beyler dertleşicek adam arıyorum acil

söyleşi saati geldi. tabi herkes orda dernekten. oturuyoruz dinliyoruz. şarap içiyoruz. iyice sevgili gibiyiz ama. iki kişi takılıyoruz hep. dubai bini çıkalım mı artık birlikte olmak istiyorum burası çok kalabalık dedi. iyi canım dedim çıkarız tabi. tam çıkarken onur diye bi arkadaş peşimize takıldı. ben de gelebilir miyim diye. e aramızda bi şey yok gibtir git diyemiyorum. kız da bana bakıyo. ben susunca o da gel dedi. o sırada onura bi telefon. ev arkadaşı. onu da tanıyoruz. aa ben de geliyorum demez mi ? 3 erkek bi kız. saçma sapan bir ekibiz. mekanlar almıyor görünce. sokaktan çevirmiş de damsız girmeye çalışıyo gibiyiz. kız hiç böyle hayal etmemiştim ama olsun dedi. oturduk bi yere. benim sevgilim zannettikleri -büyük bir kitlenin- kız arkadaşım var. kızın adı da seda olsun amk. seda sürekli onu soruyo. sevgilin mi bak doğruyu söyle diyo. hayır diyorum e bilemem artık diyo gülüyo. yine kendimize bi muhabbetimiz var en azından laf çarpabiliyorduk. tam o sırada 2 arkadaş daha geldi. birisinin adı mert. diğerinin çok da bi önemi yok. mert sedayı yıllardır tanıyo. aynı memlekettenler. oturdular. sedayı çağırdı mert yanına. kendisi çok yapmacık ve içten pazarlıklı bi insan bunu da biliyorum. kesin bi bit yeniği var diye düşünüyorum bu işin içinde

tekrar geldiler masaya. 5 erkek bi seda. resmen kafayı yemek üzereyim. kıza ilk defa o gece adam akıllı yürüyecektim başıma gelenlere bak. birden mert kalktı biz gidiyoruz diye. 10 dakika sonra sedaya bi telefon geldi. ben gidiyorum dedi. mal gibi kaldım tabi. nereye diyorum ya dönmem lazım diyo. ısrar ettim söylemedi. tam bir kevaşe gibi güldü suratıma. ben de tamam naparsan yap git dedim. biz de damsız kalınca mekandan bizi de kovaladılar. onur ev arkadaşı ve ben gittik onların evine. aklım bi yandan seda da. bi yandan kandırıldığım bariz. bi yandan onur binine sövüyorum. bi yandan bira yok derken telefon geldi. arayan tabiki seda.

telefonu açtım. uzun zamandır ilk defa mutsuzdum. hastalık da var malum. ne diyeceğimi bilemedim. kitlendim. başlarsam küfür edicem çünkü. o da telefonu açmadığımı düşündü heralde. "ya şimdi kesin açmaz ha" falan diyo. ne var çıktı sadece ağzımdan

- ne var seda ?
+ nerdesin dubai bini
- onurlara geldim. noldu ?
+ ya otobüsü kaçırmışım da gidemiyorum. geliyim mi arkadaşa mı gidiyim ?
- ne istersen onu yap. sen bilirsin
+ yapma böyle. geliyorum oraya. durakta bekle beni şarjım bitiyo. taksiden seni görmezsem inemem
- iyi gel hadi bekliyorum

seviniyorum bi yandan. ama her şey normalken masadan kalkıp gitmesi hala çok fena koyar bana. o an daha da alevli tabi. neyse yürüdüm durağa. yanımda onur da var. 15 dakika sonra geldi. yine gülüyo. ben iyice ifrit oldum. tekrar eve yürümeye başladık.

