1. 49.
    +1
    reserved
    ···
  2. 48.
    +1
    BEKLEYENLER iÇiN

    Bir ayak sesi duymayayım
    Kapıya koşuyorum
    Gelen sen misin diye
    Bir sarı saç görmeyeyim
    Yüreğim burkuluyor
    Ağlamaklı oluyorum
    Her şey bana seni hatırlatıyor
    Gökyüzüne baksam
    Gözlerinin binlercesini görürüm
    Bir rüzgar değse yüzüme
    Ellerini düşünmeden edemem
    Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
    Tadı senden gelir
    Yediğim yemişlerin
    içtiğim içkilerin
    Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
    Bu emsalsiz hüzün
    Seni beklediğim içindir

    Resmine bakamaz oldum
    Uykulardan korkuyorum artık
    Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
    Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
    Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni
    Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada

    Ve şu saat geldiğin anda
    Durabilir sevincinden
    Zaman çıldırabilir
    Çünkü benim dünyamda
    Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.

    Bir çocuk doğmayı bekler
    Bir ağır hasta ölmeyi
    Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
    Yalnız bir kadın sevilmeyi
    Ve düşün ki bir adam
    içinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
    Seni bekler
    Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi

    Sen gelinceye kadar
    Pencerem kapalı duracak
    Rüzgar gelmesin diye
    Artık perdeleri açmayacağım
    Gün ışığı girmesin diye
    Sonra kahrolacağım
    Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
    Ve günlerce gecelerce haykıracağım
    Nerdesin diye, nerdesin diye

    Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
    Biliyorum
    Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek
    Yıllarca sonra
    Öldüğüm gün bile gelsen
    Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup
    Çocuklar gibi sevineceğim
    Kalkıp sarılacağım ellerine
    Uzun uzun ağlayacağım
    ü.y. oğuzcan
    ···
  3. 47.
    0
    biliyorum sana giden yollar kapalı.
    ···
  4. 46.
    0
    Ay Karanlık

    Maviye
    Maviye çalar gözlerin,
    Yangın mavisine
    Rüzgarda asi,
    Körsem
    Senden gayrısına yoksam
    Bozuksam
    Can benim, düş benim,
    Ellere nesi?
    Hadi gel,
    Ay karanlık...

    itten aç
    Yılandan çıplak,
    Vurgun ve bela
    Gelip durmuşsam kapına
    Var mı ki doymazlığım?
    ille de ille
    Sevmelerim,
    Sevmelerim gibisi?
    Oturmuş yazıcılar
    Fermanım yazar
    N'olur gel,
    Ay karanlık...

    Dört yanım puşt zulası,
    Dost yüzlü,
    Dost gülücüklü
    Cıgaramdan yanar.
    Alnım öperler,
    Suskun, hayın, çıyansı.
    Dört yanım puşt zulası,
    Dönerim dönerim çıkmaz.
    En leylim gecede ölesim tutmuş
    Etme gel,
    Ay karanlık...

    ahmed arif
    _______________________________

    bu da ahmed üstaddan favorimdir. okuyun binler.
    ···
  5. 45.
    0
    Gitsin efendim

    Gidilmemesi gereken bir içkievi
    (Dişçiler, sakatlar, kalbi çürükler gitsin)

    Gidilmemesi gereken bir ev Dikmen’de
    (Üç kaatçılar, yalacılar, pijamalılar gitsin)

    Gidilmemesi gereken bir ev Y. Mahalle’de
    (Dönekler, uğrular, şerbetçiler gitsin)

    Yolcu bir bardak çay için benimçin
    (Aşıklar, şairler, işsizler içsin)

    Yaprak, mevsimin içi ve Çin-i Maçin
    (Devrimciler, namus erbabı, doğrucular içsin)

    Yolcu o şarkıyı bir kez daha dinle benimçin
    (Çıplaklar, mert kişiler, kuzular içsin)

