1. 101.
    +1 -1
    roger agir sartlar altinda çalisan bir iscidir. bos zamanlarini hep bowling ve voleybol oynayarak gecirmektedir. karisi bu duruma uzulur ve bir hafta sonu onu striptiz klubune goturmeye karar verir. o aksam beraberce klubun kapisina gelirler.

    kapidaki bodyguard, " hey roger ..seni görmek ne guzel!" der..
    karisi: "daha once buraya gelmis miydin roger..?"
    roger: hayir.. hayir o adami bowlingten taniyorum...
    içeri girerler ve bir masaya otururlar... garson gelir..
    garson: iyi aksamlar roger...
    her zamanki gibi cin tonik di mi?..
    karisi: roger bana bak sen buraya daha önce geldin degil mi?
    hafif hafif öfkelenmeye baslayan karisini sakinlestirmek zordur..
    roger: ne alakasi var.. voleyboldan tanirim onu bir iki tek içmisligimiz var ordan yani... karisi pek tatmin olmamistir ama neyse..
    derken striptizci hatunlardan biri masaya gelir..
    stritipzci: selam roger... yine özel masa sovundan mi istersin..?
    karisi hisimla yerinden kalkar ve klubu terk eder..
    roger pesinden kosar.. kadin bir taksiye biner ve
    taksi kalkmadan roger da biner...
    kadin ofkeden patlayacakmis gibidir... ve korkunc sinirlidir..

    sofor: bu geceki cok suratsizmis be roger..
    ···
  2. 102.
    +1 -1
    nasa mars'a adam gönderecekmis. sadece bir kisi gidebilecek, giden de geri dönemeyecek.

    ilk aday olan mühendise bu is icin ne kadar isteyecegini sormuslar:
    - 1 milyon dolar demis ve eklemis - kızılhaca bagislayacagim.

    ikinci aday olan doktora da aynı soruyu sormuslar. doktor:
    - 2 milyon dolar demis. - bir milyonunu aileme bir milyonunu da tibbi arastirmalara bagislayacagim.

    ücüncü aday olan temel ayni soruya
    - 3 milyon dolar diye cevap verince yetkililer digerleri bu kadar az isterken kendisinin neden 3 milyon dolar istedigini sormuslar.
    temel yetkililere dogru egilmis, kigib bir sesle:
    - 1 milyonunu ben alirim, 1 milyonunu size veririm, mühendisi de mars'a göndeririz.
    ···
  3. 103.
    +1
    adamın biri berberin kapısından seslenir.

    -işiniz çok mu?

    -iki saç bir sakal
    der adam teşekkür eder ve gider. geri gelmez. berber merak eder ama pekde önemsemez.
    bir kaç gün sonra tekrar kapıdan bir ses duyulur.

    -işiniz çok mu?

    -bir saç bir sakal
    diye cevap verir . adam teşekkür eder ve gider. yine geri gelmez. berber duruma biraz uyuz olur ama olayın üzerinden biraz geçine unutur. 15 gün sonra tekrar kapıdan aynı sesi duyar.

    -işiniz çok mu?

    berber sesi tanımıştır.

    -bir saç kaldı der bu kez. adam teşekkür eder ve yine gider. bunun üzerine berber dayanamaz ve çırağına,

    -koş şu adamı çaktırmadan takip et bakalım nereye gidicek.

    diyerek gönderir adamın peşinden. çırak 10 dk olur gelmez, 20 dk olur gelmez, 30 dk olur gelmez, en sonunda soluk soluğa kapıdan içeri girer. usta sinirlidir, ulan eşek herif ben sana adamı takip et dedim sen bi gittin gelmedin. söyle bakayım nerdeydin der çırağına.

    çırak cevap verir.

    -usta adamı takip ediyordum, önce sola döndü, ordan kahvenin yanında sağa girdi, yukarı doğru çıktık. daha sonra bakkalı geçip çıkmaz sokağa girdi.

    eeeee der usta.