yüzüme bakıyo gülerek. ne var diyorum. kızdın mı bana diyo. yok diyorum tam bir ergen gibi hissettim o an kendimi. üzülme ya daha çok takılırız falan dedi. sonra koluma girdi. bira alıyım mı sana diyo. yemek söyliyim mi diyo. seda bırak diyorum. beni ne kadar zor durumda bıraktığının farkında mısın ? ve bana yalan söyledin gidicem diye. otobüsünün bittiği de yalan. bundan sonra ben sana güvenip nasıl dışarı çıkabilirim dedim. o sırada eve geldik. onur'la ev arkadaşı durmadan bana sallıyolar. hep bir şeyle taşak geçme peşindeler. kızla aynı koltuktayız. ben uzanıyorum o da ayak ucumda. üstümüzde battaniye var. sanki kuzeniyle oynarmış gibi gıdıklıyo gül biraz diyo. o an bağlandım işte. çünkü şu an karşımda o giblemez tavrıyla dururken benim içimden bi şeyler kopup gitmişti. alev alev yanıyordu tam anlamıyla. onurlar yattı. salonda yalnız kaldık. televizyonda suskunlar vardı. ilk defa o gün izlemiştim lan sırf kızın yüzüne bakmamak için. aradan 10 dakika geçmeden surat ifadesi değişti. ciddileşti.

o anımı ifade etmek gerekirse bi şarkıyla. o da kesin budur:

http://www.youtube.com/watch?v=7wOOhU0Lzo8

ki hala ben aynı yerdeyim beyler. hep anlamlıdır bu şarkı. kaç defa kendimi dinlerken gözlerim yaşlı buldum

benim de adım mert bu arada. yüzünü televizyona döndü. yüzünün kızardığını görebiliyodum. ama bana bakmıyodu. baksın diye bi şeyler söyledim. cevap bile vermedi. artık dayanamıycak oldu ki döndü. gözleri dolmuştu. yavaş yavaş yaşlar süzülmeye başladı. diyalog bu:

- mert gerçekten çok mu önemli bugün masadan kalkıp gitmem
+ sence seda ? kendini benim yerime koysana. sevmediğim insanlarla aynı masada bırakıp gittin beni. senin için dışarı çıktım ben bu akşam. bunu nasıl bu kadar basite indirgiyosun. bundan sonra bitti gerçekten. seninle dışarı çıkmayı düşünmüyorum gerçekten.
- komiksin gerçekten. hala çocuk gibisin. senin için neler yaptığımı görmüyosun. gerçekten görmüyorsun
+ neyi kastediyosun anlamıyorum
- sırf senin için sabah dersime girmeden elimde kitaplarla yanına geldim. biraz daha vakit geçirelim diye. arkadaşlarımı ektim seninle buluşmak için. sırf senin yanında olabilmek için geldim buraya. cebimde para kalmadı. 2 aydır senin dışında kimseyle dışar çıkmadım nerdeyse. nasıl bu kadar sert dönüyosun ?
+ ben böyleyim. ne olduğunu anlatmadan emin ol değişmiycek
- anlatıyorum ama aramızda. mertler bir mekana girememişler damsız. beni çağırdı. bu insanlarla ne işin var dedi ? ben seninle buluştuğumu onların eklendiğini söyledim. mert de o içiyorsa problem yok sen gel dedi. ben de takıldım öyle gittim. mekanı beğenmeyince çıktık. onlar evine gitti ben de senin yanına geldim

beynimden vurulmuşa döndüm lan resmen. yüzsüzlüğünü alenen anlattı kız. hiç de teklemedi. çok mu kolaydı bu kadar her şey.

+ bi de bana bunu anlatıyo musun. artık sus seda yüzsüzlük olur da bu kadar olmaz. ne demek bırakıp gitmek ya. hem de böyle bi durumda
- ya bu kadar takıcağını düşünmemiştim. özür dilerim

ben yine ters gittim tabi. sonraki diyalogları hatırlamıyorum ama yelkenleri suya indirdim. göbeğine yattım. barıştık mı dedi. düşünücem dedim. bütün gece yüzünü sevdim. elini tuttum. yorulduysan gel sen yat diyorum. yok ipler benim elimde olsun diyo.

