-
78.
0hayatımı yazdım gibleyen olmadı mk
arkasından belki tutar diye ufak tefek karaladığım yazıları bilgisayar ortdıbına taşıdım yine gibleyen olmadı yapacak birşey yok..,
edit: böyle dünyanın anasını gibim panpa..
edit 2 : bütün herşeyi okuyunca uzun zamandır yazmadığım aklıma geldi -
77.
0hayatımı yazdım gibleyen olmadı mk
arkasından belki tutar diye ufak tefek karaladığım yazıları bilgisayar ortdıbına taşıdım yine gibleyen olmadı yapacak birşey yok..,
edit: böyle dünyanın anasını gibim panpa..
edit 2 : bütün herşeyi okuyunca uzun zamandır yazmadığım aklıma geldi -
76.
0bi gün bu başlık tutacak amk demedi demeyin
-
75.
0bi gün bu başlık tutacak amk demedi demeyin
-
74.
0bi gün bu başlık tutacak amk demedi demeyin
-
73.
0bi gün bu başlık tutacak amk demedi demeyin
-
72.
0bi gün bu başlık tutacak amk demedi demeyin
-
71.
0reserved
-
70.
0up up up up
-
69.
0up up up up
-
68.
0up up up up
-
67.
0up up up up
-
66.
0up up up up
-
65.
0up up up up
-
64.
0up up up up
-
63.
0Otobüsün orta kısmında bulunan bir koltukta oturuyordum. işe yetişmem gerekiyordu ve daha şimdiden 9 dakika geç kalmıştım. iş yeri ise 45 dakikalık bir mesafede bulunuyordu. Kaba bir hesapla işe 60 dakika geç kalacaktım ve sevgili patronumdTümünü Göster
an saatte 60 kilometre hızla 60 türlü azar işitecektim. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, otobüs şoförü her zaman gittiğim güzergahı değiştirip başka bir yola sapmıştı. Şoförün virajı alırken yaktığı sinyaller aynı zamanda işe daha da geç kalacağımın sinyalini veriyordu.
Çok geçmeden otobüs bir durakta durup yolcu indirmeye başladı. Aynı anda aramıza çiçeği burnunda yolcular katıldı. O kalabalık arasında bir tek kişi dikkatimi çekti. Yalnızca bir tek kişi. Kızıl saçları olan güneş yüzlü bir kadın! Afet-i Devran dediğimiz bir türden.
Kafamdan türlü türlü senaryolar geçiyordu: “Şimdi bu kadın benim yanıma oturur. Bakışırız, hoşlaşırız. Sonra bam! Ver elini Maldivler.”
Tabii bunlar heyecandan peryalize olmuş bir beynin hayal ürünüydü.
Ama absürt senaryomun bir bölümü gerçekleşmişti. Kızıl saçlı afet tam karşıma oturdu. Otobüsteki tersli düzlü koltukları bilirsiniz. Biri düz giderken diğeri ters gider. O ters gidiyordu, ben düz. O gayet sakin gözüküyordu, ben onun karşında ters düz olmuştum.
Suratıma “karizmatik olduğum kadar sempatiğim güzel bayan,”der gibi bir ifade yerleştirdim. James Stewart tarzı bir bakış attım.
Baktım.
Baktım.
Baktım.
Sonra midem bulandı.
Eğer otobüste uzunca süre bir şeye odaklanırsam midem bulanıyor.
Bu güzel ama yorucu yolculuk iki durak sürdü. Çünkü bu gezegenden olamayacak kadar güzel olan isimsiz yolcu, yolculuğunu tamamlamıştı.
Bense yarım kalmıştım. Kalbim, yüreğim, aklım; o iki durak arasında sıkışıp kalmıştı.
iş yerine vardım. Sandığım gibi olmadı. Patronum ortalıkta gözükmüyordu. Çünkü bu saygıdeğer huur çocuğu, işe benden daha geç gelecekti. Patronlar politikacılarla aynı karakteristik özelliklere sahiptir. Her ikisi de emir kipleri kullanır, empatiden yoksundurlar ve paha biçilemez birer yalancıdırlar. Eğer canınız sıkılacak olursa açın Meclis Tv izleyin. Sahtekarlık konusunda pratik bilgiler edinirsiniz.
Neyse, konumuz bu değil.
Bütün gün iş yerinde onu düşündüm. Sıkıntıdan kendimi falım marka sakızlara verdim. Hatta birinin kağıdında şöyle yazıyordu:
“Gittiyse temelli gitmedi, sana karşı bir şeyler hissetti / mum alevi değil ki sönsün, devamı var canım bitmedi.”
içim ferahlamıştı. O gün, dünya üzerinde fala en çok inanan insan bendim. Hatta şirketin çaycısı Nilüfer teyzeye bugün bana kahve yapmasını ve ardından falıma bakmasını rica ettim. Kabul etti. Sonuç, hemen hemen aynıydı.
Ertesi gün yine şirkete gitmek için otobüse bindim. Yine o kızıl saçları olan güneş yüzlü kadın aynı durakta bindi. Ve inanmayacaksınız, yine tam karşıma oturdu! Hipnotize olmuş gibi gözlerine daldım.
“Merhaba.”
Evet. Az özce benimle konuştu. Yutkunup cevap verdim.
“Size de merhaba.”
“Bir sorunmu var?”
“Ne gibi?”
“Yaklaşık 5 dakikadır kıpırdamadan bana bakıyorsunuz. Suratımda bir şey mi var?”
“Yo yo hayır, bir şey yok.” Sadece çok güzelsin.
Cevap vermek yerine utangaç biçimde boynunu büktü. Sonra başını kaldırıp Rose McGowan tarzı bir bakış attı.
Baktı.
Baktı.
