-
101.
0BiRiNCi DÜNYA SAVAŞI, 1914 Ağustos undan 1918 Kasım'ına kadar süren ve çok geniş bir bölgeyi içine alan uluslararası bir savaştır. Savaşın başlangıcında, ingiltere ve ingiliz Uluslar Topluluğu ülkeleri ile Fransa, Belçika, Rusya, Sırbistan ve savaşa kısa bir süre katılan Japonya itilaf Devletleri'ni oluşturdu. Bu devletlere daha sonra ABD, italya, Romanya, Yunanistan ve öbür bazı ülkeler de katıldılar. Öbür yanda ise ittifak Devletleri, yani Almanya, Avusturya-Macaristan imparatorluğu, Osmanlı imparatorluğu ve çok sonra katılan Bulgaristan bulunuyordu.Tümünü Göster
Savaşın Nedenleri
18.yüzyılda Sanayi Devrimi'ni gerçekleştirerek gelişen ve zenginleşen ingiltere, dünyanın her yerine yayılmış sömürgeleriyle, büyük bir imparatorluk kurmuştu. 19. yüzyılda Almanya, Fransa, Japonya, ABD gibi bazı ülkeler de hızla sanayileşmeye başladılar ve
19.yüzyılın sonlarına doğru özellikle Almanya, ingiltere'ye ciddi bir rakip oldu. Büyüyen ekonomisinin ve artan nüfusunun gereksinimlerini karşılayacak sömürgeler bulmak için dünyaya açılmaya çalışan Almanya, birçok yerde ingiltere ve Fransa ile karşı karşıya gelmeye başladı.
Balkanlar'da siyasal ve ekonomik etkisini artırmaya çalışan Avusturya-Macaristan imparatorluğu ile Rusya'nın çatışması da, uzun süreden beri Avrupa'nın gündeminde yer alan uluslararası sorunlardan biriydi. Ayrıca, Afrika, Orta Asya ve Ortadoğu yeni sömürgeler arayan devletlerin çıkar çatışmasına sahne olan önemli bölgelerdi.
Böylece, birbirleriyle kıyasıya çıkar çatışması içinde olan devletler, güvenliklerine yönelebilecek tehlikelere karşı önlem alma amacıyla aralarında çeşitli savunma antlaşmaları yaptılar. itilaf ve ittifak devletleri diye anılan iki karşıt cephe işte bu tür antlaşmaların ürünüdür.
Savaşın Başlaması
Avusturya'nın 1908'de işgal etmiş olduğu Bosna'nın Saraybosna kentinde, 28 Haziran 1914'te bir Sırp milliyetçisinin Avusturya veli-ahtını öldürmesi savaşı başlatan kıvılcım oldu. Bu olaydan Sırbistan'ı sorumlu tutan Avusturya, 27 Temmuz 1914'te bu ülkeye saldırdı. Rusya Sırbistan'ı destekleyince Almanya, Avusturya'nın yandaşı olarak, Rusya'ya savaş açtı; Fransa da 1892'de imzaladığı ikili ittifak çerçevesinde Rusya'ya arka çıktı. Bunun üzerine Almanya, Fransa'ya da savaş açtı.
Alman birlikleri Fransa'ya saldırmak için Belçika'ya girdiler. Daha 1839'da, herhangi bir saldırı karşısında Belçika'ya yardım etmeye söz vermiş olan ingiltere, 4 Ağustos 1914'te Almanya'ya savaş açtı. Böylece, I. Dünya Savaşı başlamış oldu.
O yıllarda orduların savunma gücü saldırı gücünden fazlaydı. Başlangıçta güçlü filolara sahip olan itilaf Devletleri, denizde üstünlüğü ele geçirdiler. Ama daha sonra Alman denizaltıları da ticaret gemilerinibatırmaya başladı. Bu savaş aynı zamanda, etkin bir rol oynamamış olsalar da, uçakların kullanıldığı ilk savaştır.
Osmanlı Devleti'nin Savaşa Girmesi
Osmanlı Devleti 20 Temmuz 1914'te tarafsızlığını ilan etmişken, 2 Ağustos 1914'te Almanya ile gizli bir anlaşma yaptı. 10 Ağustos' ta iki Alman savaş gemisi, Goeben ve Breslau ingiliz gemilerinin önünden kaçarken, Çanakkale Boğazı'ndan geçip Marmara'ya girdi. itilaf Devletleri'nin protestoları karşısında, Osmanlı Devleti bu gemileri satın almış gibi göründü; adlarını da Yavuz ve Midilli olarak değiştirip kendi donanmasına kattı. Ardından, içlerinde Yavuz'un da bulunduğu, Osmanlı donanması Karadeniz'e çıktı ve bazı Rus limanlarını bombaladı. Bunun üzerine 1 Kasım'da Rusya, 5 Kasım'da da ingiltere ve Fransa Osmanlı Devleti'ne savaş açtılar.
Osmanlılar, ı. Dünya Savaşı'nda üç ana cephede savaştılar. Bunlar, Marmara ve Boğazlar, Kafkasya ve Ortadoğu'dur.
Batı Cephesi
Savaş çıktığında, Avrupa'nın büyük ülkelerinde tüm sağlıklı erkeklerin iki ya da üç yıl askerlik yapmalarını zorunlu kılan bir sistem uygulanıyordu. Bu nedenle de bu ülkelerin birkaç milyonu bulan orduları vardı. ingiltere'de ise gönüllülerden oluşan ordu çok daha küçüktü ve bu ülkede zorunlu askerlik ancak 1916'da başladı.
Kara savaşlarının geçtiği en önemli iki alana, Almanya'nın batısı ve doğusu anlamında, Batı Cephesi ve Doğu Cephesi adları verildi. Daha sonra itilaf Devletleri deniz kuvvetlerinin desteğiyle savaşı, özellikle Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'de, yeni bölgelere sıçrattı ve Almanlar'ın sömürgelerini ele geçirme olanağı buldu. Bir başka cephe de 1915'te italya'nın Avusturya-Macaristan imparatorluğu'na saldırmasıyla, bu iki ülke arasındaki Isonzo vadisinde açıldı.
Almanlar'ın iki cephede birden savaşabil-mesini sağlayacak bir savaş planı,1905'de General Alfred von Schlieffen'ce (1833-1913) hazırlanmıştı. Amaç Doğu Cephesi'nde asker sayısı düşük tutulurken, Alman ordusunun olanca gücüyle Belçika üzerinden Fransa'ya girip, Fransız ordusunu ezmesiydi. Ama Fransızlar, Alman saldırısını Paris yakınlarında yer alan Marne Savaşı'nda durdurunca, Schlieffen'in planı bozuldu ve Almanya savaşı kısa bir sürede kazanma şansını yitirdi. -
102.
0Bundan sonra Batı Cephesi'ndeki savaş, 1918 yazına kadar siper savaşı biçiminde sürdü. Belçika kıyısında Ostende dolaylarından isviçre sınırına kadar uzanan siperler, en azından 180 metre eninde ve dikenli tellerle örülmüş bir bölgeyle birbirinden ayrılıyordu. Her iki tarafın da ağır kayıplar verdiği savaşta topçu mermilerinin toprakta açtığı çukurlar ilerlemeyi zorlaştırıyordu. Genellikle savunmada kalan Almanlar 1915'te bu cephede ilk kez zehirli gaz kullandılar. itilaf askerleri önce paniğe kapıldılarsa da, daha sonra gaz maskeleriyle kendilerini koruyarak Alman saldırısını püskürttüler. ingilizler, siper ve engel tanımayan zırhlı bir motorlu taşıt olan tankı ilk kez bu cephede kullandılar . Ne var ki, 15 Eylül 1916'da Somme Irmağı yakınlarında az sayıda tankla saldırıya geçmiş olmaları, başarı şanslarını yitirmelerine yol açtı.Tümünü Göster
Somme Savaşı, Batı Cephesi'ndeki büyük çatışmaların tüm özelliklerini taşıyordu. ingiliz komutanı Sir Douglas Haig'in (1861-1928) yönettiği saldırı Alman siperlerinin bir hafta süreyle bombardıman edilmesiyle başladı. Yinelenen saldın ve karşı saldırılarla gelişen savaş, kasıma kadar sürdü.
Batıdaki önemli çatışmalardan bir başkası da Almanlar'ın Verdun'deki Fransız tabyalarına karşı giriştikleri saldırıdır. 1916'daki bu çatışmada, önce geri püskürtülen Fransızlar, yıl sonuna kadar General Henri Philippe Petain (1856-1951) komutasında, yitirdikleri toprakların çoğunu geri aldılar. 1917'de de şiddetle süren, büyük can ve mal kaybına yol açan çatışmalar Batı Cephesi'nde iki tarafı da zayıflattı. 1917'de Fransız ordusunda baş gösteren ayaklanmaları önlemek ve genelde duruma bir çözüm bulmak için Sir Douglas Haig, Ypres yakınlarında
yeni bir saldırı başlattı. Üç ay süren şiddetli çatışmalardan sonra bu saldırı da Passchen-daele bataklıklarında son buldu.
Doğu Cephesi
Doğu Cephesi'nde savaş, batıya göre daha belirsiz bir çizgide sürdü. Saldıran tarafın gücüne göre zafer kimi zaman bir tarafın, kimi zaman öbür tarafın oldu. 1914 Ağus-tos'unda Doğu Prusya'ya giren Ruslar, Tan-nenberg Savaşı'nda, daha sonra bütün Alman ordularının başına geçecek olan Paul von Hindenburg (1847-1934) ve Erich Ludendorff (1865-1937) komutasındaki birliklerce büyük bir yenilgiye uğratıldı.
