beyler gülmelik fıkra söyleyin

Padişahın birgün canı sıkılır vezirine küfretmek istediğini söyler.
Vezirde Nam-ı Kemal adında birini tanıdığını ve çok küfürbaz olduğunu anlatır. Padişah Nam-ı Kemal'i çok merak etmiştir.
Vezirine emir vererek Nam-ı Kemal'i çağırır.

Nam-ı Kemal geldikten sonra Padişah:
- Çıkma yemiş ağacına koparma dalını malını
Nam-ı Kemal hemen:
- Düşersen aşağı görürsün ananın dıbını.

Padişah bu küfür karşısında çok sinirlenir ve Nam-ı Kemal'i zindana atar. Aradan birsüre geçtikten sonra Padişahın canı tekrar sıkılır.

Vezirine Nam-ı Kemal'i çağırmasını ve Divanı topladıktan sonra Nam-ı Kemal'in küfür edemeyeceğini söyler.

Nam-ı Kemal gelir. Padişah:
- Gittim karadenize tuttum bir alabalık.
Namık Kemal:
- giberdim ananı ama etraf kalabalık.

hocanın biri her cuma vaazda "ey cemaat, sakın şu dağın arkasına gitmeyin" dermiş. yine böyle dediği bi cuma namazının ardından cemaatten birisi dağın arkasına gitmiş. dağın ardında bir şehir, şehirde bir sürü insan, hayvanlar vs. vs. adam o şehirde 5 yıl kadar yaşamış. sonunda şehrin öncüsünün yanına giderek demiş ki "ben artık kendi köyüme dönmek istiyom, sıkıldım buralardan bizim oraları özledim." balkonunda oturan lider demiş ki "burdan ayrılabilmen için tek bi şart vardır."
köylü: "nedir?"
balkondan aşağıdaki halkı gösteren lider: "seni ya tüm bu millet gibecek ya da sadece şu arkamdaki arap gibecek. gidebilmen için tek şart budur."
köylü, aşağıda koşuşturan halka bakmış, erkeklerin hepsi dallı taşşaklı iri yarı adamlar. "eh peki demiş, arap gibsin bari."
olayın ardından köyüne geri dönen adam cuma namazına katılmış, hocayı her zamanki vaazını verirken bulmuş; "ey cemaat, sakın şu dağın arkasına gitme."
köylü; "hocam, ben o dağın arkasına gittim" demiş.
hoca da demiş ki" arap orda mı arap arap?"

@7 su halimle gulumsettin suku suku

ismail isminde bir adam ölüm döşeğinde, karısına :
- "Karıcığım, ben ölmek üzereyim. Tanrı'ya dua ettim, eğer karım ben
öldükten sonra bir erkekle yatarsa ahirette kendi etrafımda bir kez
döneceğim. Eğer benim öbür dünyada rahat etmemi istiyorsan lütfen
benden sonra hiç bir erkekle yatma olur mu?"
Kadın:
-"Kocacığım o nasıl söz, tabii ki sen öldükten sonra da sana sadık
kalacağım",
der ve ismail ölür.
Yıllar sonra kadın da ölür ve obür
dünyaya gider. Kocasını aramaya başlar. Kapıdaki görevliye sorar:
-"Kocamı arıyorum ismi ismail",
Gorevli:
- "Hangi ismail hanimefendi? Burda milyonlarca ismail var."
Kadın:
- "Arasıra kendi etrafında bir kez dönen birisidir."
Görevli:
- "Ha, sen topaç ismail'i arıyorsun, az ileride".

