-
26.
0am züt meme
züt meme am
meme am züt -
27.
0Hiç bir zaman olması gerektiği gibi değil; dedi insanlar.
Müziğin sesi, sözcüklerin yazılışı.
Hiç bir zaman olması gerektiği gibi değil, dedi,
bütün bize öğretilenler, peşinden koştuğumuz aşklar,
öldüğümüz bütün ölümler, yaşadığımız bütün hayatlar,
Hiç bir zaman olması gerektiği gibi değiller, yakın bile değiller.
Birbiri arkasında yaşadığımız bu hayatlar, tarih olarak yığılmış,
türlerin israfı, ışığın ve yolun tıkanması, olması gerektiği gibi değil, hiç değil, dedi.
Bilmiyor muyum? diye cevap verdim. Uzaklaştım aynadan. Sabahtı, öğlendi, akşamdı.
Hiçbir şey değişmiyordu.Her şey yerli yerindeydi.Bir şey patladı, birşey kırıldı,bir şey kaldı. -
28.
0uzun zamandır görmeyeli seni
bir başka kadın, bir hoş olmuşsun
kollarıma alıp da sarmayalı seni
beyaz peynir gibiydin kaşar olmuşsun -
29.
0biliyorum, hiç beklemiyordun bu daveti. birden geliverdi değil mi? ansızın vurdu şakağına; saçaktan düşen buzdan kılıçlar gibi. şaşırdın. huzurunun göbeğine irice bir taş savruldu; halka halka titremede gönlünün düştüğü göl şimdi. neşesi kaçtı vaktin; sevinçlerini pervane ettiğin mumlar titredi, bitti. akrep ve yelkovanın ayakları dolandı; beklediğin “az sonra”lar havada asılı kaldı. hüznün ölü kelebekleri kıpırdadı, sızılandı. aşinâlığın tadı bozuldu; acının ketum, kekre sütunları devrildi göğsüne. başını yasladığın uzun saatler, uzanıp uyuduğun bitmez günler vaadlerini yerine getiremeyeceklerini söylediler; yüzleri yerde, mahçup. oyala(n)dığın ağaç gölgeleri çekildi üzerinden. avunduğun/avuttuğun haz perdeleri parelendi. gözlerini ıslatamadan giden yağmurlar elindeki şemsiyeyi uçurdu. konforunu bozmamak için parmak uçlarına basa basa odana giren, kalbini kanatmadan usulca gidiveren uzak acılar yakana dolandı şimdi. “daha dün konuşmuştuk ama…” diyorsun. “ama nasıl olur!”lar çekip çekiştiriyor iki yakanı. “hiç beklenmedik bir ölüm!” “vakitsiz” “erken!” “sürpriz!”Tümünü Göster
işine ara vereceksin bugün… kocaman bir pürüz olup çıkıverdim karşına. hızını kestim hayatının. üzerine saldım kaygılarını. köşe bucak kaçtığın korkulara sobelettim seni. ölümle arana koyduğun duvarı yıktım. “ölüm bize de yaklaşırmış/yakışırmış” dedin. “ölmesi kanıksanmış, ölünesi bir yaştayız artık.” “rahmetli…” sıfatını ismimin üzerine yumuşak bir şal gibi atıvereceksin.
iki yakasında da eksiğim istanbul’un. vapurların hiçbiri beklemiyor beni iskelede. ben öldüm diye şeritleri eksilmedi otoyolların.
hayret! ben öldüm bu defa… şimdiye kadar hep başkalarıydı ölen. gitsen de bir gitmesen de bir, bir cenaze olacak cami avlularından birinde…
seni bilmem ama ben bu cenazeye mutlaka gitmeliyim. ayıp olur, çok ayıp… davetlilerin yüzüne bakamam sonra. dediği gibi şairin, bir musallâlık saltanatım bu benim. başroldeyim.
toprağa konulacak adam rolü benim. ardından ağlanılacak adamı ben oynayacağım. hiç itirazsız karanlığa uzanmak bana düştü bu defa. üzerine toprak atılan adamı… unutulmuşluklar altında yüzü erimeye bırakılan adamı… hüzünlerin münasebetsiz müsebbibi olacak adamı… ayakkabısı kendisini beklerken bağları çözülecek adamı…. elbiseleri evden çıkarılacak adamı… ben oynayacağım.
yatağı soğuk kalacak adamı… akşam eve dönmeyecek adamı… kapıyı çalması beklenmeyecek adamı… sofrada yeri olmayacak adamı… adı telefon rehberinden silinecek adamı… şehrin dudaklarından yarım ağız çıkmış bir hece gibi önemsizleşecek adamı…. ben oynayacağım. sevinçlerin ortasına en fazla bir hıçkırık gibi sokulsa bile hatıraların eşiğinden yüz geri edilecek adamı… resmine bakıp bakıp da ağlanacak (yoksa ağlanılmayacak mı?) adamı… “adı neydi… hani..!” diye yokluğu kanıksanacak adamı… soluk bir resimde mahzun bir tebessümün ardında aşklarını saklayan, susturan adamı… ben oynuyorum bugün… sahnedeyim.