1915 yazında Almanlar, Ruslar'ı Doğu Cephesi'nde geri püskürtünce, bu başarıdan umutlanan Bulgarlar da ittifak Devletleri'ne katıldılar. Almanya, Avusturya ve Bulgaristan birlikleri Sırbistan'ı işgal ettiler. Sırbistan'a yardım etmek için Yunanistan'ın Selanik kentine çıkarma yapan itilaf Devletleri savaşın sonuna kadar başarı sağlayamadılar. Ruslar 1916'da silah ve cephane açısından büyük sıkıntı içindeyken, bugün SSCB'yi Romanya'dan ayıran dağlık Bukovina bölgesinde, Avusturyalılara karşı beklenmedik bir saldırıya giriştiler. Bu saldırının başarıyla sonuçlanmasından yüreklenen Romanya, itilaf Devletleri'ne katılmak istediyse de, Batı Cephesi'nden çektikleri birliklerle Romanya'ya saldıran Almanlar, Rumenler'i büyük bir yenilgiye uğrattılar.
italya, itilaf Devletleri'ne 1915'te katıldı. italya ile Avusturya sınırındaki dağların dorukları Avusturyalıların elinde olduğundan, italyanlar zorlu çatışmalar sonucu çok az ilerleyebildiler ve ağır kayıplar verdiler.
Osmanlı Cepheleri
Kafkasya Cephesi. 1914'te Ruslar Sarıkamış üzerinden Erzurum'a doğru ilerlediler. Enver Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Ardahan ve Sarıkamış'ta, şiddetli kışın da etkisiyle, çok büyük kayıplar verdi. 1916'da geniş çaplı bir saldırı başlatan Çarlık Rusya'sı birlikleri, Trabzon ve Erzincan'ı alarak, Van Gölü'ne kadar indiler. Osmanlı ordusunun başlattığı karşı saldırı Muş ve Bitlis'in geri alınmasından sonra durduruldu. Bundan sonra bu cephede önemli bir gelişme olmadı.
Marmara ve Boğazlar Bölgesi. Kafkas Cephesindeki Ruslar'a yardım etmek amacıyla yeni bir cephe açmaya karar veren itilaf Devletleri, 19 Şubat 1915'te Çanakkale Boğazı'nda bir saldırı başlattılar. Boğazı geçme girişimleri başarısızlığa uğrayınca geri çekilen ingiliz ve Fransız donanmaları, 25 Nisan'da Gelibolu'ya çıkarma yaptılar. Mustafa Kemal ve Liman von Sanders yönetimindeki Türk birliklerinin kararlı direnişleri sonunda Aralık 1915-Ocak 1916'da tüm itilaf birlikleri Marmara ve Boğazlar bölgesinden çekildiOrtadoğu Cephesi. Savaşın başında Suriye, Filistin ve Arabistan'ın büyük bölümü Osmanlı imparatofluğu'na bağlıydı. Basra Kör-fezi'nde bulunan petrol yataklarını korumak için ingiliz yönetimindeki Hint birlikleri 21 Kasım 1914'te Basra'yı işgal ettiler. Daha sonra Dicle Irmağı boyunca kuzeye yönelen bu birlikler, Kut-ül-Amare'de Osmanlı birliklerince kuşatıldılar ve 147 gün süren bir kuşatmadan sonra 1916'da teslim oldular. ikinci Mezopotamya saldırısında ingilizler Kut-ül-Amare'yi; 11 Mart 1917'de de Bağdat'ı ele geçirdiler. Daha batıda, ingiliz orduları ve ingiliz Uluslar Topluluğu birlikleri Mısır'dan sonra Sina Çölü'nü geçerek Filistin'e doğru ilerledi-lerse de Gazze'de Osmanlı ordusuna iki kez yenilince, bir yılı aşkın bir süre burada kaldılar. ingiliz birliklerinin başına getirilen General Edmund Allenby (1861-1936) 1917 sonbaharında başlattığı saldırı ile Osmanlı ordularını ikiye bölerek 9 Kasım'da Kudüs'ü işgal etti.
Birliklerin çoğu Batı Cephesi'ne yardıma gönderildiğinden, savaş uzunca bir duraklama dönemine girdi. Hindistan'dan yardım alan ve ingiliz casusu T. E. Lavvrence'in (1888-1935) kışkırttığı Arap ayaklanmasından yararlanan Allenby, ordusunu gizlice Akdeniz kıyılarında topladı; hızla harekete geçerek önce Şam'ı, ardından Halep'i işgal etti. ingiliz orduları Musul'a yürürken, Osmanlılar teslim oldular ve 30 Ekim'de Mondros Mütarekesi' ni imzaladılar
Kara Savaşlarının Son Aşamaları
Rusya'daki 1917 Devrimi , itilaf Devletleri'nin Doğu Cephesi'nde çökmesine yol açti. Almanlar başka yerlerde savaşabilmek için birliklerini bu cepheden çektiler. Avusturyalılarda birlikte Caporet-to'da ani bir saldırı düzenleyerek italyanlar'a ağır kayıplar verdirdiler ve Piave Irmağı'na kadar sürdüler.
Bu arada Alman denizaltılarının ticaret gemilerine saldırması ABD'nin itilaf Devletleri'nin yanında savaşmaya karar vermesine neden oldu. Ayrıca, 1917 başlarında Almanya'nın, kendi safına çekmek için Mekgiba'ya ABD'nin Texas, New Mexico, Arizona eyaletlerini verme sözünde bulunduğu öğrenilince, ABD'nin savaşa girme kararı kesinleşti.
itilaf Devletleri'ne para, araç ve gereç yardımına başlayan ABD, ordularını Avrupa'da savaşmaya hemen gönderemedi. 1917 Ma-yıs'ında ABD hükümeti Kura ile Askerlik Yasası'nı çıkarınca 21-30 yaş arasındaki tüm erkekleri silah altına alma yetkisine sahip oldu. 1917-18 kışı, itilaf Devletleri'nin savunmada, ABD birliklerini beklemek zorunda kaldıkları bir dönemdi. Bu durumdan yararlanan Almanlar, 1918 baharında son bir yarma girişiminde bulunmaya karar verdiler. itilaf Devletleri bu şiddetli saldırıları zorlukla durdurabildi. Bu sırada batıdaki bütün itilaf Devletleri birliklerinin komutası Fransız Mareşali Ferdinand Foch'a (1851-1929) verildi ve her ay 300 bin ABD askerinin gelmeye başlamasıyla durum değişti.
1918 Temmuz'unda saldırı sırası Foch'a gelmişti. Fransızlar'ın güneyde geliştirdikleri başarılı bir saldırının ardından, ingiltere, Kanada ve Avustralya birlikleri 8 Ağustos'ta Amiens yakınlarında genel bir saldırı başlattılar. Kasım ayında Almanlar savaşın başladığı 1914 hattına çekilmişti.
itilaf ordularına Selanik'te yenilen Bulgarlar, 29 Eylül'de teslim oldular. itilaf güçleri bu kez italya'da Piave Irmağı'nı geçti ve Vittorio Veneto Savaşı'nda kesin bir yenilgiye uğrayan Avusturya, 3 Kasım'da Padova Ateşkes Antlaşması'nı imzaladı. - 103.
-
104.
0Deniz SavaşlarıTümünü Göster
Amiral Sir John Jellicoe (1859-1935) komutasındaki ingiliz büyük donanması, daha güçsüz ve deneyimsiz Almanaçık deniz donanması ile karşılaşmak için sabırsızlanıyordu. 28 Ağustos 1914'te Amiral Sir David Beatty'nin (1871-1936) yönetiminde ağır silahlarla donatılmış zırhlı, büyük ve hızlı savaş gemileri olan kruvazörlerin desteklediği hafif ingiliz savaş gemileri, Alman kıyıları açıklarındaki Ffeligo-land Körfezi Savaşı'nda üç Alman kruvazörünü batırdı. Açık denizlerde ingiliz deniz kuvvetleri askeri birlikleri taşıyan gemilere eşlik ediyor ve Alman sömürgelerinin ele geçirilmesine yardımcı oluyordu. General Paul von Lettow-Vorbeck'in savunduğu Alman Doğu Afrika'sı dışındaki tüm Alman sömürgeleri kolayca ele geçirildi. Alman kruvazörleri, özellikle de 15 ticaret gemisini batıran Emden kruvazörü açık denizlerde büyük tehlikelere yol açıyordu. Emden'i daha sonra, Avustralya deniz kuvvetlerine bağlı Sydney kruvazörü Hint Okyanusu'ndaki Cocos Adaları yakınlarında batırdı. Alman donanması itilaf birliklerinin kıyılara denizden çıkarma yapmasını engellerken, itilaf Devletleri'nin donanmaları da asker ve gereç yedeklemelerini rahatça yapabilmek için açık denizleri kolluyor, aynı zamanda ittifak Devletleri'nin deniz yolundan besin ve gereç yardımı almalarına engel oluyordu. 1915 Şubat'ında açıklanan bu ablukanın ciddi sonuçlar vermesi için iki yıl geçmesi gerekti.
ingiliz ablukasına yanıt olarak Almanlar, ingiltere çevresindeki sularda yol alan her ticaret gemisini, içindekileri uyarmadan batıracaklarını açıkladılar. Denizaltıların bu biçimde kullanımı uluslararası yasalara aykırıydı ve ABD, Almanya'nın bu tutumunu protesto etti. Bir Alman denizaltısının ingiliz yolcu gemisi Lusitania'yı 7 Mayıs 1915'te batırması ve içlerinde ABD'lilerin de bulunduğu 1.200'e yakın yolcunun yaşdıbını yitirmesi protestoların artmasına neden oldu ve Almanlar bir süre büyük yolcu gemilerini uyarıda bulunmadan batırmayacaklarına söz vermek zorunda kaldılar. Lusitania'mn batırılışı, ABD'nin itilaf Devletleri'ne verdiği desteği ve savaşa girişini büyük ölçüde etkiledi.
