1. 34.
    0
    @27 şimdi kız sen onu giblemeyince 10 saniyede yeni cocuk mu buldu?
    ···
  2. 33.
    0
    @6 zaten ailevi durumumuz iyi olmadığı için

    ne demek bu kanka adam gibi yazmammışsın ki amk kelime dağarcığın 6 yaşındaki cocuklar gıbı bence yazmadan once oku bıraz amk
    ···
  3. 32.
    0
    okucaksanız anlatayım hakkaten sırf bana ayıp olmasın dyeyse anlatmıyım boşuna kendi kendime masturbasyon çektirtmeyin
    ···
  4. 31.
    0
    @32 ben okuyım amk o zaman ikimiz varız madem sen yazmaya devam et ben yetişicem sana
    ···
  5. 30.
    0
    anlat lan bin ben dinliom kız kaşar çıktı başkasıyla çıkıo eee sonra
    ···
  6. 29.
    0
    @31 kanka farkettim zaten sende olmasan şuraya benden başka bişi yazcak kimse yok zaten . okadarda hewesli hewesli anlatıyodum aslında
    ···
  7. 28.
    -1
    13. alba düşesi, (10 haziran 1762 – 23 temmuz 1802), i̇spanyol aristokratı ve ressam francisco de goya'nın eserlerinin popüler modellerinden biri. maría del pilar teresa cayetana de silva alvarez de toledo, 1776 yılında i̇spanya'nın en eski ve etkili hanedanlarından biri olan alba hanedanı'nın 13. düşesi ilan edildi. kocası 15. medina-sidonia dükü josé maría alvarez de toledo y gonzaga ile olan evlilikleri çifti i̇spanya krallığı'nın en zengin ve güçlü ailesi haline getirdi. bu konudaki tek rakipleri ise osuna hanedanı idi.
    düşes'in ünlü i̇spanyol ressam francisco goya ile dostluğu ölümüne kadar devam etti. ressam, kadının pek çok portresini yaptı. bu tabloların büyük çoğunluğu düşes'in eşinin 1796'daki vefatından sonra sanlúcar de barrameda'da yapıldı. goya, medina-sidonia dükü'ne ait bu kırsal alanda uzun süre kaldı. goya'nın dul düşese gittiği her yerde eşlik etmesi ve bir çok portresini yapması ikilinin sevgili olduğuna dair dedikodular çıkmasına sebep oldu. bu dedikodu hiçbir zaman doğrulanamasa da, sadece ressamın yaptığı düşesin portrelerinin sayısı bile en azından aralarında çok yakın bir platonik ilişki olduğunu gösteriyo
    ···
  8. 27.
    +1 -1
    @29 burda bitek ben varım ve okumadan gibiyorum kanka allah belamı versin baslıgın bıle yarısını okumadım.
    ···
  9. 26.
    0
    arkadaşlar sanırım konuyu okuyan sadece bazı konuyu gibmek isteyen muallakler war anlatmak artık yersiz olur sanırım.
    ···
  10. 25.
    -1
    fermantasyon tarihçesi
    fransız kimyageri louis pasteur 1857'de fermantasyon etmeninin canlı maya hücreleri olduğunu bulmuştur. 1907 nobel kimya ödülünü kazanan eduard buchner, fermantasyonun canlı hücrelere has bir olay olmadığını, maya hücrelerinin parçalanması sonucu elde edilen öz suyun da fermantasyon gücüne sahip olduğunu göstermiştir.

    buchner'in bu sıvıda fermantasyon gücüne sahip etmene "zimaz" adını vermişti. zimaz'ın aslında tek bir etmen olmadığı, izleyen yıllarda keşfedilen alkol dehidrojenaz, pirüvat dekartaksilaz, heksokinaz, glikoz fosfat izomeraz , pirüvat kinaz , enolaz , fosfofrüktokinaz ve aldolaz gibi enzimleri ortaya çıktı. danimarka'daki carlsberg araştırmacılarının bira mayalanması üzerindeki çalışmaları sayesinde hem maya hem de fermantasyon hakkında pek çok bilgi edinildi.
    ···
  11. 24.
    0
    ertesi gün ilk işim pelini bulmak ve bu kızın kim olduğunu sormak oldu . evet dedi sana dediğim arkadaşım oydu dedi. o an yıkıldım . ben peline olan biten herşeyi anlattım . pelin beni dikkatli bi şekilde dinledi . sonra o anlatmaya başladı benden hayır cevabını alınca kız gitmişti başka biriyle çıkmaya başlamıştı . o an başımdan kaynar sular dökülmeye başladı . madem bu kız benimle tanışmak istiyodu nasıl olduda gidip bi başkasıyla çıkmaya başlamıştı .
    ···
  12. 23.
    0
    @@@@@@ bu kız bozuk bi şekilde yanımdan gitti . arkadaşlarda hemen dediler noldu ne diyo falan onlara anlattım olayı. dediler olum sen hakkaten malmışsın bi görseydin yada ismini sorsaydın . ben dedim gözüm kimseyi görmüyoki. derken aradan biraz daha zaman geçti benim yanıma gelen kızı yani pelini benim hayallerimi süsleyen kızın yanında gördüm . ikisi birden beni görünce aralarında konuştular ve diğer kızla birlikte hemen içeriye girdiler. kafama takıldı bu durum tabiki acaba pelinin tanıştıracağı kız o muydu dedim kendi kendime . bütün gün bu düşünce döndü döndü durdu kafamda.
    ···
  13. 22.
    0
    sonra o kız çıktı giberim lan tadı kaçtı hikayenin
    ···
  14. 21.
    0
    dersane başlayalı 2 ay olmuştu ama ben hala platonik takılıyordum . bir yandada derslere çalışıyordum. ders çalışırken bile arada hayallere dalıyor o kızı hayal ediyordum. ders aralarından birinde bir kız geldi yanıma . merhaba ben pelin dedi bende merhaba dedim . benim bi kız arkadaşım war seninle tanışmak istiyo fakat yanına gelmeye çekiniyo dedi. bende çok ciddi bi şekilde bu teklifi reddettim benim aklımda başkası olduğunu böle bişeyi düşünmediğimi söledim.
    ···
  15. 20.
    -1
    fermentation is a process that is important in anaerobic conditions when there is no oxidative phosphorylation to maintain the production of atp (adenosine triphosphate) by glycolysis. during fermentation pyruvate is metabolised to various different compounds. homolactic fermentation is the production of lactic acid from pyruvate; alcoholic fermentation is the conversion of pyruvate into ethanol and carbon dioxide; and heterolactic fermentation is the production of lactic acid as well as other acids and alcohols.