Baktı.
Sonra “midem bulanıyor,” dedi.
“Eğer otobüste uzunca süre bir şeye odaklanırsanız mideniz bulanır,” dedim.
“Biliyorum,” dedi. “ Ama ben hamileyim.”
An itibariyle, dünyası başına yıkılan her üç kişiden biriydim.
Sonuç itibariyle, otobüs aşkı hüsranla biten kişiler listesine adımı altın harflerle yazdırmıştım. -
62.
0Beş parasızım. Çulsuzun tekiyim. Nişanlım benden ayrılmak üzere. Düğün masraflarını karşılayamayacak durumdayım. Çünkü o lanet düğün salonları milyar üzerinden çalışıyor; bense meteliğe kurşun atıyorum. Eğer elimi çabuk tutmazsam, -ya da el
imden birisi tutmazsa-
tutunduğum tek dal beni terk etmek zorunda kalacak.
Belki duymuşsunuzdur. Elizabeth Hurley ve Arun Nayar çifti 2007 yılında dünya evine girdi. ingiltere’de Sudeley Şatosu’ndaki törenin ardından Hindistan'ın Jodhpur şehrinde devam eden düğünün toplam maliyeti 2.5 milyon dolardı. Misafirlerin taşındığı özel jetlere 300.000 dolar, Chopard tasarımı mücevherlere 250.000 dolar, otel odalarına 300.000 dolar harcandı. Üstelik düğünde misafirler arasında Elton John ve Kate Moss gibi ünlüler bulunuyordu.
Benim düğünüm içinse sadece 8 milyar gerekiyor. Yani az önce anlattığım çiftin şarap masraflarının yüzde üçü. Şayet olur da evlenirsem düğünüme gelecek olanlar ise: eş-dost, akraba, Bakkal Hasan amca, Tuhafiyeci Nilgün teyze ve mahallenin yaramaz çocukları.
Şansım yaver giderse düğündeki takılar, masrafların yarısını karşılayabilir. Yani az önce anlattığım çiftin kaliteli bir fotoğrafını çeken gazetecilere verilecek olan ödül kadar bir şey...
Evet, hayat hiç adil değil.
Dükkanda oturmuş tam bunları düşünüyorken içeriye patron girdi.
Kalk oğlum, dedi. Müşterilerle ilgilen.
Tamam efendim, dedim.
Ok sir...
Bien monsieur...
Va bene signore...
Tanrım, bütün dillerde boyun eğiyordum.. -
61.
0okuyoruz moruk devam etsene, sonra yorum yapariz
-
60.
0Beş parasızım. Çulsuzun tekiyim. Nişanlım benden ayrılmak üzere. Düğün masraflarını karşılayamayacak durumdayım. Çünkü o lanet düğün salonları milyar üzerinden çalışıyor; bense meteliğe kurşun atıyorum. Eğer elimi çabuk tutmazsam, -ya da el
imden birisi tutmazsa-
tutunduğum tek dal beni terk etmek zorunda kalacak.
Belki duymuşsunuzdur. Elizabeth Hurley ve Arun Nayar çifti 2007 yılında dünya evine girdi. ingiltere’de Sudeley Şatosu’ndaki törenin ardından Hindistan'ın Jodhpur şehrinde devam eden düğünün toplam maliyeti 2.5 milyon dolardı. Misafirlerin taşındığı özel jetlere 300.000 dolar, Chopard tasarımı mücevherlere 250.000 dolar, otel odalarına 300.000 dolar harcandı. Üstelik düğünde misafirler arasında Elton John ve Kate Moss gibi ünlüler bulunuyordu.
Benim düğünüm içinse sadece 8 milyar gerekiyor. Yani az önce anlattığım çiftin şarap masraflarının yüzde üçü. Şayet olur da evlenirsem düğünüme gelecek olanlar ise: eş-dost, akraba, Bakkal Hasan amca, Tuhafiyeci Nilgün teyze ve mahallenin yaramaz çocukları.
Şansım yaver giderse düğündeki takılar, masrafların yarısını karşılayabilir. Yani az önce anlattığım çiftin kaliteli bir fotoğrafını çeken gazetecilere verilecek olan ödül kadar bir şey...
Evet, hayat hiç adil değil.
Dükkanda oturmuş tam bunları düşünüyorken içeriye patron girdi.
Kalk oğlum, dedi. Müşterilerle ilgilen.
Tamam efendim, dedim.
Ok sir...
Bien monsieur...
Va bene signore...
Tanrım, bütün dillerde boyun eğiyordum.. -
59.
0belki herhangi biri bu hikayeyi okumaya kalktığında tam entry değiştirirken içi kahve dolu bardağını yanlışlıkla düşürecek güzel elbiselerinin üstüne yani anlayacağın sen devam et belkide giblenmemesi iyi bir eşydir
-
üye alımı açıldı 2025
-
bu 5 kg yemek yiyip cola içen
-
ucan kedi bu kadar erkegin icinde ne ariyon la
-
22 07 2025 güncel sözlük reisleri
-
alaynizin amk kafayı
-
lavuk pantalon zincirimi istiyor
-
mersinden sesleniyorum
-
muhtar sonses denen lavuğa noldu
-
aga black metel makyajı yapıp
-
depremde ölen arkadasımla çekildiği foto
-
bu ne la kimse kimseyle muhattap olmuyo
-
one piece sonu nereye varıyor amq
-
b2spirit
-
enguzelhalinle
-
dünyanınn en kısaa fıkrasııı
-
olm kurs önerin la
-
beyler yine ak partiye oy verme kararı aldım
-
keser döner sap dönerrrrr
-
yaşasın titö örgütü
-
minguzinin katili 15 yıl sonra çıkınca
- / 1