-
426.
0Trablusgarp SavaşıTümünü Göster
Trablusgarp Savaşı, 1911-12 yılları arasında Osmanlı Devleti ve italya Krallığı arasında geçen bir savaştır. Bazı (özellikle yabancı) kaynaklarda "1911-12 Türk-italyan Savaşı" olarak da geçer. Adı, "Trablusgarp Savaşı" olmasına rağmen çarpışmalar, Trablusgarp'ın (bugünkü Libya) dışında, Adriyatik Denizi, Ege Adaları, Çanakkale Boğazı ve Kızıldeniz gibi çeşitli bölgelerde de sürmüştür.
Savaşın Nedenleri ve Öncesi
Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, Derne'deki Kızılay çadırı önünde (1912)
16. yüzyılda başlayan sömürgeleştirme hareketlerinin dışında kalan italya, 19. yüzyılda siyasi birliğini sağladığında sömürgelerin çoğu ingiltere ve Fransa tarafından paylaşılmıştı. 1881'de ingiltere'nin Mısır'ı işgali, ardından da Fransa'nın 1882'de Cezayir ve Tunus'u ele geçirmesinden sonra, italyanlar, Kuzey Afrika'da kalan son Türk toprağı olan Trablus'la ilgilenmeye başlamışlardı. Aslında deniz aşırı bir imparatorluk kurmak isteyen italya'nın Trablus'la ilgilenmesi yeni değildi. 1890 yılında, italyan başkanı Francesco Crispi'nin, bir ingiliz lorduna [1] yazdığı özel bir mektupta, Trablus'la ilgilendiklerini belirttiği bilinmektedir. ancak Crispi 1891'de başkanlıktan inince, Trablusgarp planları da rafa kalktı ve savaş 20 yıl beklemiş oldu.
1898 yılında ingiltere ve Fransa arasında, Kuzey Afrika'daki sömürgelerin paylaşımı yüzünden çıkan Faşoda Olayı ("krizi" de denir) sonunda Kuzey Afrika'nın paylaşımı yapıldı ve böylece Trablus da italya'ya bırakıldı.
1902 yılından itibaren italya, Trablus üzerinde bir "Barışçıl işgal" politikası uygulamaya başladı. Buna göre Roma Bankası'nın maddi desteğiyle ekonomik ve ticari alanlarda bir takım girişimler başladı. Böylelikle kurulan fabrikaların ve diğer işyerlerinin, gerekirse silahlı bir saldırıya zemin hazırlaması amacı güdülüyordu. Ancak Türk tarafı, bu ard niyetli ekonomik gelişimi durdurabilmek için çok çaba sarfederek, sonunda önünü kesmeyi başardı. Ortaya çıkan büyük mali çöküntü sonunda, hissedara alacaklarının ödenebilmesi için, Roma Bankası, ingiliz ve Alman finansörlerle görüşmeye başladı.
Bunun yanında, Almanya, Üçlü ittifak'ta beraber olduğu italya'nın Trablus'a sahip olmasını istemiyordu. Çünkü Kuzey Afrika'daki bu bölgeyi ileride kullanabileceği bir istasyon olarak görüyordu.