    çırak: valla sonra sizin eve girdi usta..
    ···
  4. 104.
    -1
    fizikçi, matematikçi, kimyacı, jeolog ve antropologdan oluşan bir heyet bir araştırma için arazide bulunmaktadır. birden yağmur bastırır. hemen yakındaki bir arazi evine sığınırlar. ev sahibi bunlara bir şeyler ikram etmek için biraz ayrılır. bu sırada hepsinin dikkati odada yanmakta olan soba üzerinde toplanır. soba yerden 1 m. kadar yukarıda, altındaki dizili taşların üzerindedir. sobanın niçin böyle kurulmuş olabileceğine dair bir tartışma başlar.

    kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış".

    fizikçi, "adam sobayı yükselterek konveksiyon yoluyla odanın daha kısa sürede ısınmasını sağlamak istemiş".

    jeolog, "burası tektonik hareketlilik bölgesi olduğundan herhangi bir deprem anında sobanin taşların üzerine yıkılmasını sağlayarak yangın olasılığını azaltmayı amaçlamış".

    matematikçi, "sobayı odanın geometrik merkezine kurmuş, böylece de odanın düzgün bir şekilde ısınmasını sağlamış".

    antropolog, "adam ilkel topluluklarda görülen ateşe tapmanın daha hafif biçimi olan ateşe saygı nedeniyle sobayı yukarıya kurmuş".

    bu sırada ev sahibi içeri girer ve ona sobanın yukarda olmasının nedenini sorarlar.

    adam cevap verir:

    - "boru yetmedi."
    ···
  5. 105.
    +2 -1
    bir adam 15 yildir tutuklu bulundugu hapishaneden kacar. para ve silah bulmak icin bir eve girer.

    icerde genis bir yatakta bir cifti yakalar. adama yataktan kalkmasini emreder ve onu bir sandalyeye baglar. adamin karisini yataga baglarken ustune cikar, boynunu oper, sonra kalkar ve banyoya gider.

    o ordayken adam karisina soyle fisildar: dinle, bu adam bir kacak. su kiyafetlere baksana. buyuk ihtimalle hapishanede cok fazla zaman gecirdi ve yillardir hicbir kadin gormedi. boynunu nasil optugunu gordum. eger seninle ciks yapmak isterse sakin karsi koyma ya da gibayet etme... sana ne derse onu yap. o sana ne yaparsa yapsin onu mutlu et cunku bu adam kesinlikle cok tehlikeli. eger kizarsa ikimizi de oldurur. guclu ol, tatlim seni seviyorum.

    karisi cevap verir: o benim boynumu opmuyordu, kulagima fisildiyordu. bana gay oldugunu, seni cok tatli buldugunu ve hic vazelin olup olmadigini sordu. ben de banyoda oldugunu soyledim. guclu ol tatlim. ben de seni seviyorum...
    ···
  6. 106.
    +1 -1
    fareye deney yapmışlar viski, votka, bira vermişler hepsinde oynamış, zıplamış,
    rakı vermişler. elini masaya vurmuş "o kedi buraya gelecek" demiş
    ···
  7. 107.
    +1 -2
    bir gün, adamin biri central park'ta gezinmektedir. bu sırada, pitbul cinsi bir köpeğin küçük bir kıza saldırdığını görür. hemen kızın yardımına koşar, köpekle sıkı bir boğuşma yaşadıktan sonra köpeği öldürmeyi başarır ve böylece küçük kızın hayatını kurtarır. bu olaya tanık olan bir polis adamın yanına gelir ve şöyle der:
    -sen bir kahramansın! yarın bütün gazeteler cesur new yorklu küçük kızın hayatını kurtardı diye yazacaklar!

    adam, ben new yorklu değilim deyince, polis şöyle yanıt verir:
    - o halde cesur amerikalı, küçük kızın hayatını kurtardı yazacaklar!

    adam, ben amerikalı da değilim deyince polis peki nesin o halde? diye merakla sorar. adam pakistanlıyım diye yanıt verir.

    ertesi gün gazetelerin manşetlerinde şöyle yazmaktadır:
    islamcı fanatik masum amerikan köpeğini öldürdü!
    ···
  8. 108.
    +1 -1
    hitler üç esir yakalamis, ingiliz, fransiz ve bir yahudi. "size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis. ingiliz'e sormus "titanik kaç yilinda batti?" ingiliz hemen cevap vermis "1912" diye. hitler göndermis ilgiliz'i. fransiz'a sormus bu kez: - "titanik'te kaç kisi öldü?" fransiz cevap vermis- "1050". "tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.ve yahudi'ye dönmüs;
    "say lan isimlerini!"
    ···
  9. 109.
    +1 -1
    oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor: - abi
    ablam nişanlanıyor biliyorsun...

