1. 76.
    0
    Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
    Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
    Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
    Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı...

    Gördükleri ru'ya ezeli bahçedir aşka;
    Her mevsimi bir yaz ve esen ruzgarı başka.
    Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez;
    Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...

    Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
    Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
    Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
    Sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler.

    Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
    Boynunda O'nun kolları, koynunda O varsa,
    Dalmışsa O'nun saçlarının rayihasiyle,
    Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.

    Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
    Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
    Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
    Zira, susatan zevk, o dudaklardakı tuzdur.

    insan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...
    Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan.
    Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
    Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?

    Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
    Rüzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden.
    Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o!
    Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!

    Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,
    Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
    Simaları her lahza parıldar bu zeferle;
    Gök, her tarafından, donanır meş'alerle!

    Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
    Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
    Dunyayı unutmuş bulunurken o sularda,
    -Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-

    Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
    Baştanbaşa, heryer kesilir kapkara, zindan...
    Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak...
    Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...

    Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
    Ey aşk! O gönüller sana maloldular artık!
    Ey vuslat! O aşıkları efsuna ramet!
    Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!
    ···
  2. 77.
    0
    Gözlerin gözlerime değince
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Beni sevmiyordun, bilirdim
    Bir sevdiğin vardı, duyardım
    Çöp gibi bir oğlan, ipince
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Ne vakit karşımda görsem
    Öldüreceğimden korkardım
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Ne vakit Maçka'dan geçsem
    Limanda hep gemiler olurdu
    Ağaçlar kuş gibi gülerdi
    Sessizce bir cigara yakardın
    Parmaklarımın ucunu yakardın
    Kirpiklerini eğerdin, bakardın
    Üşürdüm, içim ürperirdi
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Akşamlar bir roman gibi biterdi
    Jezabel kan içinde yatardı
    Limandan bir gemi giderdi
    Sen kalkıp ona giderdin
    Benzin mum gibi giderdin
    Sabaha kadar kalırdın
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Güldü mü cenazeye benzerdi
    Hele seni kollarına aldı mı
    Felaketim olurdu, ağlardım
    ···
  3. 78.
    0
    Beni güzel hatırla
    Bunlar son satırlar
    Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından
    Yada bir yağmr sel oldum sokağında
    Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim
    Beklide bir rüyaydım
    Senin için..
    Uyandın ve ben bittim
    Beni güzel hatırla
    Çünkü sevdim seni ben her şeyini
    Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın
    Yüzüne vurmadım hiçbir ekgibliğini
    Beni üzdün kınamadım
    Alışıktım vefasızlığa el oldun aldırmadım
    Beni güzel hatırla
    Sayfalarca mektup bıraktım sana
    Şiirler yazdım her gece
    Çoğunu okutmadım
    Sakladım günahını sevabını içimde
    Sessizce gittim senden öncekiler gibi sende anlamadın
    Beni güzel hatırla
    Sana unutulmaz geceler bıraktım
    Sana en yorgun sabahlar
    Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım
    En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka
    Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye
    Vedalar bıraktım duraklarda
    Ne arasan bir sevdanın içinde
    Fazlasıyla bıraktım ardımda
    Beni güzel hatırla
    Dizlerimde uyuduğunu düşün
    Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı
    Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne
    Anlından öptüğüm dakikaları
    Birazdan kapını çalan kişi olabileceğini düşün
    Şaşırtmayı severim biliyorsun
    Bu da sana son sürprizim olsun
    Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
    Beni güzel hatırla
    Gidiyorum...
    ···
  4. 79.
    0
    anlamıyorum, içimde saklamıyorum özledim
    bakınca eritiyor o güneşe doymuş gözleri
    yanımda hayallerimi sardığım battaniyem
    ve gönlün infilak edişleri, tükendi nefesim
    ···
  5. 80.
    0
    Ataol behramoglu -yasadiklarimdan ogrendigim birseyler var
    not : tel.den yazamam oyle uzun uzun merak eden bulup okusun.
    ···
  6. 81.
    0
    Ağlamak için Gözden Yaş mı Akmalı?

    Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
    Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
    Sevmek için güzele mi bakmalı?
    Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
    Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
    Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
    Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
    Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
    Solması için gülü dalından mı koparmalı?
    Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
    Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
    Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

    victor hugo
    ···
  7. 82.
    0
    ayrılık sevdaya dahil

    açılmış sarmaşık gülleri
    kokularıyla baygın
    en görkemli saatinde yıldız alacasının
    gizli bir yılan gibi yuvalanmış
    içimde keder
    uzak bir telefonda ağlayan
    yağmurlu genç kadın

    rüzgâr
    uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
    mor kıvılcımlar geçiyor
    incin yalnızlığımdan
    onu çok arıyorum onu çok arıyorum
    heryerinde vücudumun
    ağır yanık sızıları
    bir yerlere yıldırım düşüyorum
    ayrılığımızı hissettiğim an
    demirler eriyor hırsımdan

    ay ışığına batmış
    karabiber ağaçları
    gümüş tozu
    gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
    yaseminler unutulmuş
    tedirgin gülümser
    çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    çünkü ayrılık da sevdâya dahil
    çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
    hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
    her an ötekisiyle birlikte
    herşey onunla ilgili

    telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
    gittikçe genişleyen
    yakılmış ot kokusu
    yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
    yansımalar tutmuş bütün sâhili
    çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
    çünkü ayrılık da sevdâya dahil
    çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

    yalnızlık
    hızla alçalan bulutlar
    karanlık bir ağırlık
    hava ağır toprak ağır yaprak ağır
    su tozları yağıyor üstümüze
    özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
    eflatuna çalar puslu lacivert
    bir sis kuşattı ormanı
    karanlık çöktü denize
    yalnızlık
    çakmak taşı gibi sert
    elmas gibi keskin
    ne yanına dönsen bir yerin kesilir
    fena kan kaybedersin
    kapını bir çalan olmadı mı hele
    elini bir tutan
    bilekleri bembeyaz kuğu boynu
    parmakları uzun ve ince
    sımsıcak bakışları suç ortağı
    kaçamak gülüşleri gizlice
    yalnızların en büyük sorunu
    tek başına özgürlük ne işe yarayacak
    bir türlü çözemedikleri bu
    ölü bir gezegenin
    soğuk tenhalığına
    benzemesin diye
    özgürlük mutlaka paylaşılacak
    suç ortağı bir sevgiliyle

    sanmıştık ki ikimiz
    yeryüzünde ancak
    birbirimiz için varız
    ikimiz sanmıştık ki
    tek kişilik bir yalnızlığa bile
    rahatça sığarız
    hiç yanılmamışız
    her an düşüp düşüp
    kristal bir bardak gibi
    tuz parça kırılsak da
    hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
    hâlâ kıpkızıl gülümseyen
    -sanki ateşten bir tebessüm-
    zehir zemberek aşkımız

    atilla ilhan
    Tümünü Göster
    ···
  8. 83.
    0
    Reserve
    ···
  9. 84.
    0
    am züt meme
    ···