Savaş Başlıyor
1911 yılının eylül ayında Trablus meselesi, italyan basınında yer almaya başadı. Yazılanlara göre Türkler, italyanlar'a adaletsizce davranmakla beraber, Almanlarla da çeşitli entrikalar çeviriyordu. 26 Eylül'de, silah ve cephane taşıyan bir Türk gemisi Trablus'a ulaştı. Bir gün sonra italyan yönetimi, Osmanlı'ya bir ültimatom vererek, 48 saat içinde Trablus'un italyan yönetimine bırakılmasını ve italya'ya yıllık vergi verilmesini talep etti. 29 Eylül'de ingiliz ve Fransız hükümetlerinin desteğini de arkasına alan italya, Osmanlı'ya savaş ilan etti. Aynı gün italya'nın Adriyatik Denizi'ndeki bazı Türk gemilerini batırması üzerine, Avusturya bu bölgede savaşılmasını yasakladı. 30 Eylül'de Trablus şehri bombardımana tutuldu. Kenti eski silahlarla savunmaya çalışan 8000 kişilik Türk kuvveti dayanamadı ve 5 Ekim'de italyanlar şehri ele geçirdi. Bunun üzerine Türk kuvvetleri kıyıdan 15 km içeriye çekildiler. 18 Ekim'de Derne'yi, 20 Ekim'de de Bingazi'yi ele geçiren italyanlar, buralara asker çıkartmaya başladılar. 23 Ekim'de saldırıya geçen Türk ordusu, italyanları kuşatmış ve uzun süren savaştan sonra italyanlar canlarını zor kurtarmışlardı. 26 Ekim'de yapılan bir başka Türk saldırısı, italyan kuvvetlerinin büyük kayıp vermesine rağmen geri püskürtüldü. 5 Kasım'da italyan resmi gazetesi, Trablusgarp'ın italya tarafından ilhak edildiğini yayımlamışsa da bu henüz gerçekleşmemişti. Türk direnişi karşısında italyan kuvvetleri sahilden fazla uzaklaşamamışlardı. Türk ordusunda yer alan Arap askerlerin italyan esirlere karşı uyguladıkları zulüm, italyan tarafında da aynı şekilde bir katliama yol açtı. -
427.
0500 de caps mi vercektin bin
-
428.
0hadi amuğa goyim ya
-
429.
0@500 huur evladısısın
-
430.
0am var dediler geldik panpa
-
431.
0taxicilik zor iş
-
432.
0Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal, Bedevi mücahitler önünde emirlerini yazdırırken (1912)Tümünü Göster
Enver, Mustafa Kemal, Fuat (Bulca), Nuri (Conker) ve Fethi (Okyar) gibi Türk subayları gizli yollarla Trablusgarp'a gelip (Örneğin Mustafa Kemal, buraya "gazete muhabiri Şerif Bey" adıyla Mısır üzerinden ulaşmıştır) buradaki kuvvetleri düzenleyerek, italyanlara rahat vermeyecek şekilde sürekli saldırılar başlattılar. Enver, yaptığı bir gazete röportajında, "Buraya geldiğimde 900 çöl savaşçısı bulmuştum. Şimdi ise elimin altında 16,000 talimli asker var" diyerek durumu ortaya koymaktadır. Bu ordu, yapılan savaşlar sonucunda 2 makineli tüfek, 250 tüfek, 2 top, sayısız mermi ve 10 tane de katır ele geçirmiştir.
Yerel halkın pek desteklemediği Türk direnişinde sadece Sunusiye tarikatı şeyhi ve adamları destek vermişti. Ancak italyanların düşündüğünün aksine, buradaki Türk direnişi çok kuvvetli olmuş, Enver, Mustafa Kemal ve Neşet gibi komutanların yönettiği ordular, sayıca çok üstün olan italyan kuvvetlerine karşı kahramanca savaşmışlardır. Trablusgarp'taki Türk birlikleri başlıca üç komutanlığa ayrılmıştı:
1. Trablus Komutanlığı: Kurmay Albay Neşet
2. Bingazi Komutanlığı: Kurmay Binbaşı Enver
3. Derne Komutanlığı: Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal
Kasım 1911'de italyanlar Çanakkale Boğazı'na saldırmak için hazırlıklar yaptılar. Ancak Rusya ticari kaygılardan dolayı buna karşı çıktı.
Kasım ayında italyanlar, ekimde boşalttıkları bazı mevzileri tekrar ele geçirdiler. 19 Aralık'ta bir italyan kolu, imha olmaktan son anda kurtuldu. Ayrıca bu dönemlerde italyan basını Almanya, Avusturya ve Fransa'yı, italya'nın başarılarına engel oldukları iddiasıyla suçlamaya başlamıştı.
8 Aralık'ta Trablusgarp'a gelen Mustafa Kemal, 22 Aralık'ta Tobruk Savaşı'nı kazandı. Derne'de 16/17 Ocak 1912 taarruzunda gözünden yaralandı. Bir ay hastanede tedavi gördükten sonra, 6 Mart 1912'de Derne komutanı oldu ve burada başarılı savunma muharebeleri yaptı.
