beyler gelin başımdan geçen garip

ergenliğin ilk evreleri olduğundan boyum hafiften uzamaya başlamıştı. Ağzımı tutup beni lavoboya itti. Kilidi kontrol etti ve kitledi.

Gözleri dolu doluydu. Sadece bakıyordu konuşamıyordu. Bende aynı durumdaydım. Aşık mı oluyordum ? Hayır ben çocuğum dedim. Daha ergenim dedim . Nerden baksan 17-18 yaşında kız. Annem babam benden önce çalışsalarmış böle bi ablam olurdu dedim kendi kendime. O anda bile nasıl oluyodu da aşkı düşünebiliyodum ?? Gerçekten aşık mı oluyordum kıza ? Kız konuşmaya başladı, 'biliyorum' dedi, gördün. 'Herşeyi gördün'. Evet dedim. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar gördüm.  Bi cesaret bi atar gelmişti bana. ( (bkz:  ergenlik) ) lütfen dedi. 'Yardım etmelisin' dedi.' Biliyosun zor durumdayım' dedi.

bugün var mı dinleyen ?

@73 anlaşıldı tamam.

Hafif bronzlaşmış teninden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Evet, yardım etmek istiyorum dedim. ama bilmiyorum dedim, nasıl yapacağımı bilmiyorum dedim. Polise gitmek var aklımda dedim. Kız sakın dedi. Çok kuvvetliler, polis enselese de mahvolursun dedi. bi şekilde senden ailenden intikamlarını alırlar dedi. Beni düşünmesi duygulandırmıştı beni. Benimde gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Ne olursun dedim akıl ver. Bilmiyorum dedi. ismini bilmediğimi farkederek ismini sordum. Gülçin dedi. Ben de tolga dedim. Sana yardım edeceğim ama bi yol göstermelisin dedim. Polise gitmiceksem ne yapacağım dedim. Kız daha geniş bi zamanda konuşmamız lazım dedi. Bi kağıda bikaç parça bişey not aldı. Bana verdi. Biraz zaman geçsin öyle çık dedi. Ben kitlenmiştim. Gülçin çıktı gitti. Bende kağıtla öyle kala kalmıştım.

not: isimleri değiştirdim ifşa yok beyler

upupuupupuppu

uupupupupu

Lavobodan çıktığımda gitmişlerdi. Babamı unuttuğumu hatırlayıp hızla babamın yanına döndüm. Suyu falan unutmuştum ayrıca rezil bi pgibolojik durumdaydım. Babam kitabını okumaya devam ediyordu. Karadeniz`e baktım.

Ne kadar büyük ve güçlüydü. Öyle olmayı diledim. Büyük ve güçlü. Fakat yıllar geçti halen daha öyle olamadım. Kağıt ıslak deniz şortumun cebindeydi. Köşeye biyere çekilip oturdum. Artvin çarşıda bi cafe adresi vermişti Gülçin bana.

Saati saatine yazmıştı herşeyi. Heycanlanmıştım yine. O gün orada olacaktım. O güne kadar hep düşündüm, polise mi gitmeliydim. Evet tek çıkar yol oydu. Ailemle zaten konuşamazdım. O gün geldiğinde yine hiçbir fikrim olmadan evden çıktım. Yakıcı sıcak devam ediyordu. Ter problemim olmadığı için şükrettim. Hızla çarşı minibüslerinin geçtiği yere doğru yol aldım.

Cafeye gittiğimde gülçin orada oturuyordu. yine gözleri dolu doluydu. bu kızın ağlamadığı bir gün var mı diye düşünmeye başladım. Yanına gidip oturdum. Selam falan vermedim. Evet ne yapmam lazım söyle hadi dedim. Kendimden emindim. hamdinin sopasını zütüne sok dese yapacaktım o derece kararlıydım kızın dediklerini yapmakta.

Kız anlatmaya başladı. Sabrinin kim olduğunu , yanındaki adamın kim olduğunu, o gelen 5-6 kişilik grubun kimler olduğunu. Fakat atladığı , bana söylemek istemediği yerler olduğu barizdi. Farkediyordum. Peki dedim nasıl risk aldın da burda oturduk konuşuyoruz dedim. Belkide ozaman kızın ilk kez güldüğünü gördüm.

Buralar esnafın, buralarda onları dolaştırmazlar onları, baba bile buralara gelemez. yanlız alinin bikaç kere görüldüğü olmuş buralarda dedi. Mutlu olmuştum. Yani çarşı güvenilirdi. Fakat evimiz çarşıda değildi. Yani dışarı çıktığım anda güvenlik 0 demekti bu benim için. Kız keş olduğunu itiraf etti. Yani paralel evren şeysi uyuşturucudan dolayıymış. Şok olmuştum. Yanındaki adamın adının faruk olduğunu, diğer adamınsa kim olduğunu Sabriden başkasının bilmediğini söyledi. Arada onlara takılırmış, uçup işini görürmüş sonra da gidermiş. Pek konuşmazmış. Faruk Gülçine aşıkmış. Doğal olarak babaya ve Sabriye içten içe öfke beslemekteymiş...

anlıcanız olay foxdaki dizilere döndü .

var mı dinleyen ?

Konuşmamız iyice koyulaşmıştı. Bikaç tane çay içmiştik. Gülçin artık gitmemiz lazım dedi. Gitmezse dikkat çekermiş yokluğu. Yine o ormanlığa gideceklermiş, yine gırla. Elinden tuttum, evet ilk kez duygusal bağımız tensel iletişime dönüşmüştü. Gitmek zorunda değilsin dedim. Kimse zorla bişey yaptıramaz sana dedim.

Sert tepki verdi, keş olduğu için mecburdu. Malını Sabri veriyodu tabi iş karşılığı. Ben züt gibi kaldım olduğum yerde. Bu kadar sert tepki vereceğini hiç düşünmemiştim, ne aptalım dedim banane elin huursundan dedim ama sadece diyodum, biliyodum bende aşık olduğumu ona. Sonra kalktı ve gitti..  

Bu arada , esnaf neden babayla Sabriyi dolaştırmıyor olayına gelim. Artvinde esnaf dürüst ve muhafazakardır. Yani bu tarz şeylerin zıddıdır. Biraz da laz inadı vardır ya hani, gezersin gezemezsin olayı silahlar patlar bi saniye dahi düşünmezler ne olacağını. Dolayısıyla Artvin esnafı tehlikelidir. En pis mafya babaları bile bulaşmak istemez..

Eve dondüm hemen.  Cahit sıtkının çocuk şiirlerini özlediğimi hissediyordum. Çok seviyordum Çocuk şiirlerini ergen olmama rağmen, neden bilmiyorum. Artık kararım kesindi. Polisi arayacaktım. Ama ev telefonundan olamazdı bu. Dışarda ankesörlüden işimi halletmeliydim.

Gülçinin sert çıkışı düşüncemin oturmasına sebep olmuştu. Bişeyler atıştırıp hemen dışarı çıkmıştım. Tam hatırlamıyorum ama sanırım reçel yemiştim titreye titreye. Çilek reçeli. Ne bir tad almıştım ne de bir haz. Dışarı çıktım, eve en yakın ankesörlüye yürüdüm. Telekom binası civarlarındaydı. ahizeyi kaldırdım ve polise mekanı ihbar ettim...

yine giblenmedik bundan sonra 5 kişi gelmeden yazmıyorum