1. 151.
    0
    olmaz mı laaan anlat
    ···
  2. 152.
    0
    #
    Güney Cephesi
    1. Mondros Ateşkes Andlaşması’nın koşullarına aykırı olarak ingilizler Musul, iskenderun, Kilis, Antep, Maraş ve Urfa’yı işgal ettiler. Fransızlar ise Adana, Mersin ve Osmaniye’yi işgal ettiler.

    2. Fransa ile ingiltere 15 Eylül 1919’da ikili bir antlaşma yaparak Ortadoğu’yu nasıl paylaşacaklarını belirlediler. Irak ve Filistin ingiliz Mandası, Suriye, Lübnan da Fransız Mandası altına sokuldu. Antep, Maraş, Urfa da el değiştirerek Fransa’ya geçti. Fransızlar buralara yerleştikleri gibi Suriye ve Mısır’dan getirdikleri Ermenileri teşkilatlandırıp Türklere saldırtıyorlardı.

    3. Ermeni saldırılarına karşı başlayan direniş hareketlerine, Sivas Kongresi’nde bu yöre için Kuvayı Milliye kurulmasına karar verilerek, halkın da katılımı sağlanmıştır.

    4. Maraş’ta, Sütçü imam’ın önderliğini yaptığı mücadeleye tüm Maraş halkı katıldı. Maraş’ta tutunamayan düşman şehri terk etmek zorunda kaldı (12 Şubat 1920). Maraş adı TBMM kararı ile 1973’te Kahramanmaraş olarak değiştirildi.

    5. Urfa şehrinde Ali Saip(Ursavaş) Bey tarafından teşkilatlandırılan Türk direnişi başarıyla sonuçlandı. Fransızlar 11 Nisan 1920’de şehri boşalttılar. Urfa’ya TBMM kararı ile 1984 yılında Şanlıurfa adı verildi.

    6. Antep halkı 1 Nisan 1920’de Fransızlara karşı ayaklandı. Üsteğmen Salih’in ‘Şahin’ takma adıyla Kuvayı Milliye Komutanlığına atanması halkı daha da örgütlü bir güç haline getirdi. Hiçbir yerden yardım alamayan Anteplilerin Fransızlara karşı direnişi yaklaşık 1 yıl sürdü. Antep şehri, tüm olanaksızlıkları yaşadıktan ve altı bin şehit verdikten sonra onurundan taviz vermeden 9 Şubat 1921’de düşmana teslim olmak zorunda kaldı. TBMM Antep’in direnişini ödüllendirmek için kente ‘ Gazi’ ünvanı vererek adını Gaziantep olarak değiştirdi.

    7. Fransızlar halkın direnişleri sonucunda askeri harekatlarını durdurduktan sonra Sakarya Zaferi’nin arkasından TBMM ile Ankara Antlaşması’nı yaptılar ve işgal ettikleri yerleri boşalttılar.

    8. Antalya, Isparta ve Konya’yı işgal eden italyanlara karşı cephe açılmamıştır. Türk ordusunun Batı Cephesi’nde kazandığı zaferler italyanları etkilemiş, Sakarya Meydan Muharebesi’nden sonra Anadolu’yu tamamen terk etmişlerdir.

    Sonuç:

    Ulusal Kurtuluş Savaşımızın Güney Cephesi’ndeki başarıları halk direnişleriyle kazanılmıştır.
    Batı Cephesi
    Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kaderini tayin eden cephe. Düzenli ordunun kurulmasıyla Yunanlılara karşı savaşılmıştır.
    1. inönü Savaşı
    Çerkez Ethem’in ayaklanmasının yarattığı ortamdan yararlanmak isteyen Yunan ordusu, 6 Ocak 1921’de Bursa ve Uşak’tan hareket ederek, Eskişehir ve Afyon yönünde askeri harekata başlamıştır. Amaçları, Eskişehir’i ele geçirip demiryolu ulaşımını kontrol altına almak, sonra da Ankara’yı işgal ederek TBMM’yi dağıtmaktı. Türk ordusu Yunan ordusunu inönü’de karşılamıştır. Albay ismet (inönü)’nün komutasındaki düzenli Türk ordusu 10 Ocak 1921’de kendinden kat ve kat üstün olan Yunan ordusunun ileri harekatını inönü’de durdurmuştur. Sonra da Kütahya yönünden ilerleyen Çerkez Ethem kuvvetleri yenilgiye uğratılmıştır.

    I.inönü Savaşı küçük çapta bir savaş olmasına rağmen önemli sonuçlar doğurmuştur.

    Bu savaşın önemi:

    9. Bu muharebenin kazanılmasıyla Türk ulusunun varlığı ve savaş gücünün tükenmediği kanıtlanmış, TBMM Hükümeti’nin yurt içinde ve dışında saygınlığı artmıştır.

    10. Çoklukla ayaklanma odakları söndürülmüş, yurt içinde güvenlik büyük ölçüde sağlanmış bundan sonra, ülkeye yasalar egemen olmuştur.

    11. Devlet kuruluşu işlemeye başlamış, vergi toplanması, asker alma işleri yoluna girmiş, daha önemlisi, Devlet’in kendi kaynaklarına sahip çıkması olanağı sağlanmıştır.

    12. Ordunun geliştirilmesi ve milletin orduya güveni artmıştır.

    13. Ankara Hükümeti Saltanat Yönetimi’nden üstün olduğunu ve onun yerini alması gerektiğini göstermiştir

    14. itilaf Devletleri Sevr’i tekrar görüşmek için Londra’da konferans düzenlemek zorunda kaldılar.

    15. Sovyet Rusya ile Moskova Antlaşması imzalandı.

    16. istiklal Marşı kabul edildi. (12 Mart !921)

    17. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu (Anayasa) kabul edildi.
    Londra Konferansı
    (21 Şubat 1921)

    I.inönü Savaşı’ndan sonra itilaf Devletleri Londra’da bir konferans düzenlemeye karar verdiler.

    18. itilaf Devletleri Sevr’in yeniden gözden geçirilmesini kararlaştırdılar.

    19. Londra’da toplanacak konferansa Osmanlı Devleti ve Yunanistan çağrıldılar. Delegeler arasında Ankara Hükümeti’nin de temsilcisinin bulunmasını şart koştular. Amaçları istanbul Hükümeti ile Ankara Hükümeti arasında bölücülük yapmaktı. Ancak Konferansda istanbul Hükümeti temsilcisi Tevfik Paşa, Türkiyeyi temsil etme yetkisinin tamamı ile Ankara hükümetinde olduğunu söyleyerek onlara bu kozu vermeyerek birlik ve beraberlik mesajı da verdi.

    20. M.Kemal çağrının TBMM’ye yapılması gerektiğini, doğrudan çağrı yapılmazsa konferansa katılmayacaklarını bildirdi.

    21. italyanların aracılığıyla Ankara Hükümeti de konferansa davet edildi

    22. TBMM Temsilcisi Bekir Sami Bey, Türk milletinin Misak-i Milli ile belirlenmiş olan haklarını dile getirdi. itilaf Devletleri bu isteğe önem vermediler.

    23. Konferansta Ankara Hükümeti’ne önerilen barış esasları Sevr’in biraz değiştirilmiş şekli olduğundan reddedildi. Misak-i Milli ile Sevr’in uyuşması düşünülemezdi. Savaşı sürdürmekten başka çare yoktu.

    Önemi:

    Yeni Türk Devleti itilaf Devletlerince resmen tanınmıştı.
    Moskova Antlaşması
    (16 Mart 1921)

    Türk ordusunun inönü Zaferi sonunda Sovyetler Birliği ile TBMM arasında imzalanmıştır.

    Moskova Antlaşması’na göre:

    24. Doğu sınırımız büyük oranda kesinlik kazanmıştır. (Kesin sınırımız Kars Antlaşmasıyla belirlenecektir)

    25. Sovyetler yeni Türk Devleti’ni ve Misak-i Milli’yi tanımıştır. Böylece ilk kez büyük bir devlet TBMM’yi tanımış oluyor.

    26. iki devlet arasında çeşitli ekonomik ve siyasi konularda karşılıklı yardım kararı alındı

    27. Doğu sınırımız güvenlik altına alındığı için, bu cephedeki kuvvetlerimizin diğer cephelere kaydırılma imkanı doğmuştur.
    2. inönü Savaşı
    (23 -31 Mart 1921)

    Londra Konferansı’nın barış önerilerinin TBMM Hükümeti’nce reddedilmesi üzerine, itilaf Devletleri’nin isteklerini zorla Türklere kabul ettirmekle görevlendirilen Yunanlılar, Bursa üzerinden Eskişehir’e, Uşak üzerinden Afyon’a doğru 23 Mart 1921'de saldırıya geçtiler.