Ocak 1912'de italyanlar'ın 100,000 askerine karşılık Bingazi'de 15,000, Trablus'ta da yaklaşık 10,000 Türk askeri savaşmaktaydı. Şubat ve martta italyanlar Bingazi'yi tamamen ele geçirdiler. Bunun yanında Beyrut limanındaki iki küçük Türk gemisini batırdılar. Yemen'de Ocak 1911'de başlayan isyan nedeniyle daha savaş başlamadan önce Trablus'taki kuvvetlerin bir kısmı bu bölgeye kaydırılmıştı. Ocak 1912'de italyan donanması Kızıldeniz'e girip, buradaki Türk gemilerinden bazılarını batırarak Hudeyde limanını bombalamaya başladı. italyanlar'ın bölgedeki varlığı, deniz ulaşımını aksattığı için Yemen isyanının bastırılmasını zorlaştırıyordu.
25 Mart 1912'de Osmanlı'nın koruyucusu görevini üstlenen ve italya'nın müttefiki olan Alman imparatoru, arabuluculuk yapmak için italya Kralı'yla Venedik'te görüştü. Ancak bu görüşmeden bir sonuç çıkmadı.
18 Nisan'da italyan donanması Çanakkale Boğazı'nı bombalamaya başladı. Bunun üzerine Osmanlı hükümeti boğazları kapattı. Ancak bu hareketin uluslararası ticarete darbesi çok büyük oldu. Rusya'nın tahıl ihracatı milyonlarca dolarlık zarara uğrarken, ingiltere, Bulgaristan, Yunanistan ve Romanya gibi ülkelerin zararları da günlük 100,000 doları buluyordu. Karadeniz'e gidecek olan ingiliz gemileri, Süveyş Kanalı üzerinden Hindistan'a gitmek zorunda kaldılar. Ancak 10 Mayıs'ta Avrupa ülkelerinin baskılarından dolayı boğazlar tekrar ticarete açıldı.
Savaşın Sonu
Bunun üzerine 5 Mayıs'ta italyan kuvvetleri Rodos Adası'na çıkarma yaptılar ve 10 gün içerisinde Rodos'u, daha sonraki 2 hafta süre içerisinde Oniki Ada olarak bilinen adalar grubunu ele geçirdi. Böylece 389 yıldır Osmanlı yönetiminde kalmış ,yönetim merkezi Rodos Adası olan Cezair-i Bahr-i Sefid Eyaleti (Oniki Ada) tamamen italya'nın eline geçti. 8 Haziran'da Trablus'taki Türk kuvvetleri çöle püskürtüldü. Hazirandan ağustosa kadar süren çarpışmalar sonunda bütün batı sahil şeridi italyanların hakimiyetine geçti. 12 Temmuz'da beş italyan savaş gemisi, Türk filosuna saldırmak için Çanakkale Boğazı'na girdi. Ancak boğazın girişine Kilitbahir civarında çelik kablolar çekildiği için italyanlar ilerleyemeden ağır ateş altında kaldılar ve geri çekildiler (18 Temmuz). Bu, ayrıca savaş içindeki son deniz savaşı olmuştur. Eylülde Osmanlı ve italya arasında barış görüşmeleri başladı. iki taraf da savaşın bitmesini istemesine rağmen çatışmalar devam ediyordu. 22 Eylül'de güçlü bir Türk mevkii ele geçirildi. Binbaşı Enver komutasındaki Türk kuvvetleri bazı saldırılar yapsalar da, ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldılar.
8 Ekim'de Karadağ'ın Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etmesiyle Balkan Savaşları başlayınca, Osmanlı Devleti her ne pahasına olursa olsun italya'yla barışa razı oldu, çünkü Ege Denizi'ndeki italyan donanması, Makedonya'ya yardım gönderilmesini engelliyordu. Sonuçta italya'nın şartları kabul edildi ve 15 Ekim 1912'de isviçre'nin Uşi (Ouchy) kentinde antlaşma imzalandı. - 433.
-
434.
0hadi amuğa goyim ya
-
435.
0500 amk
-
436.
0500 hadi aq caps
-
437.
0Filozof Immanuel Kant, hayatı boyunca yaşadığı kasabadan hiç ayrılmadan felsefe yapmıştır
-
438.
0am var dediler geldik
-
439.