Bir ingiliz "Q gemisi". Dışından herhangi bir ticaret gemisi görünümünde olan bu tip gemiler gizli toplarla donatılmıştı ve Alman denizaltılarını batırmada etkili oldu.
ingiliz ve Alman donanması arasındaki en büyük çatışma 31 Mayıs 1916'da oldu. ingilizler ile Almanlar, önce kruvazörler savaşında, hemen ardından da iki ana donanma arasındaki Jutland Savaşı'nda karşı karşıya geldiler. Almanlar başarılı bir manevrayla kaçmayı başardılar ve kayıpları ingilizler'in ancak yarısı kadar oldu. ingilizler, kayıplarına karşın, Kuzey Denizi'ndeki üstünlüklerini sürdürdüler.
1916'da Alman denizaltılarının saldırıları arttı ve ticaret gemilerinin batırılma hızı, yenilerinin yapılma hızını geçti. 1917 Şubat'ında Almanlar, itilaf Devletleri limanlarına giden ya da bu limanlardan ayrılan tüm gemileri, hiçbir uyarıda bulunmaksızın batıracaklarını açıkladılar. itilaf Devletleri'nin gemi kayıpları giderek yükseldi ve nisanda ingiltere'den uzak limanlar için ayrılan her dört ticaret gemisinden biri geri dönemedi. Şubat sonunda ingiltere'de ancak altı hafta yetecek kadar tahıl stoku kalmıştı. O dönemde ne deniz dibindeki denizaltıların yerini saptayabilecek, ne de yeri bilinenleri bulundukları yerde yok edebilecek kadar gelişkin araçlar vardı. Güvenlik için ticaret gemileri silahlandırıldı ve ticaret konvoylarına savaş gemileri eşlik etti. Bu önlemler batırılan gemi sayısını bir ölçüde azalttı. Bu arada denizaltıların yerlerini saptama ve yok etme yöntemleri de geliştirildi. Bazı denizaltılar da "Q gemisi" denen ve gizli toplarla donatılmış ticaret gemilerince batırıldı. Deniz erleri ve subaylarının gizlendiği bu gemilere bir denizaltı saldırısı olduğunda, önce "paniğe uğramış bir grup" kurtarma sandallarına binip açılıyordu. Denizaltı, Q gemisinin işini tamamen bitirmek için su yüzüne çıkınca, gemide kalan denizciler gizledikleri silahları ortaya çıkararak denizaltıyı top ateşine tutuyorlardı.
Almanlar bu savaşta, çoğunluğu 1917 ve 1918'de olmak üzere yaklaşık 200 denizaltı yitirdiler. Gene de Alman denizaltıları 6.000 gemi batırdı.
Alman açık deniz donanmasının uzun süre denize açılamaması büyük gemilerde başkaldırmalara neden oldu. 29 Ekim 1918'de, donanmaya denize açılması emri verildiğinde denizciler bu emre uymadı.
Hava Savaşları
I. Dünya Savaşı'nda hava kuvvetlerinin en önemli görevi deniz ve kara savaşlarını desteklemekti. Savaşın başında, karacıların ve denizcilerin hava kuvvetleri ayrı ayrıydı. Ö günlerde uçaklar emekleme dönemindeydi ve en kullanışlı uzun yol hava ulaşım aracı Almanlar'ın geliştirdiği, kocaman bir puro görünümündeki zeplin havagemileriydi.
1915 başlarında zeplinler geceleri ingiliz kentlerini bombaladı. Ama 1916'dan sonra savaş uçakları ve uçaksavarlar devreye girince, zeplinlerin saldırıları azaldı. 1917'de Alman uçakları Londra'yı ve öbür büyük kentleri, genellikle ay ışığında, kimi kez de gündüzleri bombalamaya başladılar.
Son büyük hava saldırısı 1917'de, 19 Mayıs'ı 20 Mayıs'a bağlayan gece 43 bombardıman uçağıyla başlatıldı ve bu uçakların 13'ü Londra'ya ulaştı. Halkı yaklaşan saldırılara karşıuyaran sistem oldukça etkiliydi; ama II. Dünya Savaşı'nda geliştirilen korunaklar türünde çok az yer vardı. ingiltere'ye yapılan hava saldırılarında 1.300 kişi öldü, 3.000'den fazla kişi yaralandı.
Savaşın sürdüğü cephelerde düşmanın yerini ve hareketlerini gözlemek ve fotoğraf çekmek için de uçaklar kullanıldı. Sonuçta, sık sık yoğun hava çatışmaları oldu. Uçaklar aynı zamanda demiryolu kavşaklarını, havaalanlarını ve levazım depolarını da bombalamak için kullanıldılar.
Deniz uçaklarının bu savaşta görevleri oldukça sınırlıydı. Bu uçaklar ya tekerlek yerine konan kızaklarla denize inip kalkabiliyor ya da büyük savaş gemilerine eklenen pistlerden havalanabiliyordu. ilk uçak gemisi olan HMS Argus, uçakların inip kalkabileceği düz üst güvertesiyle ancak 1918 Eylül'ünde hizmete sokulabildi. ingiltere ve ABD, "Blimp" adı verilen küçük uçakları denizaltılan aramak için kullandılar. -
105.
0@1 sexhikayeleri com un admini, fantazi bini seni
-
106.
0Savaşın SonuTümünü Göster
Almanlar 3 Ekim 1918'de, ABD Başkanı Wood-row "VVilson'a ateşkes istemiyle başvurdular. Başkan kayıtsız şartsız teslim olmalarını istedi. Bu sırada itilaf Devletleri'nin deniz ablukası nedeniyle açlıktan kırılan Alman halkı 4 Kasım 1918'de ayaklandı. Alman ordularının tam bir bozguna uğramamasına karşın, 11 Kasım 1918 sabahı Alman yetkililer yenilgilerini kabul eden bir silah bırakma antlaşmasını imzaladılar. Bu antlaşma Compiegne Ormanı'nda, Foch'un özel vagonunda imzalandı ve imzadan altı saat sonra, 11. ayın 11. günü, saat ll'de yürürlüğe girdi.
Antlaşmalar
Barış antlaşmalarının ilkelerini ABD Başkanı "VVilson, ingiltere'de 1916 sonundan beri başbakan olan David Lloyd George ve Fransız Başbakanı Georges Clemencau saptadı. Antlaşmalarda, VVilson'un dediği gibi, "dünyada demokrasiyi güven altına almak" amacı güdülüyordu. Avrupa'daki sınırların, bir ulusun başka bir ulus egemenliğinde kalmamasını sağlayacak bir biçimde düzenlenmesine çalışıldı. Almanya, Alsace-Lorraine'i Fransa'ya, Si-lezya'nın bir bölümünü, yeniden kurulan Polonya Devleti'ne verdi ve tüm sömürgelerini yitirdi. Macaristan'ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra Avusturya-Macaristan imparatorluğu kuzey bölgesindeki toprakları yeni Çekoslovakya ve Polonya devletlerine; doğusundaki bazı yerleri Romanya'ya; güneydekileri, sınırları genişletilen Sırp devleti Yugoslavya'ya bırakırken, batıdaki Fiume (bugün Ri-jeka) bölgesini italya aldı. Baltık kıyısında Estonya, Letonya ve Litvanya adında üç yeni devlet kuruldu.
Osmanlılar ile yapılan Sevr (Sevres) Antlaşması ile Osmanlı topraklarının bir bölümü Yunanistan ve başka bazı devletler arasında paylaştırıldı. Mustafa Kemal başkanlığındaki Ankara hükümetinin tanımadığı bu antlaşma, Kurtuluş Savaşı sonunda ortadan kalktı (bak. Kurtuluş Savaşi). Ortadoğu'da o zamana kadar Osmanlı imparatorluğu egemenliğinde bulunan topraklar ile Almanya'nın sömürgeleri, Milletler Cemiyeti adına yönetilmek üzere, bazı itilaf Devletleri'nin mandası altına girdi. Dünya barışını korumak ve anlaşmazlıkları çözmek için kurulan Milletler Cemiyeti pek başarılı olamadı.
Almanya yalnızca gönüllülerden oluşan kısıtlı bir kara ve deniz ordusu bulundurabilecek, denizaltı, tank gibi savaş araçlarına sahip olamayacağı gibi hava kuvvetleri de oluşturamayacaktı. Alman donanmasının büyük bir bölümü Orkney Adaları'nda bulunan Scapa Flow'a zütürülerek 21 Haziran 1919'da kendi denizcilerinin eliyle batırıldı.
28 Haziran 1919'da Almanya ile imzalanan Versay (Versailles) Antlaşması ile Milletler Cemiyeti'nin kurulmasını öngören yazılı anlaşma aynı gün yürürlüğe girdi. Senatosunda Milletler Cemiyeti'ne girmesine karşı çıkıldığı için ABD, Versay Antlaşması'nı tanımadı, Almanya ve Avusturya ile 1921 Ekim'inde ayrı barış antlaşmaları imzaladı.
Savaşın doğrudan yol açtığı ölümler, yaklaşık 5 milyonu itilaf Devletleri'nden olmak üzere, 8,5 milyona ulaştı. Ayrıca 21 milyon sivil yaralandı. Bunlara ek olarak dünyanın değişik bölgelerinde, savaş yüzünden çıkan hastalıklardan ve kıtlıktan 20 milyona yakın insan öldü.
Kaynak: MsXLabs.org & Temel Britannica
Bu Mesajı Yetkililere Rapor Et Bu mesaja hızlı cevap gönder
Eski 09-10-2008 #4 (mesaj-linki)
halil-ekici
1 Birinci Dünya Savaşının Nedenleri ve Sonuçları
1.dünya savaşının nedenleri ve sonuçları
Nedenleri:
- ham Madde ve sömürge arayışı.
-ingiltere ve Almanya arasındaki ekonomik rekabet.
-silahlanma yarışının hızlanması.
-Fransız ihtilalinin getirdiği milletçilik akımının etkisi.
-Fransızların alsos-loren bölgesini Almanlardan geri almak istemesi.
-devletlerarası bloklaşma.
-Avusturya’nın ve Rusya’nın balkanlar üzerindeki çıkar çatışmaları.