    Yunanlılar, Bilecik’i, inönü’de Metris Tepe’yi ve Uşak’ı ele geçirmeleri üzerine, TBMM Muhafız Taburu cepheye gönderildi. Böylece güçlenen Türk kuvvetleri karşı saldırıya geçerek Yunan saldırısını püskürttü. Batı Cephesi Komutanı ismet Bey’in savaş süresince verdiği “mevzilerin kesin olarak savunulması” emri başarının elde edilmesinde etken oldu.1 Nisan 1921’de Yunan ordusu Bursa’ya çekilmeye başladı. Böylece Yunanlılar inönü’de ikinci kez yenildiler.

    Sonuç:

    28. TBMM Hükümeti varlığını bütün Avrupa devletlerine, resmen olmasa da kabul ettirdi; içte ve dışta nüfuz ve saygınlığı yükseldi.

    29. Avrupa ülkelerinde, ingiliz ve Yunan politikasına karşı güvensizlik ve muhalefet başladı.

    30. Ordu mensuplarında, her bakımdan kendilerine güven arttı.

    31. Bu durum karşısında, Fransızlar Zonguldak’tan, italyanlar Güney Anadolu’dan çekilmek zorunda kaldılar.

    32. Türk ordusunun kazandığı zaferler, itilaf Devletleri’ni Türkler hakkında yararlı kararlar almaya zorladı.

    33. II.ikinci inönü Muharebesi’nin kazanılmasından, Sovyet Rusya ve Afganistan gibi dost devletlerde büyük bir memnunluk duyulmuş ve bu resmen Türk hükümeti’ne bildirilmiştir.
    Tümünü Göster
    ···
  3. 153.
    0
    #
    Kütahya – Eskişehir Savaşları
    (10 -24 Temmuz 1921)

    10 Temmuz’da Yunan saldırısı inönü-Eskişehir, Afyon ve Kütahya hattında geniş bir

    cephede başladı. Bu durumda M.Kemal Paşa fazla kayıplar verilmeden ordunun Sakarya Irmağı'nın doğusuna çekilmesine karar verdi. Ordu, Sakarya’nın doğusunda toparlanmaya başladı. Yunanlılar da Sakarya Irmağı kıyılarına kadar ilerlediler. Yunanlılar Sakarya Irmağı'nın batı tarafında durmuşlar, yeni bir saldırı için hazırlıklara başlamışlardı.

    Sonuç:

    34. Eskişehir, Afyon ve Kütahya elimizden çıkmıştır.

    35. Meclis tarafından M. Kemal 5 Ağustos 1921’de başkomutan seçilmiştir.

    36. M. Kemal ayrıca üç ay süreyle meclisin yetkilerine de sahip olacaktı.

    M. Kemal ilk iş olarak ordunun gereksinimlerinin sağlanması için 7-8 Ağustos 1921’ de Tekalif-i Milliye Emirleri (Ulusal Yükümlülükler) yayınladı. Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulanmasında çıkacak aksaklıkları ortadan kaldırmak için çeşitli yerlerde istiklal Mahkemeleri açıldı.
    Sakarya Meydan Muharebesi
    (23 Ağustos – 12 Eylül 1921 )

    bkz. Şu Çılgın Türkler

    23 Ağustos – 12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan. Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici olmuştur.

    Bu savaştan önce Yunanlıların başlıca hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk Ordusunu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı’nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara’yı ele geçirmekti. Böylece Türk azim ve direnme gücü yok edilmiş olacaktı. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yapılan ve dünya harp tarihine en uzun meydan muharebesi; Türk Kurtuluş Savaş’ı tarihine de subay muharebesi diye geçen Sakarya Destanı 21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri’nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son bulmuştur.

    Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir. Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdur

    Taarruz inisiyatifinin Türk Ordusu’na geçmesini sağlayan Sakarya Zaferi, TBMM hükümetine siyasi başarı kapılarını aralamış Türk milletinin özgürlüğünü ve vatanını kurtaracağı inancını da kuvvetlendirmiştir.

    Sakarya Savaşı sonunda; Türk Ordusu’nun 1683 yılındaki 2.Viyana Kuşatmasındaki yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir. Bu savaş, Türk ordusu’nun son savunma savaşıdır.

    37. Düşman 10 Eylül’de karşı taarruzla Afyon-Kütahya hattına kadar atılmıştır.

    38. Savaş Türk ordusunun üstün zaferiyle sonuçlanmıştır.

    Sonuçları:

    39. Ulusal Kurtuluş Savaşının son savunma savaşıdır.

    40. Düşmanın saldırı gücü tükenmiş, Türk topraklarını ele geçirme istek ve umudu yok olmuş, savunmaya geçmişlerdir.

    41. Bu savaşa Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Batı Cephesi Komutanı ismet inönü Paşalar katılmıştır. Subaylar savaşıdır.

    42. M. Kemal’e mareşallik rütbesi ve Gazi ünvanı ( 19 Eylül 1921) verilmiştir.

    43. Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşmaları imzalanmıştır.

    44. TBMM Anadolu’da kesin egemenlik sağlamıştır.

    45. TBMM’nin yaşama ve varolma mücadelesindeki en büyük başarısıdır
    Tümünü Göster
    ···
  4. 154.
    0
    ananızı sıkecem bı susun ya anlat always reyiz
    ···
  5. 155.
    0
    türk tarihini gibiş sayfasına sığdıranların ta aq.
    ···
  6. 156.
    0
    #
    Kars Antlaşması
    (13 Ekim 1921)

    Moskova Antlaşması Doğu sınırlarımızda bazı pürüzler bırakmıştı. TBMM Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında hiçbir pürüzün kalmamasını gerektiriyordu. Sovyet Rusya kendine bağlı; Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ın TBMM Hükümeti ile anlaşmasını öngördü. Sakarya zaferi’nden sonra bu cumhuriyetlerle yapılan Kars Antlaşması ile doğu sınırımız kesinlik kazandı.
    Ankara Antlaşması
    (20 Ekim 1921)

    Fransızlar, Sakarya zaferinden sonra TBMM Hükümeti ile kesin antlaşmayı imzalamışlardır.

    Ankara Antlaşmasına Göre:

    46. TBMM ile Fransa arasında çatışmalar sona ermiş, Güney sınırımız (iskenderun-Hatay dışında) çizilmiştir.

    47. Hatay’daki Türklere geniş haklar tanındı. Hatay için özel yönetim biçimi uygulanacaktı.

    Sonuç

    48. Bu antlaşma ile Fransa TBMM’yi resmen tanımıştır.

    49. Ankara Hükümeti’nin diplomatik zaferidir.

    50. Fransa Anadolu işgalinde işbirliği yaptığı dostlarından kopmuş, böylece itilaf Blok’u parçalanmıştır.

    51. Güney sorunumuz çözümlenmiştir. Bu cephedeki birliklerin Batı Cephesi’ne kaydırılma imkanı hazırlanmıştır

    Önemi:

    52. Fransız hükümetinin TBMM ile barış antlaşması imzalaması ile galip devletler arasında birlik olmadığı su yüzüne çıkmıştı.
    BÜYÜK TAARRUZ
    (26 Ağustos-30 Ağustos 1922)

    Hazırlık:

    Başkomutan M.Kemal düşmana kesin darbeyi indirmek için hızlı biçimde hazırlıklara girişti.

    53. Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla güvenlik altına alındığından buralardaki birlikler tam bir gizlilik içinde Batı’ya kaydırıldı.

    54. Ordunun ekgiblikleri giderildi.

    Taarruz:

    M. Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı aldı. 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. M.Kemal Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek düşman kuvvetleri tümüyle yok edilecekti.

    26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30 da topçularımızın ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı.Başkomutan Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den sevk ve idare ediyordu. giblet merkezi 1 inci Ordu da olmak üzere, 1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi. 27 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden kurtardı. Dumlupınar mevzilerine çekilen düşmana karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30 Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük bir kısmını imha etmiştir. Düşman Başkomutanı General Trikopis esir alındı. Kütahya’da düşmandan temizlenmiştir. Bu savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere Başkomutanlık Meydan Muharebesi denir.