açıkçası olayı lehime çevirdiğimi düşünüyordum. farazi bi olay durumumuzu hızlandırmıştı. tek battaniye var diye o gece uç uca yattık. sabah gelip direk yanıma yattı. onurlar görmesin diye çok devam edemedik tabi. kalktık sonradan. bi şeyler atıştırıp çıktık

sevgili gibi gidiyoruz lan resmen. hala şaşkınım bu duruma. o gün de mert'in bi yerde sunuculuk yaptığı söyleşi vardı. ben gitmiycem sen de sakın gitme dedim. tamam dedi. bugün dolaşalım mı dedi. hazır yanyanayız. yine yorgunum falan dedim. ya yapma hadi ne zaman görüşücez bi daha kimbilir dedi. yok dedim gitmem lazım. metrodan indim. arkama baktım yine gözleri dolmuştu. eminim ya artık. burnu da sürtsün istiyorum. o rahatlıkla çıktım. asıl her şey ondan sonra başladı. metrobüse bindim eve doğru gidiyorum. bi telefon. mert arıyo

- gelmiyo musun olm bugün sunucuyum ben. kalabalık gitmemiz lazım. seda yanında mı ?
+ yok az önce ayrıldık. ben gelmiyorum
- bi dk bekle bi dk... senin ben dıbına koyyim şerefsiz. anca gezmeye gidin siz.

dıt dıt dıt. giblemedim tabi. dünkü oçluğu bilmediğimi zannediyo. ardından sedayı aramış. o da aynı cevabı verince çağırmış yanına. bu kadarını biliyodum önceleri. o telefondan sonra seda mesaj atmaz oldu hiç. ben atıyorum. kısa kesiyo. bi gün geçti. ilaçlarımı aldım erken uyudum. sabah kalkıp telefonu açtım belki bi şey vardır diye. yok. çıldırıcam. daha bi gün önce sarmaş dolaştık. ne oldu birden ? bir şey mi oldu diyorum. yok diyo. buluşalım diyorum. uzun süre görüşmesek iyi olucak diyo. hayatımı mahvettim şimdi de seninkini edemem diyo. neyse bi şekilde görüşme kopardım

bi sabah buluştuk. noluyo dedim

- mert bak her şey çok acele oldu. ben de anlamadım. bi anda sarmaş dolaş kaldık. yanlış yapıyoruz. ben kendi şehrime dönücem.( normalde istanbulda kalıcaktı tatilinde birlikte ağvaya falan kaçıcaktık). böylesi daha iyi olucak.
+ kesin bi şeyler oldu. ne dedi sana o gün huur çocuğu
- burası siyasi bi çevre. sen buraya sevgili bulmaya mı geldin dedi ?
+ sen de bunu ciddiye mi aldın. bak ben senin için o insanları karşıma alırım. başka bi şey varsa söyle. gizliden görüşürüz. ne kadar mutluyduk bak. şimdi neden birden böyle oldu.
- bilmiyorum ben de anlamadım. hislerini bilmiyorum. ama emin ol senin hislerin benden farklı. ve senin bana hissettiğini ben sana hissetmiyorum.

beynimden vuruldum sanki. onu ilk tanıdığımdaki mutsuz insana geri döndüm hemen. sırf gece kendimle yalnız kalıp ağlamayayım diye bayılana kadar içen bi insandım. beni sevgimi ifade etmek için içen insana çevirmişti. her şey bi film şeridi oldu aktı. bitmeye yakın winston soft paketi, kırmızı ojeleri, yüzüme ilk dokunuşu, gülerken küçülen çekik gözleri, gri çizmeleri. daha bi sürü şey. eminim hepiniz yaşamışsınızdır beyler. anlatmıyorum o yüzden pek. devam ediyorum