beklerim.
en öndeki olmalısın ayakta duranların. en dik duranı.
işte davetiyen:
canını çok seven, her günün sabahında burada sonsuzca yaşayacağına yeniden kanan, her lezzetin tükenişinde ölümün yanına uğradığını unutan, her hazzın zirvesinde yakasındaki ölümlü etiketini isteyerek düşüren, her yaz sıcağında içi dünyaya iyiden iyiye ısınan, doğduğu yılın rakdıbının büyüklüğünün kendisini kabirden uzak tuttuğunu sanarak avunan, kalbinin her atışında ölümlerden döndüğünün farkında olmayan, damarlarının bir köşesinde ansızın geliverecek pıhtılardan yapılmış veda haberleri saklayan, ayrılıkların çatlaklarından giren hüzünleri ölümün nefesi gibi yudumlayan, sevenlerinin gözlerinin ışığına sığınarak ısınan, unutulmayı, yok sayılmayı en ürkütücü uçurum bilen, güzelliğini aynaların kırıklarında arayan, toprağa girmeye üşenen, uzun süredir aramızda yaşayan dostumuz, arkadaşımız, sırdaşımız, kardeşimiz, babamız, evladımız, şimdilik unutmayacağımızı umduğumuz, bir süre unutmaktan utanacağımız, sonra unutacağımız, en sonunda unuttuğumuzu da unutacağımız
doğduğu gün yakalandığı fanilik hastalığından, uzun süredir yatalak olmasına yol açan “her nefis ölümü tadacaktır!” yarasından, ömür boyu sancısını çektiği amansız yaşama rahatsızlığından kurtulup aramızdan ayrıl[maya ayarlan]mıştır.
cenazesi -umulur ki- en uzak zamanda, sızılarının köşe başlarında kılınan cenaze namazını takiben kaldırılacak, gözünden (belki gönlünden) uzak bir yerde unutuluş toprağına
gömülecektir.
senai demirci - talha bora öge
edit : http://fizy.com/#s/1ah652 -
30.
+2Yürü bire ehli deve endamini göreyim,
Sensiz geçen gecelerin ecdadini gibeyim,
Mecnun gibi top muyum bir am için öleyim,
Leylayi da gibeyim Mecnunu da gibeyim.
Bana yar olmayan karinin izzet-i itibarini gibeyim,
Yansin karilarin alayi su veren itfaiyenin hortumunu gibeyim,
Düshmüshüz bir huurnun belasina koymadik diye taa aminin ortasina,
Kader böyle yazmis ben böyle hatiranin hikayesini gibeyim.
Kerem daglari deler bir amcik ugruna,
Asli gitsin de ona buna vurdura,
Bir kari için deger mi bütün bunlara,
Her taraf amcik dolu mala iyi vurana...
Fuzuli am pesine düstün gurbete,
Am serindir am derindir, sifa verir millete,
Ye kebabi,iç şarabi,vur karpuz züte,
Bu gidishle, gibimi gidersin cennete. -
31.
0bu devirde herkes hep ben der
kimi gönülden kalender
hayat dediğin böyle işte
altınıu şer incisi ker -
32.
+1Sen, kaçak bir ürkek ceylansın dağda,
Ben, peşine düşmüş canavarım!
istersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım!
Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.
Kimsesiz odanda kış geceleri,
için ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgar değil, odur haykıran!
Göğsümden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü.
Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir.
Bana kalacaksın yine son günü.
Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
Varılmaz hayale işaret diye
Toprağında bir taş olur, beklerim... -
33.
0en sevilen şiir tanımlamasına inanmıyorum ben. hiç bir şey tüm duygu ve olaylar için aynı anda yeterli olamaz. şiir de öyledir. tüm aradığınız duyguları aynı anda barındırmaz içinde. bu doğrultuda tabiki nazım hikmet, ahmed arif, ahmet telli, edip cansever, cemal süreya, can baba, ataol behramoğlu, neruda, yılmaz odabaşı, atilla ilhan... yalnız bu aralar derin yorumu ve edip üstadın sağlam kalemiyle http://www.youtube.com/watch?v=itZ4n5XNlwo şiiri candır.
-
34.