-siyasi birliğini geç tamamlayan Almanya ve italya’nın siyasi dengeleri değiştirmesi.
Üçlü ittifak:
Almanya, Avusturya-Macar imparatorluğu, italya (1915'e kadar), Bulgaristan, Osmanlı devleti
Üçlü itilaf:
ingiltere, Rusya, Fransa, italya (1915'ten sonra), Sırbistan, Japonya, Romanya, Portekiz, a.b.d. brezilya, Yunanistan
Osmanlı devletinin savaşa girmesi
Osmanlı devleti önce tarafsızlığını ilan etti. Almanya Osmanlı’nın jeopolitik konumundan yararlanarak yeni cephelerin açılmasını sağlamak ve halifelik sıfatından yararlanmak için savaşa girmesini istedi.
itilaf devletleri Osmanlı devletinin savaşa girmemesi için kapitülasyonların kaldıracağını ve maddi yardım yapılacağını açıkladı. ittihat ve terakki yönetimi Almanların savaşı kazanacağını ve kaybedilen Toprakların geri alınacağını düşünerek kapitülasyonların tek yanlı olarak kaldırıldığını ilan etti. Midilli ve yavuzlu adı verilen alman gemileri Rus limanlarını bombaladılar. Bu olay sonucunda Osmanlı savaşa girmiş oldu.
1. dünya savaşı'nda Osmanlı devleti'nin savaştığı cepheler
Kafkasya cephesi:
Osmanlı devleti doğu Anadolu’da Ruslarla savaştı. Ruslar 1914 yılının aralık ayında doğu ana doluya saldırdı. Enver paşanın yönettiği karşı taarruz, şiddetli soğuklar yüzünden başarısız oldu. Bu nedenlerden dolayı Sarıkamış ve yöresinde askeri birliklerimiz çok kayıplar verdi.
1916 yılında muş ve Trabzon’u ele geçirdi. Ancak Çanakkale savaşlarından sonra gönderilen Mustafa kemal, muş ve Bitlis’i Ruslardan geri aldı.1917 Rus ihtilali, Kafkas cephesi'nde savaşın durmasına neden oldu.
Kanal cephesi:
Osmanlı Devleti, Mısır'da yeniden egemenlik kurmak ve Süveyş kanalı'nı ele geçirmek amacındaydı. Bu kanal Osmanlılar tarafından alınırsa, ingilizlerin, sömürgeleriyle olan bağlantısı kesilecek ve oralara n aldığı asker ve malzeme desteği önlenecekti.
Bu yüzden Osmanlı Almanya’nın etkisiyle ingilizlerin Elinde bulunan Süveyş kanalı'na bir saldırı düzenledi.(1915) ancak gerekli önlemler alınmadan, hazırlıksız olarak yapılan savaşta ingiliz birlikleri karşısında başarılı olamadı. ingilizler, Sina yarımadası'nı ele geçirerek Suriye sınırına dayandı (1916) -
107.
0@107 bin sabote edion ama senin yazdıkların daa heyecanlı bu malın yazdıklarından şuku
-
108.
0gibiş var
-
109.
0gibiş var
-
110.
0Hicaz ve yemen cephesi:Tümünü Göster
Bir kısım Osmanlı birlikleri kutsal yerleri korumak için bu bölgede ingilizlerle çarpıştı.
Ancak Sina’da gerek çölün olumsuz koşulları gerekse güçlü ingiliz kuvvetleri karşısında bir sonuç alınamadı.
Osmanlı devleti bu cephede, ingilizler Veonların kışkırttığı Araplarla mücadele etmek zorunda kaldı. Bu cephede ingiliz üstün duruma geçti.
Irak cephesi:
ingilizler, Türk kuvvetlerinin iran' a girmesi ve Hindistan’ı tehdit etmesini önlemek istiyordu. Ayrıca, kuzeye çıkarak Ruslarla birleşmek amacındaydılar. Irak petrollerini ele geçirmeyi planlayan ingiltere, Basra’ya asker çıkardı. ingiliz birlikleriyle savaşan Osmanlı kuvvetleri başarılı oldu.
Küt' ül amare denilen yerde, ingiliz kuvvetleri geri çekildi(1915). Ancak elde edilen bu başarı uzun sürmedi. Yeniden Basra’ya asker çıkaran ingilizler, 1917 yılında Bağdat' a girdiler.
Suriye ve Filistin cephesi:
Bu cephede Türk kuvvetlerine, yıldırım ordular grup komutanı olan alman general liman
Von Sanders komuta ediyordu. Bu general, ateşkes hükmü gereğince görevden alındı, yerine Mustafa kemal paşa atandı. Suriye cephesi'nde ingilizlere karşı bazı başarılar kazandı. Mustafa kemal paşa, bugünkü Suriye sınırımızı savunmak için önlemler aldı.
Galiçya, Romanya ve Makedonya cepheleri:
Osmanlı devleti, Avrupa cephelerine kuvvet göndererek, kendi bağlaşıklarını desteklemişti gönderilen kuvvetler 1916–1917 yıllarında Avrupa cephelerinde muharebelere katıldılar. Rusya, Romanya ve Fransa' ya karşı mücadele ettiler.
Çanakkale cephesi:
Türk tarihinin kaderini değiştiren, Türk milletinin vatanını savunmak için canını feda etmekten çekinmediği önemli bir savaştır.
itilaf devletlerinin bu cephedeki amacı; Rusya’ya silah yardımı yaparak bu devletin doğu Avrupa’ya yönelik saldırısını kolaylaştırmak, Almanya’nın doğuya yayılmasını önlemek, boğazlar ve istanbul' u alarak Osmanlı devleti'ni savaş dışı bırakmaktı.
ingiltere ayrıca, mısır'daki varlığını güvence Altına almak, Ortadoğu’daki zengin petrol yataklarına sahip olmak istiyordu.
itilaf devleri, Çanakkale boğazı'ndan geçmek için, Şubat 1915'ten itibaren saldırıya geçtiler. Güçlü top atışı ve
Nusret mayın gemisinin önceden boğaz'a döktüğü mayınlar yüzünden başarısızlığa uğradılar. 18 Mart 1915' te, daha büyük bir saldırı başlattılar. itilaf devletleri' nin savaş gemilerinin bir kısmı batırıldı, bir bölümü ise saf dışı edildi.
Böylece Çanakkale’yi denizden geçilemeyeceğini anladılar. Bunun üzerine 25 Nisan tarihinde Gelibolu yarımadası' nda
Seddülbahir ve arı burnu kıyılarına çıkarma yaptılar.
Amaç; Çanakkale’yi karadan geçmekti. içlerinde Avusturya ve yeni Zelandalı askerlerden oluşan
Anzakların da bulunduğu itilaf devleti'nin birlikleri, karşılarında Mustafa kemal' i ve onun inançlı askerlerini buldular.
Türk ordusu, bu cephede büyük bir zafer kazandı. Boğazlar ve istanbul’a yönelen tehlike önlendi. itilaf devletleri amaçlarına ulaşamadılar. Bu cephede kazanılan zafer nedeniyle savaş bir süre uzadı.
Sonuçları:
1.Avrupa ve Asya’da devletlerarası dengeler bozulmuş, Osmanlı, Avusturya-Macar imparatorluğu ve Rusya tarihe karıştı.
2.Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya ve Macaristan kuruldu.
3.yeni siyasi rejimler ortaya çıktı.
4.yenilen devlerin imzaladığı ağır Antlaşmalar 2. dünya savaşına ortam hazırladı.
5.sömürgecilik isim değiştirerek "mandacılık" adı altında devam etti.
6.Osmanlı devleti parçalanmış Hıristiyan azınlıktan sonra Müslüman Araplarda bağımsızlıklarını ilan etti.
7.a.b.d. bu savaştan sonra Avrupa politikasına karışmaya başladı.
8.cemiyet-i akvam kuruldu.
Yenilen devletlerin imzaladığı antlaşmalar:
Almanya: versay antlaşması
Avusturya: st. germain antlaşması
Macaristan:riyanon antlaşması
Bulgaristan: nöyyi antlaşması
Osmanlı devleti: Sevr antlaşması -
111.
01. Dünya SavaşıTümünü Göster
1914-1918 senelerinde ingiltere, Rusya ve Fransa'nin yer aldigi îtilâf devletleriyle, aralarinda Osmanli Devleti'nin de bulundugu Almanya, Avusturya- Macaristan ve Bulgaristan'dan meydana gelen ittifak devletleri arasinda meydana gelen ve Harb-i umûmi diye de bilinen savas.
1789'dâ meydana gelen Fransiz ihtilâli ve çeyrek yüzyil süren ihtilâl savaslari; on dokuzuncu yüzyil içinde bir takim siyâsî, ekonomik ve sosyal gelismelere sebeb oldu. ihtilâlin ortaya çikardigi fikirler ve içtimaî müesseseler, devletlere oldugu kadar milletlerin davranislarina da yeni bir istikâmet verdi. Bu gelismeler devletler arasi münâsebetlerin de yeni bir çerçeve içinde olmasina yol açti. Liberalizm ve milliyetçilik hareketlerinin çikmasi, italya ve Almanya'nin birliklerini kurmasini sagladi. Almanya ve italya, devletler arasi münâsebetlerde büyük devlet olarak yeralmak istediler. Bu hareketler, Avrupa' da yeni bloklarin ortaya çikmasina ve bunlarin birbirleriyle çatismasina yol açti. Bloklar arasindaki gerginlik, karsilikli silahlanmalara sebeb oldu. Bu gelismeler, Balkanlarda milliyetçilik akimlarinin gelismesine ve Osmanli Devleti himayesindeki Balkan milletlerinin kaynasmasina sebeb oldu.