    Yunan ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk ordusuna verdiği, Ordular ilk Hedefiniz Akdeniz’dir. ileri. emri ile izmir’e kadar kovalandı. Yunan işgalindeki tüm yerler tek tek kurtaran Türk ordusu 9 Eylül 1922’de izmir’e girdi.
    Biga, Ayvacık, Bayramiç ce Ezine'nin Calli Ethem Bey (Karabudak) tarafindan Yunan işgalinden Kurtarılması.
    21 Eylül 1922

    Ayvacık'ın Yunan işgalinden Kurtulması: http://www.kultur.gov.tr/...arih_tr.asp?belgeno=41844

    Türk orduları Dumlupınar’dan itibaren Yunan ordularını önüne katarak ilerlemeye başlayınca, durumu öğrenen Ayvacık’daki Yunan makamları daha Eylül’ün ilk haftasından itibaren çekilmeye daha doğru bir ifadeyle, kaçma hazırlıklarına başladılar. Türk birliklerinin izmir’e doğru ilerlediğini öğrenen Yunan komutanlarında, gözle görülür bir telâş başlamıştı. Daha Eylül’ün ilk haftası içinde Ayvacık’daki Yunan birlikleri Küçükkuyu istikametine doğru kaçmışlardı. Ayvacık’da görüştüğümüz Abdülhadi Çınar ile Rıza Usta (Taylan)’ın ifadelerine göre:

    “Küçükkuyu istikametine doğru kaçtılar ve giderken de karşıdaki çamlığı (Ayvacık’ın güneyindeki) ateşe verdiler. Ama bizim çetelerimiz de onlara yollarda kan kusturdular... ” demişlerdi. Hatta işgal sırasında Yunan hesabına çalışan “Altıncı Hoca” çeteler tarafından Papazlık (Altınoluk) da yakalanmış ve Ayvacık’a getirilmişti. Orada iki yıl boyunca halka yaptıklarının hesabı misliyle sorulmuş ve sonra da öldürülmüştü.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 157.
    0
    gibiş var dediler geldik
    ···
  8. 158.
    0
    Türk Kurtuluş Savaşı ile ilgili Yorumlar
    gibici
    gibici yorumu
    Bu Yorumu Rapor Et Bu yorum uygunsuz olarak işaretlendiği için yayından kaldırıldı.

    7 ay, 13 gün önce
    kurtuluş savaşında hangi kongreler yapıldı?
    cici kiz
    cici kiz yorumu
    Bu Yorumu Rapor Et Bu yorum uygunsuz olarak işaretlendiği için yayından kaldırıldı.

    9 ay, 29 gün önce
    ben sizden harita istedim sizde bana amasya görüşmesiymiş falan dioyosunuz çok salakça
    furkan
    furkan yorumu
    Bu Yorumu Rapor Et Bu yorum uygunsuz olarak işaretlendiği için yayından kaldırıldı.

    2 yıl, 9 ay önce
    biz kurtuluş savaşı ile bilgi istiyorum bilgi vermessen polisi ararım
    Impetus
    Impetus yorumu
    Bu Yorumu Rapor Et Bu yorum uygunsuz olarak işaretlendiği için yayından kaldırıldı.

    3 yıl, 4 ay önce
    Ayın altında kağnılar gidiyordu.

    Kağnılar gidiyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru.

    Toprak öyle bitp tükenmez,

    dağlar öyle uzakta,

    sanki gidenler hiçbir zaman

    hiçbir menzile erişmeyecekti.

    Kağnılar yürüyordu yekpare meşeden tekerlekleriyle.

    Ve onlar

    ayın altında dönen ilk tekerlekti.

    Ayın altında öksüzler

    başka ve çok küçük bir dünyadan gelmişler gibi

    ufacık, kısacıktılar,

    ve pırıltılar vardı hasta kırık boynuzlarında

    ve ayakları altından akan

    toprak,

    toprak

    ve topraktı.

    Gece aydınlık ve sıcak

    ve kağnılar tahta yataklarında

    koyu mavi humbaralar çırılçıplaktı.

    Ve kadınlar

    birbirlerinden gizleyerek

    bakıyorlardı ayın altında

    geçmiş kafilelerden kalan öksüz ve tekerlek ölülerine.

    Ve kadınlar,

    bizim kadınlarımız:

    korkunç ve mübarek elleri

    ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle

    anamız, avradımız, yârimiz

    ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen

    ve soframızdaki yeri

    öküzümüzden sonra gelen

    ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız

    ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki

    ve karasabana koşulan

    ve ağıllarda

    ışıltısında yer saplı bıçakların

    oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan

    kadınlar,

    bizim kadınlarımız

    şimdi ayın altında

    kağnıların ve hartuçların peşinde

    harman yerine kehribar başaklı sap çeker gibi

    aynı yürek ferahlığı,

    aynı yorgun alışkanlık içindeydiler.

    Ve onbeşlik şarapnelin çeliğinde

    ince boyunlu çocuklar uyuyordu.

    Ve ayın altında kağnılar
    yürüyordu Akşehir üstünden Afyon'a doğru.

    Nazım Hikmet
    Yorum Gönder

    Lütfen konu (Türk Kurtuluş Savaşı) ile ilgili faydalı olabilecek bilgilerinizi yazarak internette Türkçe bilginin gelişmesine katkıda bulunun. Teşekkür vb. yorumlar yayınlanmamaktadır. Sitemizi beğendiyseniz Facebook grubumuza katılabilirsiniz. Hata bildirme ve diger mesajlariniz için bu linki kullaniniz.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 159.
    0
    reserve hocu
    ···
  10. 160.
    0
    II. Dünya Savaşı
    Vikipedi, özgür angiblopedi

    Savaşın Ayak Sesleri
    Hitler’in 1933 yılında iktidara gelmesinden itibaren savaşın sonuna kadar izlediği strateji, üç aşamalı bir stratejidir. Hitler, iktidara gelmesinin hemen ardından Alman ekonomisinin düzenlemesini hedef almıştır. Gerek I. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmasının, gerekse de 1930 yılındaki genel ekonomik buhranın sonucunda Alman ekonomisi ciddi sıkıntılar içindeydi. Yaşanan hiper enflasyon, aşırı boyutlara varan işsizlik ve bunlara bağlı olarak sanayideki kapasite düşüklüğü, Hitler’in izlediği ekonomi politikalarıyla kısa sürede kontrol altına alınmıştır.
    Ekonominin düzene sokulmasının ardından stratejisinin ilk adımında Hitler, Alman kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, Versay anlaşmasıyla getirilen sınırlamalardan kurtulmasını sağlamıştır.
    Ardından ikinci stratejik ve polemik adım, Almanca konuşan nüfusun yaşamakta olduğu bölgelerin, Alman topraklarına katılmasıdır. Bu stratejik evrenin adımları, 12 mart 1938 de, Avusturya’nın ilhak edilmesiyle başlamıştır. Ardından ikinci adım olarak Çekoslovakya toprakları içindeki Sudet bölgesidir. Hitler’in baskısıyla 29 Eylül 1938 günü imzalanan Münih Anlaşmasıyla Sudet bölgesi Almanya’ya veriliyor. Konferans, Alman, italyan, ingiliz ve Fransız başbakanlarının katıldığı, Çekoslovakya’nın temsici bulundurmadığı bir anlaşmadır. Anlaşmanın hayata geçirilmesi konusunda Hitler, hiç zaman kaybetmemiştir. 1 Ekim 1938'de yine silah kullanılmaksızın, uluslararası anlaşmalara dayanılarak, nüfusunun yüzde elliden fazlasını Almanların oluşturduğu Sudet bölgesi Almanlarca işgal edilecektir. 15 Mart 1939'da ise Çekoslovakya’nın kalanını da topraklarına ekleyeceklerdir.
    Bu olaylara kadar Hitler, stratejisinin adımlarını atarken, silahlar kullanılmamıştır. Ve geriye tek sorunlu bölge kalmıştır, Danzig bölgesi. Versay anlaşmasıyla Polonya'ya verilen Danzig bölgesi, halen Alman yönetiminde olan Doğu Prusya ile Almanya arasındaki kara bağlantısını kesmektedir. Alman hükümeti, Polonya hükümetinden, Doğu Prusya'yla arada bir kara bağlantısı oluşturulması yönünde bir teklifi görüşmesini ister. Böylece Danzig Sorunu ortaya çıkar.
    3 Mayıs 1939'da Sovyet Dışişleri Komiseri olan Litvinov görevden alınarak yerine Vyaçeslav Mihayloviç Molotov atanır. Bu atama Sovyet dış politikasında keskin bir dönüşe işaret etmektedir. Litvinov döneminde Sovyetler Birliği, Alman yayılmacılığına karşı ingiltere ve Fransa ile bir protokol oluşturmak için girişimlerde bulunmuş, ne var ki her seferinde reddedilmişti. Molotov döneminde ise Sovyetler Birliği, Alman hükümeti ile bir saldırmazlık paktı için çalışmaktadır artık. Uzun diplomatik görüşmeler sonucunda 24 Ağustos 1939 günü Sovyetler Birliği ile Almanya arasında bir saldırmazlık paktı imzalanması karara bağlanmıştır.

