benim adım buka ve asosyal bir panpanızım beyler hiç arkadaşım yok.

dün traş olmaya karar vermiştim.
saçlarım omzuma kadar geliyordu ve bakım yapması epey zordu uzun saçlara niye uzatıyordum onu da bilmiyordum.

neyse işte berbere gittim, abi yanları üçe ver üstten hafif kalsın dedim. demez olaydım amk.

beyler adam kesti filan sonra taradı işte saçı saçımın arka kısmını arkaya doğru ön kısmını öne doğru taradı. beyler yemin ediyorum tam bir kekoya benzedim.

neyse parayı verdim çıktım berberden ama bana bişeyler oldu amk.

mahallede top oynayan veletlerin yanına gittim ve 50 kuruş sormaya başladım çocuklar kaçtı gitti. sonra yokuşun sonunda olan evime giderken yokuşun başından aşşağı 2 kişi geliyordu bana " bukkooo nerde galdı loğ" diye sordu. bi baktım iki tane keko, sonra" siz kimsiniz beyefendi" demek istedim ama ağzımdan çıkan sözcükler farklıydı,"ne diyisen mıhoğ geldim iştea".

ben biraz korkmaya başladım beyler çünkü bu kekoları tanımıyorum ama onlar beni tanıyordu.

edit: kimse okumuyor amk bu editi okuyacak kadar takip edenler varsa devan ederim.

ben korkmaya başladım ama yapacak bişey yok vücudum düşündüklerimin aksine hareket ediyordu bende zorladım kendimi ve kaçmaya başladım arkadan, "nereye kaçisen" seslerini duya duya koşmaya başladım ve evime girdim.

çok korkmuştum aynaya baktım, evet tam bir kekoya benziyordum.
banyoya girdim yıkandım , tüm kekoluğumdan arınmak için yıkandım, bi iki posta attım çıktım.
bugün olanları düşünmeye başladım.

hayatımda yaşadığım en aksiyon dolu saniyelerdi.
hayatımı sorgularken uyuya kalmışım. ikindi vakti uyandım cıbıldaktım. hasta olmadığıma şükür edip
üstümü giyindim sonra aynanın karşısına geçtim.

banyodan hemen çıkıp uyuduğum için saçım başım dağılmıştı. bende gidip ısladım saçımı saç kurutma makinasını alıp saçımı arkaya doğru tarayarak kuruttum. bu kez kekoluktan kurtulmuş tam bi berkecan olmuştum.
kekoluktan iyidir diyerek dışardaki bikaç işimi yapmak üzere dışarı çıktım. ama yine yanılmıştım.

hostur gulmusem suko

susu ne amk saykosu dnwjsjsjanwskqjsjsqmdns

Çıldırıyorum dıbına koyim

beyler size yemin ediyorum evin kapısını kapatır kapatmaz telefonum çalmaya başladı aldım baktım elime tantuğcan yazıyordu. bu kim acaba amk diyerek açtım telefonu açar açmaz," aloo panpiş nerdesin yaaaaa" diye ses geldi.
ben de şaşırmış bir şekilde,"bu kim, kiminle konuşuyorum" diye sordum doğal olarak.
sonra o da,"bukacan ne oluyooo tanımadın mı beni ben tantuğcan, hadi seni aşşağıda bekliyoruz gel hadi" dedi. benim başımdan aşşağı kaynar sular döküldü.

bide bu çıktı başımıza. kimdi bu? beni nerden tanıyordu? bekliyoruz derken kimleri kast ediyordu?

aklımdaki bu sorularla kendimi merdivenin son basamağını inerken buldum. bina kapısını açıp açmamakta tereddütte kaldım ama yapacak bir sürü işim vardı.

bina kapısını açar açmaz karşımda bir range rover jeep belirdi. içinden tantuğcan olduğunu tahmin ettiğim kişi çıkıp "nerde kaldın kanka yğğeaaaa" dedi. ben şaşkınlıkla buna bakarken o "neye bakıyosuun binsene hadi arabaya" dedi. ben hala şoktaydım bime gitsemmi ki diye düşünerek bindim arabaya.

arabada dört tane kızı görünce şaşkınlığım geçmiş azmaya başlamıştım.
bunlar kim diye sordum. tantuğcan kızların isimlerini saydı; susu, perisu, denizsu ve pelinsu imiş isimleri.

10 aydir uzattigim saclarimi 15 temmuz da kestirdim

Tutucak

Tutar suku hahaha

(bkz: franz kafka dönüşüm)

bu ne amk devam beğendim

devam rez suku

okuyan 2-3 panpam olsa bile devam.
(son part beyler)

bu tantuğcan sürmeye başladı arabayı starbucksa geldik.
bunlar mochiattofrapefilanfalan saymaya başladı bana geldi sıra bende ne isteyeceğimi düşünüp bi çay istemeye karar verdim orda duran barista'ya "abi bana bi çay" demek istedim ama ağzımdan,"sen bana bi tane double shot espresso frappe mochiatto versene" çıktı. olamaz yine olmuştu.
ben yine korkmaya başlamıştım ki arabaykenden beri kestiğim perisu geldi yanıma.

beyler çok güzeldi kız tam çakmalık yani;
turkuaz renkli gözleri, hafif şişman doğal dudakları (tam bj'lik) , avucuma alsam taşacak memeler ve karpuz gibi bir popo ha bide kumral saç ve bronz teni.

perisu'yu süzerek bu ayrıntıları hafızama kazıdım ve tabi benim minik buka ayaklanmaya başladı.
sevmiştim bu hayat tarzını.

ben utanıyorum ama bu tikilerin yaşam stili aklıma geldi ve sokuldum perisu'nun yanına. hiçbirşey demedi. baldırlarını sıktım memelere elimi zütürdüm yine tık yok kızda.

ben bundan cesaret alarak buna dedim hadi bi lavaboya gidelim beraber.
kabul etti amk. gittik lavaboya noldu diye sordu ben dedim ne noldu hadi soyunda işimizi çabuk bitirelim dedim.

bu soyundu beyler tam gircem perisu bana " "napıyoooğğsunnn bukacaaannn?!" dedi.
ben senle sevişiyorum işte dedim .

bunu der demez kahkaha atmaya başladı. hemen ardından:
" sen gaysin bukacan beni mi gibcen" dedi

beyler benim kafamda şimşekler çaktı zaten otururken çüküm kazık gibi olmasına rağmen banyoya girdiğimde sönmüştü ordan anlamalıydım ama nasıl anlayayım amk. ben dondum kaldım beyler.

direk çıktım starbuckstan eve vardım pederin saç kesme makinası vardı giberler saçını da stilini de dedim ve kestim amk saçı sonra gittim uyudum.

bu da böyle saçma salak gibik bi anımdır.