@46 hikaye uzun panpa. yarısını geçtik. 3 gibi biter merak etme

ben geçiştirdim hemen. ben de istemiyorum aslında. nasıl oldu anlamadım dedim. yakınlaştık belki tamam ama telafisi bizim elimizde. yeniden arkadaş olamaz mıyız dedim. bilmiyorum kafam çok karışık dedi. kalktık. normalde gidicekti o gün memlekete. ama gitmedi. bi yanım gitmek istiyo bi yanım gezmek istiyo seninle dedi. bütün gün gezdik. sarıldık birbirimize ayrıldık. akşam tekrar mesajlar kesildi

ertesi gün arkadaşlarla buluştuk. bizi ilk buluşmada eken. o gece onlarda kaldı. birbirimize laf çarpıyoruz sürekli. ama karşılıklı paslar bitti. ben kovalıyorum o kaçıyor. ordaki kız arkadaşlara mert bana karşı bi şeyler hissediyo heralde. ben de ona karşı kayıtsız kalamıyorum. ne yapacam demiş. ben bunları sonradan duydum. ama bir şeyi değiştirmezdi zaten.

o gece arkadaşta kaldı. sabah bize kahvaltıya geldi. bi mutlu bi mutsuz hallerimize devam. yemeği yedik. ben uyuycam dedi ve yatağıma yattı direk. ben de yanına yattım. ona uzun zamandır o kadar yakın olamamıştım. kalbim yerinden fırlayacak gibi. artık bu işin dönüşü yoktu. sessizce kimsesizce gönderdim dudaklarımı :(

o da devam etti. beni sakın yanlış anlama ben böyle takılacak bi insan değilim dedi. benden farklı beklentilerin olmasın. hiç sorgulamadım. yoktu çünkü kafamda. bizden çıktık. otobüse binerken uzun bi süre görüşmeyelim dedi gitti. bu hafta hep böyle geçti. sürekli gel-gitlerle. akşam yurda gidince de mesaj attı yarın yurda gel film izleyelim diye. yurdunda kimse yoktu. ben de tamam dedim. ertesi gün gelme dedi. 2 saat sonra tekrar gel dedi. artık dayanamıyordum. taksime gel dedim. ilacımı aldım. yoksa onu orda öldürebilirdim. o derece sinirlenmiştim.

geldi. sanki hiçbir şey olmamış gibi. oturduk

- bak seda bana karşı net ol. yoksa bu iş olmayacak
+ mert bi ilişkiden yeni çıktım sen de biliyosun. güvenemiyorum. olmuyor. seni sevmeye çalışmadım mı zannediyorsun. ama olmuyor. deniyorum olmuyor
- sana karşı hislerim belli. her gün bu git gellerini çekmektense bi daha görüşmemek daha iyi.
+ böyle deme. tekrar arkadaş olabilir her şeyi unutup
- unutup mu ? unutulacak bir şey kaldı mı sence ? deli gibi seviyorum seni anlamıyo musun ?
+ farkındayım ama gerçekten olmuyor. bana iki seçenek sunuyosun ya bitsin ya sevgili olalım diye. emin ol ikisinden birini seçmek çok zor. seninle ilk tanıştığımızda çok eğleniyodum. her gün dışarıdaydık. uyumluyduk. ama bi anda eski sevgilim çıkageldi. mesaj attı geçen gün. o an ben de tepe taklak oldum. çok özür dilerim senden. bi daha görüşmeyelim kararın netse
-net.

hesabı ödedim. tam kalkarken elimi tuttu. çektim. sonra ağlamaya başladı. 2 dakika direndim kendime. ama dayanamadım tuttum elini. dışarı çıktık merdivenlere oturduk. bütün arkadaşlarım seninle çıkmamı istiyorlar sanırım ben de ikna oldum artık. seviyorum seni heralde dedi. ve öpmeye başladı beni. ya herro ya merro tutmuştu sanki o an.

- mert yurda gel
+ saçmalama seda. hala kafan karışık bu halde olmaz
- yatıcağımızı mı düşünüyorsun. ben sadece bütün gece seninle konuşmak istiyorum.

neyse gittik yurda. sağlıklı düşünen bi birey değildim o zaman. zannettim ki eğer yatarsak bu git-geller bitecek. film izlerken muhabbeti oraya getirdim. bi şekilde bağladım. ve gerçek bi sevgili gibi tamamladık. sigarayı yaktım. benden mutlusu yoktu. sevgilim vardı artık. 1 haftadır yaşadığım şeylere de tuzu biberi olarak bakıyordum.

