özet yok beyler okumayan gibtirsin gitsin çok afadersiniz :
--
spoiler--
bugün o kadar güzel bir rüya gördüm ki anlatmadan geçemeyeceğim:
eniştemin büfesinde çalışıyordum , yardıma gelmişim bir de baktım ki kahvenin önünden kim geçiyor dersiniz avril lavigne !
o beyaz teni , kısa boyu , pembe mini pantolonuyla bizim dükkana geldi oturdu, bi tost most söyledi sanırım tam göremedim onu
tek hissettiğim gerçekten avrili görmüş ve hissetmiş olmam.
o kadar sevinçliydim ki birden sezen aksu'dan "aman efendim yeter bu çektiğim canım efendim" şarkısı çalmaya başladı şimdi öğrendim şarkının ismi kalbim egede kaldıymış.
neyse ben açtım kollarımı efe gibi oynamaya başladım, rüyada ki sevincin boyutunu görebiliyor musunuz ?
o arada ayyaş biri herhalde büfeye girdi çıkardık onu dışarıya,
sonra avrile döndüm dedim ki
"can i kiss you ?"
şöyle emin olamazmış gibi baktı önce sonra dedi ki
"yes ofcourse"
hemen gittim iki yanağındanda hafifçe öptüm diyeceğim ama yalan olmasın hayvan gibi öptüm
dudaklarımın o beyaz tenlere değişi ve ıslaklığı hala duyabiliyorum o kadar güzel bir histi ki,
öptükten hemen sonra ben geri çekildim o da gözümün içine baktı ve güldü ama o kadar kolay bir gülüş değildi hani kürk mantolu madonnada raifin gözünün içine bakıp gülümseyen maria varya hah tam onun ki gibi bir gülüştü yani mutluluğu yıllar sonra rüyada bu gülüşle yakaladım.
sonra tezgahın arkasına geçtim hala avril'e bakmaya devam ediyorum filan bana şöyle mutlu gözlerle gülerek dedi ki:
"have you got any decided " gibi bişey söyledi bende hemen .
"what kind of decide did you mean " dedim.
o birden türkçe konuşmaya başladı herhalde bilinçaltı ingilizcemin seviyesi yetmedi o yüzden
"yani benim dünyanın en zengin kadını olduğumu farzet yine evlenir miydin ?"
ben " i was think about that" diyecektim ki uyandım,
amk evde kimse yok bu güzel rüyadan kendi kendime uyanıyorum, sanırım rüya bile güldü hayallerime tasavvur edemedi adamcağız,
kalktım telefona baktım telefon da ilk dikkatimi çeken şey saat oldu "saat 16 33" ikinci dikkatimi çekense ilk dikkatimi çekenin saat olduğuydu.
bu demek oluyordu ki 15 20 saattir ne arayan var ne soran,
neyse işte diyeceğim o ki avril buradan beni duyuyorsa bunu görsün;
" tabi evlenirim oğlum bazen düşünce aşkın yanında solda sıfır kalır, yıllardır düşünüyoruz hiç mutlu olabildik mi 8 yıldır bulamadığım mutluluğu bu gece uyurken bir gülüşle buldum abartmıyorum (gerçi 8 yıl önce neye mutlu olduğumuda hatırlayamıyorum ya öyle bir 8 yıl sallamaktır,) düşünce mutluluğu sağlamıyor sadece daha fazla depresyona sokmakta üstüne yok "
bu yazıdan da anlaşılacağı gibi yani dünyamızın kast sistemi çok kötü düzeylerde arkadaşım ya
neyse ben gidip bi çay koyayım .
--
spoiler--