@13 yıkıldım orusbu çocuğu yıkıldım hala gülüyorum

up up up

bikaç tane güldüğüm vardı ekleyim buraya unutmamış olurum

aaaaaaaaa

Köyün birinde bi ağa varmış.. Bigün ağa yumurtalıklardan rahatsızlanmış, doktora gitmiş.
Doktor ameliyat etmiş ağayı çıkarmış yumurtalığı kenara koymuş, temizlemiş iltihabı. Neyse kenarda duran yumurtayı kedi kapmış, doktor tırsmış tabi
Hemen gitmiş bi soğan almış cücüğü çıkarıp yumurtanın yerine koymuş kapatmış ertesi gün kaçmış...
Aradan on yıl geçmiş doktorun yolu yine köye düşmüş arabası arıza yapınca nasıl olsa ağa ölmüştür deyip köye gitmiş.
Girmiş kahveye ordan biri " OOooO doktorum gel hele gel ya beni iyi güzel ameliyat ettin eline koluna sağlık, yanlız anlamadığım bişey var, kimin ağzına versem gözünden yaş geliyor.."

reserved

vvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvvv

komşusu bir gün hocanın evine gider; hoca sende uzun bir ip vardı, lazım oldu versene der.
hocanın ipi komşusuna verme hiç içinden gelmez, yalandan evi dolanır sonra tekrar kapıya döner;

ya sorma komşu, şimdi hatırladım ipe un sermiştim ben.

komşu şaşkındır. yapma etme hoca sen kimi yiyiyon ipe un serilir mi?

hoca öfkelenmiştir; ipimle kuşağım, gibimle daşşağım sana ne amın feryadı der.

olay iyiden iyiye gerilmiştir.

komşu; hoca senin sıfatını, ızdırabını giberim. geçen seferde kazan öldü demiştin.

hoca durur mu patlatır cevabı; e tevratını gibtiğim rubin kazan maçının üst biteceğine inanıyon da kazanın doğuracağına niye inanmıyon ?.

komşu;yapacağın espriyi gibeyim ben gidiyom '' der.

hoca arkadan bağırır; amın oğlu hiç düşündün mü;

ya tutarsa ?

nasrettin hoca pazarda dalgın yürüyormuş. etrafındaki esnafları seyrediyor.bu sırada ensesine bir tokat geliyor. hoca tökezlemiş bir kaç adım sendelemiş neyse toparlanıp sinirli bir şekilde arkasını dönmüş.

bir bakmış ki hocanın 2 katı hayvan gibi bir adam. hoca durmuş bir yutkunmuş önce, sonra:
- bana senmi vurdun? demiş adama.
adam: - ben vurdum lan ne olacak demiş.
hoca: - sakadan mı vurdun ciddiden mi? demiş
adam: - ciddi vurdum napacan?!
hoca: - aman aman, öyle olsun... cunku şakadan hiç hoşlanmam da ...

reservd

Gülmekten öldüm panpalar hepinize teşekkürler bu zor zamanımda ilaç gibi geldiniz

aaaaaaaaaaaaaaaa

@69 fıkrasına gülünmeyen adam

diğerleri neyse de... o fıkrayı nerden aldıysan geri zütür

Sigortacının biri orduya gider.
Askerler iştimadadır.
Başlar anlatmaya:
- Ben size sigorta satmaya geldim. Sigorta almayanlar savaşa gittiğinde beynine bir kurşun yerse, ailesi hiç para alamaz. Sigortalı olanların ailesine ise, devlet yüklü bir para öder. Şimdi kimler
sigorta yaptırmak istiyor?
Kimseden ses çıkmaz.
iki kez daha anlatır ama yine ses çıkmaz.
Sigortacı gitmek üzereyken kıdemli bir Başçavuş gelir ve:
- Bir de ben anlatayım, ben bunların dilini konuşurum
der ve askerlere seslenir:
- Beyler, şimdi sigorta olup da beynine kurşun yiyenlere devletin ne kadar para ödeyeceğini duydunuz mu?
- Duyduk, der herkes.
- Şimdi siz hesap edin. Bundan sonra ilk çıkacak savaşta devlet, savaşa sigortalı olanları mı, sigortasız olanları mı sürer?

rezerved

reserved