    fermentation in progress
    typical examples of fermentation products are ethanol, lactic acid, and hydrogen. however, more exotic compounds can be produced by fermentation, such as butyric acid and acetone.
    although the final step of fermentation (conversion of pyruvate to fermentation end-products) does not produce energy, it is critical for an anaerobic cell since it regenerates nicotinamide adenine dinucleotide (nad+), which is required for glycolysis. this is important for normal cellular function, as glycolysis is the only source of atp in anaerobic conditions.
    fermentation products contain chemical energy (they are not fully oxidized) but are considered waste products since they cannot be metabolised further without the use of oxygen (or other more highly-oxidized electron acceptors). a consequence is that the production of atp by fermentation is less efficient than oxidative phosphorylation, where pyruvate is fully oxidised to carbon dioxide. fermentation produces two atp molecules per molecule of glucose compared to approximately 36-38 by aerobic respiration. even in vertebrates, however, it is used as an effective means of energy production during short, intense periods of exertion, where the transport of oxygen to the muscles is insufficient to maintain aerobic metabolism. while fermentation is helpful during short, intense periods of exertion, it is not sustained over extended periods in complex aerobic organisms. in humans, for example, lactic acid fermentation provides energy for a period ranging from 30 seconds to 2 minutes. the speed at which atp is produced is about 100 times that of oxidative phosphorylation. the ph in the cytoplasm quickly drops when lactic acid accumulates in the muscle, eventually inhibiting enzymes involved in glycolysis. contrary to currently popular belief, it is not the lactic acid itself which causes the drop in ph, but rather atp-derived hydrogen ions.
    ···
  16. 19.
    0
    duruma göre okurum belki
    ···
  17. 18.
    0
    bir kız gördüm bu aralardan birinde. gördüğüm anda gözlerimi ondan alamadım. uzunboyluydu. masmavi gözleri sapsarı saçları wardı . dedim aradağım kız bu .artık her arada arkadaşlarımla sigara içmeye çıkıyor bu kızla kesişmeye başlıyodum. o güne kadar kimse ile çıkmamıştım . aradan zaman geçtikçe bakışmalarımız artıyordu. arkadaşlarım ne kadar gaz verselerde lisedeki tavrımı üzerimden atamıyordum. bi kaç kere niyetlendim fakat yapamadım hep yanından geçip yürümeye devam ettim .
    ···
  18. 17.
    0
    @1 bunun beyni liseli
    ···
  19. 16.
    -1
    derken ertesi hafta artık kendi sınıfıma geçmiştim. sınıfta bi kaç tane güzel kız wardı ama onlarda bana göre değildi . teneffüslerde araya çıkıyor tek başıma takılıyordum. sınıftan bi iki elemanlada muhabbet etmeye balamıştık. bunlar sigara içmeye çıkıyor bende yanlarında onlarla takılıyordum. arada ben de tek tük sigara içiyordum onlarla.
    ···
  20. 15.
    +1 -1
    amino asit fermantasyonu (stickland fermantasyonu) [değiştir]
    bu fermantasyon türü çürüme sırasında olur ve karbonhidrat yokluğunda, proteinden beslenen clostridium cinsi bakteriler tarafından yapılır. bazı amino asitler elektron alıcısı, bazıları da elektron vericisi olarak işler ve reaksiyon sonunda çeşitli kötü kokulu ürünler oluşur. amino asit başına 3 atp molekülü üretilir...
    enerji üretimi [değiştir]

    glikoliz, anaerobik şartlarda atp'nin tek kaynağıdır. fermantasyon ürünleri tamamen oksitlenmemiş olduklarından kimyasal enerji barındırırlar. ancak, oksijenin (veya başka daha yükseltgenmiş elektron alıcılarının) yokluğunda bunlar daha fazla metabolize olamadıklarından hücre için artık üründürler. bu yüzden fermantasyon yoluyla atp üretimi, pirüvatın kabon dioksite kadar tamamen yükseltgendiği oksidatif fermantasyona kıyasla daha az verimlidir. fermantasyonda glikoz başına iki atp molekülü üretilmesine karşın, aerobik solunumda bu rakam 36-38 civarındadır. enerji randımanı düşük olsa da, oksijen ekgibliğinde yaşama olanağı sağladığından dolayı fermantasyon pek çok canlıya bir avantaj sağlar.
    ···