    Danzig Sorununun diplomatik yollarla çözümünün uzaması üzerine Alman orduları 1 Eylül 1939 sabahı Polonya sınırlarını geçtiler. Yıldırım savaşı tekniklerinin ilk kez hayata geçirilişi olan Polonya Seferi, bu ülkenin toprak bütünlüğünü uluslararası platformda garanti etmiş olan ingiltere ve Fransa'yı harekete geçirmiştir. 3 Eylül'de ingiltere, bir gün sonra da Fransa Almanya'ya savaş ilan ediyor ve seferberlik hazırlıklarını başlatıyorlar. Lakin Alman panzer birlikleri, harekatın ilk haftasının sonunda Polonya cephelerini yarmış ve geniş kuşatmalara girişmiştir, Müttefiklerin askeri bir müdahalesi için artık olanak görünmemektedir.
    17 Eylül 1939 günü, Sovyet Kızıl Ordusuna bağlı birlikler Polonya'nın doğu sınırlarından saldırıyorlar. iki ateş arasında kalan Polonya, 27 Eylül 1939'da teslim oluyor, direnen birlikler de 5 Ekim 1939 günü teslim oluyorlar.
    1940 yılının haziran ayında Stalin, Baltık Ülkelerine gönderdiği notada, Sovyetler Birliği’ne yakın hükümetlerin işbaşına getirilmesini ister. Hemen ardından da Kızıl Ordu Litvanya, Letonya ve Estonya topraklarına girer. 14 Temmuzda bu ülkelerde yaptırılan genel seçimlerle işbaşına gelen hükümetler Sovyetler Birliği’ne katılma kararı alacaklardır. Böylece I. Dünya Savaşı sonunda yeni Sovyet hükümetinin elinden çıkan bu topraklar tekrar kazanılmıştır ve bu topraklar Sovyetler Birliği'nin Baltık Denizine açılmasında, Leningrad limanının güvenliği anldıbına gelmektedir.
    Baltık Denizi konusunda Stalin'in öngördüğü diğer bir önlem ise onu, Finlandiya hükümetiyle görüşmelere yönlendirecektir. Görüşmelere 9 Ekim 1939'da başlanıyor. Görüşmelerden bir sonuç alınamayacağı kanısına varan Stalin, 28 Kasım 1939 da, 1932 yılında imzalanmış olan saldırmazlık anlaşmasının tek taraflı olarak kaldırıldığı Fin hükümetine bildirilir ve 30 Kasım 1939 da Sovyet orduları Finlandiya’ya saldırır. Sovyetler Birliği'nin Finlandiya Seferi 6 mart 1940 da Fin hükümetinin, Ruslar’la barış görüşmeleri için masaya oturmak zorunda kalmasıyla son bulacaktır.
    9 Nisan 1940 sabahı Almanlar, Norveç’e ve Norveç'e yönelik deniz yolunun güveni için de Danimarka'ya saldırdı. Norveç'in istilası'ndaki stratejik amaçları isveç'ten ithal ettikleri demir cevheri yolunun güven altına alınması ve Norveç fiyortlarında denizaltıları için üsler oluşturabilmekti. Danimarka kısa sürede teslim olurken Norveç direnme gösterdi. 10 Haziran 1940'da Norveç de teslim oldu. Belçika ise 27 Mayıs'ta teslim oldu.
    10 mayıs 1940 günü Alman birlikleri, Belçika ve Hollanda'ya yönelen saldırılarıyla Fransa Seferi ni başlatıyorlar. Asıl taarruz ise daha güneyde, Arden Ormanları üzerinden Sedan yönünde Fransa topraklarına yöneliyor. Belçika üzerinden yapılan harekat, kısa sürede Belçika, Hollanda, Lüksemburg’un işgaliyle sonuçlandı. 14 Mayıs1940 günü Hollanda teslim oldu. Bu üç ülkenin tümüyle istilasını önlemek için ingiliz Yurtdışı Sefer Kuvveti ve Fransız orduları kuzeye ilerleyince, taarruz çıkış hattı Arden Ormanları olan ve Manş Kanalı yönünde ilerleyen Alman zırhlı birlikleri tarafından kuşatılmış oldular. Bu bölgedeki Müttefik kuvvetler, Dunkerque limanından deniz yoluyla tahliye edilmek zorunda kalınmıştır.
    14 Haziran 1940'da Alman birliklerinin Paris’e girmesiyle Fransızlar barış istemek zorunda kaldılar. 22 Haziran 1940 da ateşkes anlaşmasını imzaladılar. Alman güçleri kuzey Fransa’yı ve Fransa'nın Atlas Okyanusu kıyılarını işgal etti, Fransa topraklarının üçte ikisi, Alman kontrolüne girmiştir.
    Fransa'nın savaş dışı kalmasının ardından Hitler, ingiltere'yi de barış masasına oturmaya zorlamak, gerekirse istila etmek için Britanya savaşını başlatmıştır. Britanya Savaşı, Almanya tarafından, Britanya'nın istilası için hazırlanmış olan Denizaslanı Operasyonu'nun hazırlık evresi olarak düşünülmüş olup, RAF'ın (ingiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri) imhasını amaçlamaktadır ve esas olarak Luftwaffe (Alman Hava Kuvvetleri) tarafından yürütülmüştür. Başlarda ingiliz hava ve deniz üslerini hedef almış olmasına karşın ilerleyen evrelerde Londra'nın bombalanmasıyla sürdürülmüştür. RAF'ın sert direnci karşısında Luftwaffe'nin uğradığı ağır kayıplar sonuncunda harekat başarısız olarak sona erdirilmiştir.

    Kuzey Afrika Cephesi
    italya'nın 10 Haziran 1940'da Almanya safında savaşa girmesiyle savaş Kuzey Afrika'ya da sıçramış oldu. Zaten Libya, Eritre ve Somali italyan kontrolündeydi.
    italya'nın Kuzey Afrika'da operasyon alanı olarak belirlediği bölge, Nil Nehri ve Tunus arasında kalan Batı Çölüydü. 1939 yılı ortalarında itibaren Mısır'daki ingiliz Orta Doğu Kuvvetleri, Libya'daki italyan kuvvetlerini yoklama taarruzlarıyla taciz etmekteydi. General Creagh komutasındaki 7. Zırhlı Tümenin askerleri bu çatışmalarla “çöl fareleri” olarak anılacaktır.
    Libya’daki italyan kuvvetleri mareşal Graziani komutasında 7 tümenlik ve 300 tanklık bir kuvvetle 13 Eylül 1940’da ingilizlere saldırmışlar, Mısır topraklarında az biraz ilerledikten sonra, ciddi bir direnişle karşılaşmamalarına karşın Sidi Barrani'de duraklayıp savunma sistemleri oluşturmaya koyuldular. Aralık ayında henüz Nil Irmağına ulaşamadan Wavell’in komutasındaki birlikler tarafından durduruldular. Çarpışmalar sonunda italyanlar Bingazi’nin ötesine püskürtüldü.
    7 Aralık 1940 gecesi, General O'Connor komutasındaki bir ingiliz birliği italyan mevzilerine saldırdılar. Sidi Barrani'nin ingiliz kuvvetlerinin eline geçmesiyle italyan birlikleri dağılmışlardır.
    3 Ocak 1941'de yeniden taarruza geçen O'Connor, 22 Ocak da Tobruk limanına ulaştı ve ileri harekatını sürdürdü. 7 Şubat 1941 de Bingazi'ye ulaşmıştır. italyan birliklerinin Kuzey Afrika'da pozisyonlarını korumaları iyiden iyiye güçleşmişken, ingiliz hükümetinin dikkatinin Balkanlar'a yönelmesi nedeniyle Kuzey Afrika'daki harekat durmuştur.
    Tümünü Göster
    ···
  11. 161.
    0
    Batıdaki Deniz Savaşları
    Akdeniz’de müttefikler, özellikle ingilizler açısından deniz hakimiyeti yaşamsal bir önem taşımaktadır. ingiliz imparatorluğu'nun Uzak Doğu bağlantısı Akdeniz üzerinden sağlanmaktaydı. Ayrıca Kuzey Afrika'daki askeri varlığının takviyesi ve ikmali açısından da bu deniz yolunun önemi büyüktü. Ard arda uygulanan başarılı deniz operasyonları (Mers-el-Kebir Savaşı, Taranto Savaşı, Matapan Yarımadası Savaşı gibi) bu deniz yolunda ingiliz hakimiyetini sağlamış olmakla birlikte bir süre için Uzak Doğu bağlantısı Afrika kıtasının güney ucu dolaşılmak zorunda kalınarak sağlanmıştır.
    Atlas Okyanusu'ndaki deniz savaşları ise, Bismarck olayı dışında, Alman denizaltılarıyla müttefik deniz ve hava güçleri arasında sürmüştür. Savaşın genel çizgisi, deniz ticaret hatlarına saldıran Alman denizaltılarıyla onları önlemeye çalışan müttefik su üstü gemileri ve uçakları arasında geçmiştir.