Alman basbakani Bismark'in, Alman imparatorlugu'nu kurmak için uyguladigi baris siyâseti, devletler arasindaki rekabeti arttirdi. On dokuzuncu asirda meydana gelen sanayilesme ve sömürgecilik faaliyetleri, diplomatik münâsebetlerin alaninin Avrupa'dan Afrika ve Uzakdogu Asya'ya kaymasini sagladi. Almanya'nin denizlerde ve sömürgelerde ingiltere ile rekabete yönelmesi, dünyâ pazarlarini ele geçirmeye çalismasi ve askerî yönden güçlenmesi; diger devletler gibi ingiltere'yi de endiseye sevk etti. Nitekim Almanya, 1890'dan sonra tâkib ettigi politika ile Güney dogu Avrupa ve ön Asya'yi etkisi altina aldi. Afrika ve Uzakdogu'da girisimlerde bulunmaya basladi. Böylece Almanya, ingiltere için denizlerde güçlü bir râkib, Avrupa'da da dengeyi bozan bir güç hâline geldi. Bu da ingiltere' nin güvenligi, Hindistan yolu ve deniz asiri çikarlari yönünden çok tehlikeliydi. Almanya'nin gücünün ve etkinliginin azaltilmasini isteyen ingiltere, Almanya'yi ezmek için çesitli tedbirlere basvurdu.
Fransa da, yâni basinda güçlü bir Almanya'nin bulunmasindan endise ediyordu. 1870'deh beri Almanya'dan Alsace-Loren'i ele geçirmek ve intikam almak istiyordu. Çikabilecek bir savasta müttefikleri ile birlikte Almanya'yi parçalamanin
hesabini yapiyordu.
Rusya ise, bati sinirlarinda birgüç olarak beliren Almanya'nin,, Dogu Avrupa'daki panislavist emellerine set çekmesinden endise ediyordu. Bu sebeble Almanya'yi yikarak ve ona dayanan Avusturya-Macaristan imparatorlugunu parçalayarak bu tehlikeyi ortadan kaldirmak, bütün Slavlari Rus hâkimiyeti altina alabilmek gayesini güdüyordu. Ayrica, ingiltere'nin karsi çikmasindan dolayi bir türlü alamadigi istanbul ve bogazlari, ingiltere ve Fransa'nin müttefiki olmasindan faydalanarak ele geçirmek ve sicak denizlere açilmak emelindeydi.
Bütün bu gelismelerin hedefi olan Almanya ise, ekonomik ve siyâsî yönden dünyâda daha etkin hâle gelmek istiyordu, özellikle doguya dogru genislemek ve yeni pazarlar ele geçirmek emelindeydi. Avrupa'nin gittikçe güçten düsen devleti Avusturya-Macaristan imparatorlugu ise, kendisine en büyük zararin panislavizmden gelecegini biliyordu. Rusya'nin destegi ve kiskirtmasiyla harekete gecen, büyük iddialar pesinde kosan Sirbistan'i ortadan kaldirarak, doguya dogru genislemek ve Rus etkisini Balkanlardan uzaklastirmak istiyordu.
italya ise, Almanya ile ittifak içinde bulunmasina ragmen gizlice Fransa ile anlasmisti. Gayesi, Avusturya'nin hâkimiyeti altinda kalan italya topraklarini kurtararak, Akdeniz ve çevresinde yeni sömürgeler elde etmekti.
Büyük devletlerin hepsi bir harbin çikmasinda kendi çikar ve emelleri açisindan fayda görmekte ve harbin çikmasi için zahirî sebebler aramaktaydilar.
Avrupa'da Almanya, Avusturya-Macaristan ve italya'dan meydana gelen üçlü ittifak ve ingiltere, Fransa ve Rusya'dan meydana gelen üçlü îtilaf bloklarinin kurulmasi ve savas hazirliklarinin devam ettigi sirada Osmanli Devleti; ittihâdcilarin tesvik ve tahrikiyle girdigi Balkan harbinden maglûb çikmis, pek çok vatan topragini kaybetmis, düzenli ve disiplinli ordulari incin, bitkin ve teçhîzâtsiz olup, perisan bir hâldeydi. Çikacak bir harbe girmeye maddî gücü ve tahammülü olmadigi gibi, böyle bir harbe girmeyi gerekli kilacak birsebeb de yoktu.
28 Temmuz 1914 günü Avusturya-Macaristan veliahdi Arsidük Fransuva Ferdinand'in Saraybosna'da bir Sirpli tarafindan öldürülmesi üzerine, Avusturya, Sirbistan'a agir bir ültimatom verdi ve harb ilân ettigini bildirdi. Rusya Sirbistan'in, Almanya da Avusturya'nin yaninda harbe girdi. Böylece bir hafta içinde Avrupa, dünyâ çapinda bir harbe sürüklendi. Almanya Rusya'ya, Rusya'nin müttefiki olan Fransa da Almanya' ya savas ilân etti. Fransa'yi ezmek ve ardindan Rusya üzerine yürümek üzere hazirlanan Almanya' nin Belçika'dan geçmesi gerekiyordu. Belçika geçis izni vermeyince, Almanya Belçika'ya savas îlân etti. Fransa ve Rusya' nin müttefiki olan ingiltere de bu sirada Almanya ve Avusturya'ya savas ilân etti. Belçika'ya giren Almanlar hizla Fransa üzerine yürüdüler, ilk anda geri çekilen Fransizlar, Marne nehri üzerinde kuvvetli bir savunma hatti kurdular. Bu hatti yaramayan Almanlar, dogu cephesine dönüp, Ruslari iki defa maglûb ettiler. Avusturya ise hiç bir basari saglayamadigi gibi Ruslara da yenildi. Galiçya, Ruslar tarafindan isgal edildi. Denizlerde ingiltere ile Almanya arasinda meydana gelen iki savasin ilkini Almanlar, digerini ise ingilizler kazandi.
Bu arada Almanya'nin Uzakdogu'da yayilmasini istemeyen Japonya, 23 Agustos 1914'de Almanya'ya savas îlân ederek itilâf devletlerinin yaninda yer aldi.
Trablusgarb ve Balkan savaslarindan yenik çikan Osmanli Devleti, ordu ve donanmasini islâha çalismasi yaninda, bloklara ayrilmis Avrupa'da kendisini siyâsî yalnizliktan kurtarma tesebbüslerine giristi. 23 Ocak 1913'de düzenledikleri Bâb-i âlî baskiniyla iktidari ele geçiren ittihâd ve Terakkî firkasinin ileri gelenlerinden olan Cemâl Pasa, Fransiz dostlugundan faydalanarak Osmanli Devleti'ni îtilâf devletleri safina sokmak istediyse de netice alamadi. Çünkü Osmanli Devleti'nin, itilaf devletleri yaninda yer almasi, Fransa ve ingiltere'nin müttefiki olan Rusya' nin isine gelmiyordu, itilâf devletleri arasinda yer alma tesebbüsleri neticesiz' kalan ittihad ve Terâkki ileri gelenleri, Enver Pasa'nin Alman hayranligi sebebiyle Almanya'nin yaninda yer almak için tesebbüse geçtiler. Harbin baslamasindan bes gün sonra, 2 Agustos 1914'de sadrâzam Saîd Halim Pasa, harbiye nâziri Enver Pasa, dâhiliye naziri Talat Pasa ve Meclis-i meb'ûsân reisi Halil beylerden meydana gelen dörtlü grup; Fransa tarafdâri olan Cemâl Pasa ile diger vükelâ ve Meclis-i meb'ûsânin haberi olmadan Osmanli- Alman ittifakini imzaladilar. Daha önceki bütün harbler, Meclis-i meb'ûsân ve hey'et-i vükelâdan baska sarayda toplanan fevkalâde harb meclisinin karariyla ilân edilirdi. Birinci dünyâ harbine girisin ilk basamagi olan bu ittifak andlasmasi, pâdisâhtan, bütün meclislerden ve yetkililerden gizli olarak imzalanmak suretiyle Osmanli Devleti' 'nin yikilisi hazirlandi. Hiçbir millî menfeat saglamayan, fakat pek çok yükümlülükler getiren bu ittifak andlasmasinin imzalanmasindan sonra, ihtiyat tedbiri olarak ertesi günden baslamak üzere seferberlik ilan edildi. Harb hazirliklarina vakit bulabilmek için zahiri olarak tarafsizligini ilân eden ittihâd ve Terakki, 11 Agustos Sali günü Goeben ve Breslau isimli Alman zirhlilarinin ingiliz takibinden kurtulmak üzere Çanakkale bogazindan girmelerine müsâde etti.
Bu Alman zirhlilarinin Çanakkale bogazindan içeri girmesinden ise, sadrazamin, kabinenin, Meclis-i meb'ûsânin, hey'et-i vükelânin ve Enver Pasa haricindeki diger ittihâd ve Terakki ileri gelenlerinin de haberi olmadi. O günün aksami Saîd Halim Pasa' nin yalisinda toplanan Encümen-i veküleâya biraz geç gelen harbiye nâziri Enver Pasa, içeri girerken gülerek; "Bir oglumuz dünyâya geldi" dedi. Hemen îzâh ederek, Alman gemilerinin ingiliz takibinden kurtarmak için içeri alinmalarini kendisinin emrettigini söyledi. Bu suretle Enver Pasa, Almanya'nin Türkiye'yi istedigi zaman harbe sokacak bir vaziyete gelmesini te'min etmek gibi târihin hiç bir zaman affetmiyecegi bir cinayeti tek basina isledigi gibi, faciaya ses çikarmayan arkadaslari da suç ortakligini kabul etmis oldular.
Bütün bu gelismelere ragmen Osmanli Devleti'nin tarafsiz oldugunu kabul eden itilâf devletleri, Osmanli Devleti'nin tarafsiz kalmasini ve harbe girmemesini saglamak için gayret sarfettiler. Fransa ve ingiltere büyükelçileri, sadrâzami ziyaret ederek protesto notasi verdiler.
itilâf devletlerinin bu tesebbüsleri karsisinda, hükümet, Alman sefirine müracaat ederek bir müddet gemilerin silâhtan arindirilmasini istediyse de, vaziyete hâkim olan Alman sefîri, hükümetin bu istegini kesin olarak reddetti. Alman sefirinin bu davranisi üzerine, Saîd Halîm Pasa'nm yalisinda toplanan Encümen-i vükelâ, Alman zirhlilarini Osmanli Devleti tarafindan satin alinmis gibi göstermeye karar verdi, itilâf devletleri bu hayalî satis oyununa inanmamis olmakla beraber, Osmanli Devleti'nin tarafsizligini te'min için, inanmis göründüler. Gemilerin -
112.