    - yaz sonu nikah varmış,
    bizim evde de konuşuyorlardı.

    - ben sana bir şey sormak
    istiyorum...

    - söyle...

    - bu nişan dedikleri ne? evde
    sordum, 'eh evlenecekler işte' diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu
    anlayabilmiş değilim.

    - hıııım... zor soru, bak ben sana bir
    örnekle anlatayım...

    - dinliyorum.

    - diyelim ki
    şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. sana bir bigiblet
    alıyorlar ve 'haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bigiblet
    senin' diyorlar. işte şubat ile haziran arasındaki o süre var ya, bigiblet senin
    ama binemiyorsun; o süreye 'nişanlılık dönemi' deniyor.

    - haa şimdi
    anladım, bigibletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama
    binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. peki dokunmaya izin var
    mı?

    - vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinkes yasak da,
    galiba ziliyle
    oynayabiliyorsun!..
    ···
  10. 110.
    +4 -1
    bir türk, bir fransız, bir de ingiliz trenle yolculuk ediyorlarmış.
    trende ki odaları sıcaklayınca fransız pencereyi açmış ve içeri bir tane sinek girmiş.
    fransız hünerini göstermek için kılıcını çektiğiyle sineğe bir tane vurmuş ve sinek ortadan ikiye ayrılmış.
    diğerleri hayretle bakarken, fransız cebinden karvizit çıkartmış ve ingilizle bizim türk'e vermiş, karvizitte "fransa'nın en iyi kılıç ustası" yazıyormuş.
    bunu gören ingiliz hemen pencereyi açmış ve içeri bir tane daha sinek girmiş.
    hemen okunu çekmiş bir fırlatmış sinek duvara yapışmış, cebinden karvizitini çıkartmış "ingiltere'nin en usta okçusu".
    tabi türk altta kalırmı. hemen pencereyi açmış içeri bir tane daha sinek girmiş, bizim türk cebinden bıçağı çıkarttığı gibi sineğe fırlatmış, sinek yere düşmüş ve sinek bir kaç dakika sonra yerden kalkmış ve geri uçmuş.
    bunu gören ingilizle fransız basmış kahkahayı bizim türk cebinden karvizitleri çıkartmış ve ingilizle fransıza vermiş.
    "fenni sünnetçi remzi"
    ···
  11. 111.
    +3 -1
    acemi bir avcı bir gün ava gider. bir müddet sonra bir ayı görür nişan alır ve ateş eder ayıyı sağ kolundan vurur. sinirlenen ayı avcıyı kovalar, yakalar ve s.ker.

    ertesi gün avcı yine ava çıkar epey dolandıktan sonra sağ kolu sargılı bir ayı görür, nişan alır ve ateş eder bu sefer de sol kolundan vurur. ayı yine sinirlenir avcıyı kovalar, yakalar ve s.ker.

    sonraki gün avcı yine dolanmaktadır. sağ ve sol kolu sargılı olan bir ayı görür. "ulan bu sefer vurmam lazım... " der ve ateş eder. bu defa da sağ bacağından vurur. ayı çılgına döner zor da olsa kovalar, yakalar ve şöyle der;

    - ulan arkadaş, avcı mısıın, muallak misin?
    ···
  12. 112.
    +1 -1
    karı koca bir barda oturuyorlar. önlerindeki içkileri yudumlarken bardan içeri hoş bir hatun girer. bizimkilerin yanına gelir, adama sarılarak onu öper. karısına aldırmadan:

    - nasılsın hayatım? epey oldu görüşemedik

    diyerek başka bir masaya gidip oturur. adamın karısı dayanamayarak sorar:

    - kim bu kadın?
    adam sakin bir sesle yanıtlar:

    - senden saklayacak değilim. metresim!

    kadın çıldırır:

    - bu ne cüret! bu ne ahlaksızlık!.. ben buna katlanamam, derhal boşanıyoruz! sen ne şerefsiz adammışsın meğer... bir de utanmadan metresim diyorsun... her şey bitti anlıyor musun, boşanıyoruz! hem de derhal!..

    adam gayet sakin bir tavırla karısına bakar:

    - dur bakalım hele bir sakin ol. ne yani sevgilim etiler'deki dubleksi, akmerkez'deki daireyi, bodrum'daki tripleksi, 24 metre yatı, altındaki son model jeepi, kımızı spor arabayı, maldiv adalarındaki devre mülkü, mücevher ve takı kolleksiyonlarını falan bırakıp boşanmak mı istiyorsun? alt tarafı bir metres için bütün bunlardan vazgeçmeye değer mi bir tanem...

    kadın bunları duyunca sakinleşir. çevresine bakınmaya başlar. biraz ilerideki masada oturan bir çift dikkatini çeker. kocasına sorar:

    - şurada oturan bizim suat degil mi?
    - evet - peki yanındaki kim?
    - kim olacak canım, metresi...

    kadın önce duraksar. sonra burnunu kıvırarak kocasına sokulur:

    - aaaa ! bizimkisi daha güzel valla!.
    ···
  13. 113.
    +1 -1
    ögretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini anlatiyormus. dersin bitiminde çocuklara sormus:
    - "çocuklar! kim hangi madene sahip olmak ister?"
    önce david cevap vermis:
    - "platin, ögretmenim. onunla kendime bir porsche alirdim."
    ardindan mike cevaplamis:
    - "altin, ögretmenim. altinlarimla kendime sonmodel bir cadillac alirdim."
    en son küçük joe yanitlamis:
    -"silikon, ögretmenim. ablamda iki tane var, kapinin önündeki arabalari hayal bile edemezsiniz!... "
    ···
  14. 114.
    +2 -1
    çok zengin bir adam orta halli bir kadınla ilişkiye girmiş ve kadın hamile kalmış... kadın karnı burnuna dayanınca artık ailesine söylemek zorunda kalmış bu durumu... babası esmiş gürlemiş,sen nasıl bir insansın,biz seni böyle mi yetiştirdik falan filan... neyse efendim uzatmayalım tabi, aradan zaman geçmiş evin önüne kırmızı ferrarisiyle adam gelmiş, kızın ailesiyle konuşmak için...

    adam başlamış işte:

    -efendim kusra bakmayın bir hata yaptık kızınız hamile kaldı ama saygınlığım gereği ben bu çocuğu kütüğüme alamam... onun yerine eğer çocuk erkek olursa onu en pahalı okullarda en iyi eğitimle okutur, yurt dışı seyahatlerine yollarım... şirketi de üzerine yaparım, demiş... eğer çocuk kız olursa da onu en iyi sanat okullarında eğitir, adıma özel kültür vakfının başına geçiririm... bütün mal varlığımı da üzerine yaparım, demiş...

    ancaaaaak, eğer kızınız düşük yaparsa...

    kızın babası hemen atlamış olaya;

    -bir daha gibersin oğlum,bir daha gibersin...
    ···
  15. 115.
    +2 -1
    bir zoofil, bir sadist, bir katil, bir nekrofil ve bir mazoşist akıl hastanesinde aynı odaya kapatılırlar. birkaç zaman sonra sıkıntıdan patlayan zoofil:
    - keşke bir kedi olsaydı ne güzel becerirdik diye hayal kurmaya başlar.
    bunu duyan sadist:
    ''- evet önce becerir sonra da ona işkence ederdik diye sürdürür.
    katil heyecanla:
    - o lanet olası kediyi önce becerir, sonra işkence eder, sonra da öldürürdük der.
    nekrofil şuh bir edayla:
    - ahh harikasınız! o kedi şimdi burada olsaydı önce becerir, sonra işkence eder, sonra öldürür ve tekrar becerirdik diye devam eder. ardından bir anda derin bir sessizlik olur. herkes mazoşiste döner. mazoşist gözlerini sırayla diğerlerinin yüzünde gezdirdirir ve dudaklarının arasından sadece şu çıkar:
    -miyav!
    ···
  16. 116.
    -1
    temel akşam eve gitmiş, fadime evde yokmuş.
    yarım saat sonra fadime gelmiş.
    temel sormuş: nerde idun?
    fadime:güzellik salonuna gittum.
    temel:eee ne oldi, sıra sana gelmedi mi?
    ···
  17. 117.
    +2 -1
    orman kerhanesine giden tavşan, en ucuz hayat kadını olan yılanla birlikte olmak ister. aç olan yılan, ilişki esnasında tavşanı yutuverir. daha sonra işini kaybetme korkusuyla tavşanı geri çıkardığında nefes nefese olan tavşan;