0Blue Blood - avatarıTümünü Göster
Trablusgarp Savaşı
Trablusgarp Savaşı
Osmanlı-italyan Harbi.
italya, birliğini kurunca, diğer Avrupa devletleri gibi sömürge siyaseti takibine başladı. Kendi toprakları karşısına düşen Trablus ve Bingazi’yi, ülkesine katmak istiyordu. Bu topraklar, o devirde Osmanlı Devleti'nin hâkimiyetinde olduğundan, doğrudan saldırıya cesaret edemedi. Destekçi ve ittifak aradı. Bu gayeyle; 1902’de Avusturya ve Fransa, 1904’te ingiltere, 1909’da Rusya ile antlaşmalar imzaladı. Antlaşmalara göre; italya, Trablus ve Bingazi'de serbest hareket edecekti. italya’nın bu faaliyetlerine karşı, devrin Osmanlı Sultanı ikinci Abdülhamid Han (1876-1909), dahiyane siyasî tedbirler aldı. Ayrıca, muktedir ve seçme kumandanlar tayin ettiği Trablusgarp Tümenini, silah ve mühimmat bakımından takviye ettirdi. Sultan Abdülhamid Han, siyasî, askerî ve merkezî tedbirlerin yanında bölgenin kuvvetli, itibarlı sülalelerinden, Bingazi’deki, Senûsîleri de silahlandırdı. Osmanlı Sultanının merkezî ve mahallî tedbirleri sayesinde italya, denizaşırı sömürgeleri de olan ingiltere, Fransa, Avusturya ve Rusya’yla ittifak antlaşmaları imzalamasına rağmen, saldırmaya cesaret edemedi. Bu planın tatbikatına Sultan Abdülhamid Hanın tahttan indirilmesinden sonra başlanıldı.
12 Ocak 1910’da, Roma sefirliğinden sadrazamlığa getirilen Hakkı Paşa, ittihat ve Terakki Partisi programı istikametinde siyaset takip etti. Hakkı Paşa, italya’nın, topraklarına yakın Kuzey Afrika ülkelerine karşı emellerini bilmesine rağmen, Trablus’taki Osmanlı Tümenini kaldırıp, Yemen’e sevk etti. Tümenin mühimmatını da, birçok ihtarlara rağmen istanbul’a getirtti. Bölge bütün müdafaa tedbirlerinden mahrum bırakılınca; italya’nın teşebbüsleriyle Trablusgarp vali ve kumandanı Müşir ibrahim Paşa, vazifesinden alındı. Bütün bunlar ittihat ve Terakki Partisinin akıl almaz bir dış siyaset takip etmesinin neticesiydi. italya ile mesele çıkarmamak düşüncesinden hareket ettiklerini iddia eden ittihatçılar, sonunda işi ihanete kadar zütürdüler. italya, 14 Şubat 1910 tarihinde, Avrupa devletleriyle yaptığı antlaşmalara dayanıp, Akdeniz’deki kuvvet dengesi bakımından Kuzey Afrika’daki bu toprakların italya için son derece önemli olduğunu belirterek Trablusgarp’ta imtiyazlar istedi. Osmanlı Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) Rıfat Paşa, müstakil bir devletin hakimiyet telakkisine aykırı italyan teklifini reddetti. Yüzyıllardır Osmanlı hakimiyetinde yaşayan bölge halkı da, sadakatle, italyan teklifi aleyhine cephe aldılar. italya, sömürgeci teklifini dünyaya, kendi siyaseti istikametinde bildirdi. italya, 23 Eylül 1911 tarihli ilk notasında; ittihat ve Terakki Partisinin Trablusgarp ve Bingazi’de, halkı italyanlar aleyhine tahrik ettiğinden ve Osmanlı vapurlarıyla bölgeye asker ve mühimmat sevk olunduğundan şikâyet edip, italyan tebaasının, ertesi gün o havaliyi terk edeceklerini bildirdi. Bölgedeki durumun vahim bir hâl alacağı belli olunca da, istanbul’a daha önce getirtilen mühimmat hatasını telafi edici mahiyette, bir vapurla bir miktar cephane gönderildi. Bundan sonra, italya’nın cüretkâr teklif ve icraatları, bitmez tükenmez bir şekilde devam etti.