+1leyla ela gözlü bir çöl ahusu
saçlari bahtindan daha siyahtir
bu akşam rüyamda leyla’yi
gördüm
derdini ağlarken yanan bir muma
ipek saçlarini elimle ördüm
ve bir kemend gibi taktim
boynuma
bu akşam rüyamda leyla’yi
gördüm
leyla ela gözlü bir çöl ahusu
saçlari bahtindan daha siyahtir
bir damla inciydi kirpiklerinde
aşkin istirapla dolu rüyasi
bir başka güzellik var kederinde
bir başka güzellik ruhunun yasi
bu akşam rüyamda leyla’yi
gördüm
leyla ela gözlü bir çöl ahusu
saçlari bahtindan daha siyahtir -
35.
+1şiir değil ama bunu da çok severim. kaynağı da çok ilginçtir yani...
Güneş açmış, gökyüzü pırıl pırıl, bahar geldi diyenlerle yolum ayrıldı benim! Karanlık çöktü gözlerimin perdesine. Sağım solum sızlıyor, kan ağlıyor kanımın her damlası, ben ağlıyorum kendime. Gözlerimden düşüyorum, havayı karanlık görüyorum. Kemanlar taksim geçiyor nefesimle ve defalarca ölüyorum her soluk alıp verişte. Sevmek ne güzel, ne güzel kalbin fonda doğaç atması diyenlere sözüm kalmadı benim! Basiretim adak ağaçlarına bağlandı. Sorularımın işaretlerini zincir yaptım, verilen sözlerin dağına tırmanıyorum. Bu kadar kolay mıydı diyorum. Peki kolay nedir diye soruyorum kendime. Zoru içimde büyüttüğümdendir, kolaylar kolaylıktan çıkmış diyorum. Gökten düşen elmanın iki yarısını ayrı düşünemem diyenlerle işim kalmadı benim! Kalbim öteki yarısından ayrılmış, kör sokaklarda eşini arıyor, mantığım hayretime gülüyor ve içim kendine güvenemiyor artık. Ben bunu bilir, bunu söylerim; zaman şarap gibi akıverirken çocuğunmuş gibi oluveriyor sevdiğin ve ayrılık vakti gelince daha da koyar adama derim. YALANLAR ALEMiNDE TANIMADIĞIM NEMLi GÖZLERE VERECEK UMUDUM KALMADI BENiM!!! -
36.
0Reserve
-
37.
+1Gül bahçesinde Geçsede ömrüm
inan uğruna gül koklamam gülüm
seni koklamak olsada olum
inan uğruna olmeye değersin gulum -
38.
0ayrılık sevdaya dahilTümünü Göster
açılmış sarmaşık gülleri
kokularıyla baygın
en görkemli saatinde yıldız alacasının
gizli bir yılan gibi yuvalanmış
içimde keder
uzak bir telefonda ağlayan
yağmurlu genç kadın
rüzgâr
uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
mor kıvılcımlar geçiyor
incin yalnızlığımdan
onu çok arıyorum onu çok arıyorum
heryerinde vücudumun
ağır yanık sızıları
bir yerlere yıldırım düşüyorum
ayrılığımızı hissettiğim an
demirler eriyor hırsımdan
ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu
gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
her an ötekisiyle birlikte
herşey onunla ilgili
telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen
yakılmış ot kokusu
yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
yansımalar tutmuş bütün sâhili
çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
çünkü ayrılık da sevdâya dahil
çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
yalnızlık
hızla alçalan bulutlar
karanlık bir ağırlık
hava ağır toprak ağır yaprak ağır
su tozları yağıyor üstümüze
özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
eflatuna çalar puslu lacivert
bir sis kuşattı ormanı
karanlık çöktü denize
yalnızlık
çakmak taşı gibi sert
elmas gibi keskin
ne yanına dönsen bir yerin kesilir
fena kan kaybedersin
kapını bir çalan olmadı mı hele
elini bir tutan
bilekleri bembeyaz kuğu boynu
parmakları uzun ve ince
sımsıcak bakışları suç ortağı
kaçamak gülüşleri gizlice
yalnızların en büyük sorunu
tek başına özgürlük ne işe yarayacak
bir türlü çözemedikleri bu
ölü bir gezegenin
soğuk tenhalığına
benzemesin diye
özgürlük mutlaka paylaşılacak
suç ortağı bir sevgiliyle
sanmıştık ki ikimiz
yeryüzünde ancak
birbirimiz için varız
ikimiz sanmıştık ki
tek kişilik bir yalnızlığa bile
rahatça sığarız
hiç yanılmamışız
her an düşüp düşüp
kristal bir bardak gibi
tuz parça kırılsak da
hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
hâlâ kıpkızıl gülümseyen
-sanki ateşten bir tebessüm-
zehir zemberek aşkımız
atilla ilhan -
39.
0Ağlamak için Gözden Yaş mı Akmalı?
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
victor hugo -
40.