0aMuA goım ! daqıLınn BeyLer Lan
-
113.
0Gerek Almanya gerekse itti-hâd ve Terakkî ileri gelenleri, Rusya ve ingiltere'nin hâkimiyeti altinda bulunan veya sömürgesi olan müslümanlari ayaklandirarak bu iki devlete gaile çikaracaklarini ümid etmislerdi. Ancak çesitli sebeblerle beklenen netice alinamadi. Harbin basladigi ilk zamanlarda tarafsizligini îlân eden italya; ingiltere ve Fransa' nin bâzi vâdlerde bulunmasi üzerine 20 Mayis 1915'de Avusturya' ya, Agustos 1915'de de Almanya ve Osmanli Devleti'ne karsi savas îlân ettigini bildirerek itilâf devletleri yaninda yer aldi. ikinci Balkan savasinda kaybettigi topraklari geri almak isteyen Bulgaristan da, 6 Eylül 1915'de Almanya ve Avusturya ile imzaladigi andlas-malar geregince Sirbistan'a karsi savasa girdi.Tümünü Göster
Osmanli Devleti'nin fiilen harbe girmesinden sonra itilâf ve ittifak devletleri degigib cephelerde savasmaya basladilar.
1 Kasim 1914'de Ruslarin Dogubâyezîd'den sinirimiza tecâvüz etmeleri ile Kafkas cephesi açildi. Ruslar ilk iki muharebede maglûb edildi ise de tâkib edilip atilamadi. "Dondurucu kista taarruz dogru olmaz. ilkbahara te'hir edelim" tavsiyelerine ehemmiyet vermiyen Enver Pasa'nin bizzat idare ettigi Sarikamis harekâtinda dondurucu kisin da etkisiyle en kiymetli ordu birliklerimiz imha edildi. Ruslar, 1915'e kadar Van, Mus, Bitlis; 1916'dan sonra Erzurum, Erzincan, Trabzon, Bayburt, Gümüshane'yi zabt ederek Sarkî Anadolu'yu ellerine geçirdiler.
1 Kasim 1914'de ingilizlerin Süveys'te Akabe'yi bombardiman etmeleri üzerine Filistin-Sûriye cephesi açildi. Bahriye naziri Cemal Pasa'nin basinda bulundugu ve büyük hayâllerle 1915'de yapilan kanal harekâti iki defa basarisizlikla neticelendi.Bu bölgeye gönderilen ordumuz zayiat vererek Gazze'ye çekildi. 1917*de meydana gelen üç Gazze savasinin ikisini ordularimiz kazandi ise de, üçüncüsünde yenildi. 1918 Nablus meydan muharebesinde de, ingilizlerin oyunlarina aldanan bedevilerin ihaneti neticesinde yenildi. Neticede Suriye. Filistin, Sam, Haleb ve Beyrut elimizden çikti.
ingilizlerin 1 Kasim 1914'de Basra körfezine asker çikarmalari ile irak cephesi kurulmustu. Umûmi kumandanliga tâyin edilen Süleyman Askerî Bey, ingilizlere maglûb oldu ve civar yerler düsman eline geçti. Albay Halil Bey'in Küt zaferini kazanmasina ragmen, bundan istifâde edilemedi, ingilizlerin bu havalideki askerleri tamamen temizlenmeden, iran seferine girisilip, kuvvetler dagitildi. Bundan istifâde eden düsman, takviye kuvvetleri alarak 11 Mart 1917'de mukavemet görmeden Bagdad'i ele geçirdi. Sehrin düsüsü ile irak bölgesi de elimizden çikti.
Birinci Dünyâ savasi esnasinda Çanakkale'de de çok mühim savaslar oldu. Gauben ve Breslau gemilerinin Osmanlilara siginmasindan sonra düsman Çanakkale üzerine yüklendi. 1915'den sonra Çanakkale'de meydana gelen savaslar sehamet destanlari ile doludur. Kirte, Zigindere ve Anafartalar, Kocaçimen, Conkbayiri, Kanlisirt, Kirtetepe, Kanlitepe, Aslantepe muharebeleri cereyan etti. Düsmanlar muvaffak olamayacaklarini anlayinca belli etmeden gizlice çekilmeye basladilar ve 1916 Ocagi'nda tamamen çekilip gittiler.
Türk milletinin târihinde ayri bir önem tasiyan ve 9 aya yakin süren Çanakkale muharebelerinde 250.000 kadar sehîd verilmis, yeni yetisen bir nesil burada erimistir. Neticede Türk cesareti ingiliz sogukkanliligini, Türk azmi ingiliz inadini ve Türk vatanseverligi ingiliz gururunu yenmis, sanli târihimize "Çanakkale geçilmez" ibaresini yazdirmistir.
Avrupa'da durumun îtilâf devletleri lehine gelistigini gören Romanya da, bâzi topraklar elde edebilecegini düsünerek 28 Agustos 1916'da itilâf devletlerinin yaninda harbe girdi.
Denizlerde de savaslar oldu. Yavuz ve Midilli gemilerinin Rus sahillerini bombardiman etmelerinden sonra Ruslar da Trabzon'u bombaladilar, ingilizler Gazze ve iskenderun limanlarini, donanmamiz Batum'u bombardiman etmisti. Kanal'da, Gazze'de, Suriye ve Çanakkale muharebelerinde ingilizler tayyareden de istifâde ettiler.
1917*de Rusya'nin savastan çekilmesi ile bosalan yeri Amerika doldurdu. Bu durum merkezî kuvvetlerin aleyhine oldu. Bu tarihte bütün devletlerde bir yorgunluk ve bikkinlik basgösterdi. Rusya'nin savastan çekilmesiyle imzalanan Brest-Litovsk andlasmasi ile Osmanli Devleti, dogudaki topraklarini istilâdan kurtardigi gibi, Kafkasya'daki isyanlari firsat bilerek Baku'yu ele geçirmeye kalkisti. Ancak 1917 Haziran'inda, Yunanistan'in itilâf devletleri safinda savasa girmesi ve ayrica 1918 yazi sonlarina dogru itilâf devletlerinin bütün cephelerde umûmî bir taarruza geçmeleri, merkezi devletlerin sonunu getirdi.
1918 Eylül'ünde Bulgarlar, Makedonya cephesinde Fransiz taarruzu neticesinde yenilince, mütâreke istediler. Bulgarlarin savastan çekilmesiyle Almanya yolu kesilmis, daha önemlisi, istanbul, Trakya yönünden bir saldiriya açik duruma gelmisti. Bu sirada sayisi dokuza çikan Türk ordulari hayli uzaklarda savasiyordu. Gerek bu durum, gerekse Suriye cephesindeki yenilgi, yillardir zafer vadiyle aldatilan millete, ittihâd ve Terakkî'nin siyâsetinin basarisizligini göstermisti. Savasa devam etmekte hiç bir fayda yoktu, 1918 Mart'inda sadrâzam olan Talat Pasa, mütârekeyi imzalayacak bir hükümetin kurulmasina imkân vermek için 7 Ekim 1918'de istifa etti. Hükümeti daha çok itilâf firkasi mensuplari ile Ahmed izzet Pasa kurdu. Bu sirada dört yildir Anadolu Türk erkeklerini cepheden cepheye kosduran, yüzbinlerce sehîd veren, gâlib fakat maglûb sayilan Osmanlilar, mütâreke istemek mecburiyetinde kaldilar. Bagdâd-Kerkük arasindaki Kûtül-Amare'de Osmanlilarca esir alinan ve Büyükada'daki kampta bulundurulan ingiliz generali Townshend (Tavnsend) araciligi ile Londra'ya basvuran Ahmed izzet Pasa hükümeti, Bozcaada yaninda Limni adasindaki Mondros limaninda demirleyen ingiliz Akdeniz donanmasi amirallik gemisi Agamemnon zirhlisi içinde, dikte ettirilen mütâreke sartlarini 30 Ekim 1918 günü imzalamak mecburiyetinde kaldi. Bu mütârekenin imzalanmasi esnasinda, Osmanli Devleti'ni bahriye nâzin Rauf, hâriciye müstesari Resâd Hikmet ve erkân-i harb kaymakami Sâdullah beyler temsil etti. Amerika cumhurbaskani Wilson'un ünlü on dört maddelik prensiplerini ingiltere ve Fransa kabul etmislerdi. Bu Wilson prensiplerinde; "Osmanli Devleti'nin Türk olan bölgelerinde, itirazsiz olarak Türklerin hâkimiyeti saglanacak ve bir bölgenin halki. coklukça hangi idareyi istiyorsa, o idareye tâbi olacaktir" hükümleri de vardi.
Bütün bunlara ragmen, ingilizler müttefikleri Fransizlara bile bildirmeden Akdeniz baskumandani visamiral Arthur Calhorpe (Kaltorp)'a, Londra'dan telsizle bildirdikleri, bütün Osmanli târihinde görülmemis korkunç bir esaret ve teslim olus vegibasi olan yirmi bes maddelik Mondros mütârekesini dikte ettirerek ve hiç bir îtirâzina yer vermiyerek Osmanli temsilcilerine imzalattilar. -
114.