    Bin dokuz yüz o yıllarda içtiğim sigara
    (Bin yıl koynumda beslediğim yılan içsin)

    Tam bir yıl can alacağım var birinden
    (Bir yılımı da işte falan filan içsin)

    Her şeyi öğrenir kişi ve bağışlar sonunda
    (Bir anamın sütü kaldı onu da bulan içsin)

    Sen son kokladığım gül: adın zambak
    (Sen başladın artık, her şey geçsin gitsin)

    Sen incelikler antolojisi, uyut beni
    (Sesin bir cibinlik gibi soluğumu kessin)

    Bir kez daha diyeyim: Özenle katlanmış bir mendil gibisin
    Sil beni n’olur kırk yıllık kirim pasım gitsin.

    Cemal Süreya (24 Mayıs 1973)

    ___________________________________________

    edit:cemal süreya( Cemalettin Seber),ahmed arif ve atilla ilhan, saygıyla anarım.
    dur lan orhan veli'yi unutmayalım amna kodumun gibkosu.
    ···
  6. 44.
    0
    Şiir kitabımı siz mi caldınız huur cocukları :( ne zamandan beri arıyordum.
    ···
  7. 43.
    0
    Sevdalı yüreklerde beyaz sürgünler

    Halayla, türkülerle sevdi bu kalpler

    Yıldızlarlar tutuştu siyah beyazla

    Marşlarımız ağlasın kartal aşkıyla

    Beşiktaş seninle ölmeye geldik... Beşiktaş

    Gücüne güç katmaya geldik

    Formanda ter olmaya geldik

    Beşiktaş seninle ölmeye geldik... Beşiktaş

    Barbaros meydanında dün gibi sevdan

    Derin bir nefes çektik Abbasağa'dan

    Bir umudum sensin anlıyormusun

    Hayat yaşanmıyor senle olmadan

    Beşiktaş seninle ölmeye geldik... Beşiktaş
    ···
  8. 42.
    0
    birak yumurtayi sucugu
    gotune tak bi nazar boncugu
    eger orucluyken 31 çekersen
    giberim seni huur çocugu

    inciden bi panpa
    ···
  9. 41.
    0
    rezerved
    ···
  10. 40.
    0
    ne keder ne gam bi sana doyamadım am
    ···
  11. 39.
    0
    Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
    Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
    Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
    Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı...

    Gördükleri ru'ya ezeli bahçedir aşka;
    Her mevsimi bir yaz ve esen ruzgarı başka.
    Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez;
    Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...

    Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
    Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
    Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
    Sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler.

    Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
    Boynunda O'nun kolları, koynunda O varsa,
    Dalmışsa O'nun saçlarının rayihasiyle,
    Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.

    Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
    Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
    Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
    Zira, susatan zevk, o dudaklardakı tuzdur.

    insan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...
    Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan.
    Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
    Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?

    Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
    Rüzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden.
    Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o!
    Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!

    Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,
    Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
    Simaları her lahza parıldar bu zeferle;
    Gök, her tarafından, donanır meş'alerle!

    Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
    Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
    Dunyayı unutmuş bulunurken o sularda,
    -Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-

    Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
    Baştanbaşa, heryer kesilir kapkara, zindan...
    Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak...
    Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...

    Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
    Ey aşk! O gönüller sana maloldular artık!
    Ey vuslat! O aşıkları efsuna ramet!
    Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!
    ···
  12. 38.
    0
    Gözlerin gözlerime değince
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Beni sevmiyordun, bilirdim
    Bir sevdiğin vardı, duyardım
    Çöp gibi bir oğlan, ipince
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Ne vakit karşımda görsem
    Öldüreceğimden korkardım
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Ne vakit Maçka'dan geçsem
    Limanda hep gemiler olurdu
    Ağaçlar kuş gibi gülerdi
    Sessizce bir cigara yakardın
    Parmaklarımın ucunu yakardın
    Kirpiklerini eğerdin, bakardın
    Üşürdüm, içim ürperirdi
    Felaketim olurdu, ağlardım
    Akşamlar bir roman gibi biterdi
    Jezabel kan içinde yatardı
    Limandan bir gemi giderdi
    Sen kalkıp ona giderdin
    Benzin mum gibi giderdin
    Sabaha kadar kalırdın
    Hayırsızın biriydi fikrimce
    Güldü mü cenazeye benzerdi
    Hele seni kollarına aldı mı
    Felaketim olurdu, ağlardım
    ···
  13. 37.
    0
    Beni güzel hatırla
    Bunlar son satırlar
    Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından
    Yada bir yağmr sel oldum sokağında
    Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim
    Beklide bir rüyaydım
    Senin için..
    Uyandın ve ben bittim
    Beni güzel hatırla
    Çünkü sevdim seni ben her şeyini
    Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın
    Yüzüne vurmadım hiçbir ekgibliğini
    Beni üzdün kınamadım
    Alışıktım vefasızlığa el oldun aldırmadım
    Beni güzel hatırla
    Sayfalarca mektup bıraktım sana
    Şiirler yazdım her gece
    Çoğunu okutmadım
    Sakladım günahını sevabını içimde
    Sessizce gittim senden öncekiler gibi sende anlamadın
    Beni güzel hatırla
    Sana unutulmaz geceler bıraktım
    Sana en yorgun sabahlar
    Gülüşümü gözlerimi sonra sesimi bıraktım
    En güzel şiirleri okudum gözlerine baka baka
    Söylenmemiş merhabalar sakladım her köşeye
    Vedalar bıraktım duraklarda
    Ne arasan bir sevdanın içinde
    Fazlasıyla bıraktım ardımda
    Beni güzel hatırla
    Dizlerimde uyuduğunu düşün
    Saçını okşadığımı üşüyen ellerini ısıttığımı
    Mutlu olduğun anları getir gözünün önüne
    Anlından öptüğüm dakikaları
    Birazdan kapını çalan kişi olabileceğini düşün
    Şaşırtmayı severim biliyorsun
    Bu da sana son sürprizim olsun
    Şimdi seninle yaşanan günleri ateşe veriyorum
    Beni güzel hatırla
    Gidiyorum...
    ···
  14. 36.
    0
    anlamıyorum, içimde saklamıyorum özledim
    bakınca eritiyor o güneşe doymuş gözleri
    yanımda hayallerimi sardığım battaniyem
    ve gönlün infilak edişleri, tükendi nefesim
    ···
  15. 35.
    0
    Ataol behramoglu -yasadiklarimdan ogrendigim birseyler var
    not : tel.den yazamam oyle uzun uzun merak eden bulup okusun.
    ···
  16. 34.
    0
    Ağlamak için Gözden Yaş mı Akmalı?

    Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
    Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
    Sevmek için güzele mi bakmalı?
    Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
    Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
    Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
    Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
    Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
    Solması için gülü dalından mı koparmalı?
    Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
    Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
    Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?

    victor hugo
    ···
  17. 33.
    0
    ayrılık sevdaya dahil

    açılmış sarmaşık gülleri
    kokularıyla baygın
    en görkemli saatinde yıldız alacasının
    gizli bir yılan gibi yuvalanmış
    içimde keder
    uzak bir telefonda ağlayan
    yağmurlu genç kadın

    rüzgâr
    uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
    mor kıvılcımlar geçiyor
    incin yalnızlığımdan
    onu çok arıyorum onu çok arıyorum
    heryerinde vücudumun
    ağır yanık sızıları
    bir yerlere yıldırım düşüyorum
    ayrılığımızı hissettiğim an
    demirler eriyor hırsımdan

