-
76.
+1Rez
Not: bende gibiyim -
77.
+1rezerved
-
78.
+1Rez panpa
-
79.
0beyler geldim mk full gaz DEVAM EDELiM Mi ?
edit: ediyorum okursunuz sonra -
80.
+1devam panpa takipteyiz
-
81.
+1klavyene kuvvet
-
82.
+1Koca bir kahkaha attım gelen cevapla, sanki daha önce hiç gülmemişim gibi acısını çıkarta çıkarta.
Karşımdaki adam dayıma döndü,Reşat, yeğenin hem güzel hem de zeki.
Dayım sadece bir gülümsemeyle karşılık verdi. Çünkü biliyordu, ben böyle biri değildim. Aile arasında oturur şaka yapardım ama insan içine çıkınca sessizliğimi korurdum. Ben bu değildim. Ama pek de umrumda değildi açıkçası.
Yemek benim için sessiz bitmişti kendimi yemeğe vermiştim. Sadece Sevim'den 'Bu işi sonra konuşacağız.' mesajları alıyordum. Yemekten sonraya saklamıştım maharetlerimi.
Dayım ve arkadaşlarımla oturuyordum. Sevim iş konuşmalarından sıkılıyor, ara sıra gelip yanıma oturuyordu. Tabii dayımın arkadaşları dışında biri daha vardı... -
83.
+1O da burdaydı.
Ve bir kez bile yüzüne bakmamıştım.
Onun adını ağzıma almak bile bundan sonra imkansız geliyordu. Duymak ise işkence. Şimdiye kadar bir sorun olmamıştı, zaten konunun ona gelmemesi de büyük lütuftu.
En azından şimdiye kadar gelmemişti... -
84.
+1Ee Giray, sen ne okumuştun? diye sordu sağında oturan kel adam.
Mimarlık. Hala okuyorum, diye kısa bir cevap verdi. Böyle yerlerde oturmayı sevmezdi. Belki babası olmadığı için onu temsilen burdaydı. Gerçi bundan sonra onunla ilgili hiçbir şey umrumda değildi. Şu an burada olması da olmamalıydı.
Benim yanımdaki adam konuştu bu sefer. Giray aslında geçen yıl bizim okulun öğrencisiydi, ama sonra ne oldu bu yıl kaydını buraya aldırdı. -
85.
+1Duyduklarım bir bardak su gibi çarpmıştı yüzüme. Gerçi bu sadece girdiğim şoku anlatabilecek bir örnekti. Bir bardak su o kadar acı veremezdi.
Çaresizdim belki de. ifadesiz maskem düşmüştü ve ben korkmuştum. Duyduklarımı bir kez daha anlamdıramıyordum. Tekrar onunkileri buldu gözlerim. Bir çift gri göz çoktan benimleymiş... -
86.
+1Unutmadan söyleyeyim, adam Mimar Sinan Üniversitesi'nin rektörüydü.
istanbul'da
Bir yıl... Koca bir yıl aynı şehrin havasını solumuştu benimle. Aynı sokaklarda yürümüştük. belki de, aynı banka oturup boğazı izlemiştik. Aynı kafede çay içmiştik... Ve o bir kez olsun beni görmeye gelmemişti. Hadi onu anlamıştım, ama haberi bile gelmemişti.
Tam bir yıl...
Alacağın olsun Sevim. Sen de söylemedin.
Bir saat içinde öğrendiğim onca şey, yılların gerçeğini süpürmüştü ve bu yüzden çaresiz hissediyordum.
Ama neden? Nedendi tüm olanlar? Madem hiç sevmemişti, yaşadığımız onca anı yalan mı söylüyordu? O zaman neden?
Neden?
Gözlerimi kaçırdım gözlerinden
Bugün yanındaki kız için gelmiştir? Öyle mi Giray? diye sordu yanındaki adam.
Öyle mi Giray? -
87.
+1Galiba kusacaktım.
Ellerim titriyordu. Ölümüne titriyordum ama bir yandan da terliyordum. Gözyaşlarımı tutmaktan gözlerim ağrıyordu. Midem ağzımdaydı resmen. Başım dönmeye başlamıştı.
Tuvalete gitmeliydim. Yüzümü yıkamalıydım en azından.
Konuşmaları duyamıyordum artık. Kulaklarım karıncalanıyordu. Gözlerimi kapadım, belki baş dönmem azalırdı
Bugün yanındaki kız için gelmiştir?
Tuvalete gitmeliydim.
Titrek ellerimle nereye dayandığımı bilmeden tutundum, kendimi yukarı çektim. Sanki başımdan kaynar su dökülüyordu. Birkaç ses duyuyordum ama ayırt edemiyorum. Aklımda bir parça oynuyordu.
Bugün onu gördüğümde çalan parça... -
88.
+1Bilirim o havayı...
-
89.
+1Bir anda nasıl oldu anlamadım, önce gözlerim karardı, dengemi kaybettim. Ama her şeyi hissediyordum. Sonra sıcak bir elin belimi sardığını hissettim. Bir nefes kulağıma fısıldıyordu. Bir anda su altından çıkmışım gibi sesler yerine oturdu.