- mert
+ efendim hayatım
- bi daha görüşmiycez, tamam mı ?

ağlamaya başladı. noluyor diyorum. ses yok. hüngür hüngür ağladı 10 dakika. sakın bi daha bana mesaj atma. git başkalarıyla takıl. ben de sana atmıycam. kendine çok iyi bak dedi. sadece bunları duyabildim. dayanamadım. direk çıktım otobüse bindim eve geldim. uyudum

ilk 3 gün bi şey yoktu. sonra dürtmeye başladı tabi. dayanamadım. aradım.

- seda seni çok özledim
+ ben de
- nerdesin geliyorum
+ arkadaştayım. yarın görüşelim.

yarın görüştük tabi. biter mi git-geller bitmez hiçbir zaman. ağlamaya devam. fakat gittikçe eski sevgilisinin adını daha çok duymaya başlamıştım. artık anladım. eski sevgilisini unutamayan akılsız bir kız seviyordum. onun aldatmasına rağmen ben ikinci planda olandım. oysa çoğu ilki benleydi. ilk sarhoşluğu, ilk dans edişi, ilk gezmesi daha bir sürü şey.

1 hafta daha git-gelleri sürdü. artık eski sevgili baya belirgindi. ya ben ? ona düpedüz aşıktım. oysa o asla benim onu sevdiğim kadar beni sevemezdi. onu en çok eski sevgilisi o da en çok eski sevgilisini sevmişti. benle takılması da tamamen git-gellerdendi. memleketine gitmeye karar verdi yine bir gün. aramız iyiydi o sıralar. yine sevgili moduna girebilmiştik. gecenin bi vakti arayıp seni çok özledim diyordu bazı geceler. memleketine gittikten bir iki gün de çok iyi devam etti. sonra yine soğudu. beni arama dedi. durur muyum ? hep aradım. sonunda düzeldi tekrar. istanbul'a gelince her şeyi unuttuğunu düşünüyordum. geldiği ilk gece. sarmaş dolaş uyuduk. ertesi gün.

tahmin edin artık. ne bir mesaj ne bir telefon. dayanamadım ben aradım.

- yine noluyo lan yeter artık. delirticeksin artık beni. açık konuşalım seda. bitsin artık kandırma beni ne düşünüyorsan söyle
+ unutamıyorum mert onu. senle de olmuyor artık buna bugün karar verdim.
- olmaz tabi her gün onu hatırlıyorsun.
+ her gün mü ? her an onu hatırlıyorum

3 gün sonra yüzyüze görüşelim dedim. ama sonra bi daha arayamadım. o son söylediği söz öyle bir içime oturmuştu ki oturup bütün gece ağladım. ve her şey bitti. yavaş yavaş unutmaya başladım onu. 1 mayıs günü gördüm onu 3 haftadan sonra. sürekli yüzüme baktı. bi kere bile dönüp bakamadım. sinirimden değil. hala içimde kalan bi şeyleri yeniden yakıp geçmesin diye.

öğrendimki meğer bizimki memleketteyken gidiyor eski sevgilinin yanına görüşelim diyor. oturuyolar. çocuk anlatıyor olmaz seninle diyor. git artık başımdan diyor. bizimki ağlıyor. kafayı toplayıp geliyo istanbula. ama eski sevgili bi türlü bitmiyo tabi içinde. en rahatı da bana gibtiri çekip önüne bakıyor.

8 mayısta beni aramaya başladı. hiç açmadım. her gün aradı. yolda gördü bi gün. naber dedi. gibtir git dedim içim yana yana. ama bi yandan da değişeceğine inanıyorum ya. dayanamadım. 18 mayıstı. aradım gel dedim