    Kuzey Afrika Çıkarması
    8 Kasım 1942'de ingiliz ve ABD güçlerinden oluşan bir görev kuvveti Fas ve Cezayir kıyılarına bir çıkarma yaptı. 6 Ağustos 1942 günü başlayan ingiliz taarruzu karşısında (II. El Alamain Savaşı), geri çekilmek zorunda kalan Rommel, bu çıkartma harekatı sonucu iki ateş arasında kalmış oluyordu.
    General Montgomery komutasındaki ingiliz 8. Ordusunun ileri harekatı, Rommel'in döşemiş olduğu onbinlerce mayın dolayısıyla ağır aksak ilerleyebiliyor.
    Böylece ingiliz 8. Ordusu, 13 Aralık 1942'de Tobruk’a ulaşabiliyor. 1943 yılının ocak ayı sonunda ise Libya tümüyle Rommel’in kontrolünden çıkmıştır. Artık Kuzey Afrika’da durum tümüyle kontrol altındadır.

    italya Cephesi
    Müttefikler, Kuzey Afrika’daki Alman askeri varlığını ortadan kaldırdıktan sonra italya'ya yöneldiler. italya'ya bir çıkarma yapılmasından önce Sicilya adasındaki Alman askeri gücünün de kırılması gerekmiştir.
    Sicilya çıkartması 10 Temmuz 1943 günü, "Husky Harekatı" kodadıyla başlatılıyor ve adanın güney doğu sahillerine yapılıyor.
    3 Eylül 1943'de Müttefikler italya yarımadasına çıkartma yaptılar. italya topraklarına Müttefik çıkarması iki noktadan yapılmıştır. General Montgomery’nin 8. Ordusu, Sicilya’dan hareketle dar Messina boğazını geçerek italyan çizmesinin parmak ucuna çıkmıştır.
    ikinci çıkartma operasyonu olan Salerno çıkartması ise, Salerno'nun güneyindeki iki plaja, bir ingiliz, bir Amerikan kolordusu tarafından yapılmıştır. Çıkartmanın üçüncü gününde Müttefik haraketı durdurulmuş, ancak ilerleyen günlerdeki takviyeler ve ağır bombardımanlar sonucu sağlam bir köprübaşı oluşturulabilmiştir.
    Aynı gün italya, Müttefiklerle mütareke imzaladı, fakat bu mütareke Salerno çıkarmasına kadar gizli tutuldu.
    Çıkartma birlikleri esas hedefleri olan Napoli'ye harekatın üçüncü haftasında ulaşıyorlar.
    22 Ocak 1944'te Müttefikler Roma’nın 40 km. güneyinde, Anzio’ya bir çıkartma daha yapıyorlar.
    Çok çetin çatışmalarla geçen italya savaşları, 29 Nisan 1944'te italya topraklarındaki Alman birlikleri müttefiklere teslim olmasıyla sona ermiştir.

    Stratejik Bombardıman
    II. Dünya Savaşı’nın özelliklerinden biri, gerek cephede olsun, gerekse cephe gerisinde, hava unsurlarının yoğun olarak kullanılmasıdır. Cephe gerisine yönelen hava taarruzları, lojistik hedeflere yönelmiştir, silah sanayi tesisleri, destek sanayi tesisleri, enerji santralleri, petrol depolama ve rafineri tesisler, iletişim ve ulaşım hatları.
    Britanya Savaşı'nın son bulması ve Doğu Seferi'nin başlamasıyla Alman hava kuvvetlerinin önemli bir bölümü Rusya'da bulunmaktadır. Dolayısıyla Alman hava kuvvetlerinin Batı'daki faaliyetleri, önleme faaliyetleri olarak kalmıştır.
    Böyle olunca Stratejik Bombardıman, esas olarak Müttefik bombardıman filolarının Alman tesislerine yönelik bombardımanlarıdır. Ne var ki, zaman zaman sivil hedefler de bu bombardımana hedef olmuştur. Köln, Essen, Bremen, Hamburg gibi Alman kentlerine yoğun hava saldırıları düzenlendi.

    Normandiya Çıkartması
    Normandiya kıyılarında beş bölgede çıkartma yapılmıştır. Bu bölgelere Utah, Omaha, Gold, June ve Sword kodadları verilmişti. 6 haziran 1944 sabahı 5:55 de başlayan deniz ve hava bombardımanıyla çıkartma başlamış oldu.
    Müttefik kayıplarının en yüksek olduğu çıkartma bölgesi Omaha kumsalıdır. Diğer çıkartma bölgelerinde, sert bir direnişle karşılaşılmasına rağmen ilerleme sağlanmış, yeterli derinliği olan köprübaşları oluşturulmuştu.
    26 Haziran 1944'te yoğun çatışmalardan sonra Amerikalıların eline geçen Cherbourg, ibrenin artık müttefiklerden yana döndüğünün açık göstergesidir. Kuvvet üstünlüğü artık yerine oturmuş, işlemeye başlamaktadır. Amerikan savaş sanayii Avrupa topraklarına oluk oluk akmaktadır. Cherbourg gibi derin bir liman, büyük teknelerin bile yanaşıp yüklerini boşaltmaları için uygundur. Müttefikler için böyle bir liman, tüm kan dolaşımının ana atardamarıdır.
    General Bradley’in Normandiya’daki ordular grubuna bağlı 3. Ordu’nun komutasına 1 Ağustos 1944’de general Patton atanır. Patton, müttefik ilerlemesi yönünden yeni bir soluk getirecektir.
    Hitler'in giriştiği birkaç karşı taarruz ise ağır kayıplarla sonuçlanmış, başarısız girişimler olarak kalmıştır.
    Müttefikler'in planları nisan ayından önce Ren’i geçmeyi öngörmemektedir ama, 7 Mart'ta Remagen Köprüsü sağlam olarak ele geçirilince iş değişir. Tam hızla bu köprüden Ren’i geçerler. Bu, savaşın gidişatını değiştirecek bir olanaktır, Müttefik tank ve topları, motorize birlikleri, Bonn’un dolayısıyla Ruhr sanayi bölgesinin hemen güneyinden bu su kanalını geçmeye başlamıştır.
    Patton, 29 Mart 1945 de Frankfurt’u alıyor, 12 nisanda Amerikan 9. Ordusu Magdeburg yakınlarında Elbe Nehri'ni geçiyor. Artık Berlin’e 80 km. kalmıştır.
    Tümünü Göster
    ···
  12. 162.
    0
    aslında kızın ismi ayşe elemanın ismi hüseyin amk
    ···
  13. 163.
    0
    Nisan 1945'te ABD güçleri Leipzig, Chem-nitz (bugünkü Karl-Marx-Stadt) ve Münih'i aldı; Elbe Irmağı üzerindeki Torgau'da SSCB birlikleriyle buluştu. Daha kuzeyde Montgo-mery'nin askerleri Elbe'yi geçerek Ham­burg'a girdi ve ardından Baltık Denizi'ndeki Lübeck ve Wismar'a doğru ilerlemeyi sürdür­düler.
    ···
  14. 164.
    0
    özet geçiyom lan binler :
    katil bahçevan.
    ···
  15. 165.
    0
    3 Eylül 1939 da ingiltere ve Fransa'nın Polonya'yı işgal edenAlmanya'ya savaş ilan etmesiyle başladı. Al­manya, italya ve Japonya'nın oluşturduğu Mihver Devletleri ile Fransa, ingiltere, ABD ve SSCB'nin oluşturduğu Müttefikler dünya­nın hemen her bölgesinde savaştı. II. Dünya Savaşı topyekûn bir savaştı, yani savaşa giren bütün ülkelerin tüm kaynakları ve insan gücü savaş için kullanıldı. Askerlerin yanı sıra milyonlarca sivil insan öldürüldü. Savaş Por­tekiz, ispanya, isveç ve isviçre dışında bütün Avrupa'ya yayıldı. ABD, deniz filosunun Japon uçaklarınca bombalanması üzerine Aralık I941'de savaşa katıldı. II. Dünya Savaşı Eylül 1945'te bitti. Bu savaşın sonuçla­rından dünyanın pek az bölgesi kendisini kurtarabildi. Almanya'da Adolf Hitler'in dik­tatörlüğü, büyük can kayıpları ve büyük acılar pahasına yıkılabildi. Savaşın sonunda, SSCB ve bazı Doğu Avrupa ülkeleri yeni topraklar kazanırken. Japon ve italyan imparatorlukla­rı yıkıldı.