Dayan. diyordu ilahı ses. Dayan. Ama ben dayanmak istemiyordum. O ilahi sesi artık bu kulaklarda işitmek istemiyordum. Artık Tanrısına ruhu, kalbi ve zihni bağlı melek olmak istemiyordum.
''istemiyorum diye bağırdım sandım, ama çıkmadı sesim. Beni saran kokusundan, teninin sıcaklığından uzak durmalıydım... -
90.
+1Artık dayanmak istemiyorum! Beni sakinleştirmeni istemiyorum! Kokunu almak istemiyorum! Seni istemiyorum! istemiyorum! Seni iğrenç pislik! iğreniyorum senden! iğrençsin! Ne zaman söyleyecektin? Ne zaman!
Onu göremesem de itmeye devam ediyordum. Ama o benden bir santim bile uzaklaşmıyordu. Ve bu beni daha da sinirlendiriyordu.
Kalbimde yaşanan şey şimdi de yaşanıyordu. Gitmesini istiyordum ama bir türlü gitmiyordu.
Bırak beni! Bırak! istemiyorum seni! istemiyorum! istemiyorum! istemiyorum... istemiyorum... -
91.
+1Kelimeler ağzımdan çıkmıyor, ama yüreğimde yankılanıyordu durmadan. Sonra büsbütün bilincimi kaybettim zaten.
Ben artık düşmüş bir melektim. ilahım benden vazgeçmişti, lakin kovmamıştı beni. Ama ben çoktan gitmiştim ondan. Çünkü ben paylaşamazdım ilahımı.
Paylaşamazdım sahibimi.
Paylaşamazdım en sevgilimi.
Bu yüzden, ben kovulmuş bir melek değildim, ben artık düşmüş bir melektim.
ilahından gitmiş bir melek... -
92.
+1Neredeydim, buraya nasıl gelmiştim hiçbir fikrim yoktu. Yerde cenin pozisyonunda yatıyordum, her yerim tutulmuştu. Kendimi zorlayarak doğruldum. Karanlık ve boş, mahzen gibi bir yerdeydim. Pas ve rutubet kokusu her yeri sarmıştı. Yan duvardaki küçük pencere alabileceğim kadar ışık veriyordu. Ama mahzen ne kadar büyük, kapı var mı hiçbir fikrim yoktu.
Korkmalıydım değil mi? Korkup bağırmalıydım. Ama vücudum neden burada olduğumu biliyor gibi hareket ediyordu.
Ellerimden destek alıp ayağa kalktım. Bütün vücudum sızlıyordu. Her tarafım pisti. Ama kir neydi bilmiyordum. Kıyafetlerim bilinmeyen bir nedenden ötürü taş gibi olmuştu. Bu ilgimi çekti, biraz daha ışık alabilmek için pencereye doğru ilerledim. Tişörtümü inceledim. Koyu bir leke her tarafımı kaplamıştı.
KAN! -
93.
+1Ellerim, tişörtüm, pantolonum... Görebildiğim her yer kurumuş kanla kaplıydı.
Korkmam gerekirdi değil mi? Vücudumu inceleyip yaralarımı aramam.
Hiçbiri gerçekleşmedi
Zihnim telaşla bir şeyleri çözmeye, bedenimi kontrol etmeye çalışırken bedenim ölümcül derecede soğuktu. Aynı soğukkanlılığımla duvara yaslandım. Bir süre sonra metal bir kapının açıldığını duydum. Aynı anda mahzen ışıkla kaplandı. Sonunda bedenim insani bir tepkiyle gözlerimi kapadı. Gözlerim ışığa alışınca kapıya baktım. Takım elbiseli bir adam karşımdaydı. Manolya, nasılsın? diye sordu. Sesi hafif bir esinti gibiydi. Ama içinde 'ipler benim elimde.' diyen güçlü bir tarafı vardı. -
94.
+1Manolya. içten içe ürpermiştim onun ağzından duyunca. Ama bedenimde tık yoktu.
Cevap vermedim. O da üstünde durmadı zaten. Keyfi yerinde gibiydi. Şimdiye kadar bize çok yardımcı oldun. Tamam, başta biraz canımı sıktın, aramız bozuktu ama artık her şey yolunda ve önemli olan da bu. Öyle değil mi? dedi ve nedensizce cevap bekleyerek yüzümü inceledi. Sonra yaptığı çok komikmiş gibi kendi haline güldü. -
95.
+1Ah... unutuyordum az kalsın. Artık eskisi gibi değilsin. Ama özledim seni Manolya. Küfürlerine bile hasret kaldım... dedi ve ciddileşti. Bunları sana ben yapmadım. Tepkisiz gözüksen de nefretin elle tutulur boyutta. Bunları kendine sen yaptım. Bizi bu kadar zor duruma düşürmemeliydin. Yaklaştı, eli yanağımda gezindi.
başlık yok! burası bom boş!