italya, 28 Eylül 1911 tarihinde verdiği yirmi dört saatlik ültimatomda Trablus’la Bingazi’nin tahliye ve teslimini istedi. Hakkı Paşa, bu ültimatomu, gayrimüslim ve Türk jandarma müfettişliğiyle Osmanlı hizmetinde bulunan italyan generali Robilant Paşanın evinde, briç oynarken aldı. Sadrazam, brici bırakıp, ültimatomu okumak hareketinde dahi bulunmayınca, ev sahibesi bayan Robilant, meselenin vahâmetini bildiğinden, ısrarla okuttu. Ültimatoma 29 Eylül 1911 tarihinde verilen cevapta; Osmanlı Devleti, toprak bütünlüğünün tanınması şartıyla italya’ya bu bölgede iktisadî ve kısmen siyasî imtiyazlar verilmesini kabul ettiğini bildirdi. italya, ültimatomun cevap tarihi olan 29 Eylül 1911’de, Osmanlı Devletine harp ilan ettiğini notayla bildirdi.
Harp için önceden bütün hazırlıklarını tamamlamış olan italya, modern şekilde teçhiz edilen 36 000 kişilik bir orduyu, çıkarma yapmak için bölgeye gönderdi. italyan donanması, 1 Ekim 1911 tarihinde, Libya sahillerini abluka altına aldı. 4 Ekim’de karaya çıkarılan bir italyan müfrezesi, boş bulduğu Hamidiye Tabyasını işgal etti. Bu kolay işgalden cüretlenilip, 5 Ekim’de 1700 bahriye askeri daha karaya çıkarıldı. Kara askerlerinin de sahile çıkarılmasıyla başlayan harekât neticesinde, Trablusgarp vilayetinin sancak merkezlerinden Humus kasabası, 18 Ekimde işgal edildi. 19 Ekim 1911 tarihinde Bingazi sahiline çıkarma yapan, ilk işgalci kuvvetler, 20 Ekimde şehre girdi. Fakat bütün bunlara rağmen, italyanların hakimiyeti, daha çok donanmasının bulunduğu sahil boylarındaydı.
Vali vekili ve kumandanlığı üstüne alan Miralay Neşet Bey, şehirdeki çok az sayıdaki kuvvetler ve Sultan Abdülhamid Hanın silâhlandırdığı Senûsîlerle elbirliği ederek, her türlü mahrumiyetler içinde, müdafaa cephesi kurdu. Bölgeye, istanbul’dan kara kuvveti göndermek mümkün değildi. Bunun için Tunus ve Mısır yoluyla gizli olarak ve ayrıca subay, para ve mühimmat gönderildi. Bunlarla Tobruk ve Derne ve diğer kuvvetli müdafaa hatları kuruldu.
italyan ordusu, bütün taarruzlarına rağmen sahilden içeri pek giremedi. Birçok taarruzunun püskürtülmesi, italyan kumandan ve askerlerini ümitsizliğe düşürdü. italyan ordusunun askerî itibarı, dünya kamuoyunda sarsıldı. italya bunu telâfi etmek için, donanmayla Rodos, Oniki Adalar ve Boğazları işgal etmek istedi. Bununla, Osmanlı Devletini tehdit ederek bölgeye yardım gönderilmesini engellemeyi düşünüyordu. italya, Osmanlı donanmasının bölgeye hareket etmemesinden faydalanarak, Rodos ve Oniki Adayı, 1912 baharında işgal edebildi. italyan donanması, 1912 yazında, Çanakkale Boğazını zorladıysa da, kuvvetli müdafaa karşısında geri çekilmek zorunda kaldı.