    Savaşın Nedenleri

    I. Dünya Savaşı'nın sonunda Almanya yenil­miş ve ağır koşullar içeren bir antlaşma yapmak zorunda bırakılmıştı. Almanlar, 1919'da imzalanan Versay (Versailles) Ant-laşmasf nın haksız maddeler içerdiğini ve ye­niden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünü­yorlardı. 1920'lerde büyük ekonomik güçlük­lerle karşı karşıya kalan Almanya'da 1933'te Adolf Hitler önderliğindeki Naziler iktidara geldi. Hitler, bir yandan Versay Antlaşması' nın geçersiz sayılmasına çalışırken, öte yan­dan da silahlı kuvvetlerini yeniden toparladı.
    1919'da barışı korumak ve uyuşmazlıkları çözümlemek amacıyla kurulan Milletler Ce­miyeti, bu görevleri yürütebilmek için gerekli olan yaptırım gücünden yoksundu. ABD bu örgütün dışında kaldı; öbür üyeler arasında da kararlara uymayan devletlere karşı zor kullanma konusunda görüş birliğine varılama­dı. Bu sorun, 1931'de Japonya'nın protestola­ra aldırmayarak Çin'in Mançurya bölgesini ele geçirmesiyle iyice açığa çıktı. Japonya 1930'lar boyunca gücünü artırdı. 1935'te faşist Benito Mussolini yönetimindeki italyanlar,
    Etiyopya'yı işgal ettiler Milletler Cemiyeti bu kez de etkin önlemler alamadı.
    Bu zayıflıktan yararlanan Hitler, 1936 Mart'ında Almanya'nın Ren Irmağı'nın batı­sında kalan topraklarına askeri birliklerini gönderdi. Oysa 1925'te Almanya ile Milletler Cemiyeti arasında yapılan anlaşmaya göre bu bölgede hiçbir devlet asker bulunduramaya­caktı. Milletler Cemiyeti bu konuda da pro­testolar dışında yaptırım uygulayamadı. Ar­dından italya ve Almanya, ispanya'daki iç savaşta cumhuriyetçi yönetime karşı faşist General Francisco Franco'nun saflarında sa­vaşmak üzere asker gönderdi; böylece yeni silah ve uçaklarını da denediler. Yeni toprak kazanından ve dünya egemenliği için Alman­ya, italya ve Japonya, Berlin-Roma-Tokyo Mihveri diye adlandırılan bir ittifak kurdular. Bu yüzden bu ülkeler Mihver Devletleri adıyla anıldı.

    1937'de Japonya, Çin'e karşı topyekûn bir savaş başlattı. Bir yıl sonra Almanya, Avus­turya'yı işgal etti; ardından da Çekoslovakya' da Alman asıllıların çoğunlukta olduğu Südet bölgesi üzerinde hakkı olduğunu ileri sürdü. ingiltere ve Fransa, Çekoslovakya'yı Hitler'in bu isteğine boyun eğmesinin yararlı olacağına inandırdı ve Eylül 1938'de yapılan Münih Antlaşması'yla bölge Almanya'ya bırakıldı. 6 ay sonra Hitler başkent Prag'ı bombalayaca­ğını söyleyerek gözdağı verince Çekoslovakya Almanya'nın boyunduruğuna girdi.
    Almanya'nın sonraki kurbanı I. Dünya Savaşı'nın ardından bağımsız bir devlet olarak yeniden kurulan Polonya'ydı. ingiltere ve Fransa bu kez Alman saldırısına karşı Polon­yalılara yardım edecekleri konusunda kesin güvence verdiler. Almanya, Polonya'ya saldı­rınca da II. Dünya Savaşı başlamış oldu.

    Savaş Teknolojisi

    Karadaki çarpışmalarda çoğunlukla, saldırı gücü olan taraf kazançlı çıktı. Bu savaşta kullanılan tanklar ve savaş uçakları I. Dünya Savaşı'nın etkili savunma yöntemleri sayılan istihkâm ve siperleri rahatlıkla aşabiliyordu.
    Denizde ise düşmana görünmeden saldıra-bilen denizaltılar torpilleriyle I. Dünya Sava­şı'na göre çok daha tehlikeliydi. Buna karşı­lık, zırhlı savaş gemileri daha az önem taşıdı. Bu gemilerin 24 km uzaktaki hedefleri vurabi­len büyük toplan, uçaklardan ve uçak gemile­rinden gönderilen bomba ve torpillerden ko­runmaya yetmiyordu, j Daha çok denizden karaya yapılan çıkarmalarda, uçakların ve savaş gemilerinin bombardımanıyla destekle­nen özel çıkarma gemileri kullanıldı. iyice kıyıya yanaşan bu gemilerin açılabilen kapak­larından birlikler, tanklar, toplar ve kamyon­lar karaya çıkarılabiliyordu.
    Radarın bulunması j gemilerin ve savaş uçaklarının gözle görünmesinden çok önce saptanabilmesini sağladı; daha sonra da bom­bardıman uçaklarının Sedeflerini bulmasına yardım etti (bak. Rada|0- Bu savaşın özellik­lerinden biri de bombardımanın neden oldu­ğu ağır can kayıpları jve yıkımdı. Yalnızca orduların bulunduğu yarler, gemiler ve hava­limanları değil Londrp, Hamburg, Berlin, Köln, Dresden gibi büyük kentler de yoğun bir biçimde bombalandı ve sivil halktan pek çok insan öldü. Savaşır son ayında Hiroşima ve Nagasaki kentlerine atılan iki atom bom­basının yol açtığı korkunç yıkım Japonya'yı teslim olmaya zorladı . Roketler ve güdümlü füzeler ilk kez bu savaşta kullanıldı. Almanlar. Avrupa kıyı­larından ingiltere'yi bombalamak için önce "uçan bomba"ları (Vlıve sonra gelişkin V2roketlerini yaptılar. Japonlarin Çin'deki bazı uygulamaları dışında bu savaşta zehirli gazlar kullanılmadı

    Avrupa'da Savaş Başlıyor

    Almanya Ağustos 1939'da SSCB ile 10 yıl geçerli olacak bir saldırmazlık paktı imzala­dıktan sonra. 1 Eylül'de Polonya'ya girdi. ingiltere ile Fransa sözlerini tutarak 3 Eylül' de Almanya'ya savaş ilan etti. Avusturya, Kanada ve Güney Afrika'nın da aralarında bulunduğu başka ülkeler de ingiltere ve Fransa'nın yanında yer aldı. Ama Müttefik­ler. Alman kara ve hava güçlerince hızla işgal edilen Polonya'ya yardım edemedi. 17 Ey­lül'de SSCB de doğudan Polonya'ya girdi. Polonya teslim oldu. 80 bin kadar Polonya askeri mücadeleyi sürdürmek amacıyla önce Romanya'ya daha sonra da Fransa'ya giderek burada toplandı.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 166.
    0
    @205 şunu okumam yetti ben gidiyorum amk
    ···
  17. 167.
    0
    Ekimde SSCB, olası bir Alman saldırısına karşı batıda "tampon devletler" oluşturmak amacıyla, üç Baltık ülkesini, Estonya, Le-tonya ve Litvanya'yı işgal etti. Ardından SSCB, Finlandiya'dan birliklerine Finlandiya topraklarına girme hakkının verilmesini iste­di. Finlandiya SSCB'nin koşullarını kabul etmek zorunda kaldı.
    Bunlar olurken batı oldukça hareketsizdi. Fransa, Alman sınırında Maginot (Majino) Hattı adıyla anılan savunma hattını kurdu. Kuzeydeki ingiliz birlikleri, Belçika'nın sava­şa girmemesi nedeniyle Almanlar'la hiç karşı­laşmadı.
    1940 Nisan'ında Almanlar, Norveç'e saldır­dı. Amaçları denizaltıları için üsler kurmak ve isveç'in kuzeyindeki madenlerden çıkartıla­rak denizyoluyla Norveç'in Narvik limanına getirilen demire el koymaktı. Alman birlikleri gemilerle geldi ve bir bölümü hiçbir engelle karşılaşmaksızın Norveç kıyılarına çıktı. Bir bölümü de ingiliz deniz güçleriyle, iki tarafın da eşit kayıplar verdiği sert çatışmalara girdi. Ama Almanlar kısa sürede Norveç'te Mütte-fikler'in asker çıkarma girişimlerini önleyebi­lecek hava üsleri kurdular. Norveç 9 Hazi-ran'da teslim oldu. Almanlarin nisanda sal­dırdığı Danimarka da pek az direnebildi.
    10 Mayıs 1940'ta başlayan Alman saldırısı, kısa sürede Belçika. Hollanda ve Lüksem­burg'un işgaliyle sonuçlandı. Yardıma gelen ingiliz ve Fransız orduları da püskürtüldü. 13 Mayıs'ta Sedan'da Alman tankları Meuse (Maaş) Irmağı'nı geçti ve Fransa'nın içlerine doğru ilerledi. Hollanda 14 Mayıs'ta teslim oldu. Alman tankları kuzeye, kıyıya doğru ilerledi ve geri çekilen Müttefikler'in önünü kesti. Belçika 27 Mayıs'ta teslim oldu.
    Belçika'da sıkışıp kalan ingiliz ve Fransız birlikleri büyük kayıplar verdi. ingiliz deniz güçlerinin yardımıyla Dunkerque kıyılarından 346 bin kadar Müttefik askeri kurtarıldı; ama silah, araç ve gereçler geride bırakıldı.

