1. 17.
    0
    oyunuz kaydedildi. ":("
    ···
  2. 16.
    0
    @14 özet geç bin
    ···
  3. 15.
    0
    hani cafe?
    ···
  4. 14.
    0
    "... şüphesiz, zekâmız da duyu organlarımız tarafından sunulan nesneye kendi karışımını da ekler, zira dogmatiklerin yönetici bölüm (hegemonikon) olduğunu düşündüğü, beyin mi, kalp mi yoksa canlılığın kaynaklandığını düşündüğü herhangi bir yer mi, işte her neyse o bölgenin etrafındaki bazı salgılara göre var olanı gözlemleriz. o halde bu yola göre de dışsal nesnelerin doğasına dair bir karara varamayacağımızı ve yargı ertelemesine mecbur kaldığımızı görüyoruz." (pyrrhon. 1.128)

    biliyorum, yukarıdaki alıntı bu haliyle biraz karışık. bu yüzden biraz açayım. bu adamlar bilindiği üzere kuşkucu ve hiçbir şeyin bilinemeyeceğini düşünüyorlar. bunun için birtakım ölçütler ve kanıtlar öne sürülse bile, bilindiği sanılan şeyin sadece bilindiği kadarıyla var olabileceği, bir şeyin asla kendi doğasına göre bilinemeyeceği kanaatindeler. şeyi kavradığımız yer, konum, mesafe, organın organik ve inorganik yapısı vb. unsurlardan ötürü bildiğimizi sandığımız şey hep başka bir şeye karışarak bize gelmiş olur (empiricus'un örneğine göre aromatik bitkiler banyoda ve güneşli havada, yağmurlu havada olduğundan daha keskin bir koku yayar), bu yüzden biz hiçbir şeyi olduğu gibi kavrayamayız (aromatik bitkinin normalde nasıl olduğunu bilemeyiz), her şey bir şeye karışarak gelir, tıpkı küflü borudan akan suyun küflenmesi, lekelenmesi gibi, bize akan her bilgi de küflüdür, lekelidir. bilgiyi lekeleyen unsurlardan biri de zekâmızdır, başka deyişle muhakeme yetimizin saklı olduğu egemen mekân, bizi yöneten parçamız. o da şeyi bilmeye kalkıştığımızda, kendine has bazı şeyleri karıştırır ona ve böyle bilmeye kalkıştığımız şey kendi olmaktan çıkar, zekânın yetkinliğine göre biçim kazanır. empiricus'un "yargı ertelemesi" (assensum retinere) dediği şey de, genel olarak herhangi bir şeyin kendi niteliğine ilişkin yürüteceğimiz muhakemenin yani vereceğimiz kararın ertelemesidir, kuşkuculara göre, biz herhangi bir şeyin aslında ne olduğuna ilişkin nihaî kararımızı sonsuza dek ertelemeli ve "ben hiçbir tak bilmiyorum" demeliyiz.

    sözün özü hegemonikon yani yönetici zihnimiz bile bilgilenmemiz yolunda bize set oluşturur, can sıkar kuşkuculara göre. oysa onların dogmatikler dediği, diğer bütün felsefe ekolleri her şey gibi hegemonikon'un da ne olduğunu ve bilgileri edinmemizde ne denli yararlı bir araç olduğunu bildiğini iddia eder. işte empiricus gibi kuşkucuları çıldırtan da budur, "bir taktan haberiniz yok oğlum, bildiğinizi sanıyorsunuz, oysa büyük olaylar dönüyor, hegemonikon bile hegemonikon değil aslında, bizler piyonuz, kandırılıyoruz şerefsiz dogmatikler, silkelenin pls" demeye getirir, tam diyemez ama getirir. biz de "fazla kafana takıyorsun ağbi, bu kadar takma, sana mı kaldı yamulanı düzeltmek? bırak o seni kaybettiği için üzülsün" der ve kuruyemiş tabaanı uzatırız.
    Tümünü Göster
    ···
  5. 13.
    0
    @6 hunharca gibmiş dağılın beyler...
    ···
  6. 12.
    0
    oyunuz kaydedildi. ":("
    ···
  7. 11.
    0
    görünmezmisin amk
    ···
  8. 10.
    0
    ne cafesi amk merdüven laaa
    ···
  9. 9.
    0
    caps koydum bin kuruları!
    ···
  10. 8.
    0
    cafe dediğin okulun kantinir heralde
    ···
  11. 7.
    0
    caps veriyom durun

    @4 hangisinde anan hediye hangisinde bacın? onu söyle?
    ···
  12. 6.
    0
    http://img4.mynet.com/ha4/1/125155810131554639.jpg
    ···
  13. 5.
    0
    oyunuz kaydedildi. ":("
    ···
  14. 4.
    0
    bu sene takdir mi aldın teşekkür mü
    ···
  15. 3.
    0
    hani caps ?
    ···
  16. 2.
    0
    hani caps ?
    ···
  17. 1.
    0
    tavlamak niyetiyle çelme taktım düştü, kaçtım bende nasıl ?

    http://farm2.static.flick.../541745313_757ac9fc81.jpg
    ···