Trablusgarp Harbi devam ederken, 8 Ekim 1912’de Balkan Harbi çıktı. italya’nın bütün başarısızlıklarına rağmen, Balkan Harbi çıkınca, Osmanlı Devleti, cephe sayısını azaltmak ve Trablusgarp meselesini halletmek üzere, Londra’da italya ile görüşmeleri başlattı. Osmanlı-italyan görüşmeleri, antlaşmayla neticelendi. Osmanlı-italyan Antlaşması, 15 Ekim 1912 tarihinde, Lozan’ın iskelesi olan Ouchy’de (Uşi) imzalandı. Trablusgarp Harbine son veren Antlaşma, üç parçası gizli olmak üzere dört parça hâlindeydi. Açık parça on bir madde olup, şunları ihtiva ediyordu:
Türkiye, Trablusgarp ve Bingazi’yi, italya da işgal ettiği adaları derhal boşaltacaktır. italya, bölgede islâm dininin serbestiyetini kabul edip, hutbelerde Halifenin isminin zikredilmesine, padişahın "Nâib-üs-Sultan" unvanıyla bir temsilci bulundurmasına, bu temsilcinin, tahsisatını mahallî gelirlerden almasına, Trablusgarp ve Bingazi kadısının Meşîhat (Şeyhülislamlık) makamı tarafından tayin edilmesine ve bu kadının seçeceği naiplere mahallî gelirlerden aylık verilmesine, evkafın (vakıflar) istiklâline, yerli eşrafın da iştirak edeceği bir meclis tarafından yeni idare esaslarının tanzimine izin verildi. Nâib-üs-Sultan ile kadı'nın tayininde, Osmanlı ve italyan hükümetlerinin izni alınacaktı. Trablus ve Bingazi’den Düyûn-u Umumiye'ye para verilmeye devam edilecek ve yıllık taksit miktarı iki milyon italyan liretinden, yani takriben 90 000 Osmanlı altınından aşağı olmayacaktı. Kapitülasyonların kaldırılmasında, italya hükümeti, Türkiye’ye yardım edecekti. (Bkz. Uşi Antlaşması)
Trablusgarp ve Bingazi, ittihat ve Terakki Partisinin, affedilmez gaflet ve hıyanetiyle kaybedilmesine rağmen, harbe katılan gönüllü subaylardan Binbaşı Enver Bey, parti yayın organlarınca “Bingazi kahramanı” unvanıyla tanıtıldı. -
440.
0caps ver bin
-
441.
0Trablusgarp SavaşıTümünü Göster
2. Meşrutiyet'in ilanından sonra, Osmanlı Devleti ile yabancı devletler arasındaki ilişkilerde meydana gelen gelişmeler içerisinde savaşla sonuçlanan ilk büyük olay, Osmanlı-italya Savaşı oldu. Bu savaş, her şeyden önce italya'nın sömürgecilik politikasının ve Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu bunalımların bir sonucuydu.
italya, 19. yüzyılın ikinci yarısında, Almanya gibi siyasal birliğini kurarak güçlü bir devlet durumuna gelmişti. Dünya üzerindeki zengin sömürgeler, güçlü emperyalist devletlerce paylaşıldığından, italya ancak zayıf devletlerin elindeki toprak parçalarını alarak hedefine ulaşabilirdi.
Ülkesine çok yakın olan Trablusgarp, Osmanlı Devleti'nin Afrika'da kalan son toprağı idi. Trablusgarp yoluyla, Afrika'nın ortalarına kadar inebileceğini hesaplayan italya, Rusya ile yaptığı Racconigi Antlaşması'yla (1909), onun da desteğini sağlamıştı.
italya, Rusya'dan başka diğer devletlerin de desteğini sağlamıştı. italya; Trablusgarp ve Bingazi'nin uygarlık bakımından geri bırakıldığı, burada yaşayan italyanlara kötü davranıldığını bahane ederek, 28 Eylül 1911'de bu bölgeyi işgale başladı. italyanlar Trablusgarp, Tobruk, Derne ve Bingazi'ye asker çıkardılar.
ingiltere, Kuzey Afrika'daki bu önemli işgal hareketine kayıtsız kalmış, hatta destek bile olmuştur. Çünkü Akdeniz'de Fransa'ya karşı italya'yı bir denge unsuru olarak kullanmak istiyordu. ingiltere, Fransa'nın yerleşmiş olduğu Cezayir ve Tunus arasında, bir tampon bölgenin kurulmasından yanaydı.
Osmanlı Devleti, işgal karşısında, büyük devletlerden arabuluculuk yapmalarını ve savaşı durdurmalarını istemişti. Devletler, savaş karşısında tarafsız kalacaklarını ilan edince Osmanlı Devleti, italya ile karşı karşıya kaldı.