    14 Haziran'da Almanlar Paris'e girdiler, 22 Haziran'da da Fransızlar ateşkes antlaşmasını imzaladılar. Alman güçleri Kuzey Fransa'yı ve bütün Atlas Okyanusu kıyılarını işgal etti. Mareşal Henri Philippe Petain (1856-1951) Vichy'de Almanlarin denetiminde bir hükü­met kurdu. ingiltere'de bulunan General Charles de Gaulle (1890-1970) savaşın sonuna kadar varlığını koruyan Özgür Fransa Hareketi'ni kurarak işgalcilere karşı direnişe geçti. ingiltere'de ayrıca "özgür" Polonya, Norveç, Belçika. Hollanda ve Çek askeri birimleri de oluşturuldu.
    Hitler bir sonraki hedef olarak ingiltere'yi seçti. Alman hava kuvvetleri Güney ingilte­re'deki havaalanlarını ve limanlarını her gün bombalamaya başladı, ingilizler'in kesin dire­nişiyle karşılaşan Almanlar, ardından Lon­dra'yı ve ingiltere'nin iç bölgelerindeki kent­leri de bombaladı. Bu baskınlar pek çok sivilin ölümüne ve büyük zarara yol açtı. Buna karşılık ingiliz hava kuvvetleri de Fran­sa ve Belçika limanlarında askerleri Manş Denizi'nden geçirmek üzere toplanmış Al­man gemilerini batırdı. ingiltere göklerinde Ağustos-Ekim 1940 arasında yapılan üstünlük savaşından sonra, Alman hava saldırıları gece bombardımanlarına dönüştü; 1941 ortalarına kadar ingiltere'deki kentler yoğun hava akın­larının hedefi oldu. Haziran 1940'tan sonraki bir yıl içinde yaklaşık 43 bin sivil yaşdıbını yitirdi; 50 bin kişi ağır yaralandı.

    Kuzey Afrika Seferi

    10 Haziran 1940'ta italya, Almanya'nın ya­nında savaşa girdi. Kuzey Afrika'daki Berka (Sirenayka) ve Libya o zamanlar italya'nındı. Bu bölgeler daha sonra Libya Krallığı oldu.
    1940 sonbaharında italyanlar. Somali'nin ingiliz egemenliğindeki bölümünü ele geçirdi­ler; ama izleyen kış Wa|velTin askerleri bölge­yi ve ayrıca Eritre ile italyan Somalisi'ni aldılar. Sudan'dan hareket eden ingiliz ve Sudan birlikleri Etiyopya'ya girdi ve italyanlar'ı teslim olmaya zorladı.
    Asıl savaş yeri ise plil Irmağı ile Tunus arasında kalan Batı Çölü'ydü (Batı Çölü, Libya Çölü'nün Mısır ]sınırları içinde kalan bölümüdür). italyanlar 1940 sonbaharında Libya'dan girerek Mısır'ı işgal ettiler; ama aralık ayında henüz Nil Urmağı'na ulaşamadan VVaveH'in komutasındaki birlikler tarafından durduruldular. Çarpışmalar sonunda italyan­lar Bingazi'nin ötesine; püskürtüldü.

    1941'de durum dahal da kötüleşti. Yugos­lavya zorlu bir Alman saldırısından sonra çöktü. Böylece Almanya buradaki güçlerini 1939'da Arnavutluk'u işgal eden ve 1940 Ekim ayından beri Yunanistan'da savaşan ama başarılı olamayan italyanlar'ın yardımına gönderdi. ingilizler, Yunanistan'a yardım edebilmek için birliklerini Batı Sahradan çekmek zorunda kaldılar. Ne var ki, ingiliz Uluslar Topluluğu birliklerinin yardımına karşın Yunanistan yenikli ve 1941 Nisan'ında teslim oldu. Ardından,! mayısta Girit de Al­manlar'ın eline geçti. Bir sırada Irak, iran ve Suriye'de sorunlar çıktığı için Müttefikler güçlerinin bir bölümünü bu bölgeye gönderdi. Bu gelişmeler Batı Çölt'ndeki ingiliz güçleri­ni zayıflattı. Kızıldeniz kıyısında bulunan (bugün Etiyop­ya'nın bir parçası) Eritre ve Somali'nin bir bölümü de italya'nın yönetimindeydi. Etiyopya, 1935'te italyan birliklerinin işgali altına girmişti. italya'nın bölgedeki güçleri, ana üssü Mısır'da olan General Sir Archibald Percival VVavell komutasındaki ingiliz Uluslar Topluluğu güçlerinden çok daha üstündü. Mihver güçleri ise General Lrwin Rom mel (1891-1944) komutasındaki Alman birlikleri­nin Trablusgarp ve Trablusşam'a gelmesiyle güçlenmişti. 1941 Nisaninda Alman tankları ve mekanize piyadeleri doğuya, Mısır sınırına gönderildi. Kasımda Almanlari geri püskürt­mek için yapılan girişim kısmen başarılı ola­bildi ve Rommel 1942'de yeniden saldırdı. Kı­yıda. Tobruk kentindeki garnizon teslim ol­du. Temmuzda ingiliz Uluslar Topluluğu güç­leri iskenderiye'ye yalnızca 10 km uzaklıktaki bir savunma hattına çekilmek zorunda kaldı. Mısırin düşmesi. Hindistan yolunun Almanlar'a açılması demekti.
    Tümünü Göster
    ···
  18. 168.
    0
    Akdeniz'de ingiliz ileniz gücünün üstünlü­ğü sayesinde, asker erzak taşıyan düşman gemileri batınlarak Kuzey Afrika harekâtına yardımcı olundu. Ne vjar ki. ingiliz donanması da Alman denizaltılaaının ve kıyıda üslenmiş savaş uçaklarının saldırılarıyla ağır kayıplar verdi. Düşman uçaklarının yarattığı tehlike saldırıdan kurtuldu. Bu olay üzerine ABD Kongresi, 8 Aralık 1941'de Japonya'ya, üç gün sonra da Almanya ve italya'ya savaş ilan etti.
    PearI Harbor baskınıyla aynı gün, Formo-za'dan kalkan Japon uçakları Filipin Adala-n'na saldırdı. Bu adalar daha sonra Japon bir­liklerince işgal edildi. General Douglas MacArthur komutasındaki ABD ve Filipin güçleri yenildiler ve bölgeyi boşaltmak zorun­da kaldılar. Japonlar 1942 Mayısinda Filipin­leri ele geçirdiğinde 36 bin kadar asker ve 25 bin sivili esir aldılar. Japonlar, saldırılarını sürdürerek ABD'den Guam ve Wake adaları­nı, ingiltere'den de Hong Kong'u aldılar. Ja­pon askerleri Tayland üzerinden hareketle Malaya'yı da işgal etti ve yarımadanın alt bö­lümlerine, Singapur'a doğru ilerlediler; Sin­gapur 1942 Şubatinda teslim oldu. Daha son­ra, Saravak, Brunei, Borneo, Timor, Cava, Sumatra, Selebes, Yeni Britanya, Solomon Adaları, Yeni Gine'nin doğusu, Gilbert Ada­ları. Andaman Adası ve Aleut Adaları da Ja­ponya'nın eline geçti. Buraları savunmaya ça­lışan Müttefik deniz güçleri büyük kayıplar verdi, askerlerinin pek çoğu öldü ya da esir edildi.
    Bu saldırılar sonucunda Japonya, Güney­doğu Asya'nın denizden ulaşımını denetleyen adaları ele geçirdi. Japonlar Ayrıca Çinhindi ve leri Batı Çölü'ndeki sai Cebelitarık Boğazı ve yerine, çoğunlukla Ümit Burnu ve Süveyş Kanalı yolunu izleye­rek sağladılar. Durmaksızın bom yalanan Malta yalnızca denizaltılar ve küçül< gemilerce kullanılabili­yordu. Bu yüzden in şilizler'in ana deniz üssü Mısır'da, iskenderiye'deydi. Zaman zaman Alman savaş gemiler Müttefik ticaret gemile­rine saldırmak üzerelAtlas Okyanusu'na açılı­yordu. Daha sonra <!a ticaret gemisi görünü­münde, silahlandırıl niş gemiler göndermeyi sürdürdüler.ve başka Alman kentlerine yoğun hava saldı­rıları düzenlendi. Başlangıçta bombalar tam hedefi bulamı­yordu. Ama daha sonra, özel olarak eğitilmiş havacıların kullandığı keşif uçakları geliştiril­di. Bunlar radar yardımıyla hedefi buluyor ve tam üzerindeyken bulutların arasından bile görülebilen parlak işaret fişekleri atarak yeri­ni belirliyordu. Bombardıman uçakları da fi­şeklerle belirlenen bu yerlere bombalarını bı­rakıyordu.
    Belli başlı hedefler çelik üretim alanları, sa­vaş gereçleri yapılan fabrikalar, limanlar, pet­rol rafinerileri ve demiryollarında yükleme yapılan merkezlerdi. Hava saldırısını yürüten güçler ağır kayıplar verdi; uçaksavar toplarıy­la birlikte gece savaşan uçakların da saldırısı­na uğradılar. ingiliz hava kuvvetleri hava akınlarını genellikle gece düzenliyordu. 1942 sonuna doğru, ingiltere'deki havaalanların­dan havalanan ABD bombardıman uçakları da bu akınlara katıldı. 1944'e kadar sürekli gelişme gösteren ABD hava kuvvetlerinin gü­cü ingilizler'inkini aştı. Büyük gruplar oluştu­rarak uçan ağır bombardıman uçakları, avcı uçakları eşliğinde uzun menzilli gündüz saldı­rılarında da bulundu.