    ay ışığına batmış
    karabiber ağaçları
    gümüş tozu
    gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
    yaseminler unutulmuş
    tedirgin gülümser
    çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    çünkü ayrılık da sevdâya dahil
    çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
    hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
    her an ötekisiyle birlikte
    herşey onunla ilgili

    telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
    gittikçe genişleyen
    yakılmış ot kokusu
    yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
    yansımalar tutmuş bütün sâhili
    çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
    çünkü ayrılık da sevdâya dahil
    çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

    yalnızlık
    hızla alçalan bulutlar
    karanlık bir ağırlık
    hava ağır toprak ağır yaprak ağır
    su tozları yağıyor üstümüze
    özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
    eflatuna çalar puslu lacivert
    bir sis kuşattı ormanı
    karanlık çöktü denize
    yalnızlık
    çakmak taşı gibi sert
    elmas gibi keskin
    ne yanına dönsen bir yerin kesilir
    fena kan kaybedersin
    kapını bir çalan olmadı mı hele
    elini bir tutan
    bilekleri bembeyaz kuğu boynu
    parmakları uzun ve ince
    sımsıcak bakışları suç ortağı
    kaçamak gülüşleri gizlice
    yalnızların en büyük sorunu
    tek başına özgürlük ne işe yarayacak
    bir türlü çözemedikleri bu
    ölü bir gezegenin
    soğuk tenhalığına
    benzemesin diye
    özgürlük mutlaka paylaşılacak
    suç ortağı bir sevgiliyle

    sanmıştık ki ikimiz
    yeryüzünde ancak
    birbirimiz için varız
    ikimiz sanmıştık ki
    tek kişilik bir yalnızlığa bile
    rahatça sığarız
    hiç yanılmamışız
    her an düşüp düşüp
    kristal bir bardak gibi
    tuz parça kırılsak da
    hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
    hâlâ kıpkızıl gülümseyen
    -sanki ateşten bir tebessüm-
    zehir zemberek aşkımız

    atilla ilhan
    Tümünü Göster
    ···
  18. 32.
    +1
    Gül bahçesinde Geçsede ömrüm
    inan uğruna gül koklamam gülüm
    seni koklamak olsada olum
    inan uğruna olmeye değersin gulum
    ···
  19. 31.
    0
    Reserve
    ···
  20. 30.
    +1
    şiir değil ama bunu da çok severim. kaynağı da çok ilginçtir yani...

    Güneş açmış, gökyüzü pırıl pırıl, bahar geldi diyenlerle yolum ayrıldı benim! Karanlık çöktü gözlerimin perdesine. Sağım solum sızlıyor, kan ağlıyor kanımın her damlası, ben ağlıyorum kendime. Gözlerimden düşüyorum, havayı karanlık görüyorum. Kemanlar taksim geçiyor nefesimle ve defalarca ölüyorum her soluk alıp verişte. Sevmek ne güzel, ne güzel kalbin fonda doğaç atması diyenlere sözüm kalmadı benim! Basiretim adak ağaçlarına bağlandı. Sorularımın işaretlerini zincir yaptım, verilen sözlerin dağına tırmanıyorum. Bu kadar kolay mıydı diyorum. Peki kolay nedir diye soruyorum kendime. Zoru içimde büyüttüğümdendir, kolaylar kolaylıktan çıkmış diyorum. Gökten düşen elmanın iki yarısını ayrı düşünemem diyenlerle işim kalmadı benim! Kalbim öteki yarısından ayrılmış, kör sokaklarda eşini arıyor, mantığım hayretime gülüyor ve içim kendine güvenemiyor artık. Ben bunu bilir, bunu söylerim; zaman şarap gibi akıverirken çocuğunmuş gibi oluveriyor sevdiğin ve ayrılık vakti gelince daha da koyar adama derim. YALANLAR ALEMiNDE TANIMADIĞIM NEMLi GÖZLERE VERECEK UMUDUM KALMADI BENiM!!!
    ···