Osmanlı Devleti'nin işgal karşısında Trablusgarp'ta çok az askeri vardı. Makedonya, Arnavutluk ve diğer yerlerde meydana gelen isyanlar dolayısıyla Osmanlı Hükümeti, savaş için hazırlıkları tamamlayamamıştı. ingiltere'nin de Mısır'da tarafsızlığı ilan etmesi ile karadan bağlantı da kesilmiş oldu. Osmanlı'da deniz gücü de yetersiz olunca, denizden yardım ümidi de sona erdi.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, istanbul'da bulunan bazı kurmay subaylar, zor şartlar altında Trablusgarp'a ulaştılar. Mustafa Kemal ve Enver Paşa gibi komutanlar, halkı italyanlar'a karşı örgütleyerek iyi bir savunma cephesi oluşturmuşlardı. italya bu savunma karşısında güç duruma düşmüştü.
Osmanlı Hükümeti'nin italya'ya uyguladığı ekonomik ambargo da italya'da önemli etkiler meydana getirdi. italya, kesin bir başarı sağlayamayınca, Akdeniz'e yönelerek, 17 Mayıs 1912'de Oniki Ada'yı işgal etmişti.
Osmanlı Devleti'nin bu tarihlerdeki durumu da iyi değildi. isyanlar artmış, hükümet bunalımı meydana gelmiş, parti çekişmeleri başlamıştı. Osmanlı'nın dış politikadaki yalnızlığı sürüyordu. Bu durumdan yararlanan Balkan Devletleri, Osmanlı Devleti'ne karşı savaş hazırlığına girişmişlerdi. Balkanlardaki bu durum, Osmanlı Devleti'ni italya ile barış yapmaya zorlamıştı.
Uşi Antlaşması (18 Ekim 1912)
Osmanlı Devleti, Trablusgarp ve Bingazi'yi boşaltacak.
italya, Oniki Ada'yı Osmanlı Devleti'ne geri verecek, ancak Balkan Savaşı bitinceye kadar Yunan işgaline karşı italya'nın elinde geçici olarak bulunacak.
Trablusgarp'ta Naip adıyla bir temsilci, Padişah adına bulunacak.
italya, kapitülasyonların kaldırılmasında, Osmanlı Devleti'ne yardım edecek.
Uşi Antlaşması'yla, Osmanlı-italya Savaşı sona ermiş oldu. Kuzey Afrika'daki son toprak parçamız da kaybedilmiştir. Kuzey Afrika'daki kayıp, sırası şöyledir: Cezayir (1930 Fransa), Tunus (1881 Fransa), Mısır (1882 ingiltere).
Ege Adaları'nın bir kısmına, dolayısıyla Ege Denizi'ne ve Anadolu Kıyılarına büyük bir devlet, geçici olarak da olsa yerleşmiştir. Oniki Ada, elimizden fiilen çıkmış, italyanlar, Ege Denizi'ne yerleşmişlerdir.
Kuzey Afrika'da, italyan sömürgeciliği başlamış, Doğu Akdeniz'de güçler dengesi bozulmuş, böylece italya, etkisi olan bir devlet haline gelmiştir.
Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu durum ortaya çıkmış, topraklarını koruyamayacağı bir kez daha anlaşılmış, Balkan Savaşı'nın başlamasına cesaret vermiştir.
Bu Mesajı Yetkililere Rapor Et -
442.
0gibiş var
-
443.
0caps nerde lan
-
444.
0caps ver bin.
-
445.
0caps isterük
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 10 02 2025
-
zalinazurt sen fazla yaşamassın
-
günaydıncan tayfa
-
şu moto kuryeye bak
-
koko sevmeyen insan
-
akomdan iatanbula kar uyarısı
-
kadınlar cinsellikten hoşlanmıyor
-
şayet fenerliyseniz
-
katil kadir şeker plak çıkarmış la
-
9 yaşındayım beyin olarak ama ehliyeti
-
taharet musluğunun tazyiki
-
size 10 milyon dolar vereeceklerr
-
makaras niye çaylak amk
-
resim açmanın başlık açmanın yolunu
-
herkes babasının hangi partiye oy verdiğini
-
bali li eski sevgilim bana döner mi
-
tom kaulitz ve kurtcocain çaylak
- / 1