0Bu mütârekenin imzalanmaini tâkib eden günlerde, keyfî idareleri, ikbâl ve makam hirslari sebebiyle Osmanli Devleti'nin yikilmasina, milyona varan müslüman-Türk evlâdinin sehid olmasina ve Anadolu disindaki bütün topraklarimizin elden çikmasina sebeb olan ittihâd ve Terakki'nin üçlüsü olan Talat, Enver ve Cemâl pasalar ile diger ileri gelenleri yurt disina kaçtilar.Tümünü Göster
Halkimizin seferberlik dedigi dört yil süren Birinci dünyâ harbinde Osmanli ordulari; Kafkasya cephesinde ve Karpatlardaki Galiçya'da Ruslarla; Makedonya' da Yunanistan ve Fransizlarla; Çanakkale'de ingiltere-Fransa-italya ve (Hintli, Avusturalyali) sömürgeleriyle; Sûriye-Filistin ve irak cephelerinde, Yeni Zelanda ve Hindistan dâhil, ingiltere imparatorlugu ordulari ile san ve serefle kahramanca çarpisti. Bu kahramanliklar halk türkülerine yedi düvelin önünde; "Osmanliydi ki dayandi" sözleriyle aksetmistir.
Basta ingiltere, Fransa ve Rusya olmak üzere, Amerika, Belçika, Brezilya, Çin, Kosta Rika, Küba, Yunanistan, Guatemala, Haiti, Honduras, italya, Japonya, Liberya, Montenegro, Nikaragua, Panama, Portekiz, Romanya, Sirbistan ve Siam'dan meydana gelen itilâf devletlerine karsi; Almanya, Avusturya-Macaristan ve Bulgaristan'dan meydana gelen ittifak devletlerinin yaninda harbe giren Osmanli Devleti, Hicaz, Yemen, Asir, irak, Suriye, Filistin, Lübnan ve Misir'i kaybetti. Osmanli Devleti'nin Birinci dünya harbindeki asker zayiatinin yekûnu ise 3.842.580 (üç milyon sekiz yüz kirk iki bin bes yüz ciksen) kisidir. Dört milyona yaklasan bu müdhis yekûnun 550.000'i (bes yüz elli bin ) sehîd; 891.364'ü (sekiz yüz doksan bir bin üç yüz altmis dört) malûl; 103.731 'i (yüz üç bin yedi yüz otuz bir) kayip; 2.167.841'i (iki milyon yüz altmis yedi bin sekiz yüz kirk bir) yarali ve 129.644'ü (yüz yirmi dokuz bin alti yüz kirk dört) esirdir. Bu esirlerin büyük bir kismi esarette ölmüstür. Memleketin çesitli bölgelerinde açlik, salgin, bulasici hastalik ve muhaceret (göç) sebebiyle telef olan sivil ahâli kurbanlari bu yekûna dâhil degildir. Pek çok harb gemimizin de tahrîb oldugu bu harb esnasinda, Osmanli Devleti'nin daha önceki harbler sebebiyle zâten zayif durumda bulunan hazînesi iflâs hâline geldi, iste bütün bu millî felâketlere sebeb olanlarin, daragaçlariyla beraber kurduklari idarenin mâhiyetini de, faciaya sebeb olanlarin basindaki Talat Pasa; "Bizim bu memlekette kurdugumuz idare, olsa olsa münevver bir istibdâddir" diyerek ifâde etmistir. Kurulan dîvân-i harb, kaçak olan Talat, Enver ve Cemâl pasalar ile Dr. Nâzim'i giyabî olarak îdâma mahkûm etti.
Birinci dünyâ harbinden sonra îtilaf devletleri kazançli çikarken, ittifak devletleri zararli çikmis, en degerli topraklari ellerinden alinmistir. 1815 Viyana kongresinde kurulan, ancak on dokuzuncu yüz yil boyunca önemli degismelere ugramakla beraber umûmî olarak 1914 yilina kadar gelen Avrupa siyâsî haritasi ile güçler dengesi yikildi. Bunun neticesinde Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanli imparatorluklari parçalanarak yerlerine küçük ve yeni bir çok devlet kuruldu. Avrupa'da yeni bir siyâsî harita ve güçler dengesi ortaya çikti. Daha genis mânâda dünyâda yeni bir statüko kuruldu. Ancak bu degigiblik, müttefik devletlerin lehine idi. itilâf devletleri; yenilen devletlerin topraklarini küçültecek, bâzilarini isgal edecek veya o topraklarda yeni devletler kuracak, askerî kisitlamalar ve yasaklar koyacak sekilde andlasmalar kabul ettirdiler. Bunun neticesinde yikilan üç imparatorlugun biraktigi bosluk, basta ingiltere olmak üzere; Fransa, italya ve Japonya gibi devletler tarafindan doldurulmak istendi.
Birinci dünyâ harbinden en kârli çikan devlet ingiltere idi. Almanya'yi yenilgiye ugratmakla Avrupa'dan adasina gelebilecek tehlikelerden ve denizlerde bu devletin rekabetinden kurtulmus oldu. Diger taraftan Almanya' yi Ortadogu'dan uzaklastirarak, güçlü bir rakîbi ortadan kaldirdi ve böylece bölgeye hâkim oldu. Ayni zamanda Rusya'yi etkisiz hâle getirdi ve Fransa'yi da ikinci plânda birakti. Neticede, dünyânin bir numarali devleti hâline geldi.
Fransa ise; Almanya ve Avusturya-Macaristan devletlerinin yenilmesi ve parçalanmasi ile sinirlarindaki iki büyük tehlikeden kurtuldu. Avrupa'da ve Ortadogu'da elde ettigi kazançlarla da ingiltere'den sonra ikinci devlet oldu.
italya, Avusturya'dan aldigi topraklarla kuzeye dogru genisledi. Anadolu'da kendisine birakilan payi az buldugundan ingiltere ve Fransa'ya kirgin olmakla beraber, elde ettigi adalar ve yerlerle Akdeniz ve çevresinde etkili duruma geldi. Japonya ise, Uzak Dogu'da genis çikarlar elde ederek dünyâda söz ve etki sahibi oldu.
Birinci dünyâ harbi sebebiyle gerek îtilâf, gerekse ittifak devletlerinin kendi bünyelerinde de bâzi siyâsî hâdiseler meydana geldi.
Ancak Birinci dünyâ harbi sirasinda ve sonrasinda yapilan andlasmalar, yenilenlere çok agir sartlar getirdiginden, gâlib devletlerin de çikarlarina aykiri oldugundan ilk zamanlardan itibaren tepkilere, anlasmazliklara ve yeni mes'elelerin ortaya çikmasina yol açti. Bunlar da barisin uzun sürmemesine sebeb oldu. Dünyâda kisa bir müddet sonra yeniden bir umûmî savas tehlikesi basgösterdi. -
115.
0yeter ya yeter dıbına kodumun cocugu yeter sıkerım senın gelmişini geç mısını sorduk mu ha sorduk mu elım ayagım tıtredı ya allaıhıma kıtabıma dıbını parçalarım senın
-
116.
0Sadece Emredileni YaptıkTümünü Göster
Birinci Dünyâ Savasi'nda Sina cephesinde görevli bir batarya komutani hâtiralarinda söyle demektedir:
"Harbin son seneleri idi. Bagdâd cephesinde üstün Ingiliz birlikleri ordumuzu geri çekilmeye mecbur etmis, Firat nehri boyunca kuzeye dogru ilerliyordu. Çekilmemiz bozgun seklinde olmayip, harbin geregiydi. Bir aralik ordumuzun artçi birlikleri düsman kuvvetleri ile Satt-ül-edhem denilen yerde muharebeye tutustu. Sabahtan ögleye kadar bütün silâhlarin atesleriyle çölün kizginliklarinda her taraf alev alev yaniyordu. Bütün hinç ve güçleriyle saldiran düsman kuvvetleri, bir an önce mukavemeti kirmak istiyordu. Müdâfâ eden askerlerimizin sayisi düsmanla nisbet kabul edilmeyecek derecede azdi. Yalniz bu kahramanlar çok itaatli ve çok imârdi idiler. Hakiki birer asker olan bu bir avuç kahraman, îmân kalesi gibi duruyordu. Düsman hücumlari bu mert ve cesur yavrularin imanli gögüsleri karsisinda ve süngülerinin ucunda eriyordu.
Harbin en kizgin yerinde kolordu komutani, düsmani yandan vurmak için yedek bir piyade alayi ile dört toplu olan benim bataryama görev verdi. Arazî çirilçiplak idi. Alay ile beraber hareket ettik. Düsmandan tarafa gidiyorduk. Topçunun harekâti piyade gibi degildi. Sartlar güçtü ama ne olursa olsun alinan emir muhakkak yerine getirilecekti.
Açik bir sahada olan hareketimizi gören düsman, bütün topçu atislarini üzerimize topladi. Bir yanardagin içine düsmüs gibi idik. Sür'atle ilerliyor, subay, erat ve hayvanlardan ölenlere hiç bakmiyorduk. Bir kisi de kalsak emredilen yere ulasacaktik. Bütün mesakkat, eziyet ve gibintilara ragmen hedefe vardik. Sükürler olsun ki bir kaç sehîd ve yaralidan baska zayiatimiz yoktu.
Derhâl toplari mevzie sokup atese basladim. Düsman bütün gücü ile bizi hedef seçmisti. Toplar, gülleler üzerimize yagmur gibi yagiyordu. Bu saldirilar karsisinda bataryanin imanli, itaatli subay ve erati vazifelerini hakkiyla yapmakta, düsmana çok zayiat verdirmekteydi. Bizim atesimiz karsisinda îmân ve itaat duvarini geçemiyecegini anliyan düsman, kahraman piyademizin süngüleri önünde kaçmaya basladi. Bu heyecanli zamanda pasamizi karsimizda
gördüm. Elimi gibip tebrik etti; "Aferin batarya komutani! Basarili ateşleriniz bize bu muharebeyi ve zaferi kazandirdi. Sizi ve mert, kahraman batarya 'subaylarinizi ve eratinizi tebrik ederim" dedi. Cevaben; "Sag olunuz! Vazifemizden ve emirlerinize itaatten baska bir sey yapmadik" dedim. -
117.
0am mı var lan
-
118.