0Ataol behramoglu -yasadiklarimdan ogrendigim birseyler var
not : tel.den yazamam oyle uzun uzun merak eden bulup okusun. -
41.
0anlamıyorum, içimde saklamıyorum özledim
bakınca eritiyor o güneşe doymuş gözleri
yanımda hayallerimi sardığım battaniyem
ve gönlün infilak edişleri, tükendi nefesim -
42.
0Beni güzel hatırla
Bunlar son satırlar
Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından
Yada bir yağmr sel oldum sokağında
Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim
Beklide bir rüyaydım
Senin için..
Uyandın ve ben bittim
Beni güzel hatırla
Çünkü sevdim seni ben her şeyini
Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın
Yüzüne vurmadım hiçbir ekgibliğini
Beni üzdün kınamadım
Alışıktım vefasızlığa el oldun aldırmadım
Beni güzel hatırla
Sayfalarca mektup bıraktım sana
Şiirler yazdım her gece
Çoğunu okutmadım
Sakladım günahını sevabını içimde
Sessizce gittim senden öncekiler gibi sende anlamadın
Beni güzel hatırla
Sana unutulmaz geceler bıraktım
Sana en yorgun sabahlar
Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım
En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka
Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye
Vedalar bıraktım duraklarda
Ne arasan bir sevdanın içinde
Fazlasıyla bıraktım ardımda
Beni güzel hatırla
Dizlerimde uyuduğunu düşün
Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı
Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne
Anlından öptüğüm dakikaları
Birazdan kapını çalan kişi olabileceğini düşün
Şaşırtmayı severim biliyorsun
Bu da sana son sürprizim olsun
Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
Beni güzel hatırla
Gidiyorum... -
43.
0Gözlerin gözlerime değince
Felaketim olurdu, ağlardım
Beni sevmiyordun, bilirdim
Bir sevdiğin vardı, duyardım
Çöp gibi bir oğlan, ipince
Hayırsızın biriydi fikrimce
Ne vakit karşımda görsem
Öldüreceğimden korkardım
Felaketim olurdu, ağlardım
Ne vakit Maçka'dan geçsem
Limanda hep gemiler olurdu
Ağaçlar kuş gibi gülerdi
Sessizce bir cigara yakardın
Parmaklarımın ucunu yakardın
Kirpiklerini eğerdin, bakardın
Üşürdüm, içim ürperirdi
Felaketim olurdu, ağlardım
Akşamlar bir roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona giderdin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felaketim olurdu, ağlardım -
44.
0Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı...
Gördükleri ru'ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen ruzgarı başka.
Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez;
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler.
Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
Boynunda O'nun kolları, koynunda O varsa,
Dalmışsa O'nun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.
Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardakı tuzdur.
insan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...
Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan.
Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?
Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
Rüzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden.
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o!
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!
Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
Simaları her lahza parıldar bu zeferle;
Gök, her tarafından, donanır meş'alerle!
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
Dunyayı unutmuş bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-
Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
Baştanbaşa, heryer kesilir kapkara, zindan...
Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak...
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...
Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
Ey aşk! O gönüller sana maloldular artık!
Ey vuslat! O aşıkları efsuna ramet!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et! -
45.
0ne keder ne gam bi sana doyamadım am
-
ccc rammstein ccc günaydın diler 10 01 2025
-
kaç para ulan bi kadın
-
baycerrah profil fotografini
-
michael scofield öz anneni ara sokaktaa
-
yarın bitlis merkez camiye gelmeyin
-
çaycı hüseyinin osuruğu meltemi
-
incisozluge foto yukleyemeyen
-
bu çocuğun fotosu ilk paylaşıldığında
-
sinir krizi geçirmiş inci sözlük yazarları
-
hayat artıgı merrhaba
-
mentalcel için intihar önerisi
-
para mal mülk zaten yok
-
pgiboloji bozuk yeni sakinleştirici vuruldum
-
mentalcel trans olursa şaşırmam
-
7deliklitokmak tarafından sözlüğe el konulmuştur
-
beter alinin yazar çıkması
-
benim çinli gibi çekik gözüm var
-
gwynpelin arka deliğine laps lapss
-
kurtlar vadisi en büyük kadın düşmanları
-
sözlükte bazen bir sessizlik oluyor
-
einsteinin teorik fizikçi olması
-
sıçmalı anal gibi bir şey zaten
-
beyler yıllık maaşım toplamda
-
merhaba elinde çiçekle bekleyenler sözlüğü
-
havuç tam bir dazlaktır
-
beyler türklerde neden kız kaçırma adeti var
-
ah havuç ah keşke paraları huurlarlaaaaa
-
allah rızası için havuç saç ektir
-
bu tiple bendenn çok güzel çingene
-
spor yapan erkekler ve oğlanlar
- / 2