beyler gelin başımdan geçen garip

bir hikayemi anlatıyorum. tabi dinleyen varsa ? maksat zaman geçsin , bende içimdekileri paylaşmış , rahatlamış olurum.

edit: isimleri değiştirerek yazıyorum fakat şehir doğru beyler.

tek başlık altında takip etmek isteyen panpalarım için

(bkz: http://ccc.incisozluk.cc/...ip/@bunickteolmassayuhamk)

Ben Artvin doğumluyum. Artvini bileniniz 15 yıl önceki Artvin'i de bilir. Cennetti fakat çok küçüktü. Yanlızca 3 tane eczane vardı. Avm yoktu. Evet cidden yoktu. Marketlerden, süpermarketlerden alışveriş yapıyordu insanlar.

Neyse ozamanlar küçüktüm bende. Çocuktum. Arkadaşlarımla evin önünde oynardık. Anne-babam memur olduğu için o arkadaşlarımla oynadığım oyunların tadı bambaşkaydı. Arkadaşlarım olmadığında kendi başıma gezintilere giderdim. Kuyuda köşedeki ormanlık arazilere akar, ağaçları, börtü böcekleri izlerdim.

Bir gün Beşirlerin zilini çaldım. Hastaymış, çıkamazmış. Şerefsiz 'dışarı sıcak çocuğumun başına güneş geçer' diye yollamıyorum demiyor da hasta diyor. Hem yaz vakti ne hastalığı olacak  çocuğunun ? neyse işte ibretlik olaylar zincirinin başladığı o gün o gün idi.

O gün yine ormana gittim. üniversitenin yolundan devam edince bikaç kilometre sonra sağ tarafta. Bir ağacın köşesine oturdum. Cahit Sıtkı`nın çocuk şiirlerinden birini açtım. Okuyordum. ilerlerde sesler duydum. ilkin pek dikkat etmedim ama sonraları dikkatimi çekti. daha önce duymadığım seslerdi. Yabancı seslerdi. Ve seslere doğru ilerledim. Ağacı siper alarak diz çöktüm.

Çalılıklara güvenerek aralarından bakmaya başladım. Ve hayatımda ilk kez gibiş gördüm canlı olarak . Gençten bir kızdı.Öyle bildiğimiz kezbanlardan da değil amk. 17-18 yaşlarında. yaşlıca da bir adam arkasındaydı. mekanı incelediğimde ağacın altına oturmuş 2 tane orta yaşlı adam gördüm, adamlar ellerinde cigara muhabbet yapıyolardı

şizofrene bağlamışım gidiyorum amk. neyse wordde toparlamaya çalışim takip eden olursa hızlı hızlı paylaşırım olmadı. başka bi başlığa kısmet artık

Fakat ilgimi doğal olarak onların muhabbeti değil genç kızla yaşlı adamın gibişi çekmişti. Yaşlı adam bildiğin kızı dolmaltmış çatır çatır zütürüyodu. Kızsa tepkisiz gidip geliyordu. Yaşlı adamın hareketleri ağırcaydı, büyük ihtimal yaşlılığından. Kız pozisyonunu koruyordu. neden sonra kızın bana baktığını hissettim.

resmen gözlerini dikmiş bana bakıyordu. benim elim ayağım buz kesmiş, olduğum yerde kala kalmıştım. korkudan ve heyecandan titriyordum. zevkten dimdik olan yannan bile birden küçük emraha bağladı. ne yapacağımı bilemez haldeydim. sessizce ağaçları siper alarak uzaklaştım. yeterince uzaklaştığımı düşününce de koşmaya başladım. koştukça koştum. nefesim kesilmişti ama Fight Clubda Edwardın dediği gibi sonra biraz daha koştum. Ta ki eve gelinceye kadar.