    - o ne biçim ağza almak lan öyle! ölüyodum dıbınıskim
    ···
  18. 118.
    +1 -1
    uçak irtifa kaybediyormuş. pilot, hostesi çağırıp "uçaktan 4 kişiyi at, ağırlığı azalt" demiş.
    hostes hemen alman'ın yanına gidip "çabuk aşağı atla!" demiş ve alman atlamış.
    hostes fransız'ın yanına gidip "rica etsem uçaktan atlar mısınız?" demiş ve fransız atlamış.
    hostes türk'ün yanına gitmiş ve "sen bu uçaktan atlayamazsın!" demiş ve türk durur mu, atlamış.
    hostes son olarak kürt'ün yanına gelmiş ve "bu uçaktan atlamak yasak!" diye fısıldayıvermiş
    ···
  19. 119.
    +3 -1
    dünyada sadece bir çift kalan nadir bir ayi türünün erkeği ölmüş.
    bu ender hayvanın üreme ihtimali sıfır. bu yüzden soyu tükenecek.
    ne yapalım diye düşünmüşler; kurullar toplanmış, çözüm yok.
    bir türk bilim adamı şöyle demiş:
    'bizim memlekette bir hayati abi var. söylemesi ayıp, aynen bu
    ayıya benziyor, hatta daha kıllıdır.
    ondan rica edebiliriz. 150-200 dolar da ödül verdik mi bu iş tamam!
    ayıların soyunu ancak bu yöntemle kurtarabiliriz.'
    bakmışlar başka çare yok, hayati abiye gitmişler ve durumun önemini,
    yapacağı hizmetin büyüklüğünü
    anlatmışlar, bir de 'karşılığında 150 dolar söz konusu' demişler.
    hayati abi bir an düşündükten sonra, 'olur ama..' demiş, 'üç şartım var.'

    herkes büyük bir sevinç içinde ama daha çok merakla,
    'nedir şartların?' diye sormuşlar...
    hayati abi bir çırpıda sıralayıvermiş:

    1. öpüşmem.
    2. yavru erkek olursa rahmetli babamın adını koyarsınız.
    3. 150 dolar çok, en fazla 50 dolar veririm
    ···
  20. 120.
    +2 -1
    bir laz (tabii ki temel), bir yahudi, bir kürt bir trafik kazasında vefat etmisler. cenaze törenlerinde tabutları yanyana konmuş, imamlar hahamlar dualarını okumuş, tam tabutlar kaldırılacakken temel'in tabudunun kapağı oynamaya başlamış. bir korku, bir uğultu derken imam kapağı açıvermiş. temel tabutun içinde doğrulmuş, cemaatin içinden dursun şaşkınlıkla bağırmış: "ula temel ölmedin mi sen!" . temel cevap vermiş : "ula öldim de öte tarafta da işler ha burdaki gibi işler. azrail zütürdü beni bi kapının önüne bıraktı. kapının önündeki melek de "eğer istersen 12,000 euro karşılığında tekrar dünyaya dönebilirsin" dedi. hiç uzatmadım, bastım parayı döndüm geri."
    dursun sormuş : "e o zaman niye yalnız döndün, öbürküler nerede?"
    temel cevap vermiş : "valla en son bıraktığımda yahudi fiyatı 3,000 euro'ya düşürmek için pazarlık yapıyodu da.."
    dursun tekrar somuş : "e kürt arkadaş niye dönmedi?"
    temel cevap vermiş : "o da ben niye ödeyecekmişim o kadar parayı; devlet ödesin diyodu... "
    ···