0I. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918) NEDENLERi ve SONUÇLARITümünü Göster
Nedenleri :
• * Sanayi inkılabı sonucunda devletler arasında Pazar ve hammadde arayışından doğan sömürgecilik yarışı ve ekonomik rekabet
• * Ekonomik yarışın devletler arası bloklaşmalara sebep olması
• * Almanya ile Fransa arasında Alsac-e Lorainne (Alsas Loren) bölgesinden doğan çekişme
• * Rusya ile Avusturya -Macaristan imparatorluğu arasında Rusların panislavizm politikasından doğan gerginlik
• * Rusların Osmanlı toprakları üzerindeki emelleri ve sıcak denizlere inme politikası
• * Avusturya-Macaristan imparatorluğunun Bosna Hersek'i ilhalkının Sırbistan ile arasında meydana getirdiği gerginlik
• * Avusturya - Macaristan imparatorluğu veliahtının Bosna Hersek'i ziyaretinde bir sırp tarafından öldürülmesi
SAVAŞIN BAŞLAMASI VE GELiŞMESi :
Avusturya ile Sırbistan arasında başlayan savaş, Almanya, Rusya, Fransa ve ingilterenin de savaşa katılmasıyla bir dünya savaşına dönüşmüştür.
(Bağlaşma) ittifak Devletleri : Almanya, Avusturya - Macaristan imparatorluğu, italya (savaş başlayınca taraf değiştirmiştir.) Savaş başlayınca Osmanlı ve Bulgaristan da katılmışlardır.
(Anlaşma) ittifak Devletleri : ingiltere, Fransa, Rusya savaş başlayınca Romanya, italya, Portekiz, Japonya, A.B.D., Yunanistan, Sırbistan da katılmıştır.
Osmanlı Devletinin Savaşa Girme ve ittifak Devletlerini Tercih Sebepleri :
• Başta Balkanlar olmak üzere kaybedilen toprakları geri alma düşüncesi.
• Turan idealini gerçekleştirme düşüncesi.
• Almanyanın savaşı kazanacağına kesin gözüyle bakılması
• Yalnızlık politikasından kurtulmak istemesi
• Kapitülasyonlar ve Duyun-u Umumiye'den dolay ingiltere ve Fransanın ekonomik baskısı altında bulunması
• ittihatçı subaylarda Alman hayranlığı olması
• ingiltere'nin önünden kaçan Goben ve Breslav adlı iki Alman gemisinin Yavuz ve Midilli adı verilerek satın alındığının ilan edilmesi, Karadeniz'e geçen bu gemilerin Rusların, Sivastopol ve Odesa limanlarını bombalaması.
Almanların Osmanlıları Savaşa Çekmekteki Amaçları :
• Yeni cepheler açmak, kendi yüklerini hafifletmek
• Osmanlının jeopolitik konumu
• Halifenin nüfuzundan faydalanmak (Cihad ilanı)
• Petrol bölgelerini kontrol altında tutmak
• ingilizlerin sömürgeleri ile irtibatını kesmek
• Osmanlının mevcut asker potansiyelinden faydalanmak
• Boğazların kontrol altında tutulmasıyla Rusyaya yardım yapılmasını engellemek
I. DÜNYA SAVAŞI SIRASINDA BÜYÜK DEVLETLERiN DURUMU
italyanın Durumu : Savaş öncesi gruplaşmalarda Almanyanın yanında yar alan italya, savaş başlayınca tarafsız kalmıştı. 12 Ada ve Güneybatı Anadolunun vaad edilmesiyle itilaf Devletleri yanında savaşa katılmış, sonra Batı Anadolu da vaadedilmiştir.
Bulgaristanın Durumu : II. Balkan savaşında kaybettiği toprakları geri almak isteyen Bulgaristan Çanakkale Savaşından sonra Osmanlı yanında savaşa girmiştir. Böylece Osmanlı-Alman kara bağlantısı sağlanmıştır.
Rusyanın Durumu : Rusya yardım alamayınca zor durumda kalmış, 1917'de Bolşevik ihtilaliyle Çarlık Rusyası yıkılmış Sovyet Rusya kurulmuştur. Sovyet Rusya 3 Mart 1918 Brest - Litowsk Antlaşmasıyla savaştan çekilmiştir.
ABDnin Durumu : Savaşta uzun süre tarafsızlığını koruyan ABD, ticaret ve yolcu gemilerinin Alman denizaltıları tarafından batırılması sonucu savaşa katılmıştır. ABDnin katılmasıyla savaş kısa sürede sona ermiştir.
Not : Yunanistan savaşa en son katılan devlettir. -
119.
0anlatılmadımı bu dıbına koyim ? gülceyi arzuluyodun bi kzı daha vardı kızıl, gülcenin erkek arkadaşı en yakın arkadaşındı
-
120.
0OSMANLI DEVLETiNiN SAVAŞTIĞI CEPHELERTümünü Göster
• * Kendi toprakları üzerindeki cepheler :
Taarruz Cepheleri :
• Kafkas
• Kanal
Savunma Cepheleri :
• Çanakkale
• Irak
• Suriye -Filistin
• Hicaz - Yemen
• * Müttefiklerine yardım için savaştığı cepheler :
• Romanya
• Makedonya
• Galiçya
Kafkas Cephesi : Doğu Anadolunun Rusların eline geçmesini engellemek, daha öce kaybedilen toprakları geri almak, Kafkasları ele geçirerek Turan idealini gerçekleştirmek amaçlanmıştır.
Osmanlı Devleti soğuk, hastalık ve açlık karşısında yaklaşık 100.000 şehit vermiştir. Ruslar ilerleyerek Muş, Bitlis, Van, Erzurum ve Trabzona kadar Doğu Anadoluyu ele geçirmiş, Mustafa Kemal, Muş ve Bitlisi bizzat kurtarmıştır. 3 Mart 1918 Brest-Litowsk Antlaşması ile bu bölgeler, hatta 1878 Berlin Antlaşmasıyla kaybedilen Kars, Ardahan ve Batum da geri alınmış, Kafkas cephesi kapanmıştır.
Not : Karışıklık çıkaran Ermeniler, 1915 Tehcir Kanunu ile Suriye taraflarında iskan ettirilmiştir.
Kanal Cephesi : ingilterenin sömürgeleri ile irtibatını kesmek için Almanlarla beraber Süveyş Kanalına iki kez çıkarma yapılmışsa da başarılı olunamamıştır.
Not : ingiltere tepki olarak Çanakkale ve Irak cephelerini açmıştır.
Çanakkale Cephesi (18 Mart 1915) :
Cephenin Açılma Sebepleri :
• Rusyaya yardım etmek
• Osmanlı Devletini savaş dışı bırakmak
• Boğazları ve istanbulu ele geçirerek jeopolitik açıdan avantaj elde etmek
• Balkan devletlerini kendi yanlarında savaşa çekerek yeni cepheler açmak.
• Savaşı kısa sürede sona erdirmek.
Sonuçları :
• Nusret mayın gemisinin başarılı çalışmaları, Türk askerinin kahramanlığı ve topçuların isabetli atışları karşısında itilaf devletleri gerek denizde gerekse karada mağlup olmuşlardır.
• Savaş en az 2 yıl daha uzamıştır.
• Bulgaristan Osmanlı Devletinin yanında savaşa girmiştir.
• ingiltere ve Fransanın itibarı sarsılmıştır.
• Gizli antlaşmalar gündeme gelmiştir. (Rusyanın isteği üzerine)
• Rusyaya yardım yapılamayınca Çarlık Rejimi zor duruma düşmüş ve 1917 Bolşevik ihtilaline zemin hazırlamıştır.
• Mustafa Kemal'in Anafartalar, Conkbayırı, Arıburnu ve Kireçtepe'de elde ettiği başarıları, Milli Mücadele'ye lider olmasını sağlamıştır.
Irak Cephesi : ingiltere Rusyaya karadan yardım yapmak ve petrol bölgelerini ele geçirmek amacıyla taarruza geçmiş ise de Osmanlı orduları tarafından Kut'ül-Amare bölgesinde durdurulmuşlardır. Fakat yardım alan ingilizler ilerleyerek Bağdatı ele geçirmişler, Musul önlerine geldiklerinde Mondros Mütarekesi imzalanmıştır.
Suriye, Filistin, Hicaz ve Yemen Cepheleri : Bu cephelerde ingilizlerle ve onların kandırdıkları Araplarla mücadele edilmiş ve bu topraklar kaybedilmiştir.
Not-1 : islamcılık fikrinin geçerliliğinin kaybedildiği görülmüştür.
Not-2 : Osmanlılardan ayrılan en son topluluk Araplardır.
Not-3 : Mustafa Kemal'in I. Dünya Savaşındaki son görevi en son kapanan Suriye Cephesinde Yıldırım Orduları grup komutanlığıdır.
Romanya, Makedonya, Galiçya Cepheleri : Müttefiklerine yardım amacıyla ordular gönderilen bu cepheler, Rusyada ihtilalin çıkması ve Brest-Litowsk Antlaşmasıyla kapanmıştır.
-
dumbki nikli yazarın annesini ifşa ediyorum
-
kutsalsuku nun annesini ve kendimi ifşa
-
först of ol
-
kutuplara yapay dondurucu koysalar
-
zalinazurt sozlukten sılınsın kapmanyası
-
1 milyar dolar için evde eşşek beslermisiniz
-
sana veren kizin anasini sulalesini
-
kaale alinmayan adam ne iş yapıyorsun popi
-
aha burası beytüşşebap
-
gwynplaine adlı geyimsi yazar
-
yapacak hi c bisey yok
-
kim ne yolsuzluk yapmış onu da yazsınlar
-
kokoreçin açılımı kokan iğrenç şey
-
rizeden istambula
-
bir tane karı var sözlükte boş boş duruyor
-
dumbkı ıtlerı kızdırır ve yoluna devam
-
dumbki sozluge veda edıyor 2025
- / 1