Hızla binaya girdim. Elim ayağım öylesine titriyordu ki. Sonradan şiir kitabımı orda unuttuğumu farkettim. Nasıl yapmıştım böyle bişeyi ? Bu olaydan annemlere bahsetmeme kararı aldım. Odama geçtim. Uyumak istiyordum. Ama uyuyamayacağımı biliyordum . O kızın bakışları , cigara içen adamlar, yaşlı adamın malafatı. Midem bulanmıştı , ama bi yandada o an aklıma geldikçe bi halleniyodum lan . boru değil lan ilk kez canlı gibiş görüyosun.

neyse , moruğun dalgayı gördükten sonra haliyle içimde bi korku var tabi. acaba takip etmişler midir. bulurlarsa bu yaşta kestaneyi çizdirmeyelim gibisnden. ne yapacağımı bilemiyordum . Dedim polisi arasam. Sonradan düşündüm belki kız huur , her şey parasıyla. Polise ihbar etsem kızın satıcısı falan başıma bela olur. Yaşım da 12 buçuk falan. 12-13 yaşındaki çocuk nasıl düşünsün ki ? Böyle çocukça düşünüyordum işte. Neyse o gün annemin yaptığı yemeği belki hayatımda ilk kez yemedim. Odamda babamın yeni aldığı Sony walkmen kaset çalarımdan sabaha kadar pixies dinledim. Halen de pixies`in yeri bende ayrıdır. Neyse sabaha karşı uyuya kalmışım. Uyandığımda nalet şeyi farkettim. bu olay rüyalarıma da girmeye başlamıştı artık...

not: yaşım 12,5 falan olması subliminal bi mesaj içermiyor amk. öyleydi şimdi nabayım 15 mi diyim.

Uyanıp kahvaltımı yaptım. Annem babam yine işe gitmişti her zamanki gibi. yüzümü yıkadım. gözlerim şişmişti. Walkmanimi cebime koydum. Cebime dediğim zaten bütün cebimi kaplıyordu bilirsiniz o sony kaset çalarları. Şapkamı taktım. iyice önüme indirdim. Saçlarım uzun ve sarıydı. Saçlarımı da geri attım. Böylece aynı yere gittiğimde tanınmamayı planlıyodum.

aloo dinleyen var mı lan ? ayar oluyom böyle şizofren gibi beyler ...

@25 panpa wordde düzenlemeye başladım. birazdan daha seri yazarım. hem şimdi pek dinleyende yok

Çocukluk işte. Tekrar aynı yoldan gittim. Gitmezsem edemezdim. Aklıma takılmıştı kızın bakışları da adamların tavırları da. Hele kızın bakışlarındaki masumiyet, beni iyice çıldırtmıştı. Acaba dedim, acaba zorlamı gibiyolardı kızı ? Televizyonlarda görüyoduk tabi seri sapıkları, aklımıza geliyordu. Neyse gittim. Aynı yolu izledim . Bu sefer sesler yoktu. Mekanı adım gibi hatırlıyodum. Bulmam kolay oldu. Şiir kitabım yoktu. hiç bişey yoktu. Aramaya karar verdim. Korkuyordum ama mecburdum. Ya da öyle hissediyordum...

beyler yarın erken kalkmam gerekiyor malum pazartesi iş başı. daha sonra devam ederim.

geldim beyler . bugün devam mı yoksa pazara kadar bekliyelim mi ?

Artvinin en büyük ormanlık alanıdır bu dediğim. Genelde de üniversiteliler yiyişmeye giderdi oraya. Ama bu tarz bişe yapan ne görmüş ne de duymuştum. Neyse olaya dönersek , ilerdeki hışırtıları farkettim. ilk yerden oldukça uzaktaydılar bu sefer. ormanın iyice ortalarındaydılar. Aslında gittiğime pişmandım. Orta yaşlı adamlardan birisi ya benden hızlı koşuyorsa ?

Ormanın ortalarındaydık kaçmam zordu. Zaten sıcakta yürürken iyice yorulmuştum.Bu sefer çalılar yoktu. Sık ağaçlar vardı. 2 kişiydiler. Yaşlı adamla orta yaşlı adamlardan birisi. O gün gördüğüm kızla başka bir kız daha vardı. orta yaşlı adam o gün gördüğüm kızın üstüne ayaklarını uzatmış oturuyordu. Yaşlı adamsa işine devam ediyordu. benim dikkatim o gün gördüğüm kızdaydı. mahzun mahzun oturuyordu yerinde. kanım donmuştu yine.