyeyim o sene de fuarda bulunan bir firma hakkinda basladik ileri geri konusmaya. iyi yönleri, kötü yönleri, yok böyle yapsalar batarlar yok söyle olsa kurtarirlar vs. vs.
adam isini gücünü birakip "siz de mi fuardaydiniz?" diye sordu, daha sonra muhabbete dahil oldu. adamda muhabbet saglam oldugundan gece yarisina kadar oturmusuz amk.

restaurant tiklim tiklim dolu, oturacak yer yok. hindi yuvasi gibi amk. garson tek basina oturan bi adamdan rica etti yanina oturttu. adam da oturmus laptopuyla biseyler yapiyor, bir yandan da yemek yiyor. biz de sparislerimizi verdik, arkadasla beraber fuar hakkinda konusuyor, bi önceki seneyle degerlendirme yapiyorduk.

bi gün yine fuar vardi. cebit fuari bilen bilir, bir cok gelismis teknoloji oralarda sergilenir. bizim freaklerden biriyle gittim. sabahtan aksama kadar dolastik, iyice aciktik isimiz bittikten sonra fuardan cikip yemek yemeye gittik.

tabi bu üc aylik ekgiblikten dogan bazi nedenlerden dolayi sömesteri tekrarlamak zorunda kaldim. hani ordan burdan terlemeden kazandiklarim vardi ya? iste bu kazandiklarimla bi taka ulasamiyacagimi biliyordum. materiyel olan seylere sadece biz insanlar bagimliyiz.
bu hapis olayina ailem cok üzüldü. babam cekti beni adam akilli konustu. bildiginiz tedavi gördüm. amk sinirlenince cani olunur mu lan? bir de yaptiklarinin farkinda olmuyorsun, cok taktan bisey. o tedavinin de pek bi faydasi oldugunu söylemem.

sagolun panpalarim. okuyan gözleriniz hep hayalinizdeki amlilari göstersin, yazan parmaklarinizla da o amlilari pantikleyin.

saka maka bi yana o 3 ay icinde bi düsmandan cok arkadas edindim. eskiden hapislere düsmüs insanlara ayri bi gözle bakardim ama su an onlara olan saygim bir kat daha artti. hadi burasi yine iyi, bizim memlekette ekmek calan adamin özgürlügünü kisitliyorlar, politika yapan ögrenciyi iceriye aliyorlar. bir de hapislerde cocuklara yapilanlar var. ne bicim bi düzen, ne bicim bir sistem?

panpa bitanesin sen şukular feda sana gibine ağzına eline kurban senin bitanecik panpam