    Büyük Okyanus'taki Savaşlar

    Avustralya ve Yeni Zelanda güçlerince des­teklenen ABD güçleri Büyük Okyanus'ta Ja­ponlar'ın eline geçen bölgeleri geri almak gö­revini üstlendi. Japonlar'ın Hint Okyanusu' nu geçerek Vichy Fransa'sının yönetimindeki Madagaskar Adası'nı almasından ve Mütte­fiklerin Ortadoğu'ya araç gereç sağladıkları yolu kesmesinden korkulduğu için bir ingiliz birliği de Mayıs 1942'de adaya çıktı ve kasım­da tüm adayı ele geçirdi.
    Büyük Okyanus'un güneybatı bölgeleri ABD ile Japon deniz kuvvetleri arasında ya­pılan birkaç önemli deniz savaşı sonunda geri alındı. 1942 Mayısinda Yeni Gine'de bir li­manı ele geçirmekle görevli birlikleri taşıyan Japon savaş gemileri, Avustralya ile Yeni Kaledonya arasında yer alan Mercan Denizi'nde ABD güçlerinin saldırısına uğradı. iki taraf da yaklaşık olarak eşit kayıplar verdi, ama Ja­pon gemileri geri dönmek zorunda kaldı. Bu savaş, uçak gemilerinin düşman gemilerini hiç görmediği yeni tür deıiz savaşlarının ilkiydi.
    ABD Japonlari Gı adalcanal ve Solomon adalarından çıkarttı, Avustralya ve ABD bir­likleri 1943 başlarındaj Papua'yı, uzun çarpış­malardan sonra da 1044 Haziraninda Yeni Gine'nin tümünü geri aldılar. ABD güçleri bir adadan öbürüne il :rlerken, bir yandan da buralara Japonya yakınlarındaki düşman üs­lerine saldırılar düzen emek üzere havaliman­ları yaptılar. ABD Fjaziran 1944'te Saipani ve Mariana Adaları'nl ele geçirdi. Japon filo­su adayı savunurken ı|çak gemilerinden çoğu­nu ve 450 dolayında savaş uçağını yitirdi. Bu bölgenin alınmasıyla", ABD'nin adalardan kalkan ağır bombardıman uçakları Japonya' ya kadar ulaşabildi.
    Ekimde ABD birlikleri Filipinler'de Leyte Adası'na çıktı. Japonya yeni çıkarmaları önle­mek için geri kalan bütün savaş gemilerini bölgeye gönderdi. A/ın sonunda Leyte Kör­fezi Deniz Savaşı'nc a Japon donanmasının büyük bölümü yok edildi. Bu, II. Dünya Sa-vaşı'nın en büyük demiz çarpışmasıydı. Ocak 1945'te General MacArthur komutasındaki ABD birlikleri Filipin'in en büyük adası olan Luzon'a çıktı ve martta başkent Manila alın­dı. Bu sırada Avustrjalya ve Hollanda güçleri de Borneo'yu ele geçirdi.
    1945 Şubatinda, Amiral Nimitz komutasın­daki ABD güçleri, Tokyo'nun 1.200 km güne­yinde yer alan Bonjjn ya çıktı. ivoşima'da zorlu çarpışmalar oldu ve büyük kayıplar verildi. 25 gün süren savaş so­nunda 20 bin ABD denizcisi öldü ve Japon garnizonunun neredeyse tamamı yok edildi. Bunu, 1945 Nisan'ında Ryu-Kyu Adaların­dan Okinava'ya yönelen saldırılar izledi. Ja­ponlar gene güçlü bir savunma yaptılar. Bu kez Müttefik gemilerine kamikazelerle (inti­har uçakları) saldırdılar. Bunlar, güçlü patla­yıcılar yüklü, tek pilotlu ve doğrudan gemile­re çarpan uçaklardı.Bu dönem boyunca ABD ve ingiliz denizal­tıları Japon ticaret gemilerine saldırdılar, ABD uçakları da Japonya'nın çevresine ma­yın döşedi. Böylece Japon ticaret filosunun büyük bölümü batırıldı ve Japonya'nın savaşı uzun süre sürdürmesi olanaksızlaştı.
    1944'te, General Orde VVingate'in birlikleri Birmanya'nın içlerine kadar ilerledi. 1945 Mart'ında ingilizler Mandalay'ı ele geçirdi, ABD'nin yönetimindeki Çin ordusu da Bir­manya Karayolu'na ulaştı. Mayısta ingilizler Rangun'a girdi. Japonlar artık yalnızca belirli yerlerde direnebiliyorlardı.

    Müttefikler Fransa'ya Giriyor

    Fransa'nın kurtarılması için, daha çok ABD, ingiliz ve Kanada birliklerinden oluşan Müt­tefik güçleri 1944 Mayıs'ında ingiltere'nin gü­ney kıyılarında toplandı. Ayrıca bu birlikleri denizin öbür kıyısına zütürmek üzere 4.000 gemi ve çıkarma aracı ile bunları korumak için savaş gemilerinden oluşan bir filo da ha­zırdı. Avrupa'nın geri alınması için oluşturu­lan Müttefik güçlerin başkomutanı General Eisenhower'diAlmanlar Müttefikler'in Dover Boğazı'ndan saldıracaklarını sanıyorlardı. Oysa çıkar­ma, Cherbourg ile Le Havre arasında yer alan Normandiya kıyısında başladı. 6 Haziran'da paraşüt birlikleri, bombardıman uçakları des­teğinde askerler ve tanklar gemilerden kıyıya çıktı. Almanlar kıyıya engeller ve mayınlar yerleştirmişlerdi, ama akşama doğru General Montgomery'nin komutasındaki 85 bin asker kıyıya ulaşmayı başardı. Müttefikler'e benzin ikmali kanalın öbür ucundan, denizaltından döşenen bir boruhattıyla yapıldı. General Rommel'in komutasındaki Almanlar sonunda gerilemek zorunda kaldılar.12 Haziran'da Almanlar Londra'yı uçan bombalarla (VI) bombalamaya başladılar. Bunlar, ucunda 1 ton patlayıcı taşıyan ve düz gidebilmeleri için otomatik pilotla yön­lendirilen küçük, jet motorlu araçlardı. Ku­zey Fransa'daki rampalardan (kalkış pisti) ha­valanıyorlardı. 30 Ağustos'a kadar 8.500'ü aş­kın uçan bomba atıldı. Pek çoğu ingiliz savaş uçakları ve uçaksavar toplarınca yok edildi; ama 2.000 kadarı Londra ye çevresine ulaşa­rak 6.000 kişinin ölümüne ve 40 bin kişinin yaralanmasına yol açtı.20 Temmuz'da Alman suikastçiler, içindebomba bulunan bir dosya çantasını toplantı yaptığı yapıya bırakarak Hitler'i öldürmek is­tediler. Bomba Hitler'i yalnızca yaraladı ve girişim sonuçsuz kaldı. Bunun üzerine sui-kastle ilgili olan ya da Hitler'e karşı olduğu düşünülen pek çok kişi ölüm cezasına çarptı­rıldı. Bu olaya karışan Rommel de kendini zehirledi.
    Müttefikler Caen dolayındaki zorlu çarpış­malardan sonra, Normandiya'da, ilk ele ge­çirdikleri bölgeden çıkmayı başardılar. Al­manlari Kuzey Fransa boyunca batıya doğru sürdüler. Paris 25 Ağustos 1944'te kurtarıldı ve eylülün ortasında Dijon yakınlarında, ço­ğunluğunu 5 Ağustos'ta Fransa'nın Akdeniz kıyılarına çıkan Özgür Fransız Kuvvetleri'nin oluşturduğu, öbür Müttefik
    Tümünü Göster
    ···
  19. 169.
    0
    özet geçiyom lan binler :
    katil bahçevan.
    ···
  20. 170.
    0
    özet geçiyom lan binler :
    katil bahçevan.
    ···